müneccimlik statümü geliştirdiğim maçtır. eski açığa girişin ardından kaç atarız ne olur konuşmaları başlar. sadece baros 2 tane atıcak bugün, toparlanıcak yavaş yavaş dememle çok kaale alınmam. ardından maç başlar. pozisyonlar ardarda gelişirken, şimdi atıyor dememle
milan baros!
*. arada bir gol yeriz. panik yoktur alacağız bu maçı belli çünkü. sonra kendi aramızda bildiğin aut diye nitelendirdiğimiz bir pozisyona korner verilir. aut mu korner mi derken; aut evet ama gol olucak çok da güzel olucak derim. ve tabiki gol hem de en güzeli. o her topumuza panter kesilen kaleci, kendi adamının topunu aldı içeri
*. maç devam ederken kafamı sahadan başka bir yöne anlık çevirmemle "o nasıl goool" diye arkadaşlarımın üzerime atlaması bir oldu. tabi ki
elano'nun o müthiş golü. ve tabi ki ben göremedim. ama olsun inanıyorum baros'umun daha 1 golü daha var onu göreceğim diyorum. bu arada baros sürekli şanssız bir şekilde basireti bağlanmış sanki toplara vuramıyor. inanıyorum atacak. bu stresi de üzerinden atacak. derken nihayetinde gol geliyor. ve artık cevap verme zamanı:
- golün adı 15 numaralı formasıyla milaaaaann
+
baros!!!
en kötü maçımız böyle olsun.
not: her topa, topu ayağına alan her futbolcuya bodoslama kayarak gelen kayserili futbolculara değinerek kimsenin keyfini kaçırmak istemedim.