• 1
    sözlükte yazılanları pek okumadan bu uzun enrtyi yazmak istedim. çünkü okuduğumda katılmadığım pek çok görüşe denk geliyorum ve yazmak istediğim şeylerden sapıp o entrylere cevap verdiğim bir hale bürünüyor yazı ki bu hem benim için hem de o entrylerin sahipleri için hoş olmayan bir durum. o sebeple sadece kendi gördüklerimi yazacağım.

    fenerbahe;

    maça çok iyi hazırlanmışlar. sahanın her yerinde çok hırslı, çok konsantre ve çok dirilerdi. özellikle ileri uç oyuncuları tiam ve valencia sadece stoperlere değil beklere ve orta saha oyuncularına bile bastılar. fenerbahçe'nin şansızlığı ya da eksikliği iyi niyetle her yere koşan bu hücum oyuncularının yeteneklerinin sınırlı olmasıydı. süratliler, mücadeleciler ancak beceriksizler. valencia süratiyle rakibi ekarte ediyor mesela ama sonrasında ne yapacağına dair hiçbir fikri yok gibi. bu iki hücumcu dışında ben fenerbahçe de ozan ve gustavo ikilisini çok beğendim. gustavo hem savunma anlamında hem de topu çıkarma anlamına çok başarılıydı, takımını çok rahatlattı. ozan ise hücuma muazzam destek verdi, çok koştu, top açok iyi çıkışlar gerçekleştirdi. y,ne fenerbahçe adına lamos da sahanın iyilerindendi. falcao'yu orta sahaya kadar adım adım takip etti. ayrıca topla ilişkisi de üst düzey bir stoper. yaşını da düşününce ileride fenerbahçe iyi paralara satabilir kendisini. mutlaka defoları vardır ancak fenerbahçe o defoları gizleyebilecek kadar büyük ve güçlü bir takım bu lig için. lamos'un defolarını ortaya çıkaracak oyunlar pek olmayacaktır bu ligde fenerbahçe'ye karşı. kaleci altay'a da değinmemek olmaz. çıkardığı her top çıkarılabilecek toplar olsa da gencecik bir kaleci olarak bir derbide adından söz ettirdi. zaten ben çok büyük bir potansiyeli olduğunu düşünüyorum. hatalarının arkasında durulur, sabredilirse büyük bir kaleci olabilir. son olarak erol hoca ile bitireyim fenerbahçe'yi. iyi çalışmış galatasaray'a. aslında plan olarak çok yaratıcı, yenilikçi bir şey yoktur ortada. iki avrupa maçı arasında sıkışmış seyircisiz bir derbide galatasaray'ın hem olası konsantrasyon sorununu hem de yorgunluğunu düşünüp buna göre bir plan yapmış. 70'e kadar galatasaray'ı yorup 70'ten sonra da hızlı hücumcularıyla skora gitmeyi denedi. hem hücumcularının sınırlı yeteneği hem de galatasaray'ın üst düzey iki stoperinin üst düzey performansı skor bulmasına izin vermedi.

    galatasaray;

    bu sezonki en kısır, en sinik oyunumuzu bu maçta oynadık. fakat kötüydük diye tanımlayamam ben yine de. fenerbahçe kısmında fener'i övmüş olmama rağmen fatih'in kurtardığı bir tane top yok. gol pozisyonu denilen anlar hep uzaktan şut. yoksa fenerbahçe ceza sahasında topla oynayamadı. normalde galatasaray sezon başından beri çizgiye inmeyi iyi beceriyordu, bu maçta bunu neredeyse hiç yapamadı. bireysel olarak feghouli ve emre gerçekten de kötü bir maç çıkardılar. özellikle feghouli bir iki kritik atağı o kadar kötü bitirdi ki üzerine kontra yenmesine de neden oldu. zannediyorum ki kontarak yemek yorgun bir takımın en son isteyeceği şeydir. bir iki oyuncudan bahsedersek;

    taylan bana göre kritik bir eşikte. sezon başından beri oyunun iki yönünü de harika oynuyor taylan ne var ki artık rakipler orada taylan diye bir adam olduğunun farkındalar. kimse ona sıradan bir orta saha diye bakmıyor, artık biliyor ki topu aldığında baskı yoksa dikine de oynar, ters top da atar. o sebeple bu maçta taylan'a müthiş bir baskı yaptı fenerbahçe ve taylan kritik toplar kaybetti. kötü oynamadı, işin savunma yanında çok iyiydi hatta ama bana göre bir eşitke kendisi. bu baskı hep olacak artık. top aldırmamaya çalışacaklar, topu alırsa döndürmemeye çalışacaklar. bu baskıyı kırmanın bir yolunu bulursa milli takımın da 11 oyuncusu olur taylan. yok, bu baskı altında siner, risk almaktan korkar, geriye yanda oynamaya başlar, bu baskıya çözüm üretemezse iyi bir rotasyon oyuncusu olur.

    falcao, gayet etkisiz bir maç oynadı ama fenerbahjçe çok iyi çalışmış falcao'ya. herkes falcao'yu çok iyi bir bitirici olarak tanımlar. haliyle ceza sahası dışında etkisizdir falcao. ben falcao'nun iyi bir bitirici olduğuna katılmıyorum. bizim formamız altında kaçırdığı gollere bakarsanız bunu görebilirsiniz bence.kötü bir bitirici demiyorum ama, o kadar üst düzey bir bitirici değil. ama pozisyon bilgisi, zekası ve artık dizlerinde o güç olmasa da patlayıcı bir adamdır falcao. cesa sahasına atılan bir topa kafasını ayağını sokar bir şekilde. yalnız maçta bir pozisyon vardı, falcao'ya bir top geldi, tekte ya ardanın ya emre'nin önüne nefis bıraktı ve gol pozisyonu bulduk. falcao bunları yapabilecek bir adam. orta sahaya gelip topu kaleye yüzü dönük aldığında koşu görürse o koşu yoluna pası bırakabilecek bir adam. ve bu koşuları çok iyi yapan emre gibi bir adam da vardı sahada. sanıyorum bu sebeple biraz da, lamos orta sahaya kadar izledi falcao'yu.

    marcao ve luyindama; marcao zaten sezon başından beri şov yapıyor ama ben luyindama'yı da beğendim. bir podcast kaydettik, yazının sonuna linkini koyarım. orada biri galatasaraylı diğeri fenerli iki arkadaşım luyindama'yı eleştirdi ama ben hiç katılmıyorum. evet savruk bir oyuncu, evet sakatlıktan da eskisi kadar hızlı ve güçlü dönmedi normal olarak. eskiden o hız ve güçle o savrukluğu kapatabiliyordu, şu an hatasını telafi etmesi daha zor ancak buna rağmen bazı bireysel özellikleri o kadar üst seviyede ki yine fark yaratabiliyor. bir kere sezon başından beri ceza sahamıza doldurulan her topa kafayı vuruyor bu adam. ayrıca bir iki pozisyonda da çok iyi kademeler yaptı. her maç fizik olarak da daha iyiye gidiyor.

    ben hem erol hoca'nın hem fatih hoca'nın performanslarını beğendim. erol hoca basit ama sıklıkla işe yarayan bir hücum planı yapmış. 70'ten sonra da o plan doğrultusunda oyuncu değiştirdi. işin savunma anlamında ise zaten çok iyi hazırlamış takımını her şeyiyle. fatih hoca ise 3 oyuncu değişikliği birden yaparak fener'e kayabilecek bir oyunu dengede tutmayı başardı bana göre.

    hakem ali palabıyık; ben bu hakem tartışmalarından artık iğreniyorum. fenerlisi hakeme sallıyor, galatasaraylısı hakeme sallıyor. şu maçta mesela hakemlik hiçbir şey yok bana göre. iki takım da çıktı, kıran kırana çarpıştı ama kimse kötü niyetli değildi, maçın hakkı da beraberlikti. hakem de etki etmesi oyuna skora. yanlış kararları vardı. iki takıma da bir iki kez olmayan fauller verdi. fenerli valencia'nın bence net sarısını atladı. galatasaraylıların çok itiraz ettiği korner pozisyonunda ben linnes'in ayağının üzerine değdi diye gördüm açıkçası pozisyon tekrarında. fenerbahçe instagram hesabından paylaşılan ferdi'nin kolu ise en naif tabirle fenerbahçe'nin terbiyesizliğidir. luyindama topa bakıyordu, arkasında yerde yatan oyuncuyu görmedi bile, istemeden bastı koluna. evet çok talihsiz bir pozisyon ama luyindama'nın da yapabielceği bir şey yoktu orada. şu tertemiz maçta bile bu işlere girmesi koskoca camiaya yakışmıyor.

    bize gelince sezon başından beri geçen seneye kıyasla iyi durumdayız. bir kere sinmiyoruz, geri adım atmıyoruz ki bu çok iyi. ben bunu sadece scott piri'ye bağlayamam. oyuncular daha motiveler ve sisteme, birbirlerine daha fazla inanıyorlar geçen yıla kıyasla. podcastte benim arkadaşlarımdan ayrıldığım temel konu luyindama oldu aslına. ben çok beğendiğim boss'u. https://open.spotify.com/...IkL1hky14c5yRhRxcxMp

    galatasaray deplasmanında beraberlik, favorinin de galatasaray olduğu maçta fener için iyi net sonuç. galatasaray içinse böyle bir takvimde bu maçın hasarsız geçilmesi makul bir sonuç. rangers ise beni fazlasıyla ürküten bir takım açıkçası. o maç benim için sezonun hedef maçlarından biri. umarım kazanırız.
  • 2
    coşkusuz oyun, zorlama atak girişimleri ve düşük tempo. bir fenerbahçe derbisini daha maalesef bu şekilde bitirdik. rakip mi iyiydi asla değil, bizim oyun sistemimiz mi bu derbi için yeterli olmadı asla değil...
    ben işin ruh kısmını özümseyemediğimizi düşünüyorum. özellikle derbiler daha yüksek tempolu ve rakibin deplasmanda olduğunu hissettirecek atmosferlerde oynanmalı bizi adımıza. derbiyi yorumlamaya çalıştık biz de. sessiz ve ruhsuz derbiyi... https://youtu.be/rE5k7gIyPyQ
  • 4
    lig ve avrupa kupalarında oynadığı dört maçı da kayıpsız atlatan fatih terim'in galatasaray'ı ile "limitlere" rağmen takımı baştan aşağı yenileyen erol bulut'un fenerbahçe'si "erken derbide" karşı karşıya gelince, herkesin gönlünden kendi takımının galibiyeti geçerken, deplasman ekibi maç öncesi bütün hesaplarını "oynatmamak" üzerine kurunca, 90 dakika sonrası ali sami yen'de tatsız tuzsuz ve golsüz bir derbi sahnelendi.

    fatih terim, başakşehir maçında sakatlanan sarrachi dışında yine ideal on biri ile çıkmıştı yeşil zemine, daha önceki maçlarda kurguladığı oyun planını değiştirmeye niyeti yoktu, marcao ve luyindama taylan'ın da desteği ile geriden oyun kuracak, linnes ve omar'ın takviye ettiği arda ve feghouli de kanatlardan falcao'yu besleyecek, emre ve belhanda da yeteneklerini kullanıp, savunmayı yaracaktı. ev sahibinin seyredenlere "çata çat" bir derbi izletme düşüncesi ve arzusunda bir değişiklik yoktu ama karşılarındaki rakip "kafa kafaya çarpışmaya" gelmemiş, "önce durdur, fırsat olursa da atarız" mantığı ile hazırlanmıştı hafta içi. bunun için de daha hazır olmadığı gözlenen ve oynadığı maçlarda bir yahut ikişer hata yapan luyindama ile genç ve derbi tecrübesi olmayan taylan'ı takımın zayıf halkası olarak görüp, bu iki topçuya forvet ve orta saha elemanları ile baskı yaparak başlamışlardı oyuna. bu düşüncelerinde nispetten de başarılı oldular, galatasaray ilk dakikalarda arzuladığı baskıyı da kuramadı ve orta saha mücadelesi ile geçen bir devre izledik desek pek de yanılmayız. buna rağmen, galatasaray yine tehlikeler yarattı rakip kalede, önce linnes'in pasında taylan'ın ceza yayı üzerinden sert bir şutu vardı ki, altay parmaklarının ucuyla çıkardı. 20. dakika dolarken, maçta hocasını hayal kırıklığına uğratan oyunculardan biri olan omar'ın ortasında arda'nın müsait pozisyondaki kafa vuruşunu yine genç kaleci iki hamlede kurtarmayı başardı. üç dakika sonra falcao'ya atılan uzun pası tisserand eliyle "çelerek" kolombiyalı golcünün kaleciyle karşı karşıya kalmasını önledi. hakem hocalarının maçtan sonra tartışmasız kırmızı kart olmalıydı dedikleri pozisyonda, var'ın da "desteği!" ile sarı kart çıktı. ali palabıyık, mete kalkavan, alper ulusoy, bahattin duran dörtlüsünden zaten galatasaray lehine bir şey beklemiyordık da, bereket marcao ve luyindama rakipleri ceza sahası içine sokmadı da, oralarda penaltı çalınacak pozisyon yaşanmadı. falcao'nun kullandığı serbest vuruş gol olmadı ama sonrasında top yine sarı-kırmızılılara geçti ve linnes'in ayak içi plasesini yine altay uçarak çıkardı. seyircili derbi olsaydı, peşi sıra gelen bu tehlikeli pozisyonlar taraftarı coşturur, o sinerjiyle galatasaray daha da sindirir rakibi ve aranan gol gelirdi ama maalesef boş stada oynanıyordu müsabaka.

    rakibin baskısına, ozan'ın her pozisyonda denize atlar gibi kendini yere bırakıp oyunu yavaşlatmasına rağmen galatasaray ilk 30 dakikada bulduğu pozisyonları gole çeviremedi de beş dakika sonra belhanda'nın uzun pasında feghouli çaprazdan altay'ın bakışları arasında topu filelerle kucaklaştırdı, lakin yardımcı hakem bayrağını tereddütsüz kaldırmıştı, var kontrolü sonrası gol da iptal oldu. bu pozisyon ve ikinci yarı ani bir kontra atakta feghouli'nin topu ayağından açıp, belhanda'nın cılız şutu harici bu iki topçuyu sahada hiç görmedik desek, yanıltmayız okuyucuları, oysaki sezona ikisi de müthiş başlamışlardı. fenerbahçe de beşiktaş'tan geri çağırdığı eski bekleri caner ve gökhan'ın ortaları ile pozisyon bulmaya çalıştı fatih öztürk'ün kalesinde ama luyindama ve marcao geçit vermediler rakiplerine. bu arada fatih demişken, maçtan sonra en temiz forma fatih'indi zira sarı-lacivertliler koca maç boyunca kaleyi tutan tek bir şut dahi atamamışlardı.

    ikinci devre galatasaray'ın daha arzulu başlayacağını beklerken, fenerbahçe "baskın basanındır" mantığı ile sürpriz bir gol için oyunu galatasaray yarı sahasına yıktı ve 5-10 dakika maçta ipleri eline aldı. lakin geçen dakikalarla birlikte ev sahibi tekrar oyun üstünlüğünü eline alıp, altay'ın kalesine gitmeye başladı. önce arda ile başlayan atakta emre kılınç solundan gelen kaptanı yerine feghouli'yi düşününce, cezayirli oyuncu kötü bir top kontrolü sonrası tehlikeli olabilecek bir atağı harcarken, 5 dakika sonrasında falcao'nun orta sahada başlattığı atakta linnes'in pasıyla buluşan arda'nın sert şutunu altay sakatlanmak pahasına çeliyordu. maç sonrası verdiği demeçte "sosyal medyada taraftarlar benim koşmadığımı, pres yapmadığımı söylüyor ama ben artık 20 yaşındaki arda değilim, ben hocamın verdiği görevi yapıyorum" diyen arda turan, derbinin bitimiyle sosyal medyanın "şımarık çocukları" tarafından eleştirildi ama bence maçın galatasaray adına iyilerindendi. tecrübesi, oyun zekası ve yeteneği ile "kısır" geçen derbide en fazla pozisyona giren futbolcu olarak yerini etebo'ya bıraktı.

    fatih terim elindeki oyuncuların fiziki yapılarını iyi biliyor ve oyunu da kendi içinde 45+25+20 diye üçe bölüyor. maç öncesi düşünülenin aksi çok büyük bir gelişme görmediği müddetçe de son yirmi dakikada arda, feghouli ve falcao'yu kenara alıp, daha enerjik diagne, babel ve etobo ile fiziken güçten düşmüş rakibe öldürücü darbeyi vurmayı hesaplıyor. bundan önceki maçlarda bu plan tuttu ve derbi de babel'in harika ara pasında emre kılınç biraz daha sert vurabilse, yine başarılı olacaktı düşüncesinde. gol gelmedi ama yapılan oyuncu değişiklikleri galatasaray baskısını iyice arttırdı rakip kalede ama sarı-lacivertli savunmacılar kalelerinde gol görmemek için oldukça dikkatliydi.

    golsüz biten ve galatasaray'ın "sarı" ya boyandığı derbide, ali palabıyık ev sahibi topçulara sarı kart göstermede nasıl bönkör davrandıysa, rakibe bir o kadar cimriydi. özellikle maçın ilk dakikalarında peşi sıra pozisyonlarda marcao'nun yüzüne dirsek ve tokat atan valencia görmezden gelinirken, yine arda'nın umut vaad eden atağını eliyle kesen gökhan gönül'e de tebessüm etmekle yetindi maçın hakemi. oysa ki çıkacak bir sarı kart, 69. dakikada arda'yı "biçen" gökhan'ı oyun dışına yollayabilirdi.

    87. dakika oyuna giren ve transfer sezonun en fazla konuşulan oyuncusu mert hakan yandaş'ın 90 dakika mücadele etmiş taylan'la galatasaray ceza sahası cıvarında omuz omuza kapışması sonrası taylan'ın galip çıkması, galatasaray'ın nasıl bir beladan kurtulduğunu gösteriyordu. eğer mert hakan sözünde durmuş olsa, galatasaray'a transfer olacaktı ve taylan bugün bulduğu şansı elde edemeyecekti, galatasaray da sahada güçsüz bir 8 numara ile oynayacaktı maalesef. oysa şimdi pırıl pırıl, yakışıklı mı yakışıklı, topu ayağına yakıştıran bir 4 numaralı taylan seyrediyoruz mutlulukla...
    yazı içinde dillendirdiğim "şımarık sosyal medya" çocukları, ali palabıyık'ın maçı sonlandıran düdüğü ile birlikte maçı seyrettikleri web sayfasını kapayıp, tabletlerinden twitter ya da facebooku açıp, başlamışlar galatasaray'ı yerden yere vurmaya. "hoca oyuncu değişikliklerinde geç kalmış", "belhanda yürümüş", "feghouli gönderilmeliymiş", "yönetim orta saha almamış"... bir de bunların fenomen denilen "türleri" var, onlar daha da tehlikeli, zira parayla satın alınmış "naylon" takipçi sayısına bakıp, onlara inanan "saf" taraftarlar var... sosyal medya hesabı olan konuşuyor da benim için bunların pek önemi yok, zira yıllarca tribünde bizler derbilere bilet bulamazken, soğuk ve yağmurlu havalarda sıradan maçlara kimsenin gelmediğini çok iyi bilirim ama sene sonu şampiyonluk kutlamaları yine full çekiyordu. bu sene de böyle olacak, ileriki yıllarda da, kazanınca sevinecekler, kaybedince sövecekler... çünkü hayatta bir tek kendilerini hatasız görüyorlar komik bir şekilde... onları da böyle kabullenip,

    "yürüyoruz biz yolda, göğüs gerdik zorluklara, inat olsun inanmayanlara, ant içtik şampiyonluğa" bestesiyle selam yollayalım kendilerine...

    ve biterken, bir eylül günü aramızdan ayrılan sevgili alpaslan abiyi anmadan geçmeyelim, galatasaraylı futbolcular keşke bir galibiyet armağan edebilselerdi alpaslan abiye ama olmadı, umarım kadıköy'de telafi ederler. ruhun şad olsun abi...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...ay0-0fenerbahce.html
  • 5
    maç ilgili çok şey konuşuldu söylendi.
    fb’nin çok iyi savunma yaptığı gibi mesela:)
    aşşağıya 3 ekran görüntüsü koydum.
    sadece 6-7 saniye içinde rakip kaleye indik ve 4 futbolcumuz topa dokundu.
    en son buluşan arda olmasa muhtemelen gol olacaktı.
    en çok da çıkarken linnes’in ve emre kılınç bulunduğu yer hoşuma gitti.
    diyeceğim şu ki; lütfen takımımıza sahip çıkalım.
    https://gss.gs/nZ6.png
    https://gss.gs/LZ8.png
    https://gss.gs/xXa.png
App Store'dan indirin Google Play'den alın