• 802
    sanki ulke icinde ingiliz demokrasisi ve refahi varmis gibi, hakkinda ulke buyuklerinin tuhaf tuhaf konustugu sorusturma. baska konulara gelince avrupa örnek alinmaz, ama is bu yuz karasi lekeyi temizlemeye gelince "e orda da gitmediler nolmus? bik bik " derler.

    ulkeye gram katkisi olmamis götu boklu bir kac takim yuzunden turkiye'nin yuzunu yillarca yere baktirmayi, besikteki cocugundan en tepedeki kisiye kadar göze aliyorsalar vay halimize. yensekte yenilsekte surda 3 kurus zevkimiz olan futbolun icine edilmesine icim dayanmiyor sevgili sözluk. camia ne kadar buyuk olursa olsun, olaylardan ne kadar habersiz olursa olsun hak yenmistir. emek calinmistir. "ben youtube'a giremiyorum" diyene "e ben giriyorum sen de bir yolunu bul gir" demek ile su sike olayinda sarfedilen mesnetsiz ve fanatik sözlerin birbirinden ne farki vardir?

    bu ulkede o zaman hakkini arayan istedigini bulamazsa daga da cikar, terör de estirir, adam da öldurur. bu kadar basit bir meseleyi bile kendi kendine cözemeyen koskoca bir ulke, uefa gibi bir spor kurulusu tarafindan cezalandirilmayi coktan hak etmistir. memleketimin baska derdi yok mu? fenerbahce ligden dusmezse fakir fukara halkin karni mi doyacak? ayip degil mi? baska muhim isiniz yok mu hic sizin?

    sevgili sözluk, inaniyorum ki baskanlarimiz ve yöneticilerimiz galatasaray'in bu konuda en az zarari görmesini saglayacaktir. ancak bu ulke sinirlari icinde adelet denen onursal olusum tukenmistir. sadece sike degil, super finali dusundugumuz de, sirf 3-5 dagda domuzu eksik zengin tayfanin biraz daha zenginlesmesi icin, finalin cekismeli gecmesi icin, galatasaray uzerindeki son haftalarda oynanan oyunlar bellidir.

    cok sevdigim bu guzel ulkemde, malesef elimiz mahkum bir sekilde onurun ve haysiyetin 3-5 decoder'a satilisini hayretle seyretmekteyiz...

    (bkz: nasip)
  • 805
    son gelişmelerden sonra anlaşılan o ki, şike kayıtları sadece aziz'i yemek için ortaya çıkmıştır. günahım kadar sevmem, fakat feneri kurtarıp aziz'i süpürmek başka bir anlam ifade etmiyor benim için. herkes teker teker çıktı içeriden bir tek aziz kaldı.

    temiz şeyler dönmüyor, fener'in şike yaptığı muhakkak; fakat olay futbolu temizlemek için yapılmış bir olay olmaktan ziyade, birilerini düdüklemek için sümenlerin altından çıkarılan belgelerden ibaret.

    her yeri eğri türkiye'nin zaten, bunda mı doğruluk arayacaktık.
  • 806
    suyu çıkmış ve sonuna gelinmiş soruşturmadır.

    görünen ve artık açık açık dillendirilen "uefa'nın tüm türk kulüplerine 5 yıl men cezası" sebebiyle 2012 yaz döneminde önemli transfer yapmayacağımız çünkü kimse göz göre göre borcu daha da büyütmek istemez. belki çok acı olacak ama keşke şu an fener açık puan farkıyla önde olsaydı biz de 4.olsaydık da devlet uefa ile ters düşmeyi göze almasaydı. ne kadar iğrenç bir sistemde savaşıyoruz değil mi? arkadaşlar ciddiyetin farkında değil miyiz mecazi olarak değil türk futbolu gerçekten uçuruma doğru gidiyor. 5 yıl avrupada yoksa etkileri 15 yıl sürecektir. uefa bu cezayı verdikten sonra türk futbolu statlarda seyirci de bulamaz storelarda alışveriş yapan taraftar da bulamaz. tabi ki de sıfırlanmaz ama inanın bu sene insanların midesi bulandı eğer ki uefa biz dahil bu cezayı versin biteriz.

    bu arada not : federasyon ve devlet milli takımı bu işin dışında tutmak istiyormuş. yersen lüpen.

    baştan sona okuyunca çok dağınık anlatmışım ama maalesef çok doluyum be sözlük yazıklar olsun bu durumu bu hale getirenlere. fenerbahçe için tüm ülkeyi bitiriyorlar ve biz hala sesimizi çıkartmıyoruz.
  • 807
    şike davası ile ilgili başbakan tayyip erdoğan’ın seul’den tahran’a geçerken yolda verdiği demeç ile alakalı bir şeyler yazmak istedim. bu demeç ile beraber uefa kongresinde yaptığı konuşmada değindiği konular aynı zamanda resmi kurumların konuya nasıl baktığının en net şekilde ortaya konulması oldu.

    bu demeçler özetle tüzel kişi ve şahısların cezasının ayrılması gerektiği; şikenin sahaya yansımadığı ve teşebbüste kaldığı bu yüzden de şahısların hem spor hukukuna göre hem de ceza mahkemesinin değerlendirmelerine göre ceza verilmesini ancak tüzel kişilerin yani kulüplerin büyük cezalar almaması gerektiği zira kulüplere bu cezalar verilirse taraftarların yani büyük kitlelerin cezalandırılacağı; 8 kulübün düşürülmesiyle türk futbolunun biteceği ve uefa 5 yıl men ederse problem olmayacağını hatta ingiltere’nin heysel faciasından sonra aldığı cezayı az bularak(!), margareth thatcher’in bu cezayı 5 yıla yükselttiği dönemi refere ederek tekrar avrupa arenasına daha iyi dönebileceğimizdi. malesef tüm bunlar konuşulurken adeta hırsızın hiç suçu yokmuş gibi davranılıyor. sanki uefa bir şekilde bize takmış, herkese bu tarz konularda göz yumarken ve memleketin futbolunda hiçbir sıkıntı yokmuş da, türk futbolunun bir komploya kurban gittiği gibi bir ortam yaratılıyor.

    gianni infantino ve michel platini net şekilde kongre süresinde yaptığı basın toplantılarında yeterli delilin olduğunu, cezaların bir an önce uygulanması gerektiğini ve ne kadar geç kalınırsa türkiye’nin o kadar fazla zarar göreceğini çok açık şekilde belirttiler. “bu tarz konularda tüzel kişiler ile şahısların ayrılması gerektiğine ben de inanıyorum ancak işleyiş böyle” diyen ve bence başbakan’a nezaket ve diplomasi örneklemesi yapan platini’nin açıklamaları ise hiçbir yerde yeterince yayınlanmadı. aksini de beklemedik zaten.

    başbakan’ın 5 yıl uefa’ya gitmeyelim, bir şey olmaz diye değerlendirdiği konu, tff başkanı yıldırım demirören’in 26 ocak’ta tff genel kurulunda yaptığı konuşmayı işaret ediyor. bizim onurlu yöneticilerimiz, bu konuşmaları yaparak bir yandan yeterli delillere sahip olduklarını yani şikenin ya da en basitinden teşebbüsün yapıldığını kamuoyuna duyurmuş oluyorlar. bu 58. maddenin uygulanmasını, yani ligden düşürülmeleri gerektirir. ancak belli ki amaç pek bu değil.

    önümüzdeki süreçte muhtemelen nisan’ın 2. ya da 3. haftasına kadar bir takım cezaların verileceğini düşünüyorum. türkiye futbol federasyonu mevcut kadrosuyla (başkanından tahkim kurulu başkanına kadar) bu olayın üzerini kapamak için göreve atanmış kişilerden oluşuyor. önümüzdeki dönemde yapılacaklar tahminime göre etik kurulu raporunda şahısların şike ile ilgili görüşmeleri saptandığını ancak bu görüşmelerin sonuçlanmadığını ve sahaya yansımadığını, buna göre bu işlere girmiş şahısların futboldan uzun bir süre men edilecekler. kulüpler ise sahaya yansımadığına dem vurularak 58. madde işletilmeyecektir. geçen sezonun lig şampiyonu fenerbahçe, kupa şampiyonu ise beşiktaş olarak kalacaktır.
    bu senaryo gerçekleşirse uefa’nın alacağı tavrın ne kadar ağır olacağı benim merak ettiğim konu. avrupa’dan 5 yıl men ve adı geçen kulüplere bir ve ya birden fazla küme düşme cezaları verilecektir. bu 5 yıl men eğer tüm kulüpler ve milli takımı kapsarsa ülke futbolu muhtemelen 92-93 sezonu seviyesine gerileyecektir. sıfırlanan ülke puanı, takımlara daha fazla ön eleme oynamasına sebebiyet verecek ve bu dönemin yakalanması en iyi ihtimalle 10 sezonu bulacaktır. bunun adı adaletsizliği geçtim, ihanettir. ortada bir suç varsa ve bu suç tespit edildiyse hak ettiği cezasını vermeyip, adam kayırmak sadece bize yakışırdı zaten. mızrak çuvala sığmadı ve biz neremize soksak diye düşünüyoruz. işin acı tarafı biz düşünürken elalem gelip bir tarafımıza itinayla sokacak. durum en amiyane tabirle bu.

    bir de tüm bu konularda fenerbahçe yerinde galatasaray olsaydı böyle düşünülmez, böyle konuşulmazdı diyenler var ki; onlara diyeceğim geçen sezon adnan polat’ın ibra edilmediği kongrede yapılan konuşmalar, taraftarların tepkileri bunun nasıl olacağını net şekilde ortaya koyacağıdır. cemal nalga olayına bulaşmış kişilerin anında kulüple bağlarının kesildiğini, daha sonra af isteseler de üyeliklerini geri alamadıklarını bilmezler. takipçiliği bile kendi çıkarları kadar yapıyorlar demek ki. biz olsaydık, şu anda futbolu unutmuş, o kişilere lanet etmiş ve insan içine çıkamıyor olurduk. ama ne anlatsak yine boş zira dervişin fikri neyse zikri de odur.

    *
  • 808
    hepimizi öyle bir paranoyak yaptı ki, her şeyi komplo teorisi olarak görmeye başladım. şimdi, gelinen son nokta, federasyonun hükümet destekli olarak türk takımlarını avrupaya yollamayacak gibi görünüyor, bu bana çok gerçekçi gelmiyor, şu ana kadar bir yorumlarını duyamadık ama diğer takımların yönetimlerinin dahi buna katılacağını pek sanmıyorum. taraftarları zaten suçsuz olduklarına inanıyor, onlar da karşı çıkacaktır illa ki böyle bir saçmalığa. federasyon kararı verse dahi tepkilerden sonra geri çekecektir. ama ben zaten asıl hedeflerinin bu olmadığını düşünmeye başladım. şu an sağda solda, galatasaraylı insanların, hatta başkanımızın da, şikeydi cezaydı azizdi umrumuzda değil, yeter ki avrupa için önümüzü kapamasınlar şeklinde düşündüğünü görüyorum. bu da bana, sanki aziz'i çıkaracak ve fenere ceza vermeyecekler, karşılığında da sizi avrupaya yollamama kararımızı geri çekiyoruz diyeceklerini düşündürtüyor. bir nevi, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek olayı.
  • 809
    şike mevzusu makedonya'nın da başından geçmiş. konuyu bilen bir abimiz twitterda yazmıştı, bana da e-mail ile gönderdi. dikkat çekici konular var, özellikle makedonya cumhurbaşkanı'nın devreye girmesi ve uefa'dan aldığı cevaplar ilginç.

    -----------

    şike işine bulaşan pobeda kulübü ve makedon ff (futbol federasyonu) ile uefa arasında yaşanan süreç

    pobeda kulübü 2003-2004 yılınıda makedonya futbol ligini şampiyon olarak bitirir...
    2004-2005 şampiyonlar ligi !ön eleme grubunda oynamaya hak kazanır ...
    ş.l ön elem deki rakibi ermenistanın pyenik takımıdır ve ilk maç makedonyanın başkenti üsküpte oynanır...
    ve maçın sonucu pobeda 1-3 kaybeder. aslında maçın favorisinin kaybetmesi pek kimsenin dikkatini çekmez...
    fakat aradan yaklaşık 2 yıl gibi bir zaman sonra uefa pobeda nın bahis şikesi yaptığını belirler ve araştırmayı derinleştiri..
    sonuçta pobeda kulüp başkanı ve takım kaptanı şike yapmakla suçlanıp ömür boyu men kararı ile cazalandırılır...
    fakat uefa pobeda kulübünün profesyonel liglerin içinde barınmasını istemez ve uefa ile makedon futbol federasyonu (mff)arasındaki süreç başlar...

    uefa pobeda kulübünün şike yaptığını tespit eder etmez dosyayı disiplin kuruluna havale edip mff bilgilgilendirir..
    disiplin kurulu kararları açıkladığında pobeda kulübünü 8 yıl avrupadan men ve makedonya profesyonel liglerin dışına yani 3 lige düşürülmesini ister...
    pobeda kulübünün bir başka özelliği makedonya cumhurbaşkanı nın sempatizanı olduğu ve ve bir zamanlar yöneticiliğini yaptığı takım olması.
    dolayısı ile bizzat c.başkanı da sürece dahil olup mff ile birlikte pobeda kulübüne verilecek cezaları en alt limitlerde kalması için mücadele ederler...

    hemen kriz masası oluşturup uefa ile mff arasında görüşmeler başlar( aslında şu an bizi en çok ilgilendiren durum işin bu bölümüdür )
    c.başkanı bizzat platiniyi arayıp avrupadan 8 yıl men kararını sineye çekebileceklerini ama pobeda nın 3 lige düşürülmesi kararına itiraz eder....
    fakat pplatini bizim bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok,kurallar uygylanmaz ise futbolu kaybederiz diye c.başkanına teşekkür eder...
    ama uefa olarak disiplin kurullarını alacağıa kararların arkasında olacaklarını belirtir.hatta c.başkanını bu sürece çok müdahale etmesinin başka sorunlara neden olacağını,
    bizzat sayın c.başkanına hatırlatır....

    bu durumda makedonya futbol federasyonu( mff) gerek ppobeda kulüp taraftarları gerekse c.başkanının kulüpleri en az ceza ile kurtaralım baskısı altındadır..
    şimdi mff uefa ya yaptığı teklifleri ve uefa nın cevaplarını paylaşalım.

    mff: biz pobedayi düşürmeyelim eksi puan cezası verelim.
    uefa: kabul edemeyiz
    mff:sadece 2.lige düşürelim
    uefa:kabul edemeyiz

    bu durum karşısında c.başkanı talebi ile diğer kulüplerden de destek alınıp,gerekirse 3 yıl avrupaya gitmeyelim (zaten gittiğimizde ön eleme 1 turda eleniyoruz) derler..
    uefa bu teklifide reddeder ve siz gelip gelmeme konusunda özgür ama bizde gerek sizin ülke lisansınızı iptal etmekte ve gerekse ayrıca disiplin cezası vermekte özgürüz der..
    yani mff 3 yıl kulüpleriniavrupa kupalarına göndermese bile pobeda kulübü bu işten sıyıramıyor ayrıca mff ek yaptırımlar ile karşı karşıya kalacağı anlaşılına.....
    gereken yapılır ve pobeda kulübü 3 lige düşürülür.

    yazan : https://twitter.com/#!/shqipStari
  • 812
    --- alıntı ---

    futbol federasyonu’nun yaşanan şike olaylarıyla ilgili vereceği karar, camiayı tedirgin ederken bundan en çok etkilenen kulüp de galatasaray görünüyor. federasyonumuzun konuyla ilgili vereceği iki karar var. birincisi; hiçbir kulübümüz şike olaylarına karışmamıştır. ikincisi; 58. madde değişirse, puan silme yoluna gidebilir.
    en kısa zamanda 58. maddede değişiklik olacağını düşünüyorum. elbette en son karar merci uefa’dır. federasyonumuz ‘türkiye’de şike yapılmadı, bütün kulüpler suçsuz’ da dese, veya ‘suçlu takımlardan 5 puan, 7 puan sildim’de dese gene son kararı uefa verecek.
    görünen o ki başbakanımızın, thatcher benzetmesinden sonra ‘türkiye’nin futbolu temizdir’ denecek. uefa disiplin kurulu bu karardan sonra toplanacak, büyük olasılıkla türk futbolu cezalandırılacak. şayet uefa kulüplere ceza verirse, milli takımımız, ligde bu senenin şampiyonu, hepsi gelecek sezon avrupa’da maç yapacak. ülke futboluna ceza verilirse, milli takımımız dahil takımlarımız avrupa defterini kapatacak. hakemlerimiz avrupa’da maç yönetemeyecek. hazırlık maçı bile oynayamayacağız. kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti’nin konumunda olacağız...
    galatasaray yönetimi, taraftarı, camiası çırpınıyor.avrupa’ya gidemezlerse, çok büyük bir hukuk savaşı başlayacak. önce tff’yi mahkemeye verecekler, daha sonra olacakları düşünmek bile istemiyorum. fenerbahçe’nin verdiği direnişi sokaklara dökülerek bu kez galatasaray verecek. başkan ünal aysal’a güven tam. camia her türlü yetkiyi veriyor. yani ‘kavgaya hazırlan, sonuna kadar seninleyiz’ mesajını veriyor.
    aslantepe türk telekom arena devletin. galatasaray ile 49 yıllığına kiralama mukavelesi yapılmadı. ortak görüş, stat elimizden alınmış olsa bile gidip herhangi bir statta oynayalım, ama onurumuzdan en ufak taviz vermeyelim şeklinde. bu şartlar altında aysal, kesinlikle hiçbir yere gidemez. galatasaray için zor günler federasyonun alacağı karardan sonra başlıyor...

    --- alıntı ---

    osman şenher'in 5 nisan 2012 tarihindeki, milliyet spor köşesindeki yazısı. http://milliyet.com.tr/d/t.aspx?ID=1524199
  • 814
    tipik türk mantığı ile ilerlemekte olan soruşturmadır.

    mantıklı ve akılcı hiçbir adım atmadan süreci uzattıkça uzatarak zaman kazan, ama kazandığın bu zamanı da icraat yapmak yerine daha fazla zaman kazanmak için kullan, tüm bu biriken işler son dakikaya sıkışınca da "hep beraber siki tuttuk" politikası güt.

    "batacaksak hep beraber batarız çünkü biz bir bütünüz, omuz omuza çekeriz cezamızı" :((

    bütünü ele alırsak bizden bir bok olmaz, sadece kendimizi ele alırsak biz fazlayız bu ülkeye...
  • 815
    soruşturmanın başından beri şike yapanların küme düşmesi gerektiğini savunan başta galatasaray camiasını öyle bir duruma getirdiler ki,

    "tamam allah belanızı versin küme falan düşmeyin,puanınız da silinmesin biz nasıl olsa şampiyon oluruz. bari avrupa'dan men edilmeyelim "

    (bkz: gölge etme başka ihsan istemem) moduna soktular.

    başta sayın başbakan ve tff başkanı yıldırım demirören de bu durumun başmimarıdır.
  • 816
    fenerbahçenin bir yıl daha avrupaya gitmeyerek cezasını çekeceği, ayrıca klübe başka bir ceza verilmeyeceği konuşuluyor. eğer böyle birşey olursa fenerbahçe yönetimini kutlarım. bu kadar olaydan sonra sadece 2 sezonluk avrupa mahrumiyeti büyük başarıdır. sadece bu kadar süre içerisinde her fenerlinin biz şike yapmadık eğer yaptığımız kanıtlanırsa gerekli cezalar verilsin razıyız tavrının ne kadar yalan olduğu ortaya çıkacaktır. ilgili haber için http://www.ajansspor.com/...efa_ile_anlasma.html
  • 817
    süreç 3 temmuz 2011'de başladı, lig bitti, play off başlayacak. iddaaname adı geçen, yöneticiler, sporcular, teknik direktörler adli merciler tarafından bir şekilde cezalandırıldı, bazıları hala cezalı. cezalar play off'tan önce verilecekti, olaylar durmadan soğutuluyor. gündem farklı yerlere çekiliyor, yabancı sayısı, gelecek sene de play off falan denilerek gündem değiştiriliyor.

    şu ana kadar ceza alan kulüp yok. olaylara, sürecin akışına, haksızlığa, yalanda dolana en çok karşı çıkan takım galatasaray play off denen illet yüzünden en çok cezayı alan takım. şikeye karışanlardan puan sileceklerdi play off öncesi, en çok puan bizden eksilecek.

    play off zaten bu şikeci takımlar yüzünden çıktı, en çok da onların işine gelecek. şu süreci sakin bir kafayla irdelediğimde, sırasıyla şike sürecini incelediğimde, daha iyisini yapamazlardı herhalde. çok iyi sahnelenen bir senaryonun içerisindeyiz. 2011/12 sezonundaki şampiyonluğumuz o yüzden çok değerli.
  • 819
    modern anlamda bir spor ülkesi olabilmek adına belki de attığımız en önemli adımlardan biriydi, el kadar çocukların bile iddaa oynadığı bir ülkede tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyebilen gözü dönmüşlere, sahtekarlara bir tokatı da halen adalete inanan bir avuç insanın vurabileceğinin umuduydu henüz herşey çok tazeyken. şimdi ise yapılan onca tiksinç şeyle beraber, milyonlarca dolar döküp emekliliğine hazırlanan futbolcuları getirip, şaşalı stadlar yapıp, halkının önüne mücadeleyi, hırsı kısaca gerçek futbolu değil basit ve mide bulandırıcı bir tiyatroyu, nam-ı diğer endüstriyel futbolu, sunan arap dünyası ülkerinden biri olmamız için futbolumuzun emanet ettirildiği kodamanların oyuncağı olmuş bir zamanların adalet arayışımızın hikayesidir 2010-2011 sezonu futbolda şike soruşturması.
  • 820
    --- alıntı ---

    uefa hukuk danışmanı veron mosengo-omba’dan kritik açıklama.

    kadir has üniversitesinin düzenlediği “uefa’nın disiplin süreçleri” başlıklı seminere katılan omba, “şike olayının sahaya yansıyıp yansımamasının karar aşamasında uefa’daki etkisi nedir?” şeklindeki soruya şu yanıtı verdi: “şike’yi sahada görmek ekstrem durumlar dışında mümkün değildir. dolayısıyla hakem ve gözlemci raporlarında bununla ilgili bir beklenti içine girmek çok doğru değil. saha dışındaki her türlü girişim, tapeler, para transferleri, ispatlanmış ilişkiler şikenin yapıldığına karar vermek için yeterlidir. ben bu işin içinde olduğumdan bu yana bir defa bir hakemin 20 dakika maçı uzatatarak aynı takım adına 2 defa penaltı kararı vermesi ve vücut dili ile de bunu belli etmişti. bunun dışında böyle bir şeyi saha içine bakarak anlamak mümkün olmayabilir.” seminere katılan uefa tahkim kurulu başkanı pedro tomas marques ise fener hakkındaki soruları yanıtsız bıraktı.

    --- alıntı ---
  • 821
    türkiye'nin genel yapısından bi kesit sundu bu süreç bizlere. sunmayada devam ediyor. alhlaksızlığın, pişkinliğin ve adiliğin ne boyutlarda olduğunu bir kez daha görmüş olduk.

    lig tv para kaybetmesin diye sayısız maymunluklar yapıldı.ilk başta mehmet ali aydınlar ve saz ekibi süreci olabildiğince sulandırdı ve siktir oldup giderek görevini başarıyla tamamladı.sonrasında ise tamamen önceden tasarlanmış olan bir seçim süreci izledik.bu süreci tasarlayanlar futbolun para babaları ve şikede adı geçen kulüplerden başkası değildi. ama işin en acıklı ve bir o kadar da iğrenç kısmı ise yıldırım demirören denen yalı dubasının federasyon başkanı olmasıdır. babasından aldığı harçlıkla kulüp yöneten, takımının adı soruşturmada geçen, yöneticisi ve teknik direktörü hapisten yeni çıkmış, yolda görsen suratına tükürmeyeceğin adam geldi federasyona başkan oldu lan!. bence bu olayın son noktasıdır. bundan daha öte bir rezillik olamaz. bu adam bu ülkede federasyon başkanılığı yapıyorsa eğer, "bundan sonra ne olucak" diye tartışmak yersiz.

    şu tiksinti veren dönemde bile türkiye ligini takip ediyorsam eğer, bu önüne geçilemez galatasaray sevgimden ötürüdür. ki sadece galatasaray maçlarını izliyorum.
  • 824
    türkiye ligini takip edip sabahtan akşama sidik yarıştırdığı için "dünya'da futbolu en çok seven millet" yaftası yapıştırılmış milyonlara yapılmış ilahi bir uyarı niteliğindeki, tepeden tırnağa herşeyiyle "burası türkiye" dedirten "bissürü" acayip olaylar bütünü. rastgele bir sıralama ile;

    * türk futbolunun 4 takımdan ibaret olduğu yedi düvele resmi ve gayri resmi şekilde deklare edilmiş, malum bir kez de açık açık ilan olmuştur.

    * futbolun türkiye'de halkı uyutmak adına ne kadar etkili bir silah olduğu gözler önüne serilmiştir.

    * türk futbolseverinin ne kadar midesiz olduğunu ortaya koymuştur. zira ayan beyan ortaya çıkan bütün pisliğe ve bu pisliği ortada bırakmak adına yapılan türlü türlü şaklabanlıklara rağmen bu satırların yazarı dahil milyonlarca türk insanı ağzını orta yerinden ayırıp haftada minimum 5-6 saat maç izlemekte, stadlara gitmekte, hop oturup hop kalkmakta, galibiyette kendinden geçip mağlubiyette yekten yas tribine girmekte, şampiyonluk hesabı yapmakta beis görmemektedir.

    * türk adalet sisteminin halini, ülke gerçeklerinden bihaber olan, beyni futbol erozyonuna uğramış gence göstermiştir.

    işin en trajikomik boyutu ise maddelere sığmaz boyuttadır. bu iddianamede adı geçen takımlar arasında fenerbahçe, beşiktaş ve trabzonspor olmasa idi eğer; karar en geç 6 temmuz 2011 sabahı verilmiş, playofftan erkek seyircisiz maç oynama cezasına kadar bütün saçmalıklar hayatımıza hiç girmemiş, ayarı bozulmamış fikstür neticesinde belki de bu akşam şampiyonluk turu atmaya hazırlanıyor olacaktık. kulakları çınlasın mehmet ali aydınlar ve tayfası ise şike ve teşvik konusundaki tutumu sebebiyle hala daha ülke ülke gezip plaket topluyor, dünya basınına boy boy röportajlar vermeye devam ediyor olurdu...

    şimdi ışığı kapat, yorganı başına çek, uyumaya devam et...
App Store'dan indirin Google Play'den alın