• 125
    o zamanlar manchester united'la berabere kalmak, bugün manchester'ı 3-2 yenmekten daha büyük bir olay olarak lanse edilmiştir. ancak 91-92'de bremen'i, 92-93'te de frankfurt'u tokatlayan, roma'yı ise elinden kaçıran galatasaray'ın bir sürpriz yapabileceği gerçeği hep göz ardı edilmiştir. united da bizi küçümsemenin bedelini ödemiştir.
  • 82
    bu maçı hem star hem de tgrt canlı yayınlamıştı. ben tgrt'den izlemiştim, çünkü o dönem en iyi spiker ümit aktan'dı.

    işte bakın ümit aktan üçüncü golümüzü nasıl anlatıyor:

    şimdi tugay yine, dörde dört, dörde dört gidiyor, dönemiyor ingilizler, tugay gidiyor, dörde dört, bir gol daha niye gelmesin, tugay yapma!* top bizde, suat, beş olduk, altı olduk, nasıl yükleniyoruz nasıl bir tempo, arif * şut pozisyonunda vuruyor* şımaykıl! direk! ggooooooollll! ggooooooollll! ggoooooooaallll! gooool kaan gol!* işte gol, işte tükiye, işte galatasaray,* şımaykıl mançistır yunaytıd nerede? işte türk futbolu bu, işte şampiyonlar ligi bu, golu çağıra çağıra getirdik, çoğunu isteye isteye getirdik, şimdi artık gönül rahatlıyla bende söyleyebilirim, sevgili seyirciler, inanın ağlamak istiyorum!

    dün gibi ama nerdeyse 20 sene olmuş. bu maçın bendeki hikayesini de bilahare yazacağım.
  • 113
    izlediğim her zamanda tüylerimi diken diken eden maçtır. ümit aktan'ın 3.golü her anlatışında çok gururlanır ve heyecanlanırım.

    ki bu maçın bizdeki yeri de çok önemlidir. avrupa'da destanlar yazacak kadronun filizlenip büyümeye başladığını gösteren maçlardan biridir. avrupa'da hep madara edilmiş türk takımlarının isyanını haykırmaya başlayacağı maçlardandır bu maç. ümit aktan "galatasaray direnecek." derken işte bunu kastediyordu. bu takım o maçta berabere kaldı. sonrasında turu geçti. ama asıl mesele o takımın bizi gururlandırmasıydı. old trafford'da dünya devi manchester united'a sahayı dar etmişlerdi. ki bu maçtan sonra şampiyonlar ligi'nin statüsünü bile değiştirdiler.

    geldik 29 yıl sonrasına. bu sefer bir başka dev karşımızda. uzunca zaman sonra karşılaşacağımız büyük takım: barcelona.

    vaziyetimiz hiç iyi değil. turu geçme derdinde bile değilim, sebebi ve imkanı az çok belli. tek bir isteğim var: bu takımın canını dişine takarak mücadele etmesi ve camp nou'da, 90.000 kişinin önünde bizi gururlandırması. türk'ün mücadelesini dünyaya kanıtlaması.

    mümkün mü bu mücadele? bilemiyorum, ama bildiğim bir şey var: galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır.

    (bkz: 10 mart 2022 barcelona galatasaray maçı)
  • 108
    galatasaraylı olmama sebep olan maçtır.

    babam sakin bir galatasaraylıdır. maç izlerken öyle kolay kolay heyecanlandığını hatırlamam ama bu maç öncesi çok heyecanlıydı. benimse, maçın oynandığı dönemde henüz 7-8 yaşlarımda olduğumu düşünürsek, "manchester" falan umrumda değildi. maç günü ankara'da ulus senin, kızılay benim alışverişe çıkmıştık. babam acele acele alışveriş yapıp maça yetişme derdindeyken, "iskender yemek istiyorum" diye tutturmam sonucu (öyle burger murger bilmiyoruz, o dönem iskender modaydı) eve geç gittik, babam maçın başını ve yediğimiz iki golü kaçırdı. ama biz onun heyecanına ortak olarak kalan bölümü ve galatasaray'ın maçı çevirişini ailecek birlikte izledik. o günkü heyecandan ve maçın çevrilişinden etkilenerek galatasaraylı oldum. işte bu yüzden galatasaray tarihi açısından son derece önemli olan bu maç, benim kişisel tarihim için de son derece önemli bir maçtır. :) yazarlığım onaylandıktan sonra ilk mesajımı beni galatasaraylı yapan bu maçın başlığına yazmak istedim.
  • 5
    alp yalman'ın ağzından:
    manchester yöneticileri turdan o kadar emindiler ki, maç öncesi verilen kokteylde başkanları bana "acaba bize gruplarda kimler çıkacak?" diye sordu. ben de "efendim tabi favori sizsiniz ama, oynanacak 2 maç var önümüzde" dedim. bıyık altından gülerek "ehere mehere, öyle tabi" dedi. maç başladı. üstüste o iki gol geldikten sonra "gitsem mi" diye düşündüm. çünkü bıyık altını bırakmış, sırıtmaya başlamıştı. daha sonra ne olduysa oldu işte. maçtan sonra tekrar bizi kokteyl odasına aldılar. başkanlarının yanına gittim, elimi uzattım "tebrik ederim, bizi bu kadar zorlayacağınızı tahmin etmezdik" dedim. o andaki suratını görmeliydiniz.
    mehmet cansun'un ağzından:
    işte o anda, o ingiliz soğukkanlılığı, asilliği olmasa, başkan, alp abi*'yi tekme tokat dövecek gibi geldi bana.
  • 25
    biz susalım o gece hayatının performansını sergileyen ümit aktan anlatsın maçı..

    ' manchester united iki üç pas yaptığımız zaman takım halinde kapanıyor. hakann. ariff, şut açısı buluyorr vuruyorr top ağlardaaa top ağlardaaağğğ. dünyanın en iyi kalecisi bu şımaykıl, ama bizim arif de öyle bir vuruyor ki köşedeki örümceği alıyor. mütthiş bir gol. maç yeniden başlıyor.!! herşey bitmedi. bu kez 20 dakikada üç gol dört gol yok. galatasaray direnicek!!!! yürek yüreğe demiştim, işte bir şut bir gol.şımaykıl diyil, bütün maykıllar gelse o golü ordan alamazdı (bu cümle söylendiği andan itibaren tarihe geçmiştir) . durum 2-1 !!! '

    ' şimdi tugay yine.. dörde dört dörde dört gidiyor, dönemiyor ingilizler. tugay gidiyor. dörde dört, bir gol daha niye gelmesin. tugay yapmaa.. top bizde, suat. beş olduk altı olduk nasıl yükleniyoruz nasıl bir tempoğ, arif şut pozisyonunda vuruyorrr şımaykıhlll direğğğğkkkkk ( burada sesi hepten yırtar kendisi ) goaaooağğğlll goooaaooahhlll gooaaooğllll gooaağlll goğhll goğhll işhte goğhll işte türkiyea işte galatasaray !!!!.. şımaykıll, manchester united nerede heeahh ? işte türk futbolu buu, işte şampiyonlar ligi buu, golü çağıra çağıra getirdik, istiye istiye getirdik. şimdi artık gönül rahatlığıyla ben de söyleyebilirim: "sevgili seyirciler, inanın ağlamak istiyorum". böyle bir maçta iki bin türkün şu anda sevincini, suratını görerek ağlamamak mümkün değil. sesim, bütün boğazım, bütün ses tellerim feda olsun bu takıma.!!! bu bir zafer, bu tarihi bir gece..!!!!! '

    başka söze gerek yok..
  • 50
    o zamanlar çocuk aklıyla idrak edemesek de, sonraları anladık ki meğer galatasaray'ın ve türk futbolunun akışını değiştirmiş bu maç. sadece bizle de sınırlı kalmıyor, kupanın formatını da değiştirmek zorunda kalıyorlar.

    hani bu maç bir film olsa eşkiya filmi olurdu heralde. nasıl bu film türk sinemasının seyrini değiştirdiyse, bu maç da avrupadaki o makus talihi, yenildik ama ezilmedik edebiyatını yerle yeksan etti. kendi sektörlerine bakış açılarını değiştirmişlerdir, bir nevi devrimi gerçekleştiren mihenk taşı olmuşlardır. tek fark galatasaray'ın oscar'ı alması.*bu arada kalli'ye ve şener şen'e selam olsun.

    bu arada bazı maçlar vardır, spiker de efsanenin parçası olur. arsenal maçı'nda haydi oğlum diyen levent özçelik, leeds maçı'nda "kim attı? kral attı" diyen ercan taner gibi. bu maçta da ümit aktan bu efsanenin parçasıdır benim için. maç 2-0 olduktan sonra fark yeriz imalarını bir kenara bırakırsak, arif'in golünde coşmuş; değil schmeichel, dünyanın bütün michael'ları gelse o topu çıkaramaz cümlesini efsaneler arasına sokmuştur. saygılar abi...

    burası kişisel olacak. futbolla yeni haşır neşir olan benim ilk futbol yıldızımın, idolümün maçıdır bu maç. kubilay türkyılmaz'dan bahsediyorum tabi ki. mahallede gol attıktan sonra onun gibi kollarımı iki yana açıp uçak gibi sağa sola yalpalanırdım.

    son sözde schmeichel'a; nasıl çaktı lan arif...
  • 77
    macı tgrt vermişti. mactan once mahsun kırmızıgul'un alem buysa kral cimbom sarkısıyla cosup salon koltugunda hopluyor zıplıyordum. bir yandan ise manchester united'la hemide ingilterede old trafford'da oynacagamız için yusuf yusuf durumundaydım. 2-0 olunca ki 2. golu kral hakan sukur kendi kalesine atmıstır gozlerim dolmustu. hemen akabinde butun maykılların bile bir araya gelse cıkartamayacagı arif erdemin o golunden sonra salondan delice odama kosup koridorda halılar uzerinde kayıp kendimi yerden yere caldıgımı hatırlıyorum. kubilay'ın 2 golunde yaptıgım salak hareketleri anlatmıcam ama macın basında o kadar yusuf yusufken oyle inanmısm ki kazancagımıza cantona'nın golunden sonra cenin pozisyonunda halıya yapısıp cok goz yası doktum sozluk cok.

    amma ağlakmışım lan.
  • 98
    hala durup durup açar izlerim. tam 21 yıl önce hey gidi günler. rahmetli eniştem kendisi benim galatasaray'lı olmamın baş müsebbibidir deplasmana gittiği için ve o sıralar maddi sıkıntılardan dolayı elektriklerimiz kesik olduğu için * mahallenin kahvesinin kuytu köşesinde seyretmek zorunda kaldığım ve galatasaray'ıma bir kez daha aşık olduğum maçtır.

    hele ki ümit aktan'ın o üçüncü golde goooooğğğlll gooğğğğl diye hönkürüşü hala kulaklarımda çınlar. en güzel çocukluk anılarımdan biridir *.

    hele ki o kahveyi görmeliydiniz. tam bir kenar mahalle çocuğu olduğum için full işçi ve işsizlerin takıldığı tam bir mahalle kahvesiydi. kahvenin sahibi sadık abi * bildiğim en koyu galatasaraylılardan biriydi kahvenin her yanı gelinlik kız gibi sarı kırmızı süslenmişti. bizim kahve inanmıştı beyler maçı alacağımıza, 2-0'dan sonra herkesin kafası öndeyken bir anda arif'in manchester'e attığı (u: evet youtube'da arandığında kendinizi bir anda songül karlı sütyensiz videosunda bulduğunuz) müthiş gol geldi. allahım o ne kıyamet, insanın yanında 100 tane mermi atılsa öyle bir ses çıkmaz, dersin ki ; 120'lik geri tepmesiz top ateşlediler yanında. dua bilenler dua etmeye, herkes bir şeyler yapmaya başladı o an kahvede çocuk aklımla sadık abi'nin ocağın mermerinin üzerine çıkmasına mı akıl erdireyim, gole mi sevineyim bilemediğim andı o.

    mahallemizin imamıda maçı seyrediyordu kahveye kendisi bildiğin tonton dede modunda olduğundan eli sürekli tespihinde, sürekli okuyup üflüyordu adam takımı (u: tahminimce duaları tuttu adamın eğer öldüyse o da ışıklar içinde uyusun. adamın duaları kabul oluyordu beyler mübarek adamdı vesselam) o arada ikinci gol geldi zaten, abooo kahveyi bir görün bu sefer 120'lik geri tepmesiz değil bildiğin topçu bataryası aynı anda ateş etti kahvenin içinde o ne sestir arkadaş kulaklarım çınladı resmen, sağır olacağım zannettim. sonra bir anda ayaklarım yerden kesildi kendimi havada buldum amk. mahallemizin abilerinden murat abi * sevinciyle beni tuttuğu gibi nasıl havaya fırlattıysa kafamı kahvenin sigara isinden kararmış tavanına çarpmam bir oldu. ulan arkadaş tamam inşaatçısın, kuvvetlisin de bende hafif bir çocuk değildim beni nasıl oraya fırlattın mübarek. her neyse maç 2-2'ye gelince bizim kahvede herkes pür dikkat dualar dillerde maçı izliyor ve o an geldi çattı arif topu aldı vurdu top direkten döndü ve kubilay türkyılmaz golü yağladı he kahvede ne mi oldu ne masa kaldı ne sandalye herkes birbirine sarılıyor sadık abi hüngür hüngür salya sümük ağlıyordu ki bu adam eski kabadayılardandır arnavut sadık dedimmiydi herkes selam dururdu.
    mahallenin hocaefendisinin kafadaki sarık bir yerde kendi bir yerde yanında ki mahallenin amcalarından birine sarılmış yanaklarından öpüyordu allah belamı versin lan. çok değişik bir andı o. sanki bir başkaldırı gibiydi, dünyaya biz ölmedik ulan mesajı gibi bir şeydi o an. yediden yetmişe herkesin bir olup sevindiği gözlerinden yaşlar akıttığı bir andı o.

    velhasılı kelam biz üçüncü golü yiyince tabii kahveye derin bir stres yükü çöktü bildiğin kahvenin içindeki havaya dokunsan kırılacak gibi oldu. neyse ki son düdük çaldı hepimiz önce bir oh çekip sonra çılgınlar gibi bağırmaya başladık sadık abi önderliğinde (u: evet hoca efendide tezahüratlara eşlik ediyordu dedim ya kardeşim anlatılmaz o an bambaşka bir şeydi amk). daha sonra sadık abi bütün kahveye çay ısmarlamıştı. bana gazoz ısmarlamıştı ama çok severdi beni yazları çıraklık yapardım yanında hey gidinin günleri be.

    sonra ikinci maçı beklemeye başladık tabii ama bir değişiklikle ikinci maçta tribünde rahmetli eniştemle beraber yerimi almıştım. yıldönümü gelince onu da edebiyatım yettikçe anlatacağım.

    yüce yaratıcı herkese böylesine özel günleri yaşamayı muassar eylesin.

    vesselam!

    dip not 1 : şimdi babamı aradım sadık abi'de, imam da rahmetli olmuş ya lan. murat abi'den babamın da haberi yok anasını satayım adam bir el ekmek oldu gitti.
    dip not 2 : ulan şimdi o takım olsun her sezon 10 hafta önce şampiyonluğu garantileriz amk.
  • 95
    uefa kupası, süper kupa hepsi güzel de şu maçın yaşattığı gurur hepsinden farklı değişik bir havası var o günün. eşleşmeden sonra en hafifi, ingiltere' de işi bitirip türkiye' ye turistik geziye gideriz olan ingiliz basınının alaycı tavrına unutulmaz bir tokat yapıştırdı galatasaray. ilk maçta kimin iş bitirdiğini bütün dünya gördü. dünyanın bütün takımları, hele ki türk takımları için kabus olan ingiltere deplasmanından dişe diş, sen neysen ben de oyum dercesine bir mücadele ile başımız dik, ikinci maç için kendimizden emin çıktık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın