• 176
    korktuğum maçtır, baya korktuğum maçtır hem de.

    yanlış anlaşılmasın, yenilgiden, beraberlikten, gruptan çıkamamaktan yahut başka bir sonuçtan korkmuyorum takımla ilgili. korkum tamamen taraftarla ilgili.

    yarın kazansak ne olur mesela? çok güzel olur her şey, takım adına çok güzel olur. güven tazeleriz, şampiyonlar ligi'nde devam etmek adına büyük bir avantaj sağlarız, belki birkaç handikapımızı görmezden gelmemize sebep olur galibiyet ama genel olarak çok güzel bir tablo oluşabilir. taraftar adına ne olur peki? taraftar şımarıklığın dibine vurur gibi geliyor bana bir kez daha. çok değil daha 3 gün öncesinde kıytırık bir karabük mağlubiyetinde fatih terim'e "hakaretvari" dil uzatan ağızlar tekrar "imparator" diyecektir babaya. hiç istemediğim biz en büyüğüz havaları tekrar yerleşecek, ve ilk mağlubiyette tekrar patlayacaktır. bu düzen böyle sürüp gidecektir.

    beraberlik bile iyi bir sonuç olduğundan, beraberlikte de aynı, ya da aynı paralelde şeyler yaşayacağımızı düşünüyorum.

    iyi oynayıp kaybettiğimiz bir maç, taraftarı biraz kenetleyebilir sadece. bu sonuç adına tahmin yürütmek zor, umarım böyle de olmaz tabi.

    asıl mevzu, 4 5 yersek manchester'dan ne olacak? taraftarın tepkisi nasıl olacak çok meraklardayım. kenetlenecek miyiz, yoksa futbolcuları ıslıklayıp, fatih terim'e saygısızca sallayacak mıyız? kimse kusura bakmasın ama maalesef ikinci ihtimal daha olası geliyor bana.

    hepimiz biliyoruz ki, uzun yıllar süren avrupa hasretinden sonra şu an biz yolun başındayız. istikrarın çok çok başındayız. şu an juventus'la falan berabere kaldığımız, fakat gidip athletic bilbao'ya, rosenborg'a yenildiğimiz yıldayız. daha uzun yolumuz var bu arenada çok iş yapabilmek için. şu an avantajımız var mı, var. fakat şu an göreceğimiz 2. tura, çeyrek finale biraz ekstra gözüyle bakmak gerek. kalıcı başarı istiyorsak en azından öyle yapmamız gerek.

    o yüzden, bu yıl manchester'dan 5 yesek de, gruptan çıkamasak da, çok büyük tepkiler göstermek yerine, destek olmamız gerek. eleştiri yapamayacak mıyız diyen arkadaşlar var. inanın onları anlıyorum, ve susturmak falan değil niyetim. eleştirsinler, eleştirin. önemli değil. fakat nolur, nolur yapıcı eleştirilerle gelin, yıkıcı hakaretlerle değil. biz burada bunları yaparak para falan kazanmıyoruz. kariyer hedefimiz falan da yok. biz tamamen galatasaray'a destek için kuruyoruz şu ortamı. bunun farkında olun, kötü günde de destek olmayı bilin azıcık. ahkam kesmek, ukalalık yapmak için, ya da bak ben kötü gün taraftarıyım demek için söylemiyorum bunları. inanın tanıyamıyorum galatasaray taraftarını ben.

    biz 1998-1999 sezonunda şampiyonlar ligi'nde juventus'la iki maçta da berabere kaldık, ama gidip athletico'ya deplasmanda yenildik 1-0. rosenborg'a deplasmanda 3-0 yenildik. noldu, ne kaybettik, ne kazandık? kazandığımız en büyük şey tecrübe idi. ve istikrara devam etmek de en pozitif durumdu. sonraki sezon sami yen'de chelsea'den 5 yedik mesela. olabilir. kötü oynadık, kötü bir gündü, kaybettik; (bkz: 20 ekim 1999 galatasaray chelsea maçı)

    ama hemen sonraki maçta hertha berlin'i deplasmanda 4-1 yendik. sonra da milan'ı 3-2.

    emin olun bu skorları deplasmanda evde her maçını seyircisiz oynayan bir real madrid, ya da barcelona, bayern, manchester alamaz. bunu neden söylüyorum, anlayın diye taraftarın bu olaya etkisini. siz destek olun, milano'daki yürüyedur olun, sami yen'de 85. dakikada milan karşısında 2-1 yenik durumdayken, ve beraberlikte bile avrupa'dan elenecekken takımına inanan, destek olan, futbolcusunu alkışlayan taraftar olun, bu takım bu işi becerir zaten. böyle olalım, daha ne manchester zaferleri görürüz.

    sakin kalın, takımı desteklemekten öte görev görmeyin. sahada futbolcular panik yaparsa, uyursa, siz onları uyandırın, ateşleyin; onlarla birlikte uyumak yerine.

    çok umudum yok ama, umarım galatasaray taraftarı uyanır. yoksa ne manchester galibiyeti, ne şampiyonlar ligi'nde kalmak bize ergen birkaç fenerliyle dalga geçmekten ve biraz paradan öte bir şey getirmez.
  • 181
    bu maç sıradan bir lig maçı olsaydı oyuncularımızın performanslarından sebep bazı risklere girilip, değişikler yapılabilirdi. sıradan bir lig maçı olsaydı;

    --------------------muslera--------------------

    dany---------gökhan-----semih-------riera

    hamit--------yekta---------selçuk----engin

    ----------------elmander----------------------
    -----------------------------burak-------------

    şeklinde çıkmamızı isterdim ama bu maç öyle sıradan bir maç değil ve şampiyonlar liginde belki de ölüm kalım maçı bu yüzden takımda sistemde çok oynama yapılamaz. bunun sonucunda on birimizin şu şekilde olacağını düşünüyorum;

    --------------------muslera--------------------

    eboue--------semih-------dany--------riera

    hamit----------yekta-------selçuk-----emre

    ------------------umut--------------------------
    ----------------------------burak---------------

    engin'in maç eksiği olması sebebiyle emre'nin oynayacağını düşünüyorum. emre'nin bu kadar forma şansı bulmasına ve değerlendirememesine bende tahammül edemiyorum ama amrabat'ın oynamasıda takım savunmasında, geri dönüşlerde sorun yaratabilir.

    edit: ne yapıp edip kaybetmememiz gereken maç.

    elmander'de sakatlık sonrası pek hazır değil bu sebeple hazır olan umut'un oynayacağını düşünüyorum.
  • 183
    hoca geçen seneki fenerbahçe maçına kadar kötü giden takımı 4-4-2'ye dönerek ve ileride baros- elmander ile ikili forvet oynatarak değiştirmişti ve sonuç almıştı. ama 4-4-2'nin işlemesinde temel etkenler;

    1 - melo ve selçuk'un üstün çift yönlü performansı. özellikle melo'nun kariyerinin en iyi sezonlarından birini geçirmesi, fizik olarak üst seviyede oluşu ile hem savunmaya olağanüstü destek verip ortayı kapattı, hem orta sahada bütün kademelere girdi, hem de hucumu destekledi. kısacası melo geçen sene tüm kademelere destek veren herkesin +1 performans göstermesini sağalayan bir kaldıraç gibiydi. aslında geçen sene ki 4-4-2'yi işleten 1. etken melo'nun üstün orta saha performansıydı.
    2- -tabi ki 4-4-2 sisteminde ortayı iki kişi ile tutabilmek için melo ve selçuk gibi iki üstün oyuncu ve az rastlanır form seviyeleri yetmez. elmander'in yaptığı inanılmaz katkı, pres, mücadele, ortaya kadar gelip topu alması, kanatlara deplase olması sistemi işleten ikinci unsur.
    3 - biribiri ile uyumlu savunma dörtlüsü ve iyi kaleci. bu sayede az gol yedik, az pozsiyon verdik. savunmadaki hemen herkes görevini iyi yaptı hatta hakan balta bile iyi bir sezon geçirdi. zaten hakan gibi oyuncular eğer takım iyiyse sırıtmaz ama kötüyse aynı karabük maçında olduğu gibi sahanın en kötüsü olur. tabi savunma uyumunun baş aktörü ujfalusi'nin varlığı idi. ayrıca eboue'nin kalitesi ve hucüma katkısını da unutmayalım.
    4- galatasaray kanatlardanm belki çok akın yapıp, sıfıra inip pozisyon üretemedi; bunda emre ve engin gibi içe katedip ortadan gitmeyi seven oyuncuları tercih etmesinin rolü çok fazlaydı. ancak engin ve emre hem enerjik, hareketli oyunları, devamlı yer değiştirmeleri, takım presine yaptıkları katkı, dikine toplu topsuz yaptıkları koşularla özellikle rakibin orta saha defans dengesini bozup galatasaray'a avanataj getiriyorlardı. ortaya verdikleri yardımla melo ve selçuk'un yükünü çok hafiflettiler.

    bu seneye geldiğimizde hoca teşhis olarak mevcut sistemi daha da iyileştirmek için yaptığı transfer hamlelerine bakarsak:

    1- geçen sene takımın gol yükünü orta saha elemanları çekiyordu ki; bunun her zaman olması mümkün olmayan bir duurm olduğu aşikardı. hoca forvete yılda 20 gol atacak bir santrafor istiyordu. burak ve umut bu sıkıntıyı çözmüş gibi görünüyorlar. ancak elmander'in olmadığı maçlarda ileride top tutamama, hava topu zaafiyeti gibi sıkıntılar yaşıyoruz. ayrıca elmander'in attığı ani vuruş goller, uzaktan şut tehdidini de umut ve burak üretemiyorlar. dolayısyla çift forvetli sisteme devam edilecekse elmander-burak veya elmander-umut şeklinde oynamakta fayda var.
    2- kanattan etkin atak yapılamaması dolayısıyla her iki kanatta oynayabilecen amrabat gibi hızlı, kaliteli bir oyuncu alındı. aynı zamanda sağ kanatta oynayan hamit geldi.
    3 - semih ve ujfa için yedek olması açısından danny alındı.
    4-sol bek alınacakken son anda ujfa sakatlanınca chris transferi geldi.

    ama evdeki hesap maalesef çarşıya uymadı. 12 lig ve 3 şl maçından sonra galatatasaray geçen sene oynadığı futbolun dahi çok uzağında. hocanın ısrarla 4-4-2 sistemine devam etmesi bence şu aşamada işleri daha da kötüye döndürebilir. zira yukarıda saydığımız sistemin işlemesin sağlayan tüm unsurlar hemen hemen yok gibi. tabi buna rağmen hala lider olmamız ve şl'de hala iddamızın olması hakikaten büyük şans.

    çünkü melo, eboue, muslere'nın formsuz, engin'ın cezalı, elmander'ın sakat, selçuk'un etkisi olduğu bir dönemde bu kadar çok ve kolay gol yememiz gayet doğal. ayrıca hücumda yaratıclıktan uzak ve sıkıcı yavaş bir oyun oynadığımız da aşikar. hoca burada inatla oyuncularının eski formalrını yakalamasını bekliyor ama bir türlü olmuyor. ayrıca yeni gelenlerden umut ve burak dışında fayda sağlayan olmadı. zaten bizi de yarışta onların ekstra performansı tutumaya devame diyor. özellikle umuttan bu performansın gelmesi büyük süpriz oldu.

    bundan sonra yapılması gereken bence hem sistemi değiştirmek hem de kadrodaki formsuz oyunculara rotasyona göndermek olmalıdır. ayrıca amrabat, burak, hamit gibi fark yaratması beklentisiyle alınan oyunculardan daha fazla nasıl verim alınacağı yönünde takım içinde değişiklik yapmak da bir başka gereklilik. amrabat'uın bir 4- 4-2 oyuncusu olmadığı aşikar. topu aldığı noktalar aslında almak istediği yerler değil. topu önüne almak isteyen, rakip beklerle birebir kalmak isteyen bir oyuncu. robben gibi.

    bence hocanın 4-3-3 sistemine dönemsi lazım. ortada 3 tane oyuncu ile hem pres, hem defansa yardım, kademelere girme konusunda mesafe katetme şansımız var. yoksa bu sistemle devam edersek, defans bu kadar dağınıkken daha çok gol yeriz.

    ortada melo,selçuk,yekta, hamit, engin, emre havuzunda seçeceğimiz 3 oyuncu ile gayet etkin,basan hareketli bir orta alan yaratma şansımız var. engin sol iç, hamit sağ iç ve selçuk daha önde, forvetlere daha yakın oynayabilir. selçuk'tan alacağımız verimi de artıracaktır. aynı zamanda hamit bence ortada oynarsa çok daha verimli olacaktır. engin'in dikine koşularını da burada görmek mümkün. bu yapıda melo da kullanılabilir.

    sol kanatta amrabat, ileride burak tek santrafor ve elmander veya umut da sağa yakın.
    defansta semih kesin oynamalı yanında, ujfa gelen kadar danny veya chris. solda kesin riera ve sağda eboeu.

    bence bu takım manu maçı için de oynatılabilr.
  • 191
    lan ananizi avradinizi ya gelsenize as kadronuzla serefsiz ipneler. as kadro gelmiyor kadro belli oldu bu is cok sikti canimi. ama sonucta manu ile oynayacagiz. umarim taraftar ve takim bir butun halinde yapmasi gerekeni yapar. ayrica buyuk bir galibiyet olmayacak ama bu takim 2. senesinde gruptan cikmasi rakipler kim olursa olsun cok buyuk basari olacaktir. lakin manu bizim maca boyle geliyorsa cluj manu macinda sikinti cikabilir bizim acimizdan. o yuzden galibiyet zaruri artik. braga macinda da manu macinda da bana gore. tabi braga cluj macina da bagli.
  • 192
    manchester'ın yedeklerle gelmesi umarım rehavet tarzı saçmalıklara yol açmaz bizlerde.

    doğruya doğru adamların yedeklerle kuracakları ilk 11 bizde olsa, takımın şampiyonlar ligi kupasını almasını bekler, en ufak bir yenilgide yerden yere vururduk. hiç de öyle yabana atılacak bir kadro değil. bu sözden umarım kendi takımımı yerin dibine soktuğum düşünülmemiştir çünkü adamlar yedek kadrolarını kurmak için kurmuyor, ilk 11'deki bir isim oynamadığı zaman onun yerini aratmayacak isimleri kadroya katıyor. kendilerini göstermek için bir fırsat olmasından bahsetmiyorum bile.

    gün, kendimizi dev aynasında görme günümüz değil. bizim amacımız manchester united maçı'ndan 3 puan almak. hangi kadroyla çıktıklarına bakıp ona göre gidişatı belirlemek değil.
  • 197
    sir alex ferguson'ın genç öğrencilerine hayatlarının dersini vermesi için müthiş bir imkan sunan maç. yabancılar der ki "hayatta hata diye bişey yoktur sadece alınacak ders vardır." alex de genç topçularının istanbul seyahatlerinde uçaktan inip tekrar binene kadar hayatlarının en müthiş deneyimlerinden birini yaşayacaklarının farkındadır. keşke aynı 93'teki gibi karşılasalar, stat aynı o şekilde olsa diye temenni ediyordur.

    kurduğu kadroya bakarsak tam bir okul gezisi hazırlığında. işte alex'in genç öğrencileri, yaşlarına dikkat edin!:

    michael carrick 31
    anders lindegaard 28
    darren fletcher 28
    ashley young 27

    javier hernandez 24
    anderson, 24
    tom cleverley 23
    alexander buttner 23
    danny welbeck 22
    rafael 22
    scott wootton 21
    federico macheda 21
    davide petrucci 21
    ryan tunnicliffe 20
    marnick vermijl 20
    joshua king 20
    phil jones 20

    tom thorpe 19
    larnell cole 19
    sam johnstone 19
    nick powell 18
App Store'dan indirin Google Play'den alın