39
ucuncu periyod bitti, son saniyede can sikan bir basket yemisiz, takim benche dondu, koc ataman konusurken bir enstantane dikkati cekti;
arroyo once alkislamaya basladi, sonra da teker teker oturan arkadaslarini motive edici hareketler yapti, bence geldigimiz noktayi nasil hazmettigimizi o sahnede okuyabiliriz..
ankaragucu maci olmasi lazim, nevizade girisindeki vera adli mekanda konuslanan galatasaray taraftarini bir duvar ayiriyordu, sayica daha az olan bizim tarafta eurolig'e tarihi adim heyecani varken, diger ekip ise futbol takimimizi takipteydi. hic kimsenin galatasaray sevgisi bir digerinden fazla degil, ancak basketbol takimimizin gelmis oldugu muthis noktada duvarin bu yanindaki insanlarin heyecani, inanci, sinerjisi kritik bir oneme haiz. 2011 yilindaki ilk tecrubemizden bugune, ustelik bir sezon da ara vermemize ragmen, top8 kovalayan bir takim haline evrilmemiz gercekten de takdire sayan. hepimizin bildigi ve kabullendigi uzere galatasaray'in her daim buyuk bir potansiyeli mevcuttu, lakin o gucu atil durumdan isler hale getiren de bizim sarsilmaz irademizdir.
dun maccabi'nin yenilmesinin ardindan, gruptaki durum gectigimiz haftaya gore daha da karmasik bir hale geldi. maalesef ki bu sefer de maccabi, kuban ve bizim dahil olacagimiz bir uclu averaj ihtimali belirdi ve bu denklemden zararli cikan biz olabiliriz. yani diger opsiyonda 7 galibiyetle gruptan cikabilecekken, bu sekilde 8 galibiyet bile bizi top8 disinda birakabilir. ancak benim nazarimda, bu komplike hesaplari bir tarafa birakip, tamamen onumuzdeki iki mactan en iyi skoru almaya odaklanmak daha faydali olacak gibi gorunuyor. zaten son mac olan partizan karsilasmasinda, ipekci'nin yanmiyor olusu gibi bir ihtimal yok, o gun dugun yerine donecek cehennemimiz, dante'nin dahi kiskanacagi cinsten.
bu surecte bonsu'nun sakatlanmasi tabii ki buyuk bir sanssizlik, hatta eurolig sitesinde dahi bizimle ilgili bir cok haber, sanssiz sakatliklarla bogustumuz hatirlatilarak servis ediliyor, ancak simdiye kadar makus talihimizi kabullenmeyip savasmaya devam ettigimiz ortada. ustelik furkan aldemir, suresinin artmasiyla beraber ortaya buyuk bir yurek koyabilecegini bizlere gosterdi, bunun otesinde ise takim savunmamizin daha da sertlesecegine dair dun sinyaller aldik. eger ersin'den bu donemde faydalanmaya baslayabilseydik, belki bonsu'nun yoklugunu hic hissetmezdik, umarim saglik sponsorumuz ustune dusen gorevi hakkiyla yerine getiriyordur.
itinayla ve inatla yurumeye devam ediyoruz, tum engellere ragmen; o buyuk hedefe ise sadece iki hafta kaldi. barcelona tarafindan supurulsek bile top8'de, gelecegimiz noktanin, sonraki seneler icin koyacagimiz hedeflerde bir vizyon devrimi yaratacagi inancindayim. cunku top8 hayalini bize iki sene onceki top16 kurdurtmaya baslamisti, ondan oncesi ise sayin hakan ustunberk ve ekibi, saygi ve sukranla hatirladigimiz..
bu seneki top8 ise, daha yuksek sesle final four ruyasini dillendirmemizi saglayacak, sonrasi zaten avrupa'nin zirvesi.
biriktirerek buyuyor galatasaray, biz ise yaninda, arkasinda yuruyeduruz, ne mutlu bize; bu arma hep yuregimizde, hep dilimizde;
galatasaray ulan !!