en hüzünlü hatıralarımdan birine sahne olmuş olan maçtır. yani aslında maçın oynandığı akşam bir şey yoktu da sonradan çok değişik duygularla hatırladım bu maçı... öncelikle türkiye kupasının bilmem kaçıncı iki ayaklı elemesi olan bu ilk maç 1-0 fenerbahçe galibiyetiyle bitmiştir. golü de deivid atmıştır.
o akşam izmir'de alsancak kordonda bir mekanda arkadaşlarla buluşmuş bir şeyler içiyorduk. malibulu saçma sapan bir kokteyl içmiştim, fena değildi. arkadaş ortamı makara kukara iyi gidiyor tabi ama arkada televizyon açık, ister istemez gözüm kayıyor. kahretsin ki o dönemin genç yeteneği parlayan yıldızı
sercan yıldırım'ı ve yine o aralar yükselişte olan
volkan şen'i pek bir merak ediyorum! neyse tabi maç ortada geçti ve fenerbahçe yine acayip bir golle maçı aldı, ikinci maçta da işi hepten bitirdi ama ben o akşam hep "çok iyi çocuk, çok iyi çocuk" diye lafını duyduğum arkadaşın arkadaşı pozisyonundaki biriyle tanıştım. aslen kıbrıslı olan bu kardeşimiz hakikaten de sempatik biriydi ve nedense ortamdaki onca insan içinden oturdum bu çocukla muhabbet ettim yani öyle bir kafa uyuşması durumu oldu. çok da hürmet etti bana yani güzel ve dostça bir yakınlık gösterdi. ayrılırken de iki kere vedalaştık gibi oldu yani böyle merasim gibiydi gerçekten de... daha sonra da üniversite sebebiyle istanbul'a döndüm falan bir daha göremedim kendisini, artık sömestr tatiliydi sanırım o dönem, ondan izmir'deydim olsa gerek. sonraki sene erasmus sebebiyle almanya'dayken bu arkadaşın ölüm haberini aldım. daha 20 yaşındayken kanserden gitmiş çocukcağız ki önceden de başına gelmiş meğer atlatmış ama ikincide kurtulamamış. hüngür hüngür ağlamıştım, hala da gözlerim dolar aklıma geldikçe. çok iyi biriydi gerçekten de, insan tabi ki kimseye ölümü yakıştıramıyor ama genç insana daha bir yakıştıramıyor.
ruhu şad olsun, bu maçın akşamında başlayan ve de biten güzel bir hatıra ile hala aklımdadır...