• 526
    frankfurt maçından daha kötü oynadığımız maç. istatistikler de bunu doğruluyor. o maçta kaleyi bulan şutların hepsi gol olmuştu. bu maçta uğurcan bunu önledi. en son ne zaman rakibin üçte biri kadar şut attığımız, hiç korner kullanmadığımız bir maç olmuştu hatırlamıyorum.

    belki de takım o maçı unutturmak için bu maç böyle oynadı :(
  • 530
    4 yıldır ilk defa maç sonu utandığımı hissediyorum. avrupa'da da hezimetler yaşadık, yaşıyoruz ancak bu bambaşka bir seviyeydi. anlatılmaz yaşanır.
    alanyaspor bilmem kaç dakika bizi 20 metreye hapsetti. oyunda hem de baba stoperlerin ve oyun kurucuların varken. bunun neticesinde uğurcan'ın içine prime muslera kaçmış olacak ki puan alabildik.
    koskoca maçın sadece 10 dakikası istediklerimizi yaptık. o dakikalarda da golü bulduk. sonrası kara bir delik misali gireni çıkanı fark etmeksizin kötü oyunla içine çekti.
    hoca hamlelerde geç kaldı, yanlış yaptı. elle tutulur tek hamlesi abdül-jakops değişikliği oldu.
    osimhen ve metehan neden girdi, ne vereceklerini düşündü?
    topu alıp kuramıyorsun, savunman altı pasa doğru gerilemiş hala daha icardi'yi oyunda tutuyorsun. sane formsuz görüyorsun çıkarmak için çok bekliyorsun. maç önü 0-1 olsun bizim olsun demiştim. ama maçı kafamda oynarken en azından orta sahada top yapan, rakibe topu verince iyi kapanan bir galatasaray hayal etmiştim. biz topu verdik ama delik deşik olduk. ikinci topların hepsini süpürdü alanya. madem böyle bir durum olacak beğenilmeyen kaan ayhan'ı oyuna alsan en azından +1 olurdun orta sahada. maestro delik deşik etti orayı. toplu topsuz oyunda her oyuncumuza üstün geldi.
    ilkay bir ara isyan etti başkanın da anasını diye bağıracak zannettim. adam kendini yırttı kazanılan toplarda. ancak sürekli hatalı paslar verildi.
    yani bu maç allah korudu ama liverpool maçı için kan görüyorum, vahşet görüyorum. olay yenilmek değil bilakis gol yiyeceksin de. ama o gol sonrası hala takım olduğunu hatırlamak zaruri.
  • 531
    izlerken sinirlenmediğim, sinirlenemediğim maçtır. son bölümlerde sadece gülümseyebildim sinirden.
    (bkz: 30 eylül 2025 galatasaray liverpool maçı) aklıma geldi güldüm.
    mauro icardi sağolsun yine bir şekilde bizi beladan sıyırmayı başardı. uğurcan çakıra keşke bu kadar iş düşürmeyecek bir maç oynasaydık ama kendisinin özgüvenini de yeniden kazanmasını sağlayacak kariyer maçlarından birini oynamasına çok sevindim.
    umarım hoca gerekli dersleri çıkarmıştır diyeceğim ama teknik taktik bir yere kadar. takım sahada yürüyor.
  • 532
    oyun olarak geriye gidiyoruz. bu doğru. lâkin bunda oyuncu seçimi de çok etkili.

    sane ve barış hiçbir şekilde topu ayağında tutamadı. lucas ve sara’dan sonra lemina tek başına yetemedi.

    galatasaray her zaman üçlü orta saha oynamak zorunda. üçlünün ortasındaki isim ilkay, yunus ya da sane ise arkadaki isimler lucas, lemina ve berkan’dan ikisi olmalı.

    okan hoca maçın ortasında kadroyu çok bozuyor. böyle bir maçta çift forvet oynamak, lemina’yı ortada tek bırakmak, metehan’ı kanat bek oynatmak gibi.

    alanya iyi oynadı lâkin biz kötü olduğumuz içindi.
  • 533
    bu maç bir şeylerin başlangıcı olacak gibi hissediyorum.
    ya dağılmanın ya toparlanmanın.
    13. olan kadrodan bu yana bir anadolu takımına bu kadar ezilen galatasaray izlememiştim.
    şu maçı fener oynayıp 3 puan alsaydı, çoğumuz ''bunlar böyle devam edemez, biz bu sene yine şampiyon oluruz'' derdik.
    derdik demesine ama bir acı gerçeği söyleyeyim, ölmüş bitmiş dediğimiz mourinho'nun bile 1.5 senede bu kadar kötü maçı olmamıştır.
    bu takımın artık kendisine çeki düzen vermesi gerekiyor.
    6 puan fark var diye şampiyonuz havaları var, galatasaray bu kafayla giderse o 6 puan bir anda erir.
    yani bu açılardan bakınca aslında hayırsız bir galibiyet oldu.
    galatasaray kazandığında ne olursa olsun sevinir, puan kaybettiğinde de üzülürüm.
    fakat şu maç keşke 4-1 bitseydi diyorum.
    o şımarıklık, o biz bu ligi götümüzle alırız havası, o her maç orta saha boşaltma, o her maç skoru aldıktan sonra rakibe topu verip sahada öylesine takılmalar falan cezalandırılmayı çok fazla hak ediyordu.
  • 534
    "başka bir şey yok kardeşim, en büyük galatasaray" diyordu bir zamanlar, alanya'da oğlunu efsanesi olduğu takıma karşı seyretmeyen gelen george hagi. bir yanda saha kenarında eski takım arkadaşı okan buruk, öte yandan 10 numaralı galatasaray formasıyla leroy sane... ıanis'i seyretmeye gelmişti hagi ama pereira onu son 20 dakika oyuna alınca, "karpatların maradonası" da bizim gibi "ızdırap" çeken bir galatasaray izlemek zorunda kaldı. ikinci yarı sane'nin düşürülmesi ile kazanılan serbest atışta "ah şimdi orada olsaydım" diye içinden geçirdiğine yemin edebilirim de ispat edemem... ya sane'yi seyrettikçe, "bu forma kimlere kalmış" dememiş midir?

    saha dışından, oyun alanına dönersek, taraftarın kafasının 3 gün sonra oynanacak olan liverpool maçında olması belki doğaldı da okan buruk ve topçular da salı gecesini düşünür gibiydiler. osimhen denenmek için kadroya alınmış, lemina, ilkay ve yunus da kenarda dinleniyorlardı. alanya'da sara torreira'ya eşlik edecek, sane oyun kuracak, sallai de orjinal bölgesi kanattan akacaktı rakip kaleye.

    ev sahibi ekip içerde beşiktaş'ı yenmiş, deplasmandan fenerbahçe'den puan almanın özgüveni ile lidere de ilk puan kaybını yaşatmayı amaçlıyordu. taraftarlarının desteği ile baskılı da başladılar maça, galatasaray'ın oyun kurmasını engelleyince, okan buruk'un takımının tek opsiyonu uğurcan'ın vurduğu uzun topları ıcardi ve barış'ın indirip pozisyon bulmasıydı. bir de singo'nun cesurca topla rakip sahaya dikine girmesi. maçta ilk çeyrek biterken ilk atak da singo'nun slalomu ile oldu galatasaray adına. sonra eren'in ortasında arka direk dibinde sane cılız bir kafayla skoru değiştiremedi de galatasaray'ın alanya sahasına yerleştiği o dakikalarda singo "şapkadan tavşan çıkardı" rakibi yusuf'u geçti ve pasında ıcardi topukla şahane bir gol kaydetti. "kilolu" filan dedikleri golcü her maç ağları sarsmaya devam ederken, bu maç takımın ayakta kalan topçularından biriydi.

    frankfurt deplasmanında da galatasaray ilk yarım saatte öne geçmiş ama sonrası rakip attığı gollerle şampiyonlar ligi ilk haftasını okan buruk ve takımı için kabusa çevirmişti. alanya'da da aynı filmi seyrettik, ilk yarım saatten sonra maç ev sahibi topçular ile uğurcan arasında geçti. 26'da ogundu'yu karşı karşıya engelleyen uğurcan, on dakika sonra savunmanın hatasından yararlanan ibrahim'e de gol izni vermedi.
    ikinci devre torreira'nın yerine oyuna lemina'nın dahil olmasıyla singo-sanchez ve abdülkerim'le üçlü savunma denemesi yapan okan buruk, özellikle sol tarafından açık verince, 15 dakika sonra jakobs ile apo ve sara ile ilkay'ı değiştirdi ve takımına direnç kazandırmak istedi de maçta deplasman ekibi adına değişen bir şey olmadı. alanyalılar şutladılar, uğurcan çıkarmaya devam etti, takım arkadaşları da seyretmeye...

    perreira'nın ıanis ve ruan değişiklikleri takıma güç katarken, okan buruk'un konya maçında yaptığı "manasız" oyuncu değişiklikleri gibi sane'nin yerine metehan'ı almasını anlayan var mıydı? sağ beke geçen genç topçu, bekten ziyade ceza sahasına yakın oynayınca uğurcan'ın çıkardığı bütün topların başlangıcı yusuf'la oluyordu.
    galatasaray'ın trabzon'dan transfer ettiği uğurcan kurtarışlarıyla kariyer rekoru kırarken, topun iki defa direkten dönmesi ve 90+3te mounie'nin iki adımdan topu auta atması da futbol tanrılarının kendisine hediyesiydi.

    "en kötü galatasaray performansıydı" diye beylik sözler etmeyeceğim, bugüne kadar bir çok felaket maç da izledim de, alanya karşısında galatasaray bu senenin en zayıf oyununu oynadı. futbol böyle bir şey işte, bazen tek kale oynarsın, toplar girmez, puan kaybedersin, bazen de rakipler seni boğar, sen savunma yaparsın, bir tane atar üç puan kazanırsın...

    ligde 7 maçta kazandığı 21 puanla galatasaray zirvede farkı açarken, bu süreçte kalesinde sadece iki gol görmesi ve deplasmanlarda gol yememesi de defterin kar kısmına yazılacaklar arasında. peki, zarar kısmı, o da okan buruk ve ekibinin işi... liverpool maçıyla birlikte önlerinde oldukça zor bir fikstür var ve bu engelleri aşarken de çok bilmişlik ve ukalalık yerine onlara destek olma zamanı... tabii galatasaray'ı seviyor, hagi'nin dediği gibi "başka bir şey yok kardeşim, en büyük galatasaray" diyebiliyorsak canı gönülden...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r0-1galatasaray.html
  • 535
    bizler için hiçbir işaret taşımayan maçtır. hatta hayırlara vesile olacağını düşünüyorum. öncelikle son üç senenin en kötü maçı olduğunu kabul ediyorum. sanki maç öncesi iki takım formaları değiştirmiş de maça öyle çıkmış gibiydi. bunlar kabulüm. ancak bu maçın kazanımları fazladır. nedir o kazanımlar ve neden bu derece kötü oynadık?
    a) rezalet bir zeminde oynadık ve oyunumuzu etkiledi
    b) oyuncuların kafası liverpool maçında ve konya maçında lucas'in da dediği gibi frankfurt maçı büyük yıkım olmuş.
    c) devre arasında lucas'in bayılmasi takımı ciddi etkilemiş
    d) yunus, ilkay, lemina gibi ana kadrodaki temel oyuncular dinlendirildi
    e)sara , sane, davinson, eren, barış korkunç oyunlarına devam etti ve bu tüm takımı bozdu
    f) alanya iyi bir takım, oyunu bizim oyunumuzun panzehiri gibi
    g) ezildiğimiz son 20 dakika zaten kadronun karman çorman olduğu apokerim'in, lucas'in sahada olmayıp metehan gibi her açıdan takımın gerisinde bir oyuncunun rakibin en kritik bölgesinde yer aldığı bölüm
    h) sane, icardi ve barış ile 1-0 sürecinde önemli fırsatları harcadık ve koparamadik maçı
    ı) okan hoca formsuz

    kazanımlar neler?
    1) ciddiyet. hiçbir maçı oynamadan kazanamayacağimizi, kalite farkımızın tek başına bir anlam ifade etmediğini, lig şampiyonluğunun ne derece önemli olduğunu kavradık.
    2) kesinlikle uğurcan'in üzerindeki baskının azaldığı ve takıma önemli katkısının olduğunun ispatiydi.
    3) singo'nun bek performansının hayal ve vadettiklerini gördük.
    4) davinson için orta ancak sara için ileri derecede uyarı niteliği taşıyan bir performansti.
    5) icardi'nin önemini bir kez daha ortaya koyan bitiriciliği konusunda hiçbir şeyin azalmadiğını ispatlayan maç oldu
    6) atak sonlandıramamanin, kritik yerdeki top kaybının bize nasıl döneceğini bir kez daha gösterdi ki buna net önlem alınacaktır.
    7) konsantrasyonun bizim takım için ne denli önemli olduğunu gördük.

    buradan yola çıkarak yunus, ilkay, apokerim, lucas ve jakobs'un takımda yerinin garanti olduğunu net ispatlayan maçtı.ligde bir daha boyle bir maç oynamayiz. takımın form durumunun yükseleceğini klasik okan buruk takımları gibi ekim sonrası vitesi yükselteceğimizi düşünüyorum. mevcut fizik yeterlilik ve form durumu ister istemez bizi dengeli oyuna itecek. direksiyonun ilkay'da olduğu, yunus'un becerilerine muhtaç olduğumuz ve osimhen'in dönüşünün ne denli kıymet teşkil ettiğini gördük .
  • 536
    uğurcan çakır'ın galatasaray'daki ilk güven veren maçını oynaması, çok kötü bir oyunu kazasız atlatmamız ve çok kırıcı geçecek iki aylık fikstüre alınabilecek tüm puanı alarak girmemiz dışında elde avuçta tutulacak hiçbir şey olmayan maç.

    önümüzde zımba gibi girsek bile hırpalanarak çıkacağımız bir fikstür var ve mevcut durumumuz soru işaretlerinden fazlasını taşıyor. ocak-şubat aylarına puan puana hatta bir galibiyet farkla geride bile girsek şampiyonluk için daha önde oluruz muhtemelen. o yüzden eylül sonunu bu puan farkıyla görmek değerli.

    ancak bu kadar savruk, bu kadar formsuz, bu kadar ne yaptığını bilmez durumdaki bir takımla; muhtelif sebeplerden sahada varlığı fark edilemez durumdaki futbolcularla ve aman kimseyi üzmeyeyim telaşıyla gerekli neşteri vurmaktan çekinen kenar yönetimiyle falan işimiz çok zor.
  • 538
    izlediğim en utanç verici maçlardan biriydi. frankfurt ve konyaspor’dan sonra ivmeli bir şekilde düşüşe geçti futbolumuz…

    uzun uzun analiz yapılabilecek bir şey yok. koşmayan futbolcular aynı anda sırf sezona hazırlansın diye ligde oynama cesareti gösterebildiğimiz ve cezalandırılmadığımız bir başka lig maçıydı. ancak frankfurt deplasmanından 10 kat daha kötüydük.

    sezon başında takıma değil, futbolculara yatırım yaptık. bu taşın altına okan buruk kendisi girmek istedi. taraftarlar da osimhen’i istedi. ben de istedim. tüm transfer sezonunun dengesini alt üst etti ama tabi ben dahil herkes razı kendisinden fakat dediğim gibi dengemizi bozduğu da gerçek. eksik bölgeler yerine hali hazırda yüklü maaşlarla dolu yerlere yatırım yaptık. ancak futbolun gerçekleri var… her maç tokat gibi çarpıyor…

    evet, bu yatırım yaptığımız futbolculardan bir şekilde karşılık almak ve sezona ısıtmak zorundayız. bu süreçte bocalayan bir teknik heyet var.

    işin en nihayetinde kazandığı için kazanın kalkmadığı maçtır fakat okan buruk yarattığı 3 sezonluk krediyi tüketiyor. ben değil, bu tip maçlar bunu belirliyor. galatasaray’a yakışmayan çok rezalet bir baskı yedik.

    oyuncuların yedek kaldığında trip yaptığını ve bu sebeple bu şekilde yaklaştığını düşünsem de futbolun gerçekleri bize bir iki kere daha tokat gibi çarpmaya yaklaşıyor. frankfurt deplasmanı asla ders olmamış maalesef…
App Store'dan indirin Google Play'den alın