2012-13 Türkiye Kupası 4. Eleme Turu Maçı
19:00 Türk Telekom Arena
4 - 1
  • 82
    ilk yarının iyileri:
    ufuk ceylan, önündeki defans hattı yüzünden yediği gol dışında oldukça başarılı bir maç çıkarıyor.
    johan elmander, önemsiz bir maç olmasına rağmen koşuyor, mücadele ediyor ve savaşıyor. her zaman olduğu gibi.
    aydın yılmaz, etkili bindirmeleri ve yaptığı 2 asist ile ilk yarının tartışmasız yıldızı.

    sercan yıldırım, çağlar birinci ve ceygun gülselam gibi isimler bu takımda yer almamalı.
    zaten genelde tribünde oluyorlar. gönderin bank asya'ya, verdiğimiz paralar boşa gitmesin.
  • 83
    bu maçtaki ilk 11 ve yedeklere baktığımız zaman fatih terim'in şu an için öncelikli hedefinin takıma genç oyuncu kazandırmaktan ziyade sezon içerisindeki yoğun tempoda rotasyonda kullanabileceği oyuncu havuzunu genişletmek olduğunu gördüğümüz maç. avrupa'da devam etmeyi garantiledik ve büyük ihtimal şampiyonlar ligi'nde devam edeceğiz. bu sebepten ötürü sezon içerisinde çok fazla oyuncuya ihtiyaç duyacağız. onun için boşu boşuna mertan nerede? berk ünsal nerede? falan demeye gerek yok.
  • 89
    galatasaray'dan kimlerin gitmesi gerekli denilse, çoğu bu takımdan gösterilirdi.

    bu kadar adamın içinden hangi futbolcu şampiyonlar ligi çeyrek finalinde oyuna sonradan girip takıma birşeyler verebilir. hiç kimse, çünkü eğer birşey verebilecek olsalar şu anda oynadıkları 3. lig takımına karşı bir fark yaratırlardı.

    emre çolak'tan bahsediyor herkes, 21 yaşında galatasaray takımında idman yapan bir çocuk, 3.lig takımına karşı pas yapamıyor. bu mu galatasaray'ın geleceği? 10 metre çapında kimse baskı yapmazken pas verebilmek mi galatasaray'ın geleceği olmak? balıkesir gibi bir takıma karşı üzerine kimse baskı yapmadan pas verebilmek herkesin yapabileceği bir şey.

    sabri. diğer adı "reyis". 28 yaşında galatasaray deneyimi almış sabri, pas hızı ayarlayamıyor, pas veremiyor, şut çekemiyor. bu mu reyis? evinizin reyisi sabri gibi olsa eve ekmek gelir miydi acaba.

    aydın, sercan, engin gibi adamlardan bahsetmiyorum bile. balıkesir gibi pres gücü ve tekniği olmayan bir takıma karşı bile top kontrolü yapamayıp, boş alana kaçamayan bu adamlar mı galatasaray forması giymeyi hak eden futbolcular?

    bu takımdan bu formayı giymeyi hak eden bir tek elmander var.

    bence balıkesir gibi bir takıma karşı 70. dakikada 3-1 önde olmak futbolu bilmeyenleri kandıran bir skordur. bugün balıkesirspor 70. dakikada eğer galatasaray'ın önde olduğu bir eleme usulü maçta oynuyorsa bu dakikadan sonra maç 10-1 bile bitebilir.

    önemli olan, galatasaray taktiği ve oyun kondisyonunu benimsemiş oyuncuların ilk 35 dakikadaki yarattıkları farktır. eğer galatasaray ilk 35-40 dakikada 2-3 farkla önde olsaydı o zaman anlaşılabilir fark olurdu ve zaten göze hoş gelen futbol oynanırdı.

    umarım fatih hoca şu anda oynayan bütün futbolcuları bu kulüpten gönderir çünkü elmander hariç hiç biri bu takıma yakışmıyor.
  • 90
    ulan helal olsun be, bizim takımımızın geleceği bu işte diye keyifle izleyemediğim 90 dakika.

    böyle maçlarda bir takımın geleceği olan futbolcular izlenir. mesela manchester'in yaptığı gibi.

    benim geleceğim sabri mi? hakan balta mı? çağlar mı? gökhan zan mı?

    ben olsam bu maça tamamiyle alt kadroyu çıkartır, yanlarına da elmander gibi bir adam koyardım. en azından futbolu bırakma noktasına gelenler değil de futbola yeni başlayan aç çocukların yüreğini ve yeteneğini görürdük, tok yeteneksizlerin değil.
  • 98
    galatasaray – balıkesirspor : 4-1 dedim ki; cim bom 4-1 yenmiş, dedi ki; normal

    seviyorum bülent ortaçgil’i. başlık gibi normal sonuç. bütün dünyada süprize en açık futbol oyunları kupalardır. gerek altligden gelen zayıf rakibi küçümseme, gerek üstlig takımının yedek kadroyla çıkması gerekse de altlig takımının motivasyon ve konsantrasyonun en üstte olması sürprizlere yol açar.
    çok örneği var, özellikle ingiltere’de. türkiye’de de görülür arada sırada. aslında bu tip sürprizler artsın isteniyorsa ki, egemen güçler yani futbolun para babaları böyle bir şey istemiyor, bu maçların zayıf takımın sahasında oynanması gerekir. futbolun para babaları kısa vade zekaya sahip adam oldukları için böyle. yoksa uzun vadede daha kazançlı çıkılacağı belli.

    maçın saha içiyle ilgili söylenecek pek bir şey yok. çift kalelerde bile yan yana oynamamış bir takım ancak bu kadar organize olabilirdi. bilgi bombardımanı yüzünden unutulup gittiği için aynı şeyleri tekrar tekrar yazmak gerekiyor. bir ülkeden, bir kulüpten sadece çok iyi bir tane takım çıkar. kadro istediği kadar geniş olsun fark etmez. hani derler ya yedek takımı bile şampiyonluğa oynar. yemez.

    o yüzden galatasaray’ın bugünkü organizasyonluğu normal. belki yedek oyuncuların durumlarını görmek için iyi olabilirdi bu tip maçlar. ama aslında topçuyu as kadro içinde görmedikten sonra çok kıymeti de yoktur. yine de topçu hırsını, isteğini, iştahını, kalitesini göstersin diye beklersin. genelde birkaç yılda bir topçu çıkarılabilir bu tip maçlardan.

    genç topçu. oooooo, türk futbolunun ve galatasaray taraftarının kanayan yarası. en sevdiğim konulardan biridir genç topçu mevzusu. saha içini, soyunma odasını bilmeyenleri hemen açığa çıkarır genç topçuya duyulan aşırı sevgi. bugünkü konumuz furkan özçal ve mertan caner öztürk.
    ama daha öncesine gitmek lazım. mesela cenk tosun. cenk gaziantepspor’a gidince ortalık karışmıştı. vau efendim nasıl alınmazmış. hele ilk zamanlarında goller de atınca, cenkseverleri tutabilene aşk olsun. sonra? kayboldu cenk. giovanni dos santos mesela. bize geldiğinde ortalık ayağa kalktı. bizde bir şey oynamadı. meksika milli takımında çok iyi oynadı. hiçbir kulübe bonservisiyle satılamadı, hep kiralık. yılda 2 gol attı, 3 asist yaptı yine ortalık yıkıldı. alalım, nasıl elimizden kaçırdık diye. elbette başkana ve teknik direktöre küfürler eşliğinde. buna benzer çok topçu var. taraftarın sözlüklerde, twitterda mutlaka almamız lazım dedikleri adamlar kıytırık takımlara transfer oldu, orada da yedek bekledi. ama bu tayfa hiç öğrenemedi.

    neyi öğrenemediler? galatasaray takımı deneme yapmaz. kendini kanıtlamış direkt oynayabilecek adam veya bir altını alır. hata yapmaz mı? elbette yapar ama bir mantığı vardır yaptıklarının. mesela sercan yıldırım. alınması doğru karardı ama olmadı, olduramadı sercan.

    asıl konumuza gelelim, altyapıdaki topçu ya da genç transfer. yani furkan özçal ve mertan caner öztürk. bu maçın kadrosunda yoklardı. furkan sonradan girdi, mertan 18’de yoktu. fatih hocanın şans vermemesinden bahsedenler var.

    fatih hoca açısından bakalım önce. takım ligde lider, şampiyonlar liginde gruptan çıktı, şl ve al. yani bu demektir ki, yıl değiştiğinde takım avrupada olacak. kupa da devam ediyor. zaten fazla maç kalmadı. ancak lig özellikle ikinci yarı daha da zorlaşacak. sırat köprüsünden geçerken cehennem ateşine düşmek istemeyen takımlar, avrupaya gitmek isteyenler, şampiyon olmak isteyenler, sırf çelme takmak için çabalayanlar. bir de birileri tarlaları falan sürerse görün ikinci devre cümbüşü. asıl zeminlerin durumunu unutmuşum. galatasaray’a karşı 18 (ceza sahası) önünden ayrılmayan takımlara bir de zemin yardım edecek kış koşullarında. hatta belki de asy arenada bile.

    işte bütün bu sebeplerden galatasaray takımına, fatih hocaya her zaman hazır genç bir kadro lazım. hocanın şu an elinde kaç topçu var, 23-25 gibi sanırım. yeterli mi? sayı olarak belki ama kalite olarak soru işareti çok tabii.

    diyelim siz bu koşullardaki fatih terim’siniz, hoca 23 nisanda kulübeyi size bıraktı diyelim. artık biliyorsunuz eşek kadar adamlara bırakılıyor koltuklar 23 nisanda, o hesap işte. siz olsanız altyapıdan yeni topçu kazanmaya mı çalışırsınız yoksa a takımdaki, elinizdeki topçuları hazır hale getirmeye mi? cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.

    elbette altyapıdan topçu bu aşamada da alınabilir. devre arasında türkiye’de hiç oynamamış topçuyu kiralamayı biliyorsun da kendi yuvandan topçuyu niye almayasın? alırsın tabii ki. ama öyle bir topçu olur ki, bağıra bağıra gelir, önünde kimse duramaz. örnek veriyorum, hani diyorlar ya messi’yi rijkaard çıkardı. usta akıl var mantık var, messi’yi kim çıkartmayabilirdi ki? ya da arda turan. usta bu adamı altyapıda nasıl tutabilirsin? yıkar geçer adam.

    bu konuyu seksi bir örnekle anlatayım. daha önce yazdım ama bir daha yazayım. boğaziçi üniversitesi sportfest’e gittik itü takımı olarak. maçımızı oynuyoruz, sonra üniversite içinde takılıyoruz. eskilerin basketbol maçı var dediler, gittik. efe aydan falan oynuyor. sahanın etrafında dolaşırken bir manita gördüm ki çok acayip. boydan siyah, vücuduna yapışan bir tulum giymiş. ve yanlar bilekten en yukarıya kadar fermuar. simsiyah uzun saçlar, renkli gözler, uzun boy. çok acayip bir manita.
    çocuklara dedim ki oğlum hatunu gördünüz mü, çok acayipti.
    dediler ki; kaptan o neşe erberk.
    ulan dedim demek ki hatundan anlıyorum ben.
    bana dediler ki; kaptan ya neşe erberk’i beğenmek için hatundan anlamaya gerek yok.

    işte altyapıda müthiş bir topçun varsa onu ortaya çıkarmak için büyük zeka gerekmez. ve altyapıdan topçu çıkarmak a takım hocasının işi değildir. rijkaard aynen böyle söylemişti ve %100 haklıydı. kaldı fatih hoca yakın zamanda altyapıdan ne yazık ki gelebilecek oyuncu yok dedi. ki, hoca da anlar topçudan. anlamaz diyorsanız bu yazıyı ve benim yazdıklarımı niye okuyorsunuz ki zaten?

    efendim, takım balıkesirspor’u yendi, kupada da yoluna devam ediyor. tek canımı sıkan şey ufuk’un yediği gol oldu. taffarel usta, hünerini göstermen lazım.

    kupa maçı için gereksiz uzun bir yazı oldu ama altyapı mevzusuna değinmek şarttı.

    *
  • 99
    skoru bilmeme ragmen engin icin geriye sarip izledigim mac.

    engin: boyle bir macta 90 dakika oynamasi iyi oldu. acikcasi cok da begendim performansini. 3 tane* golluk pas atti ama o pozisyonlarda bir burak yoktu maalesef. nerede durmasi gerektigini, nereye oynamasi gerektigini cok iyi biliyor, pres zamanlamasi ve pres siddeti cok iyi. dusuncem sezonun ikinci yarisi amrabat'i keser ve ilk 11'e girer.

    emre: yetenekli ama basit ve hizli oynamayi ogrenmedigi surece tepki gorecek. hala gereksiz fauller yapiyor.

    aydin: 2 asist yapti, 1 gol atti. bu tur maclarin adami.

    gokhan zan: cogu kisi gibi cris'e yeglerim.

    balta: bu sezon riera'nin yedegi, seneye allah kerim.

    ufuk: boyle bir macta hakkinda bir sey soylemek zor. yedigi gol hatali ama taffarel varken kendini gelistirip gelistiremedigini anlamak icin daha ust seviye maclarda izlemek lazim.

    sabri, caglar, furkan, ceyhun ve sercan: bunlarin kadroya neden giremedigi cok acik; galatasaray seviyesinde olmayan futbolcular.
App Store'dan indirin Google Play'den alın