• 102
    spor adına hiçbir politikası olmayan, çinlilerden masa tenisi milli takımı, kenya ve etiyopyalılardan atletizm milli takımı oluşturup madalya bekleme kolaycılığına kaçan, dopingçi haltercilerin cirit attığı, en iddialı olduğu branşlarda bile artık yerlerde sürünen bir ülke sporunun iflasını gösteren olimpiyatlardır. sporcularımız sıfır çektikçe türk sporunu yöneten şarlatanların ipliği pazara çıkacak diye seviniyorum. bir de utanmadan olimpiyatlara aday oluyorlar, hadi oradan!!
  • 103
    türkiye'nin şimdilik altın babayı aldığı olimpiyatlar. bir umut bayan basketbol takımı bir şeyler getirebilir. ee sen şikeyi yasallaştır. şike yaparak başarıları daha düşük seviyede kazan. olimpiyatlarda kafana vururlar böyle. siz bu kafayla devam edin. spordan anladığı şike, stada çökme, siyasi şov olan memleket daha çok altın babalar kazanacak.
  • 104
    countries with 60+ million people and zero olympic medals: pakistan, nigeria, bangladesh, philippines, vietnam, dr congo, turkey.

    blumberg news

    yani türkiye pakistan, nijerya, vietnam, kongo, bangladeş ve filipinler'le beraber olimpiyatlara katılan ülkeler arasında nüfusu 60 milyonun üzerinde olan ve şu ana kadar madalya alamamış olan ülkelerden biriymiş aynı durumda olduğumuz ülkeler değil 3. dünya, 5. dünya ülkeleri. yazıktır, günahtır bu kafayla gidersek daha çok vururuz kafamızı taşlara. çünkü bu ülkede spor, 'spor ahlakıyla' yapılmıyor. parayla yapılıyor şikeyle yapılıyor ayarlamayla yapılıyor. hadi bunu geçtim zamanında halil mutlu naim süleymanoğlu gibi türk ama başka ülke kökenli sporcularımızla belli başarıya ulaştık. şimdilerde durum böyle giderse giderek daha fazla fakir afrika ülkelerindeki sporculara yöneleceğiz gibime geliyor. çünkü dedik ya bu ülkede spor parayla yapılıyor. inşallah bu duruma geçmeyiz, çünkü bu çok komik olur sıçıp sıvamak olur. sen 70 milyonluk ülkende adam akıllı sporcular yetiştirememişsen zaten kökünden düzeltmen gereken şeylerin var ve bu açık devşirmeyle çözülemez. çözmeye çalışırsan götüyle gülerler adama.
  • 106
    114 * sporcu ile katıldığımız, spor adına en önemli organizasyonlardan olan olimpiyatların ingiltere durağı. bu sayı, aynı zamanda olimpiyat tarihimizin en kalabalık katılımı anlamına geliyor.

    takım oyunu ve bilhassa bireysel dallarda başarının bir türlü elde edilememesi gerek medyada, gerek sokakta çatlak seslerin birden çoğalmasına sebep oldu. olimpiyatlar başladıktan üç gün sonra gazetelerde "hala madalya yok" minvalinde kalın puntolarla tellallığa başlandı zaten. iddialı olduğumuz halterde yaşanan hüsran, söylenmek için fırsat kollayan lağım farelerinin mitoz bölünmeyle çoğalmasına yol açtı. böylece sabırsızlığıyla meşhur milletimiz de gerekli saçma sapan yorumları sıralamaya başladı. ordan sonra da önü alınamayan bir yorum kirliliği başladı zaten. şu an teselli bulduğumuz tek nokta kadın basketbol takımının yoluna umut verici şekilde devam ediyor olması. kadın voleybol takımımız ise -bana göre- tamamen şanssız bir başlangıçla istenen sonuca ulaşamadı.

    medyanın bu ikiyüzlülüğünden nefret ediyorum. sporun futboldan ibaret olduğu bir ülkede yaşıyoruz. futbol da şike davalarının içinde beşik gibi sallanıp, sonunda şikenin neredeyse yasallaşmasıyla, belki de bitme noktasına geldi. yıl boyu gazetelerde iki satır yazıyla bile olsa atletizm, halter, güreş, tenis ya da diğer spor dallarından bahsedildiği yok. ülkemiz adına müsabakalara katılan üç atletin ismini saymak istesek eminim hepimiz zorlanacağız, pek çoğumuz bir isim bile söyleyemeyeceğiz. halterde en son halil mutlu döneminde kalmış insanlar var hala. bazıları naim süleymanoğlu'ndan sonrasını hatırlamıyor bile. masa tenisinde ülkemiz adına yarışan sporcunun çekik gözlü olduğunu bu olimpiyatlar olmasa hiç öğrenemeyecektik. çünkü hiçbir medya patronu, o iki kelimelik ismin yanında üç santimetrekareye basılmış bir fotoğrafı yayınlamadı gazetesinde. ama mevzu olimpiyatlar olunca, bu sporcularımız birer birer elenince hepsini topa tutmayı iyi biliyoruz. ikiyüzlülüğün dik alasını hiç utanmadan sergiliyoruz.

    nagihan karadere, bugün 400 metre engelli yarışında hatalı çıkış yaptığı için diskalifiye oldu. hatalı çıkış dediğime bakmayın, saliselerle yapılmış bir hata değil bu. abartı bir hata. hakem set dediği anda yapılan bir çıkış. ve bu sebeple küfürler yiyor bu kadın. ve hatalı çıkış sonrası yapılan röportajda, hem nagihan karadere'ye hem de tüm sporculara yüklenen gereksiz sorumluluğu görebiliyorsunuz. gözyaşları içinde yaptığı konuşmada takoza oturduğumda kendimde değildim diyor atlet. ve özür üstüne özür diliyor, bakanlardan ve türk halkından. siyasilerin sporcular üzerinde oluşturduğu baskıyı görebilmek için o videoyu izlemek yeterli oluyor.

    olimpiyatlara özel sporcular katılır. nagihan karadere de o özel sporculardan biri. öyle saçma sapan bir hatayla diskalifiye olmayacak kadar da profesyonel bir sporcu. ama yıl içinde doğru dürüst yarışma şansı bulamayan, medyanın ya da devletin üst kademelerinde bulunan adamların baskılarını hiçbir zaman hissetmemiş bir sporcu, birden bire böyle bir baskı altına girdiğinde hiç beklenmeyecek bir hata yapabiliyor. biz de hayattaki en büyük başarısı iddaa'da kuponu son maçta yatanlar olarak "böyle hata olur mu seni oraya gönderenin..." diyerek seviyemizi belli ediyoruz. altı kez olimpiyatlara katılma başarısı elde etmiş derya büyükuncu'yu eleştiren nihat doğan'dan hiçbir farkımız kalmıyor.

    olimpiyatlara milli dava gözüyle baktıkça, amatör sporlara dört yılda bir medyada yer verdikçe bizden bir yol olmaz. ekin ekmediğimiz tarlanın hasadını toplayamayız, bunu anlayamıyoruz bir türlü. öyle olimpiyata katılacak sporculara iftar düzenleyip onlara hediyeler vermekle olmuyor bu iş, olmayacak. yıllardır aynı şey çünkü. böyle kör gözlerle yönetilen spor için kadın basketbolcularımızın gruptan çıkması bile muhteşem bir başarı.
  • 107
    kesinlikle bir spor ülkesi olmadığımız için şu ana kadarki sonuçları sürpriz olmayan organizasyon. 114 sporcu göndermek olmaya çalışmak anlamına geliyordu daha doğrusu olmuş gibi davranmak. ama kazın ayağı öyle değil. yine de bu kadarını beklemiyorduk. en azından halter ve güreşte madalya almamız gerekiyordu. ama olmadı.

    bu saatten sonra türkiye adına madalya getirebilecek tek sporcumuz nevin yanıt.
  • 108
    olimpiyat oyunlarını izledikçe oradaki insanların disiplinlerini, gayretlerini, samimiyetlerini gördükçe futboldan daha da soğuyorum. dün koşulan erkekler 3000 metre engelli finalinde birinci olan kenyalı ezekiel kemboi ve ikinci olan fransız mahiedine mekhissi-benabbad'ın sevinçlerini gözlerim yaşararak izledim. bu iki rakip, yarışmanın sonunda kardeş gibi birbirlerine sarıldı ve birbirlerini kutladılar. olimpiyat ruhu dedikleri bu ise bu harika bir şey. ahan da bu aslan yürekli adamların resimleri: http://gss.gs/21F

    sizi hiç unutmayacağım olum.
  • 111
    ülkemizi temsil eden sporcularımızın başarısızlıklarının sebeplerinin mehmet batdal'ın trabzonspor maçında kaçırmış olduğu gol pozisyonunun arkasında yatan gerekçeler ile bire bir örtüştüğünü düşünüyorum.

    (bkz: #914911)*

    hemen hemen hepsi kaybettikten sonra benzer açıklamaları yaptı çünkü;

    "kendimde değildim, stres oldum"

    stadyum gibi insanı kuşatan, çepeçevre sarmalayan yüksek ambiyanslı ve güçlü atmosferli mekanlarda on binlerce kişi önünde soğukkanlı kalmak, benliği korumak, değil konuşmak, koşmak bile çok zor bir şeydir.

    çoğunun ilk olimpiyat tecrübesi herhalde, tamam gayet güzel bahaneler sundum şimdi yukarıda, bu açıdan bakınca başarısız olmak normal gibi ama yapan gayet de güzel yapıyor.

    psikoloji de sporun bir parçasıdır, millete sadece antrenman dayamakla olmuyor sanırım ve atletik açıdan gayet yeterli olduğumuzu düşünsem de sanırım profesyonel motivasyon bazında gayet amatörüz.

    "antrenmanda defalarca kaldırdın, şimdi de kaldırırsın" ne lan... bu mu denir madalya umudu halterciye? garip...
  • 117
    neredeyse tüm spor dalı federasyonlarımızın bakan tarafından çağırılarak istifaya davet edilmesi gerektiğini gösteren olimpiyat olmuştur bizim için. biz hala devşirme sporcu peşindeyiz. önümüzde çin örneği var adamlar 3-4 olimpiyatta nerelere geldi, altyapılarını kurup bir de devşirme sporcu vermeye başladı. biz ise halter ve güreş gibi başarılı olduğumuz dallarda bile yokları oynuyoruz. demek ki bir yerlerde başarısızlık var ve bu başarısızlığın sorumluları da var.

    antremanda kaldırdığı kiloları kaldıramayanlar, regular zamanının 40 saniye üstünde koşanlar, morali bozulup yapamayacağım koşamayacağım diye türk filmi replikleri, bana göre başarısızlıktan çok daha öte şeyler bunlar. ha çalışırsın çabalarsın başaramazsın, eyvallah ama biz de durum bu değil.

    almanya gibi ekonomik krizden en az etkilenen ülkerlerin başında gelen ülke, eğer ki altın madalya alırsan sana 15.000 euro veriyor, biz de moral motivasyon yapacağız ya daha gitmeden altın külçeleri verildi sporculara.
  • 121
    ülke olarak rezil olduğumuz dünya sporunun en büyük organizasyonudur.

    ortaya çıkan sonuca pek şaşırmamak lazım aslında.

    en fazla madalya beklediğin sporcun olimpiyatlara altı ay kala sağlığına, beslenmesine dikkat edip adam gibi kendini yarışmalara hazırlayacağı yerde acun ılıcalı denilen gereksiz bir adamın anlamsız yarışmasında insanlıktan çıkmış bir şekilde börtü böcekle beslenerek yaşamını idame ettirip, antrenman yapmadan olimpiyata giderse;

    atletizimcin doping yaptığı için yarışmalara katılamazsa,

    başta halter gibi güreş gibi madalya beklediğin branşlar olmak üzere neredeyse tüm federasyonlarının başında bu sporla alakası olmayan kişiler olursa,

    futbolda şike yapan, avrupadan men edilen, başkanı şike yüzünden bir yıl hapis yatmış bir spor kulübünü spor dünyasından dışlamak yerine baş tacı yaparsan,

    spor bakanın "servisleri dışarı atana baklava yok" heh heh heh gibi gereksiz espiriler yapmak dışında hiç bir şey yapmıyorsa

    hepsini bırakın en iyi tenisçin hülya avşarsa,

    ülke olarak spor senin neyine, senin gibi bir ülkenin olimpiyat oyunlarında işi ne demezlermi adama?

    hiç kimsenin türkiyeyi, türk bayrağını rezil etmeye hakkı yoktur. bundan böyle olimpiyatlara katılmasak çok daha iyi olur.

    hemen hemen her yarışmada üzerinde türk bayrağı olan formaları son sıralarda görmek insanı çok üzüyor.
  • 122
    kadınlar yüksek atlamada sporcumuz burcu ayhan finale kaldı. 1.93 atlandıktan sonra hakemlerin atletlerle yaptığı görüşmelerde "atlayacak mısınız yoksa pas mı geçeceksiniz? (do you want to jump or pass?)" sorusu küçük bir infial yarattıysa da 1.96'yı deneyen atletlerin neticesinde final listesi belli oldu ve atletimiz iki seri toplamında 9. sırada yer alarak finalde yarışmaya hak kazandı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın