bu sonuçla bitmeseydi de taraftar yönetimi istifaya davet edebilecek miydi yoksa aman hamza hoca gitti onsuz da oluyor deyip yola devam mı edecekti diye düşündüren maç. (bkz: rize)
202
ah taffarel ah doğru kadro çıkardın ama emre ve sabri değişiklikleriyle sen de saçmaladın.
203
gitti koca sezon. aykut kocaman bile kurtaramaz takımı ikinci yarı. anladın sen.
204
semih kaya ve ali palabıyık tarafından içine edilen maç. burak ve sabri gereksizleri sizde gidin de kurtulalım artık bela oldunuz başımıza.koca sezon nasıl piç edilir mütahit dursun özbek seni de ayrı...
205
tam bir rezalet. yenseydikte muhtemelen hepimizde aynı duygu olacaktı. galatasaray kendi sahasında antalya'dan bu kadar korkuyor, bu kadar eziliyorsa bu bir rezalettir. şu oyuncu kötüydü, bu hata yaptı, hoca yoktu meselesi değil bu. tesadüfi goller attık kazansaydıkta gerçek değişmeyecekti. sorun belli önce yönetim gitmeli sonra adam gibi bir hocayla yeni bir başlangıç yapılmalı. bu maç öncesi geçici çözümlerle ilk ikide olmayı önemsiyordum ama anlaşılan şansla, yıldızların golleriyle olmayacak. en iyisi bu seneyi pas geçmeyi şimdiden göze alıp köklü bir reforma imza atılmalı.
206
hamza hocaya yapılan haksızlığın karşılığıdır. ilahi adaletin tecelli ettiği maç.
207
evet, hamza hoca'ya yapılan hakszılığın yüce allah-u teala tarafından verilen karşılığıdır.
peki 4-3'lük rize maçını ne yapacağız? götümüze mi sokacağız?
iki maçta da böyle bir durum yaşanıyorsa bu ya konsantrasyon ya da kondisyon eksiğidir. bu işi düzeltecek olan kişi yani takımın hocası da sanırım ben değildim bugüne kadar.
208
bu sene bitti. hamza hoca hatalar yapsa da öyle böyle şampiyonluğa oynardık. yerine gelecek adam bu saatten sonra bir halt yapamaz. mevcut vasıfsız yönetim defolup gitmedikçe kahrolmaya devam edeceğiz.
209
şu an euro 2008'deki hırvatistan gibi olduk amk. maçın bitimine 1 dk kala gol at, saniyeler kala gol ye.
taffarel'in suçu yok. belki ikinci yarı emre ve sinan'ı 1-0'ken alsa bu senaryo ile karşılaşmayacaktık. fakat her şeyde bir hayır vardır. neticede taraftarın protestosunu görmüş olduk. kazansaydık da 2 puandan daha fazlası gelmeyeceği için pek dövünmenin manası yok. belki iki puan bırakarak çok daha fazla şeyler kazanmış olabiliriz. yani inşallah kazanmış oluruz.
210
ne rize maçındaki uzatma dakikalarında üst üste yediğimiz goller hamza hocanın suçu ne de bu maçta uzatmalarda yediğimiz gol taffarel'in suçu. futbolcular son dakikalarda galibeyeti koruyamayacak kadar vasıfsız.
211
itiraf edin son dakikalarda umut niye oyuna girmiyor dediniz değil mi. tafarel ' in son dakka sabri 'yi oyuna alıp arkasından golü yememiz de ayrı bir ironi. dilenilen rodriguez' in yaptığı hatalar ile ıslıklanıp çıkması falan. herşeyi geçtim hadi hamza dünyanın en kötü hocası ve göndereceksin arkadaş başka hiç mi zaman bulamadın göndermek için. sorun hamza hoca değildi hepimiz biliyoruz. geçmiş yönetimden başlayarak çok kötü yöneltiliyoruz. ve maalesef hocanın büyük takım tecrübesi yokken ve yardıma ihtiyacı varken yönetim hocayı koruyup yönlendirmesi gerekirken hocanın arkasına saklanıp hatalarını sırtına yükleyip en olmayacak zamanda sattı
212
1- bu takimin golcusu yok. 2- bu takimin stoperi yok 3- bu takimin orta sahada isiran adami yok. 4- bu takimin beki yok. 5- bu takimin kondusyonuda yok. 6- bu takim top rakipteyken savunma yapmasini bilmiyor, geri gelmiyor ve acayip bosluklar birakiyor. 7- bu takimin hakemi de yok. 8- bu takimin hocasi da yok. 9 - bu takimin yonetimide yok. 10 - bu takimin sansi da yok 11- bu takimin taraftari da yok!
213
bu takımın topu defanstan alıp oyun kuracak adamı yok.
rezalet ötesi oynadığımız bir başka maç.
214
bu takım komple yok.
215
uzun zamandır bir maç için bu kadar üzülmemiştim.
216
kadrosunda 12 yabanci varmis antalyaspor'un. bizde ise 7-8.
antalyaspor'un forveti malum. bizim forvet de ayni sekilde.
daha once de belirtmistik yabanci siniri kalkti artik karsimizda o eski anadolu kulupleri yok. hamza da sagolsun cerileri yormamis idmanlarda falan. sonuclar dogal. ikincilik buyuk basari.
217
yazın yapılmayan transferlerin nasıl da her hafta can sıkabileceğini göstermiş maç. tabii ki bu maçta şanssızız yani son dakikada gol yedik. ama genele bakarsak iyi de oynamadık bu maçta. maçı tarafsız gözle izlesem bu maçı hakettik diyemem, adamlar iyi çalışmış bizi. ilerideki 17 numara inanılmaz goller kaçırmaya devam ediyor. ilk yarıdaki golü kaçırınca bu maçtan koptuğunu anladım, böyle bu adam. ilk pozisyonu atarsa devamlılık geliyor, yoksa traş o maç abimiz. aynı şekilde topu ileri vuramıyoruz çünkü herkes biliyor ki topu uzağa attıkları anda topu kaybedeceğiz. o nedenle ben galatasaray'a karşı oynasam önde basarım, uzun vurmaya zorlarım bizi çünkü pas yapmasına izin verirsen galatasaray'ın o zaman oynarız.
takımda iyi oynayan sayısı bu kadar iyiyken alınan puan kayıpları komik. çok üzgünüm, 2 haftada tarih yaşıyoruz belki.
218
canlı izlediğim maç. rodrigez kötü değildi o'nu bi geçelim, olcan ile verkaçtaki anlaşamaması gole sebep oldu, ardından çok klas da bir gol attırdı. maç içerisinde uyuyan selçuk inan ve podolski arasında ne kadar top saklasa da garip bir güruh taraffından ıslıklandı (hatta ben emre çolak yuhlanıyor zannettim) seyircinin 2-3 kez çalımlarda oley çektirdiği bir adam asist de yaptığı halde yuhalanmaması lazım.
semih umut bulut'un defans hali ikisinde de aynı kontrolsüzlük var, belki en çok terleyen uğraşan adamlar ama langır lungur hava topuna çıkmayı ölümüne kontrolsüzce topa atlamayı futbol zannediyorlar, semih top geldiğinde top yerine adamla uğraşıyor top bu arada geliyor rakip topu kontrol ediyor artık iş semih'ten de çıkıyor ve semih yeni bir hameleye hazırlanırken santra yapıyoruz.
gelelim burak yılmaz'a; kaçırdığı golden bahsetmeyeceğim, zira o özgüven ile alakalı. o kaybolunca normal. maç içerisinde hiç ama hiçbirşey yapmaz mı bi adam, yapmadı işte. o kadar kötü oynadı ki şu entrye girdiğim kelimelere yazık.
selçuk inan; maç içerisinde hiçbirşey yapmadı, takımı tanımayan biri olsa selçuk çıkar'dı oyundan önce, attığı golden sonra hamza'nın emarelerini yüzünden okuduk, 3 puan kazandırdığını düşünen bir oyuncunun sevinci yerine alın ulan işte gol de attım tarzı bi duygu patlaması yaşadı.
muslera artık bi karar vermeli ben bu defansa güveniyor muyum güvenmiyor muyum?
güveniyorsan 2 maçta 7'lik oldun, güvenmiyorsan bağla rüştü styla çık yumrukla 2-3 defa bunu yapsa defans da ya ben bişeyler yapayım bu adam benim görevimi de yapıyor diye kendine çeki düzen verir belki. top ne zaman altı pasla penaltı noktası arasına düşse gol, o topa ya defans hamle yapar ya da kaleci ama bizde ikisi de yapılmıyor.
olcan çok iyi oynadı, sneijder en fazla sorumluluk sahibiydi, emre çolak ölü giden maçı canlandırdı ve bence güzel oynadı.
hakan balta artık 60. dakikadan sonrasını kaldıramıyor, üzülüyorum kendisinin ayağının artık dayanmadığını görünce.
yasin berbat oynadı halı saha topçusu gibi topu ayağına veriyorsun karşısındaki bek oyuncusun üzerine sürüp tersine çekiyor ve o kadar. belki de en kötü maçını oynadı ve evet podolski gibi o da gol attı.
219
maçı canlı izledim. sahadaki her futbolcuya tek tek baktım. sahada hiçbir şey yapmayan tek bir kişi vardı. o da burak yılmaz. sanki, "artık ben bu takımın futbolcusu değilim." der gibi gezinip durdu. takım, genel olarak formsuz. işin daha da üzücü tarafı, kadro yetersiz. maçı canlı izlediğinizde, çok daha iyi görebiliyorsunuz. orta sahamız çok yumuşak, defans hattımız çok kötü, ileriyi zaten demeye gerek duymuyorum. burak ve umut ile sezona başlamak, resmen intihardı. hamza hoca'nın alınmaması için uğraştığı podolski olmasaydı, gol yollarında da berbat olacaktık. "iyi futbol, iyi futbolcularla oynanır." bu kural, dünyanın hiçbir yerinde değişmez.
sevgili mert çetin'in tercümesini değil de kendisinin ingilizce ifadelerini direkt olarak dinledim ve şoke oldum, açık açık takımın hiçbir savunma ve hücum taktiği olmadığından ve elbette gol ya da goller atarak şansa puanlar kazanılabileceğinden söz etti.
resmen bala göte şu günlere gelmişiz, adam içeriden, takımın kalbinden buz gibi bildiriyor... bize çok ama çok iyi bir hoca lazım şu dakikadan sonra!!!
221
yediğimiz son golde sabri ve emre çolak'ın net hataları var. yedek oyuncular maç alır, bizimkiler veriyor. işin özeti bu.
222
zulüm sezonlarimizdan biri olan 15/16 sezonunda oynanan maç. hamza hamzaoğlu'nu şutlayip taffarel ile çıktığımız, ortalık toz duman iken fırsattan istifade ali palabıyık'in bizi ince ince doğradigi maç.
evet, hamza hamzaoğlu vasıfsızi gitmişti ama artık bazı şeyler için çok geçti. çünkü aldirdiklari ve aldirmadiklari ile leş gibi bir kadroyu kucağımıza bırakmıştı.
damarlarımdaki antidepresan oranının kandan fazla olduğu zamanlara denk geldiği için başlığını görünce fatih terim hocam gibi "haberim yok" demeye başladığım maç.