http://captano.blogspot.com/---
alinti ---
el clasico - bi istop bi pas devam...
barcelona 1-0 real madrid
barcelona sonuç açısından bakıldığında, beklendiği gibi kazandı. ama beklendiği gibi farklı, rakibi ezerek kazanamadı. derbi maçların havası başka olur denen şey tam da budur işte.
maçın başlarında real şaşırttı barsa’lı oyuncuları. baskı ile başladılar, rakip onsekize girdiler, sonuç alamadılar. kaka’nın taşıyıp getirdiği topu ronaldo gol yapsa farklı olabilirdi her şey. ama futbol girilen pozisyonlar alt alta toplanıp skor çıkarılacak bir oyun değil. her şey değişebilir. real de kazanabilir, barsa daha farklı da kazanabilir, kimse bilemez.
çok sıkı, sert bir maç izledik. barcelona herhangi bir maçta yaptığı gibi standardını korudu. ilk onbirde ibrahimoviç olmadan, sürekli hücumu düşündüler yine. real madrid, genelde savunmada kalıp, alanı daraltıp sürekli yardımlaşmayla barcelona’ya direndi. uzun süre başarılı da oldu. birinci devre özellikle.
real, messi’nin alanını kaptarak yavaşlattı, ortaya gelmek zorunda bıraktı. messi yine de sürekli zorladı, tekmelerden yılmadı. ama bariz bir sonuç elde edemedi.
real kaptığı topları oldukça akıllı kullandı. kaka ve ronaldo topu rakip sahada saklamayı, taşımayı becerdi. en azından barsa’nın diğer rakiplerine oranla.
barcelona inter maçından sonra yazmıştım, barsa’nın rakibinin sert oynaması gerektiğiydi. real bunu becerdi, topu da fena kullanmadı aslında.
ama kenarda ibrahimoviç bekliyordu sırasını. nitekim golü de o attı. ama gole kanmamak gerek. ibrahimoviç’in real üzerinde yarattığı etki gol atmasından ötesiydi. kenarda otururken pellegrini’nin üstünde sallanan demokles’in kılıcıydı ibrahimoviç.
sergio’nun gördüğü kırmızı kart işin rengini değiştirir mi diye düşündük. çok da fark etmedi açıkçası.
bu maçtan bağımsız olarak takımları değerlendirmek bize daha doğru bir analiz yapma imkanı verecektir sanırım.
barcelona : sürekli pas yaparak ileri doğru oynamaya programlanmış bir takım. bu açıdan bakıldığında cruyff’un 30 pas yaparsanız top kendiliğinden gol çizgisinden geçecektir sözünü benimsemiş olduğunu görürüz.
bunun altyapısını sağlamak için uzun zamandır çalışıyor olduklarını göz ardı etmemek gerek. seneler içinde guardiola futbolu bırakıyor ama şimdi takımın başında ve kendisi gibi oynayan xavi ve iniesta sahada örneğin. bu oyunu oynayacak oyuncuları ya altyapıdan yetiştiriyor ya da transfer ediyorlar. açıkçası sezon başında ibrahimoviç’i aldıklarında bunun sisteme zarar vereceğini düşünmüştüm. ancak zalatan, nasıl büyük bir oyuncu olduğunu barcelona gibi bir sistem takımına uyum sağlayarak gösterdi. beni utandırdı mı, pek sayılmaz. çünkü, zlatan becerebilecek mi diyerek topu ona atmıştım. o da en iyi bildiği şeyi yapıp gol yaptı bu pası, benim kaleme mi, ben razıyım böyle gol yemeye !
barcelona savunması görünürde 4lü ama eses olarak 2li. puyol ve pique savunmacı. abidal ve alves orta sahanın kanatları gibi oynuyor genellikle. bu 2 savunmacı ise mükemmeller. hem top kesip hem de topu iyi oyuna sokuyorlar. iyi oyuna sokmak için xavi ve iniesta’ya vermek yeterli gerçi, abartmamak lazım. ancak, takım pas yaparken çok soğukkanlı, kendine güveni üst düzeyde, hem pası atan hem pası alan açısından. arkasında rakip oyuncu varken pas atmaktan da pas almaktan da korkmuyor, panik yapmıyor. pası alanın arkasında baskı varsa en kötü aldığı yere geri veriyor. ayrıntıdır evet ama çok önemli bir ayrıntıdır bu. bunu becerebilmek için soğukkanlılıktan fazlası gerekir. rakibe omzunu, sırtını, kalçanı dayayabilme meziyeti, tecrübesi ve bunu becerebilecek fiziksel kuvvet gerekir. hem de bunu bütün bir maç hatta bütün sezon sürdürebilecek dayanıklılık gerekir.
sabırlı olmayı gerektirir bu tip bir oyun. bir futbolcunun en iyi yaptığı işi yapabileceği pozisyonu bulana kadar sabretmesini gerektirir. örneğin, messi’nin ikide bir sağ ayakla şut attığını (barış özbek’in sol ayakla şut attığı gibi), puyol’un savunmadan driplingle çıktığını (servet çetin gibi) göremezsiniz.
yapabildiği şeyler için pozisyonu zorlayıp bulamayınca geri pas yapmaktan, 2 metre yanındakine pas vermekten gocunmayan, utanmayan futbolculardan oluşan bir takım barcelona.
bu takım yıllardır böyle. hocalar değişiyor, futbolcular değişiyor bu takım bunu oynuyor. bazen yeterli bazen yetersiz. yetersiz olunduğunda yine bu oyunu oynayacak, daha iyi oynayacak oyuncular transfer ediliyor.
real madrid : pas oyunu oynamak isteyen bir takım, ispanyol futbolunun genel yapısı gibi. ama asıl hedefleri sanki para kazanmak gibi. şu anda kaka ve ronaldo bu takımda sırıtıyor, fazla geliyor. birkaç sene içinde yine büyük transferle çok sağlam bir takım kuracaklar. ancak yıllardır toplama bir takım görüntüsünden kurtulabilmiş değil. bazen ronaldo (brezilyalı olan) bazen zidane gibi yıldızlarla bazen de dünyada yıldız kim varsa alarak iş yapan bir takım. kesinlikle bir ekol takımı değil. sevmiyorum planı parayı verip iş yapılan her hangi bir şeyi. sektörden bağımsız bu kişisel görüşüm. futbol gibi direkt olarak gönülle ilgili bir durumda hiç hoşlanmıyorum doğal olarak.
beş kuruş kazanmadan gecenin bir vakti bu yazıyı yazıyorum, gönül işi dediğim bu işte.
---
alinti ---