125
şapkadan tavşan çıkmadı
bilirim barnebau'yu, 3-2 nin rövanşında, çeyrek final maçında oradaydım. 80.000 kişiyi bir arada görünce bizim televezyoncular, rıdvan'lar ali sami yen'e bok attığı için söylüyorum. meğerse cehennem dedikler yer burasıymış diye ukalalık yapıyor. gördünüz maç boyunca, bir kaç borazancının düdüğü kulaklarımızı sağır etti ve bir kaç sarhoşun ''espanya, espanya'' sesinden başka ses duyulmadı. bunlar, bizim aşağılık kompleksliler kalabalığın fazlalığına göre ahkam kesiyor. cehennem öyle olmuyor, rıdvan bey, biz o stadı cehennem yaparken 10.000 kişide olsak hep beraber bağırıp zıpladık, kelle sayısı önemli değil yani. bir de gördünüz televizyon çekimini, sanki düzce şehir stadından yayın yapılıyor, ekran devamlı titriyor, ve çok kötü bir açıdan çekiliyor. real madrid maçlarında bu açıdan çekildiğini sanmıyorum, galiba korsan yayın yapıldı barnebau'dan.
maça çok iyi başladık, futbolunu hiç sevmediğim nihat, bencillik yapmayıp geriye çıkarsa maça 1-0 galip başlayacaktık. tuncay; aşırı motivasyonlu futbolcumuz, ilk yarı gereğinden fazla iyi oynadığı için ikinci yarının en berbat futbolcusuydu. nihat'ı saymazsak tabiki.
futbol garip, özellikle bizim ülkemizde anlaşılır şey değil. çoğu zaman futbolcuların kaderini yukarısı belirliyor. galatasaray kocaeli maçında hezimete uğradığının ertesi skibbe kovulmasa bugün sabri diye bir futbolcu yoktu. bakıyoruz barnebau'da takımı, ülkeyi kurtarması için oyuna giriyor. acaba ne düşündü ülke takımı'nın ceo'su. arda'yı çıkarıp sabri'yi oyuna sokunca kader gök tanrıya havale edilmiş oluyor. sabri bozuk saat misali doğruyu gösterip, deli bir topu ilker'in kalesine girse şapka tavşan klasiği bir kez daha konuşuluyor olacaktı şu saatlerde.
sezon başında kovulan deli ibrahim, affedilmese bugün madrid'de sol bek mevkisinde tir tir titreyeceğine adapazar, manşukiye'de kır kahvesinde maçı seyrediyor olacaktı. garip işte, bazılarının doğarken kıçını evliyalar yalıyor.
sağbek gökhan prens; acaba sabri'den ne farkı var diyeceğim ama var. daha sempatik, daha yakışıklı, fenerbahçe'li, arkasında rıdvan abi'si var, en iyi gökhan oynamış ona göre. şom ağızlı rıdvan volkan yere yatmadı dedikten 30 saniye sonra topu atlayarak kurtardı.
golü yedikten sonra, çıkarmak için takım oyunu forse edemedi. tuncay oyundan düştü, sürünerek maçı tamamladı. nihat çok güzel evsahipliği yaptı bize,'' bakın lan siz ilk defa oynadınız bu sahada ben ne maçlara çıktım'' diye kasılıyordu. ürkütemedi ispanyolları. brezilya'lı türk memet her pozisyonda kaleciye geri pas verebilme becerisini gösterdi. rıdvan'dan devamlı aferin aldı bu geri paslarıyla.
sonlara doğru gökhan ünal oyuna girdi. artık şapka lime lime olmuştu. aslında şapkada tavşan yoktu, bizler bir ilüzyon seyrediyorduk. fatih terim ne yapsın, fenerbahçe ile galatasaray'ın süründüğü bir sezonun sonuna doğru denk geldi ispanya maçları. lider takımdan hiç kimse yok, ikinci takımdan fasülyeden ibrahim üzülmez, 3. takımdan barnebau'ya ayak bassın bari denen gökhan.
ve her zamanki gibi sahada savaşan, nöbeti devralan, senede 10 maç oynayıp, hiç bir zaman banko topçu olamayan büyük maç futbolcusu emre aşık. emre için özel bir lisans çıkarılması lazım belki. hangi takımın stoperi yoksa o maç o takımdan oynasa. hiç farketmiyor, ister koy çemişgezekspor'da oynasın, ister galatasaray'da. ister murat hacıoğlu'na karşı oynasın, ister messi'ye karşı. dünyanın en büyük forvetine karşı tek güveneceğim adamdır emre aşık. helal olsun, bu büyük maçı da yüz akıyla tamamladı. hakan balta, zorunluluktan stoper oldu, sol beklere bir şans daha verdi. emre'yle baraber ikili oldular, umarım galatasaray'da sakatlar iyileşse bile bu kurgu bozulmaz.
milli maçları pek takip etmiyorum, sanıyorum işler boka sardı. zaten biz ispanya'daki maça sıfır puan yazmıştık, üzülmedik, beklenen oldu da bundan sonra ne olur bilinmez. insan şu ispanya'yı, son şampiyon'u gördükten sonra neden olmasın demek geliyor içinden. biraz dikkat, biraz akıl olsa galip dönmen içten bile değil. adamların pozisyonu yok, dandik bir golle mağlup dönüyoruz.
neyse, sağlık olsun diyoruz, son zamanlarda hiç bir işimiz rast gitmiyor zaten. bu sabah uyandığımızda türkiye için önemli bir güne uyanacağız. seçim var, benim tahminim % 45 akp alır, ne ankara'yı, ne istanbul'u kaybederler.
biz mi? hep kaybeden taraftayız elhamdülillah, oynadığımız bütün maçları kaybettik, ama inanın çocuklar maçın en güzel golünü atmak da hep bize düştü.