97
eski bir arkadaşımla buluşmuştuk. taksimde takıldık ettik, sonra dedim panpa gel şikecilerin maçını seyredelim. yok dedi babam geldi bu hafta, eve erken gitsem iyi olur filan. iyi madem dedim öyle olsun. arkadaşa kabataş vapur iskelesine kadar eşlik edeyim dedim, atladık taksiye ama inönü stadının o taraftan geçerken, ışıkları filan da görünce içimdeki fener aşkı dur dedi conquistador, gitme kabataşa şimdi. eh dedim madem, ben ineyim sağda şöför ağabey; beleştepeye gittim, baktım beşiktaşlılar küfür ediyor, meğer fenerliler o arada kapıları kırmış, tribüne dalıyorlarmış. la dedim bu kuş kavgası izlenir. eski açığa gidip maç başladığı için çaresiz kalan karaborsa mensuplarını buldum, dedim panpalar 25 liram var, 5 lirası yol parası; 20 liraya ver alayım bileti. yok dedi olmaz öyle şey. iyi madem hadi kolay gelsin dedim. dur ya dur dedi ve bileti de aldık 20'ye. ve harabe gibi turnikelerden, polis kontrolüne bile gerek görülmeden geçip girdim stada. güvenlik sıfır.
ve tribüne çıktım ki, o mahur beste söyleniyor. beşiktaş seninle ölmeğe geldik filan. derken simao'nun golü geldi. volkanın golden sonra o tipsiz tipsiz hareketlerini görünce daha bi sevindim filan. fenerlilere harketler çektiğimiz sırada beşiktaş gol yedi, fener taraftarı wueee diye haykırdı ama ofsaytmış. kartal kuşları, kanarya kuşlarına al al al nidaları eşliğinde nah hareketi çektiler filan. ilk yarı bitti. fenerlilerle atışmalar filan güzel, eğlenceli. ikinci yarı kartal kuşu dayanamadı, golünü yedi. alex bunu hep yapıyor, adam ballı yea demeye gerek yok, adam seken toplarda duracağı yerin ustası olmuş amk. oyunun bug'ını bulmuş. derken quaresma'dan çok seksi bir çalım, orta ve almeida'nın golü. fenere opera yapılıyor. insanlar şen-ül şakrak. bir de dikkat ettim ki duyduklarıma, tanıdık bir beste; istersen donatalım dört bir yanı bayraklarla... içimden mırıldanmaya başladım ben de, şampiyon cimbombomum ne istersen iste benden diye... bu arada beşiktaşlılar üç üç üç diye bağırıyor. ama çakılı forvet olayını yanlış anlayan almeida ve quaresma defansa yardım için geriye dönmüyor, hatta ofsayttalar aheste aheste yürüyorlar. yardımlaşma sıfır. sen de bu adamlardan üçüncü golü bekliyorsun. derken kaptan quaresma çıkıyor, kaptanlık bandı simao'ya... ilginç. yılların ernst'i var lan orda.
derken dakika 88.de tehlikeli bir noktadan serbest vuruş kazanıyor fener. aman diyor beşiktaşlılar, üç üç dedik, ikiyi yemesek bari gibisinden. ama baroni affetmiyor. biz de alex attı sanıyoruz golü. skor 2-2 olunca fenerlilerde bir sevinç cereyan etti ki görmek lazım. beşiktaşlılar ağlamıyor olsa iki ikii mieeğğ diye dalga geçicem ama adamı orda zikerler. derken maç bitiyor. fener tribününden yükselen ses: şikeee şikeee... ulan diyorum, ne malsınız. o arada da beşiktaşlılar van'a gönderilmek üzere atkılarını sahaya atıyorlar. o arada ben de biraz stadı temaşa ettim portekizce beşiktaş seninle ölmeğe geldik müziği eşliğinde; mini portekiz olmuş la inünü. neyse en tepeye çıkıp boğazı seyrettim. sonra polisler hadi yeaa evimize gitcez yea çıkın deyince; eh hadi dedim çıkalım madem. stadyumu terkedince direk boğaza çıkıyorsun arkadaş, iki adım yürüyüp vapurlara ya da tramvaya ulaşıyorsun... lokasyonu kıskandım. neyse tramvaya gittim. arap bir turistin eşine yer verdim, adam teşekkür etti ve ne maçıydı dedi; beşiktaş - fener dedim. hmm, bilmiyorum, ben sadece galatasarayı biliyorum dedi. türkiyenin en iyi kulübü galatasaray değil mi dedi oyhhşş dedim. evet abi aynen öyle dedim... beşiktaşlı panpalar bana bakınca sustum tabi, abi dedim bunlar bizi dövebilir susalım bence :) ve gecenin sonunda evime ulaştım. öyle işte renktaşlar, farklı renklerin arasında değişik bir gün geçirdim. volkana emreye siyah beyaz bir mekanda küfür ettim filan. yapılası bir şeymiş. tavsiyemdir.
özet geç panpa diyenlere gelsin:
seyrantepeye stat yapanın a.q.
ve tribüne çıktım ki, o mahur beste söyleniyor. beşiktaş seninle ölmeğe geldik filan. derken simao'nun golü geldi. volkanın golden sonra o tipsiz tipsiz hareketlerini görünce daha bi sevindim filan. fenerlilere harketler çektiğimiz sırada beşiktaş gol yedi, fener taraftarı wueee diye haykırdı ama ofsaytmış. kartal kuşları, kanarya kuşlarına al al al nidaları eşliğinde nah hareketi çektiler filan. ilk yarı bitti. fenerlilerle atışmalar filan güzel, eğlenceli. ikinci yarı kartal kuşu dayanamadı, golünü yedi. alex bunu hep yapıyor, adam ballı yea demeye gerek yok, adam seken toplarda duracağı yerin ustası olmuş amk. oyunun bug'ını bulmuş. derken quaresma'dan çok seksi bir çalım, orta ve almeida'nın golü. fenere opera yapılıyor. insanlar şen-ül şakrak. bir de dikkat ettim ki duyduklarıma, tanıdık bir beste; istersen donatalım dört bir yanı bayraklarla... içimden mırıldanmaya başladım ben de, şampiyon cimbombomum ne istersen iste benden diye... bu arada beşiktaşlılar üç üç üç diye bağırıyor. ama çakılı forvet olayını yanlış anlayan almeida ve quaresma defansa yardım için geriye dönmüyor, hatta ofsayttalar aheste aheste yürüyorlar. yardımlaşma sıfır. sen de bu adamlardan üçüncü golü bekliyorsun. derken kaptan quaresma çıkıyor, kaptanlık bandı simao'ya... ilginç. yılların ernst'i var lan orda.
derken dakika 88.de tehlikeli bir noktadan serbest vuruş kazanıyor fener. aman diyor beşiktaşlılar, üç üç dedik, ikiyi yemesek bari gibisinden. ama baroni affetmiyor. biz de alex attı sanıyoruz golü. skor 2-2 olunca fenerlilerde bir sevinç cereyan etti ki görmek lazım. beşiktaşlılar ağlamıyor olsa iki ikii mieeğğ diye dalga geçicem ama adamı orda zikerler. derken maç bitiyor. fener tribününden yükselen ses: şikeee şikeee... ulan diyorum, ne malsınız. o arada da beşiktaşlılar van'a gönderilmek üzere atkılarını sahaya atıyorlar. o arada ben de biraz stadı temaşa ettim portekizce beşiktaş seninle ölmeğe geldik müziği eşliğinde; mini portekiz olmuş la inünü. neyse en tepeye çıkıp boğazı seyrettim. sonra polisler hadi yeaa evimize gitcez yea çıkın deyince; eh hadi dedim çıkalım madem. stadyumu terkedince direk boğaza çıkıyorsun arkadaş, iki adım yürüyüp vapurlara ya da tramvaya ulaşıyorsun... lokasyonu kıskandım. neyse tramvaya gittim. arap bir turistin eşine yer verdim, adam teşekkür etti ve ne maçıydı dedi; beşiktaş - fener dedim. hmm, bilmiyorum, ben sadece galatasarayı biliyorum dedi. türkiyenin en iyi kulübü galatasaray değil mi dedi oyhhşş dedim. evet abi aynen öyle dedim... beşiktaşlı panpalar bana bakınca sustum tabi, abi dedim bunlar bizi dövebilir susalım bence :) ve gecenin sonunda evime ulaştım. öyle işte renktaşlar, farklı renklerin arasında değişik bir gün geçirdim. volkana emreye siyah beyaz bir mekanda küfür ettim filan. yapılası bir şeymiş. tavsiyemdir.
özet geç panpa diyenlere gelsin:
seyrantepeye stat yapanın a.q.