• 26
    bir önceki real madrid barcelona maçına* girilen entry sayısıyla bu maça girilen entry sayısının bize bir şeyler ifade ettiği, daha iyi futbol oynayan takımın daha iyi teknik direktöre sahip takımı yendiği şampiyonlar ligi yarı final ilk maçıdır. final için manchester united'tan sonra barcelona da önemli bir avantaj yakalamıştır.

    uyarı üzerine edit: sözlük kilitlendiği için entry sayısı düşük kalmıştır diyenler oldu. sözlüğün kilitlendiğinden haberim yoktu. olabilir tabi.
  • 31
    maçı sunan insanlardan utandığım maçtır. barcelona, barcelona, barcelona da barcelona... yok efendim barcelona altyapısında efendiliği öğretiyorlarmis, yüzlerine gelmeyen darbelerde yüzlerini tutan altyapıdan çıkan 2 eleman. olmayan kırmızı kartta yerlerde kıvranan sağ bek ve hemen hemen her faulde 11 kişi hakeme çullanan dünyanın en iyi oynayan takımı. bu takımı 3 maçtır tir tir titreten mourinho ya saygılar(.)
  • 32
    adam gibi yöneten bi hakemle madridli kasapların halini görmüş olduk. barça'da pedro biraz sinir bozdu ama şimdi çıkıp demesin kimse hem adebeyor hem de diarra kırmızı kart görmedikten sonra, barcelona da çok çirkef diye.

    şaka maka messi gene geçirdi madrid'e arada iki tane. yazık lan. umutları vardı madridlilerin, hayalleri vardı içinde gemiler yüzdürdükleri. ayıp ama messi bak bunu bir dostun olarak söylüyorum. çok üstüne gdiyorsun adamların. ne o öyle 5 kişi peşinde koşturuyorsun.
  • 34
    ezeli rekabette, bir tarafın üstünlük kurabilmek için oyununu, kadrosunu, büyüklüğünü tamamen alaşağı etmesine tanık olduk.
    diğer tarafınsa dünya yıkılsa kendi oyun tarzında ve sisteminde değişiklik yapmadan bildiğini oynamasına...

    birçok kişi real madridi savunurken hakeme saldıracaktır. ama pepe'nin pozisyonu direk kırmızı kart, genel olarakta oyun yapısı budur.
    tarafgirlik gözlüğünü çıkarıp bakarsak. ben isterdim ki real madrid ofansif oynasın kaka higuain yedek, saçmalık...

    diğer yandan helal olsun be barcelonam yine rüştünü ispat ettin deplasmanda yıktın rakibini...

    jose mourinhoya gelince çok büyük kariyerli hoca, hatta bunu aramızdan birinin çıkıp söylemesine bile gerek yok,
    kupaları ortada. ama senden nefret ediyorum futbolun zevkini alıp içine bol bol polemik, provokasyon, çirkinlik ekiyosun...
    fikrim hala değişmedi #655681

    ayrıca maç hakkındaki görüşümü ben zaten 4 el classiconun ilk maçında söylemişim onu yapıştırayım. #652489
    hem benzerlikler hem de fark yaratanlar ortaya çıksın çünkü benzer maçtı birkaç şey hariç lionel messi
    wolfgang stark
  • 37
    bugün kollektif akıl karşısında tek aklın üstün gelmesinin çok zor hatta imkansız olduğunu gördüğümüz bir maç oldu bence. mourinho çok iyi bir teknik direktör; ama onun tecrübesi cruyffdan gelip guardiolada mükemmelleşen futbol felsefesini aşamamıştır. bugün pepe denen şuursuz atılmamış olsaydı belki berabere kalabilirlerdi hatta şans golü falan bulup galip de gelebilirlerdi; ancak üstünlüklerini kabul ettiremezlerdi, çoğu kişinin rövanşta favorisi hala barcelona olurdu. sonuçta bence hakeden kazandı bir elin nesi var iki elin sesi var mantalitesi de doğruluğunu devam ettirdi*
  • 40
    - futbol oynayanların, oynatmamaya çalışanlara karşı galip geldiğini
    - messi'nin yedi cihana en büyük olduğunu
    - mourinho'nun muhteşem zekasının ziya doğan taktiği olduğunu
    - pedro ve busquest'in bi bok olmadığı
    - c.ronaldo'nun messi'nin attığı gibi bir gol atamayacağını
    - pepe'nin ispanyada olmadığını
    - barcelona'nın hala dünyanın en büyüğü olduğunu
    gözümüze sokan maçtır. *
  • 41
    barcelona'nın final kapısının anahtarını barnebeu'dan (ç)aldığı maç olmuştur.

    geçtiğimiz 2 el clasico doğrultusunda* yine çoğu futbolsever mourinho'nun benzer taktikle sahaya çıkacağını ve rakibini orta sahada kitleyeceğini az çok tahmin ediyordu. ben ise mourinho'dan bunu beklemezdim. çünkü bu tek maç değil copa del rey finali gibi. bu maçın ikinci ayağı oynanacak ve nou camp'a giderken avantajlı bir skor alması gerekiyordu. bu konuyu jose mourinho başlığında enine boyuna konuşacağız.

    maça gelince barcelona topla oynama yüzdesinde adeta ezdi rakibini, hatta adeta kelimesi fazla bu cümlede.

    bu maç ile birlikte:
    * real madrid'in kadrosunda kepler laveran lima ferreira, marcelo vieira da silva junior ve alvaro arbeloa gibi kasaplıktan futbolculağa geçen kişiler olduğunu,
    * real madrid'in 90 dakika defans bile yapsa barcelona gibi olmayacağını,
    * mourinho'nun higuain, adebayor ve kaka gibi oyuncuları yanında oturtarak şampiyonlar ligi finalini hedeflediğini fakat bunun imkansız olduğunu,
    * mesut özil'in her barcelona maçında olduğu gibi yine yokları oynadığını ve küçük maçların büyük oyuncusu olduğunu ve
    * lionel messi'nin dünya'nın 1 numarası olduğunu ve tek başına bir orduya bedel işler yapabileceğini

    görmüş olduk.

    son olarak;
    (bkz: viva barça)
  • 42
    real madrid – barcelona : 0 – 2 otobüse park cezası

    son zamanlarda 3 ayrı maç oynadı iki takım. hepsinin anlamı, stratejisi, kazancı başkaydı. ilki madrid’de lig maçı, sonra valencia’da tek maçlık kral kupası, dün de şampiyonlar ligi yarı final ilk maçı, yine madrid’de.

    ilk maçta mourinho takımını geride tuttu, beraberlik şampiyonluk için işine yaramıyordu ama prestij peşindeydi. makul bir fikir. kral kupası tek maç, orada da kapanmak mantıklı, sonucunu da aldı. iyi de kardeşim 2 maçlık elemenin kendi sahandaki ayağında niye kapanırsın?

    barcelona, mourinho’nun ve real madrid’in tek rakibi. barcelona dünyanın en iyi takımı, bu bile mourinho için yeterli bir meydan okuma.

    16. dakikada barsa, real’e tüyoyu verdi. sen üstüme gelmezsen ben de üstüne gitmem der gibi kendi sahasında busquets ile mascherano 2 metrelik yerde 10 pas yaptı. sanırım real o sırada bunun 2 maç olduğuna uyandı ve ileri çıkmaya başladı. 2 dakika sonra barca ceza sahasındaydılar.

    koskoca real madrid’in, kendi sahasında rakibinden kapacağı toplarla gol atacağını hesaplamış olması çok ayıp değil mi? bu topları kapmak için çimleri bile kısalttırmadı, sahayı sulattırmadı mourinho. başarılı da oldu, böyle çok sayıda top kaptılar aslında. ama takım o kadar geride konuşlanmış oluyor ki, topu kapan barsa savunması arasında yalnız kalıyor.

    di stefano, sanırım bu maçtan sonra daha sert konuşacaktır.

    ben bu takımlardan hiç birini tutmuyorum. oturup güzel futbol izlemek istiyorum. ama 3 maçtır güzel ne kelime, futbol bile izleyemiyorum. şikayetçiyim kardeşim. buna yol açan da dünyanın en çok kazanan teknik direktörü, dünyanın en başarılı teknik direktörü. bana ne. istediğin kadar para kazan, kariyerin ne olursa olsun bana ne. sen benim futbol zevkimi elimden alıyorsun. sahada başına gelecek hiçbir şeye üzülmem. ben dahil neredeyse bütün futbolseverlerin lanetlelediği otto rehhangel’den bile betersin. otto’nun takımı yunanistan’dı, sen elinde ronaldo olan real madrid’in hocasısının. böyle endüstriyel futbola sokayım.

    kral kupası maçında övüyordun, ne oldu diyeceklere not: o tek maçtı, bu 2 ayaklının kendi sahasındaki maçıydı. bir kez daha hatırlatmak istedim.

    real, takım otobüsünü yine orta sahaya çekmişti. şöför mourinho, muavin pepe. pepe, bundan önceki maçlarda rakip kalede gözükürken, bu defa hiç çıkmadı ileri. real arada sırada rakip kaleye gitmeyi denedi, pas yaptıklarında bu işi yapabildiklerini gösterdiler. herhalde, koca real madrid yahu. bunu tekrar edip duruyorum, isyanım var ulan.

    maç rölanti oynandı. real’in önde 6lı orta sahayı kapatan bloğu ve geride 4 kişilik savunma bloğu. hepsi birer marco aurelio’ydu. ne zaman ki, pepe atıldı ve real’i civataları gevşedi. “hep 10 kişi kalıyoruz”. böyle oynarsan, en kilit adamın pepe olursa çok normal. daha önceki maçlarda atılmadığı için şanslısın. rakibini düşürdükten sonra üzerinde tepinen bir adamdan bahsediyoruz.

    otobüs her maç aynı yere park edilince dikkat çekti tabii. cezayı kestiler. messi ! ikinci golde xavi’nin nasıl önünden çekildiğine dikkat ettiniz mi? kaptırıp gelen messi’yi tutmak ne mümkün. ilk golde de ön direğe yaptığı alex koşusu çok zekice. alex koşusu mu, hahaha….ya rıdvan dilmen’in aklına gelmedi ya da bu kadarını söyleyemem, ayıp olur dedi sanırım.

    maçı tarif edecek kelime sabir. real, top kapana kadar sabır, barsa da gol yemeyene kadar sabır dedi. aradaki fark şu. barsa zaten hep sabırla bol pas yapıyor, rakip kim olursa olsun. ama real, barsa maçlarında dışında sabır falan göstermiyor. bodoslama dalıyor rakiplerine. yine iyi idare ettiler dün akşam. bir ara ronaldo takım baskıya gelmiyor isyan da etti.

    dananın kuyruğu nou camp’ta kopacak. acayip merak ediyorum bu maçı. en çok da mourinho açısından. bakalım ne yapacak. kendi sahasında 2-0 kaybettiği maçın rövanşında 3 farklı kazanması gerekirken hala takımını geride mi kuracak, hala sekecek topları veya duran topları mı bekleyecek.

    mourinho, bugüne kadar kazandığı başarılarla kendisini elbette defalarca kanıtladı. ama merak ediyorum nasıl bir hücum yapacak real bu maçta. mourinho, sadece savunma taktiklerini beceriyorsa rehhagel’den hiçbir farkı kalmayacak gözümde.
  • 43
    barcelona'nın, iki ayaklı bir şampiyonlar ligi yarı final maçında deplasmanda top çeviriyor, zaman geçiriyor diye eleştirildiğini de gördük. bunu mourinho yapınca taktik oluyor ama barca uygularsa sıkıcı futbol top çevirdiler vs.. bu arada uluslararası arenada malum hayvani müdahalelerin karşılığının kırmızı kart olduğunu da görmüş olduk. şu avrupa maçı dinamo kiev - sparta prag arasında falan oynansaydı en az 3 kırmızı çıkardı hakem dengeyi bozmak istemedi.
  • 44
    mourinho, geçtiğimiz 2 maçtaki taktiğinden vazgeçmedi bu maçta da. önce defans. ilk maçta barca'yı durdurabileceklerini gösterip, takımı kendine getirdi, kupa finalinde barca'nın oyununu bozmayı başardı ve kupayı aldı 19 sene sonra. kısacası moraller hayli yerindeydi madrid'de. ama şimdi, sil baştan..

    ronaldo çok yalnız kaldı ileride, hatta bir iki pozisyonda, yaptığı prese desteğe gelen kimse çıkmayınca çıldırdı resmen. e haklı da. barca zaten dünden razı bu maçta real'in bu kadar defansif futboluna, nou camp'a taşıma derdindeydi barca. hal böyle olunca da keyif vermeyen bir ilk 45 dakika oldu.

    ikinci yarıdaki adebayor - mesut değişikliğiyle madrid daha baskılı oynamaya başladı, daha etkili oldu hücumda. derken pepe'nin kırmızı kartı, her şey darmadağın. sonra messi çıktı işte sahneye, 2 gol, barca finalde gibi gibi.

    guardiola, maçtan önce hakemleri iyi baskı altına almış önceki maçların hakemlerinden şikayet ederek. pepe'nin pozisyonunun kırmızı kartla uzaktan yakından alakası yok. bildiğin 'tehlikeli hareket' pozisyonu, sarı kart. hatta o pozisyonda, pepe'nin rakibe müdahele edip etmediği dahi tartışılır. ama hakem, daha pozisyonu süzemeden kırmızıyı bastı pepe'yi görünce.

    ilker yasin maç sırasında şey dedi, barca alt yapısında önce karekter, ahlak öğretiliyor falan. e pedro'nun, busquets'in, pinto'nun yaptıkları? keza messi de çirkef, bu maçta yerdeyken atmaya çalıştığı dirsek, geçtiğimiz barnebau'daki maçta tribündeki yaşlı kadının üstüne abanması falan. futboluna kimse söz söyleyemez eyvallah da çirkefliği zamanla daha da ortaya çıkacak messi'nin. bu hareketleri ronaldo veya başka bir real madridli futbolcu yapsa, çoktan asılıp kesilirdi muhtemelen. ayrıca messi demişken, el clasico'da 4 gol daha atarsa, el clasico tarihinin en fazla gol atan ismi cesar alvarez'i yakalayacak.

    bu arada şunu da itiraf edeyim, barca'nın şu oyununlarından zevk aldığımı söyleyemem. hep pas hep pas, hiç bir atraksiyon yok.

    thy turnayı gözünden vurdu gibi, sponsoru olduğu iki takım da (manu-barca) şampiyonlar ligi finali'nde sayılır artık. önümüzdeki maçta ramos ile pepe de yok. gerçi mourinho bu, real madrid bu belli olmaz da, zor tabi.

    http://jaimelesport.blogspot.com/...d-0-2-barcelona.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın