• 208
    3'lü savunmalı kurguda oyun kurarken, takım arkadaşların ileriye yerleşmişken topla oyun kurarken kaptırırsan böyle gol yersin.

    önceki maçlara göre bu maçta ileriye çıkabildik evet ama bu sefer forvet falan yoktu. forvetimiz olur bu sefer de ileriye çıkamayız. çok ilginçiz gerçekten. maçın ilk yarısında babel'e gelen toplar bir forvete ya da daha iyi kafacıya gelseydi gol olabilirdi. çok rahat ve net kafa vuruşları yapılamayınca gol atmak zor oluyor. ilk yarıdaki kaçırdıklarımızı aradık maalesef.

    o değil de feghouli'nin çıkarılması hata oldu. emre mor bugün de gösterdi ki kurtarıcı olarak oyuna sokulacak biri değil. belki öndeyken farkı açıp maç şova döndüğünde iş yapar.

    bu maçta kaleyi bulan yanlış hatırlamıyorsam feghouli'nin bir şutu vardı ikinci yarı başlarında. kaleyi bulamadık maçta.
  • 212
    mücadele vardı, iştah vardı ama yetenek eksikliği de vardı, irfancan'ın driplingini ve attığı pası atacak bir yetenek yoktu bizde. varsa bile gününde değildi diyelim. tek net pozisyonlarında golü attılar. yenileceğimizi hiç tahmin etmezdim, en kötü beraberlik demiştim maçı izlerken. önceki 11 haftada tonla saçmasapan puan kaybetmemiş olsak bir yenilgi bu kadar sorun olmazdı ama puan kaybı hakkımız çoktan bitmişti. haftaya da trabzon deplasmanı ve en iyi stoperimiz sezonu kapattı, forvetlerimizin hepsi sakat ve cezalı. adem büyükle çıkacağız trabzon cehennemine, peşin peşin 0 puanı yazdım bile ben, inşallah yanılırım. hem mariano hem nagatomo devre arası gitmeli ve 30 bile değil 27 yaşından küçük iki bek gelmeli. (nasıl gelecekse, ffp de var) belhandayı söylemeye bile gerek yok leğen/mandal ne verirlerse artık, sepetlemeli. tamam akıl almayacak sayıda sakatlıklar filan var ama bizim aşçının bu sezon kafası nerdeyse, eldeki birinci kalite malzemeden iş çıkaramıyor. başakşehirden bize kaç oyuncu alırsın sezon başında sorsan, en fazla 2-3 tane ama adamlar ligde bizim üstümüzde, sivas bile üstümüzde.
  • 213
    adem büyük'ün çok etksiz olduğu, faul yapmak dışında varlık gösteremediği maçta, onun yerine seri veya belhanda'yı almak için gol yemeyi beklemeye gerek yoktu. hele de feghouli yerine emre mor'u alarak oyunu tamamen karşı takıma vermeye hiç gerek yoktu. elimizdeki maçı verdik. suç lemina'nın falan da değil, hocanındır. orta sahada kaptırdığın tek topta gol yemeyeceksin. yesen bile o ana kadar skor üstünlüğünü çoktan eline almış olmalısın. geçmiş olsun.
  • 214
    utanç verici. son 2 senenin şampiyonu takım gol atamıyor. sağdan soldan ortadan top çeviriyor ama isabetli şut yok. bazı maçlarda da şut yoktu. 1 kere gelen gol atıyor gidiyor. yemin ediyorum size spor ajansında çalıştığım için 0-0 fb ve bu maçın skorlarını tahmin etmiştim. datalarını, analizlerini yaptığımız için. avrupa da her şey önceden biliniyor, belirleniyor. 70 küsüre kadar gol atamazsa gol yer diyorlardı galatasaray için aynısı oldu.

    ucl de gol yok, 0-0 fb gol yok, 1-0 bjk gol yok, 0-1 basaksehir gol yok. son saniye yenilen gol var, son dakika yenilen gol var, çok ağır sakatlıklar var, 2.5 senelik 41 maçlık seri de gitti. o yüzden özgüvende gitti. şampiyonluk için her şeyi daha 11 haftada yok ettiler. yazıklar olsun. hem oyunculara, hem teknik ekibe.

    yavaş yavaş fatih hoca'nın da eleştiri zamanı gelmiştir diye düşünüyorum. tek kendisinin sonuna kadar kredisi var ama emir mi aldılar bir yerden ne yaptılar, oynamadan şampiyon olan takımı daha da kötü yaptılar. her açıdan. allah yardımcımız olsun, 41 maçlık serinin bozulması kötü olan çoğu şeyi daha da kötü yapacak. çok üzgünüm. allah cidden yardımcımız olsun.
  • 215
    maç boyunca daha etkili gözüktüğümüz , rakipten daha çok ve net pozisyonlar bulduğumuz , as forvet as stoper ve as kalecimizin olmadığı maçta bir anlik konsantrasyon kaybı ile yediğimiz golle yenildiğimiz maçtır.
    fatih terim şunda ısrarcı bunda ısrarcı deniyor da takıma bakıyorum belhanda yok , feghouli ortada oynuyor , babel forveti ikileyerek oynuyor , top forvet bölgesine çok daha fazla geliyor , kaleciye geri pas neredeyse yapmıyoruz yani şuraya gelmek istiyorum ; bunlar fatih terim den istenen şeyler değil miydi sözlükte . ben başka sözlük mu okudum acaba . adam değiştiriyor işte.
    bunun yanında eleştirilecek noktalar yok mu . tabi ki var. bu maçta sakatlıklar vs bahane olabilir ancak fatih terim gibi bir tecrübenin teşhisi daha erken koyması gerekirdi diye düşünüyorum .
    bir de şu acıdan bakalım . belli ki avrupada işler yi gitmeyecek . ligde de kaybettiğimiz çok birşey yok . bunun yanında uzun zamandır mali olarak kâr eden bir galatasaray var . bence geç de olsa doğru teşhisi koyup , yaşlı/doymuş futbolcular yerine ac oyuncuları getirmek istediğini söyleyen hocamizin yanında olmalı ve -ocak ayina kadar demiyorum cunku gecen yilki gibi gelenler hemen uyum saglayamayabilir - bu sezon yapilanma yolunda olan bir galatasarayin farkında olmalıyız . yanlış anlaşılma olmasın hedef küçültmekten bahsetmiyorum . hedefimiz yine şampiyonlar ligine gidebilmek . yeter ki her sezon oraya gidelim . zaferler elbet gelecektir .

    edit : he bir de böyle konuşuyorum ama birçok insanın bırakmasına vesile olduğum ve benim için neredeyse bir tabu olan sigarayı rüyamda sabaha kadar tüttürürduğüm maçtır .
  • 216
    ilk yarıda yakaladığımız 2-3 pozisyon dışında hiçbir şey ortaya koyamadığımız maç. keza başakşehir de öyle fakat hücuma çıkarken yaptığımız bir top kaybı ile golü kalemizde gördük ve kalan dakikalarda da bunu çıkarmak mümkün olmadı.

    0-0 bitmesi çok daha iyi olurdu bizim için ama umarım böylesi hayırlı olmuştur. 41 maçlık yenilmeme serimiz, yenildiğimiz takımın başakşehir olması vs gram umurumda değil. benim canımı asıl sıkan, tahammül edemediğim şey takımın 10 haftadır hala hiçbir şey oynamaması. dünyadaki bütün futbol liglerinde hücuma çıkmakta, rakip kaleye gitmekte bu kadar zorlanan başka bir takım daha yoktur bu sezon.

    takımın en iyisi ömer bayram'a da bu zor dönemde elinden geleni yaptığı için ayrıca teşekkür etmek istiyorum. canını dişine takarak oynuyor. çok istekli, çok arzulu ve faydalı. 2-3 kere uzaktan şut denedi ki bu da öz güvenini gösteriyor. keşke bir tanesi 90'dan girseydi.
  • 217
    net bu mağlubiyet hocaya yazar. ister formsuzluk diyelim ister hocanın oyunu okuyamaması diyelim ama net en kötü berabere bitecek maçta yenildik.
    aslen başakşehir’de bizden korkarak maça çıkmıştı. irfan’ın kanada hapsedilmesi mehmet topal ve mahmut ile çoğu zaman çift ön libero oynaması aslında başakşehir’in oyunu kitleyip kontralar ile sonuca gitmek istemesinin neticesi idi.

    biz ne yaptık peki tahminden iyi başladık. duran top dışında neredeyse pozisyonumuz yok ama ilk 60 dakika topa sahip olduğumuz mücadele ettiğimiz bir maçtı.
    ama ya sonrası resmen takım durdu. başakşehir irfan’ı ortaya aldı mahmut sakatlanınca yerine giren gulbrandsen ile kontrolü ele aldı. her geçen dakika golden uzaklaştık ve golün gelmeyeceği belli olmaya başladı.
    ama hoca resmen maçı izledi. yedeklerde seri, nzonzi, belhanda vs varken ilk müdahelesi emre oldu ki maçı zaten orda verdik iyice.
    hatta golü yedik giren oyuncular nagatomo ve belhanda oldu.
    tempomuzun düştü anlarda daha çok topa sahip olmamız gerekirken emre gibi ayağında 2 saniye top tutamayan biri ne verebilirdi ki?
  • 219
    dakika 49...
    ikinci devrenin başlama düdüğünden sadece 4 dakika sonra. galatasaray, son iki yıldır kendisini şampiyon yapan gollerle sonuçlanan atakların bir benzerini yapıyordu sağ kanattan mariano ile. bu sezon özlemini çektiğimiz ortalarından birini yapan brezilyalı sağ bek topu feghouli ile altı pas üzerinde buluşturuyor ve onun vuruşunda da kaleci mert iyi bir refleksle topu kornere yolluyordu...
    kırılma anı bir...
    gol olsa bahsi geçen pozisyon bu yazının ana fikri değişmez, sadece yazarın ruh hali değişirdi...

    dakika 78...
    maçın bitmesine 12 dakika kala... ev sahibi galatasaray'ın gol aradığı dakikalarda, kendi yarı sahasından çıkarken maçın galatasaray adına en fazla isabetli pas yapan oyuncusu mario lemina orta sahadaki arkadaşına pas atarken topu kaptırıyor ve gelişen ani atakta irfan can'ın ara pasıyla topla buluşan deplasman ekibinden gulbradsen takımını öne geçiriyordu...
    kırılma anı iki...
    bahsi geçen pozisyon gol oluyor ama yazının ana fikri yine değişmiyor... sadece ruh halimiz berbatlaşıyor...

    diğer takımların sakatlarının iyileştiği, bizimkilerin de hastane yollarını ezberlediği milli araları hiç sevmezdik, bu defa daha bir küfrettik gelen haberlere: muslera sakat, babel sakat, luyindama sakat, lemina sakat... zaten sakatımız boldu da, bu "arkadaşlar" ne yapmışlardı böyle milli takımlarda? "the boss" luyindama'ya bi' şey olmaz, cuma sahaya çıkar derken, en büyük sakatlık haberi ondan geliyordu, sezonu kapamıştı demokratik kongolu "cengaver"... on bir kişilik kadro çıkarabilecek mi fatih terim derken, babel ve lemina'yı sahada görünce, bir nebze de olsa içimiz ferahladı... kalede bu sezon ilk defa okan vardı, muslera tribünde "mate" içiyordu... onun hemen arkasında linnes ufaklığını ilk defa sami yen'e getirmişti...

    geçen sene bu iki takımın ali sami yen'deki "kapışması" şampiyonluk belirleyen final havasındaydı ama dün geceki maç kadar "dikkatli" ve tedbirli oynamamıştı takımlar... gaziantep deplasmanından galibiyetle dönen kadroyu korumuştu fatih terim ve sistem olarak artık üçlü savunmayı tercih edip, sağ ve sol beklerini daha çok koşturacaktı, ataklarda onlardan daha çok etkinlik beklemekteydi... orta alanda ömer ve lemina ile "enerji ve çalışkanlığı" son maçlarda takıma kazandırmış, feghouli'nin de takımı yönetmesini bekliyordu. cuma iş çıkışı maçı olmasına rağmen taraftar da ilgisiz davranmamıştı, koltuklar dolmuş, tezahürat takımı ateşler seviyedeydi... maç öncesi ultraslan-uni'nin "öğretmenler günü" vesilesiyle şehit öğretmenleri anan pankartı da manidardı: "24 kasım öğretmenler günü kutlu olsun. mekanınız sennet olsun aybüke yalçın ve necmettin yılmaz"

    iki takım da maçta hata yapmamak için temkinli davranıyordu da, maçı yöneten yaşar kemal uğurlu daha da "garanticiydi"... muallakta kaldığı bütün pozisyonlarda "aman galatasaray lehine hata yapmayayım" korkusuyla, tereddütsüz başakşehir takımına veriyordu topu. üşenmedim, not tutmak istedim de, o kadar fazla pozisyon oldu ki, yazmaktan maç izleyemediğim için "sonu belli bu uğraşı" bıraktım ilk devrenin ortalarında. ama bir kaç örnek bırakalım blogun tozlu raflarına:
    -3. dakika babel top kaparken rakibine dokunuyor, doğrudan sarı kart veriyor hakem, uyarı filan yok;
    -başakşehir ceza sahasının sol bölümünde ömer'in rakibine çarptırdığı topta taç başakşehir takımına veriliyor;
    -13. dakika mariano'nun rakibine çarptırdığı topta yine taç deplasman ekibine veriliyor;
    -20. dakika feghouli-topal mücadelesinde mehmet topal galatasaray'lı oyuncunun ayağına vuruyor, faulu kullanan ekip başakşehir oluyor;
    -22. dakika mehmet topal mariano'yu arkadan çekiyor, güreşçi gibi yere seriyor sarı kart verilmiyor;
    -35. dakika mariano rakip yarı sahada yine arkadan çekiliyor, yine sarı kart göstermiyor hakem...

    dedim ya, bu kadar "garip" karar sonrası not tutmayı bıraktım da, iki takımın da hata yapmaktan korktuğu ilk 45 dakika biterken, deplasman ekibi adına crivelli ile bir pozisyon akılda kalırken, galatasaray babel ile kornerden gelen bir topu kafa ile auta atıyor, ömer gaziantep'te attığı golün benzerini az farkla kaçırıyor ve lemina'nın şutunda adem'in altı pas içinden dokunuşunda kaleci mert son anda topu kornere çeliyordu... belki sami yen'de beklenilen o "gümbür gümbür" oyunu galatasaray seyrettiremiyor taraftarına ama fena da oynamıyordu. başka bir deyişle de gelecek adına ışık veriyordu sevenlerine...

    ikinci yarıya daha da istekli başladı fatih terim'in takımı, ilk devre belli dakikalarda sergiledikleri "hücüm presi"ni daha fazla sürdürdüler, top yapmasına izin vermediler okan buruk'un takımına. hal böyle olunca pozisyonlar da buldular da "o topu" filelerle kavuşturacak kaliteli ayaklar sakatlıkla boğuşuyordu, yoktular sahada kendilerine ihtiyaç duyulan anlarda... deplasmanda bir puan okan buruk'u sevindirecekti belki ama fatih terim maçın böyle bitmesini istemedi, feghouli'nin yerine emre mor'u alarak daha da karıştırmak istedi rakip ceza sahasını. hoca genç oyuncusuna hem transfer sürecinde, hem de oyuna soktuğu dakikalarda güvendi de emre maalesef bu güveni hep boşa çıkardı, bir türlü veremedi kendisini oyuna, yapamadı o beklenilen patlamayı... ve yazının girişinde de bahsedildiği gibi galatasaray gol ararken, hiç aklında olmadığı bir anda santra ile maçı tekrar başlatmak zorunda kaldı...

    kalan dakikalarda ise artık alışık olduğumuz senaryo sahneye kondu. fatih terim, bir ihtimal skoru değiştirmek için yedek kulübesinden oyuncular sahaya sürerken, "yeni nesil seyirci" oyuna giren topçuları yuhalayıp ıslıklıyordu. "bu namüsait durumda" beraberliğin gelmesi imkansızdı, gelmedi de ve galatasaray taa 41 maç sonra ilk defa ali sami yen'de maç kaybetti... maç bitmiş, sevinen sevinir, galatasaraylı futbolcular başları önde sahayı terk eylerken, tribünlerdeki bir pankart göze çarpıyordu: "bazen işler iyi gitmeyebilir, o zaman umutlar altyapıdan yeşerir!" kalbimiz birden ısınıvermişti...

    bu günlerde sosyal medyada bir fransız filminden alınan bir sahne dolaşıyor bolca. genç kız sevgilisi delikanlıya depresyona girdiğinden dem vurup, kendisinin hiç depresyona girip girmediğini soruyor. delikanlının cevabı çarpıcı: "depresyon burjuvalar içindir. geri kalanlarımız sabah erkenden kalkıp, işe koyuluruz"...
    galatasaray'a küsmek, futbolcuları yuhlamak, teknik direktörü cahillikle suçlamak türk telekom arena da denilen "yeni" ali sami yen'in "burjuva" taraftarı içindir. bizler kazanınca sevinir, kaybedince üzülür ve her iki durumda da rakının dibini görürüz de sonraki hafta yine galatasarayımızın peşinden "cim bom bomun sen çok yaşa, canım feda olsun" diyerek koşarız... burjuvalar gibi depresyona da girmeyiz, hani...

    bu kadar okuduk da yazının ana fikrini çıkaramadık diyen okuyucularımıza da cevap olsun: galatasaray dün gece kaybetmesine rağmen umut veren bir oyun sergiledi ve teknik direktörümüz fatih terim yine mayıs ayında bizlere şampiyonluk şarkıları söyletecektir. bu takıma köstek değil destek olalım...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...-1basaksehir-fk.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın