şu kafada ataköy yollarına düşecek 2 bin kişinin avenida'yı içe doğru sıçırtacağı maç.
https://www.youtube.com/watch?v=CaPJIHCzPd0 yaklaşık 4 bin kişi alan küçük ve boğucu bir salonları var. 140 bin kişilik şehirde o salonu doldurmayı başarıyorlar. o taraftarın baskısıyla hem rakibi bozuyorlar, hem de hakemleri baskı altına alıyorlar. avenida gibi savunmada 5 kişi beraber hareket etmek zorunda olan bir takımın savunma dozunu arttırıyor. bu yüzden iç saha karneleri deplasmana göre çok iyi. ekaterinburg ve fenerbahçe gibi kalibrelerinin üzerindeki takımları bile boş döndürebiliyorlar, ydü'yü son saniyelerde ellerinden kaçırıyorlar falan...
salonları bok eden futbol izleyicisi olarak teknik taktik işlerine girersem...
givens ve elonou'yu savunmadaki becerimiz belirleyici birinci faktör olacak. gerçi ne kadar savunursak savunalım birinden biri 20+ sayıyı bulacaktır. belki bir tanesini bile 10 sayılarda tutabilirsek bizim için iyi bir iş olur. özellikle givens muhtemelen epoupa ile eşleşecektir. orda artık epoupa'nın insan üstü çabasından medet umacağız. oynayacağı söylenen quigley de elonou ile aşık atacak artık, onun attığı kadarını atarsa o da bir savunma sayılır(içimdeki futbol lümpeni ortaya çıktı yine). eğer quigley oynamazsa elonou'nun karşısına kimi koyacağı marina'nın tercihi. kobryn haftasonu sakat dendi durumu nedir onu da bilmiyoruz. davis içinse neyse bişey yazmayayım maç günü maç günü...
uzun rotasyonu biraz daha tehlikeli bizim için. gigi-jelena-gizem karşısında robinson-de souza-gil var. gil geçen sene bizde oynayan vitola'nın kopyası. ince ve atletik. de souza canavar lakabının hakkını veriyor, korkutucu bir görüntüsü var. robinson ise tam bir ribaund canavarı. özellikle gigi hücumda bunların bir zayıf karnını bulabilir mi emin değilim. jelena'nın özellikle hücumda ciddi katkı vermesi gerekiyor, tabi faul problemine yakalanmadan. koca sezon geldi geçti, hareketli şekilde top eline gelip potaya attığı zaman yüzdesinin daha yüksek olduğunu, set hücumlarda durarak attığı atışlarda kötü olduğunu, dripling yapma olaylarında pek bezi olmadığını takım arkadaşları ve hocası bir türlü anlayamadı... hücumda en ufak bir israf, boş atış kaçırma falan lükslerimiz yok...
kaptanın karşısına da neredeyse kopyası bir oyuncu gelecek. kariyer çizgileri, yaşları, boyları, oyun tarzları, takımdaki yer ve önemleri olarak tamamen aynılar. işi en kolay olan o aslında. kendisinde iyi bildiği ne varsa domingues'de de var, "neyim kötü" dediği şeylerin aynısı ispanyol oyuncuda da var. sezon başındaki maçta ikisi de takımlarını uyandırmaya çalışmaktan birbirlerine karşı çok oynayamamışlardı. bu sefer gerçek bir düello olacak. bizim kaptanımızın onların kaptanına baskın gelmesi birşeylerin fitilini ateşleyecektir...
galatasaray basketbol seyircisinin efsane bir performansını arkasına alıp maçı isteyecek olan tam kadro bir galatasaray'ın devre arasına denk bir skorla girip 3. periyodun ortalarında bu sezonki form durumuyla bile çok kereler yaptığı deli savunmalardan birini yapıp 4-5 dakika rakibine potayı göstermeyip bu sefer farklı olarak farkı açıp son periyodu da dengeli götürerek maçtan +10 farkla çıktığı senaryo çok uzak bir hayal değil...
yeter ki isteyelim...