• 895
    isviçre liginin sonuncusa, çoluk çocuğun oynadığı takıma yönetimin iki tane transferi yapamaması, okanın iş bilmezliği yüzünden 2024/25 şampiyonlar ligine ezilerek ne oynadığımız bilmeyerek playofflarda elendik! allah hepinizin belasını versin! mayıs ayında şampiyon olunduğunda bu takımın ağustos ayında şampiyonlar ligine katılmak için eleme oynayacağı kesindi. yönetim aylarca şampiyonluk kutlamaktan, erden timura kumpas kurmaktan, bir sağ bek bir orta sahayı getirip hazırlayamamktan, elindeki 2 senenin şampiyon kadroyu hazırlayamamktan bize büyük bir rezaleti yaşattınız. bu süreç beşiktaştan 5 yediğimiz anda böyle olacağı belliydi. utanmazlar!
  • 898
    young boys takımının yarısı sakattı, yedeklerle dalga geçe geçe bizi elediler. kopenhag, sparta prag, fenerbahce, besiktas ve young boys...bütün önemli maçlarda rezil oynayıp elenmişiz ya da yenilmişiz. bu saatten sonra okan buruk'un takıma vereceği hiçbir şey yoktur. dursun özbek yönetiminin de okan buruk'un da acilen istifa etmesi gerekiyor, yoksa bu sene çöp olacak.
  • 900
    berkan oyuna girince sevindim. orta sahayı tutabiliriz artık dedim. sol beke aldık.

    biz zaten hem orta sahada kayboluyoruz hem de iki blok arasında boşluk oluyor. buna çözüm beklerdim.

    orta saha zayıf dedik. maç öncesinde bu biliniyordur diye umut etmiştim. tam tersi iyice zayıflatıp çift forvet çıktık.

    taktikleri yok. bildiğiniz koştular. hiçbirine de yetişemedik. tam baskı kuruyoruz derken top bizim defansın arkasına gidiyor. hadi bakalım geri koş.

    rezillik. başka bir şey değil.
  • 902
    maç içerisinde en fazla dikkatimi çeken nokta taç atışları başta olmak üzere kimsenin top almaya gelmemesiydi. herkes yerinde bekledi, ayağında ya da elinde top olan her kimse, takım arkadaşlarını çağırdı her seferinde.

    belli ki biz ‘nasıl olsa onlar kapanır biz önde basarız’ mantığı ile çıkmışız ama sonuç öyle olmadı. rakip her topu aldı, fizik üstünlüğünü de kullandı. hiçbir ara pas neredeyse geçmedi.

    çok can yakıcı, çok üzücü iki maç sonunda ait olmamız gereken yerin uzağında kaldık. bundan sonrası için de maalesef şafak karanlık. yazık oldu…
  • 903
    180 dakikalık mücadelenin mağlup olarak ayrıldığımız diğer 90 dakikası. ilk maçta yapamadığımız ne varsa bu maçta da yapamadık. oyuncuları değiştirdik ama sistemi değiştirmedikten sonra pek bir manası kalmıyor. dönen topları yine alamadık, uzun atılan toplar yine çok tehlikeli oldu. farklı bir şey denemedik hiç. young boys turu hak eden taraf oldu. hayal kırıklığını anlatmak mümkün değil.
  • 905
    sanki ilk maç 3 0 yenilmişizcesine bir kadroyla başladığımız maç. yahu ne çift forveti ya? senin elinde kenardan gelip tabelayı değiştirecek tek bir oyuncun var zaten. o da batshuayi. sen bu adamı 11 başlatıp hem takımın geri kalanından çift forveti kaldıracak bir efor talep edip takımı yoruyorsun hem de kenardan gelip skor yapacak hamle bırakmıyorsun.
  • 906
    beşiktaştan 5, şampiyonlar liginde kendinden 2 gömlek zayıf rakibe elenme.

    çünkü futbolun doğrularını önemsemedin. sana anlatmaya çalışanlarla 12 kişi mişi diyip dalga geçtin. hatalarından ders almadın.

    burda gencinden yaşlısı, anlayanından anlamayanı herkes orta sahayı tut dedi sana. çünkü görmemek için kör olmak lazım, adamlar çayırda koşar gibi geçtiler bizim yarı sahaya. kibir işte kör ediyor böyle insanı.

    binlerce insan bu gece uyuyamayacak sinirden ve üzüntüden. emin ol doğruyu oynatsaydın da elenseydik rahatça uyurduk. bravo.
  • 907
    muslera dışında ilk 11'de başlayan hiç bir futbolcuya suç bulamıyorum. ve buna rağmen rezil ötesi bir oyun oynadık. belki biraz icardi'yi de dahil ederim keza en çok şey beklediğiniz adamlar sönük kalamaz. muslera konusu apayrı...

    bu bile çok şey anlatıyor. yönetime zamanında ses çıkarılmadı bu günlere gelindi. teknik ekibe ne ses çıkarılacak bakalım.
  • 912
    geleceğimizi belirleyecek en önemli karşılaşmaydı bu. yemişim ligi, 5 şampiyonluk öndeyiz zaten ama mevcut koşullarda bize 30 milyon euroluk girdi sağlayabilecek başka bir alternatif yoktu bu maç haricindr. kaybettiğimiz için üzgünüm ama bile bile ladese girdik. geçen sezon bittiğinden beridir bize 6 numara lazımdı. bas bas bağırdım resmen ama doğru düzgün yorumcu bile bu eksikliği dile getirmedi. hatta okan hoca çıktı orta saha ile ilgili gereksiz bir açıklamada bulundu. bir bölgede çok fazla oyuncunun olması bir şeyi değiştirmiyor hocam. bize dönen topları alabilecek, hava toplarında da üstün size’lı bir orta saha lazımdı. yanına önüne istediğin gibi adam koy ama bu eksikliği görmen gerekirdi.

    neyse çok üzgünüm. ergenler gibi şu gitsin bu istifa demem ama geleceğimizi belirleyen en önemli maçımızda bu kadar mahkum oynamak üzdü çok.

    çok üzgünüm.
  • 914
    basit bir şekilde ezim ezim ezildiğimiz maç. rakip takım tabi ki bizim yapamadığımız şeyleri yaparak bizi bu hale getirdi ama bunu o kadar basit göstererek yaptılar ki, insan gerçekten hayret ediyor.

    bütün üzüntü ve sinir patlaması arasında az biraz aklıselim yazayım diyorum. gerçekten bunu yapmak zor.

    180 dakikada iki takım da aynı oyunda ısrar etti. young boys zaten bizim eksiklerimizle örtüşen bir plana sahipti. değişmemesini bir yere kadar anlarım.

    biz değişiklikler yapıyor görünsek de özünde fark yaratacak bir hamle yapamadık. eksiklerimizi kapatamadık, onun yerine eksiklerimizi daha da belirginleştiren hamleler yapıp güçlü sandığımız yerlerimize abanmayı tercih ettik.

    bu maçın ilk dakikalarında yüreğimizi ağzımıza getiren ilk pozisyon oldu. maç bitene kadar da bu pozisyonlar ritmik olarak devam etti. görece iyi olduğumuz işleri de saçma sapan seviyesinde yapabilince kaçınılmaz bir sonuçla, toplam averajla oyunu kıyaslarsak ucuz kurtardık diye şükreder bir halde geldik.

    iki yıl üst üste şampiyonluk, rekor seriler falan derken bütün gün süren sidik yarışında bayağı bir psikolojik üstünlüğümüz vardı. bu krizden çıkana kadar bunun sert geri dönüşleri olacağı kesin.

    ilaveten eylül ayındaki divanda ve ekim ayındaki mali kongrede kılıçlar çekilir gibi. hoca, cenk ergün falan derken iş yönetimi indirmeye kadar gidebilir...

    (bkz: galatasaray'da kaos)
  • 916
    bok gibi oynadığımız maç.
    diğer bok gibi oynadığımız sezon başı maçlar için:

    (bkz: 25 temmuz 2023 zalgiris galatasaray maçı) (bkz: 2 ağustos 2023 galatasaray zalgiris maçı)
    (bkz: 23 ağustos 2023 molde galatasaray maçı)
    (bkz: 29 ağustos 2023 galatasaray molde maçı)

    tak farkı, şans, moral ve motivasyon yanımızdaydı. rüzgar arkamızdaydı. bu maç ve turda ise kaos vardı.

    ben öyle vefasızlığa gelemiyorum arkadaş. beklerim devre arasına kadar. sonra bakarım duruma. ne ya bu kendini dev aynasında görmeler. bütçen yüksek olunca turu altın tepside vermiyorlar. öf.

    ben de kızıyorum hocaya. sahada 3 tane top kapabilen oyuncu ile çıkmış sahaya. gerisi geçirgen ya da yarı geçirgen adamlar vs. falan fişmekan.

    ama bıktım yangından be arkadaş, herkes bol keseden analist olmuş. tam saha pres yapmaya çalışırken çok kötü görünüp görünüp sonrasında çok güzel günler geçirdiğimiz oldu bizim. daha geçen sene, ondan önceki sene…

    kızalım, eleştirelim ama nedir bu teneke bağlamak? taktiğe anlam veremiyorum demeler falan… herkes guardiola anam babam.

    valla sıktı bu kitle ya. hoca zaten fenerbahçe maçına kadar tökezlerse gidecektir. ama dönüp ilk eleştiriyi hocaya, futbolcuya yapmak büyük hatadır. iyi giden düzeni kim bozduysa, suçlu odur. sinerjiyi o bozmuştur!

    yarın öbür gün editler yaparak özürlerle çağırırsınız hocayı ama bulamazsınız.
  • 917
    aslında young boys teknik direktörünün bizi yendiği maç. adam bize karşı elindeki kadroya göre nasıl oynatması gerekiyorsa öyle oynattı takımını. diğer olası rakiplerimize de yol gösterdi.

    young boys teknik direktörünün aldığı maaş nedir acaba?

    galatasaray'ın başına getirsek hepimiz burun kıvırırız kim bu diye. ama adam bir teknik direktör olduğunu gösterdi. takıma bir formasyon verip "haydi aslanlar haydi kaplanlar" deyip oyuncuların inisiyatifine bırakmadı maçı. bir "teknik" direktörün varlığının önemini gösterdi.

    zamanında östersunds fk maçlarında graham potter igor tudor'a teknik direktörlük dersi vermişti. şimdi de bu takımın teknik direktörü okan buruk'a ders verdi. tabi dersi aldığını sanmıyorum okan buruk'un.

    okan buruk da zamanında igor tudor'a laf etmişti yakışmıyor galatasaray'a diye. fıkra bu kadar.
  • 918
    sonucu itibarı ile benim gibi isviçreli sözlük yazarları için ortalık sakinleşene kadar dışarı çıkmama sebebidir. geçen hafta işyerinde, naptı sizinkiler dediler, futbol takip etmiyorum dedim. pek yemediler gibi sanki ama neyse.

    kadıköyde oturup, bir fb-gs maçı sonrası metro ile karşıya geçmek zorunda olduğunu düşünü. her durakta karşına çıkacaklar, eve varana kadar.

    yapımda ve yayında emeği geçenlere selamlarımı iletiyorum.
  • 919
    çok üst düzeyde şansın ve direklerin yardımı, biraz da rakip oyuncuların yetersizliği sebebi ile 0-1 skorla kurtulduğumuz maç.

    beni en çok rahatsız eden, maç boyunca oyun anlayışımızın temeliydi. öncelikle skor bulması gereken taraf biz olmamıza rağmen bunu anladığım kadarı ile kulüpte hiç kimse anlamamış. beraberliğin bize yarayacağına inanmışlar yoksa ilk yarıda rakibi kilitlemeye yönelik oyunumuzu ve stoperlerimiz arasında bitmek bilmeyen sonsuz pas trafiğini başka izah yolu yok.

    yoksa elbette bazen kağıt üstünde zayıf takım güçlü takımı yenebilir. ancak takımda öyle sorunlar var ki bu bir elenme veya mağlubiyet gibi kavramların önüne geçiyor.

    ben çok teknik, taktik anlamam ama ikinci yarıda tempo yapmaya çalışıp beceremediğimiz anlarda sürekli her topu ceza alanına girer gibi olduğumuz anda çizgiye çevirme gibi bir alışkanlığımız var ama bu noktada zaten maçın ilk yarım saati adamları delme ihtimalimiz olmadığını gördük. gördük ve kalan bir saat de aynı şeyi denemeye devam ettik. başarısız bir denemeyi bin kere de denesen bariz bir hata olmadıkça sonuç alamayacaksın. neden anlayış değiştirmiyoruz. hatta en baştan bunu yapamayacağımızı anlayıp ona göre bir anlayışla çıkmıyoruz.

    bir de şey çok zoruma gidiyor. rakipten biri topu alınca koşa koşa kendi ceza sahası önünde bizim ceza sahası önüne kadar geliveriyor. biz topu alınca kendi ceza alanımız önünde 2-3 dakika, orta alanda 2-3 dakika oyalandıktan sonra rakip ceza alanına yaklaşıp duruyoruz. oradan daha içeri nasıl gireceğimize dair planımız asla olmadığı gibi inisiyatif alıp, ver kaç'la, çalımla içeri dalabilecek bir adamımız da yok.

    zaten 15-20 yıldır takık olduğum "yeni transferler diğer takımlarda hemen oynamaya başlar ama galatasaray'da bir 5-6 hafta oynatılmaz" anlayışı ve oynattığımız da süreklilik sağlamaması için devamlı oyundan almamız veya sonradan oyuna sokmamızı anlamıyorum. iyi oynadı kötü oynadı kısmını geçtim, eğer şampiyonlar ligi elemesinde 90 dk oynamayacaklarsa neden 2 adama 30 milyon euro'ya yakın para verdik.

    evet şampiyon takım, rekortmen takım ancak eleştiriler ve uyarılar zaten geçmişe değil hatta bugüne bile değil geleceğe dönük yapılıyordu, hala da öyle yapılıyor. bu mantık, bu anlayış bizi bir fiyaskoya doğru götürüyor. belki bu sene de mevcut kadro ile ligde iyi gideriz, belki avrupa liginde 2-3 maç kazanırız. peki ya gelecek sene? kafa aynı kafa olacak çünkü. her sene geriye gidiyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın