• 1439
    alanya'dan büyük umutlarla stada geldiğim maç. stada giderken içimde kötü bir his kendi kendime allahım bizim için en hayırlısı neyse o olsun dedim. nitekim kaybettik şampiyonluk maçına kadar geçen zamanı bir ben bir allah bilir. ama şimdi daha iyi anlıyorum ki bir musibet bin nasihattan daha hayırlı oldu ve neticede her şeyin değeri daha iyi anlaşıldı. şükürler olsun.
  • 1419
    fatih terim'in önceden dediği '50 maç yenilelim ama sonunda şampiyon olalım' dediği maçlardan birisidir. sezon başından beri final maçlarında kopenhag, prag ve fenerbahçe maçında içimiz çok acıdı. ilk ikisini unuttuk sonuçta futbolun içinde kaybtmekte var. fakat kendini bilmezlerin stadımızda sevinip üstüne görevlimizi darp etmelerini ben sindiremedim. özellikle bir karaktersiz var ismi lazım değil, ona o sevinci yaşatmamamız lazımdı.

    bunların en büyük sorumlusu dursun aydın özbek yönetimidir. sezon başından beri cıvık hareketleriyle işi bu noktalara getirdi. senin avrupa maçların varken takımı nasıl beksiz bırakabilirsin ? senin en büyük rakibin her hafta penaltılarla son dakika hakem ittirmesiyle buralara kadar gelirken nasıl sessiz kalabilirsin ? bunların üstüne suyun karşı tarafından laf yiyorsun ve hiç bir sesin çıkmıyor. en çok bunu sindiremiyorum. galatasaray yönetimi inşaatçıların elinde paspas olmuştur. bu saatten sonra ne erden timur ne dursun aydın özbek umrumda değil. bundan sonra gelecek yönetim hakkımızı sonuna kadar savunsun ve takımı başarıya götüren çalışkan oyuncular transfer etsin, aynı hataları yapmasın istiyorum.

    teknik ekip ve takım olarak reaksiyon veremediğimiz maçtır.
  • 489
    kitabın ortasından konuşacak olursak, fenerbahçe'nin bekleri bek falan değil. bright osayi samuel ve ferdi kadıoğlu ancak son iki sezondur bek oynayan orta saha orijinli futbolcular. bek oynadığı dönemde bizim barış alper yılmaz gibi hani savunmada fark yaratacak aman aman bir fizik üstünlükleri ve kondisyonları da yok. stoperlerinden biri stoper değil, aslen sol bek olan oosterwolde bu mevkide düzenli olarak ilk kez bu sezon oynuyor. partneri çağlar söyüncü ise oldukça formsuz bir sezon geçiriyor. şimdi bu adamlar hücumda ve pas oyununda illa ki iş yaparlar, sonuçta hepsi profesyonel futbolcu, lakin eğer ki bizim hücumcular harbiden hücumcu ise ve o anlı şanlı isimlerinin cidden sahipleriyse bunları makarna süzgecine çevirmeli hem de delik deşik olanından, çünkü bu vasatlar ordusu bizim dandik ligimizde kör topal ilerledi ama ne avrupa'da ne de bir başka turnuvada elit seviye bir rakiple oynamadı. oynayınca da zaten fark yedi. rakibin orta sahasına gelirsek, djiku aslen kasap stoper, fred çok iyi oyuncu ama devamlılığı zayıf, szymanski ise hücumda var ama savunmada koca bir sıfır. dolayısıyla orta saha üstünlüğü de kağıt üstünde bizde olmalı. hücum hattında ise üçlünün ikisi çok iyi olacak burası kesin (dzeko, batshuayi, tadic), ama ikinci bir kanat yok. mhy oynarsa komedi olur, osayi samuel sağ öne geçer de bek mert müldür olursa sağ kulvar en azından orta karar bir hal alır. futbolu elbette okan hoca'dan iyi bilecek değiliz ama durum bu şekilde.
  • 1432
    şampiyon olacağımıza dair inancım tam olmakla birlikte günlerdir bu maçtaki takım performansını çözemedim.

    çünkü ciddi manada bu kadar kötü bir oyun planı, bu kadar kötü oyuncu performansları, isteksizlik, ciddiyetsizlik modunda takılan oyuncuların olduğu, oyuna bu kadar kötü değişikliklerle müdahale edildiği, en güvendiğimiz muslera'nın bile hatalı gol yediği bir derbi çok ama çok uzun yıllardır hatırlamıyorum.

    bu arada pek çoğunun aksine ben fenerbahçe'nin de iyi oynadığını düşünmüyorum. ama daha çok istediler, daha çok koşup, mücadele ettiler sadece. standart bir kalecinin bile yumruklaması gereken bir topla da karambolde golü buldular.

    maç boyu hücum dötlümüz mertens, ziyech, barış alper ve icardi resmen hiç sorumluluk almadan, oyuna bir gram sertlik katamadan, tek bir pozisyonda bile karşılarında oynayan oyuncuları sindiremeyen bir oyun oynadılar.

    orta sahada da kerem demirbay tıpkı hücum oyuncularımız gibiydi. hele bir de şova dönük saçma pas denemeleriyle de iyice tüy dikti.

    şimdi orta saha ve forvette oynayan 6 oyuncundan sadece torreira kendisi gibi oynamışken geride kaleci dahil 5'liye hiçbir kusur bulamıyorum. derrick köhn'de dahil olmak üzere.

    komplo teorilerini hiç sevmem ancak gerçekten bahis baronları diye birşey varsa bu maçın katili bizzat kendileridir muhtemelen. çünkü bu oyuncu ve kulübe performanslarının mantıkla açıklanabilecek bir durumu yok. isteksizlik, ciddiyetsizlik vs. bir sürü bahane sayılabilir ancak golü yedikten sonra bile ortaya birşey koyamamak başka birşey. gerçi değişikliklerle takım saçma sapan bir hal aldı ama yine de açıklanamaz.

    böylesine kritik bir maçta sadece 10 dakika oynayan zaha ve kerem dışında maçı istediğini gösteren, deneyen birşeyler yapmaya çalışan tek bir hücum oyuncusu görememek gerçekten aklımın almadığı bir durum ve bir nedende bulamıyorum.

    sayısız derbi izledim. yenildiğimiz, berabere kaldığımız birçok maç oldu ancak ben bu kadar kötü bir galatasaray'ı hiçbir derbide izlememiştim.
  • 1369
    izahı olmayan bir yenilgi ama kimse bu maç üzerinden şampiyonluğu hak eden tarafın fenerbahçe olduğu yorumunu yapamaz. sadece derbiye daha iyi hazırlanan, daha motive çıkan ve maçın önemini anlayan taraf fenerbahçe’ydi. biz ne 0-0’ı ne de 0-1’i iyi oynayamadık. haftaya konyaspor’u yenerek bu işin daha fazla tadını kaçırmamalıyız. şimdi tam destek zamanı.
  • 1410
    tamam, sinirlendik, kudurduk ama geçti gitti. çemkirmelerin, sövgülerin dozu epeyce kaçtı. artık sakin olup bu maçta ne yaşandığıyla ilgili sağlıklı tespitler yapmak lazım.

    maçın kırmızı karta kadar olan, yani 21 dakikalık ilk bölümünü sakin kafayla tekrar izledim. geçtim şovmen futbolcu eskilerini, teknik-taktik yorumcularının analizlerinin bile ne kadar abuk subuk, ne kadar skor odaklı olduğunu fark ettim. güya en saha içini konuşan adamlar bile hocanın, futbolcuların, camianın fb'yi küçümsediğini, hazırlık yapmadığını söyleyecek kadar olaydan kopuklar. - kırmızı karta kadar olan bölümden bahsediyorum -

    neymiş, fb/iso kartal öyle dahiyane plan yapmış ki gs kitlenmiş falan filan. yaptıkları tek şey tam saha 1'e 1 baskı. yani taktik deha denilen şey herkesi biriyle eşleştirip onun başından ayrılma, demek. peki işe yaradı mı, birkaç kez. dünyada bunu hangi takıma yapsan 20 dakikada birkaç kez top kaparsın zaten. en tehlikeli olanları da kerem demirbay lakaytlığından kaynaklanan iki top kaybımız. karşılaştığımız şey birkaç cılız şut oldu. sadece 1 tane şimanski'nin az farkla giden şutu var. bu süreçte fb'lilerin vücut dili ve aksiyonları aşırı motive oldukları, bu nedenle telaşlı, ve harcadıkları pres eforundan dolayı bitiricilik yapabilecek enerjilerinin tükendiğiydi. ve bu presleri delindiğinde faullerle, ortamı gererek ataklarımızı savuşturma gibi niyetleri vardı, aldıkları talimat bu yöndeydi ve çok belliydi.

    karşılık olarak sakin kalmaya ve ısrarla gerek uzun gerek kısa kendi oyunumuzu oynamaya çalıştık. arda kardeşler'in kötü hakemliği buralarda devreye girdi. barış'ın osayi tarafından saniyelerce kündeye getirilmesine kart çıkarmazken gidip alakasız ve sonu kendiliğinden tatlıya bağlanmış ufak atışmaya kart çıkartıp berbat bir hakem olduğunu bir kez daha ispatladı. mesajı şuydu: oyun içinde bol bol birbirinize faul yapıp maçı durdurabilirsiniz ama kavga edip benim otoriteme tehdit oluşturursanız affetmem. fb'nin bire bir baskı için enerjisinin azaldığı, geçişler bulmaya başladığımız ve oyunun lehimize dönmeye başladığı dakikalara gelmiştik. tekrar söylüyorum, yorumcuların dahiyane bulduğu bire bir baskı aslında bizim işimize gelecekti artık. ve djiku oyunda o kadar atıl durumdaydı ki kart gördüğü sert hareketi ve ikinci sarısına neden olan pozisyon iso'nun hurra planının ne kadar zayıf ve sürdürülemez olduğunu gösteriyordu. djiku atıl durumdaydı çünkü 1'e 1 baskıda kontrol etmesi gereken alan epey fazlaydı ve torreira'yı takip etmekte çok zorlanıyordu. ayağına top değmedi neredeyse.

    işte o pozisyon ve djiku'nun atılması görünenin aksine bize zarar, fb'ye yarar sağladı. oyunu ele almaya başladığımız ve fb'yi geri koşturmaya başladığımız sekanslar başlamıştı. zayıf karnı bulmuştuk aslında. ama 10 kişi kalınca planı arkaya yaslanma olarak güncelledi dahi iso. kimin aklına gelirdi ki? üstelik düşmeye başlayan dirençlerini ve enerjilerini daha ekonomik kullanacaklardı artık. atıl durumda bulunan ve tek faydası bir şekilde saha dışına alınmak olacak djiku da çıkmıştı. kötü hakemliğin dengeyi 10 kişi kalan takım lehine yeniden düzenleyeceğini, artı olarak mağduriyet psikolojisinin ekstra direnç katacağını hepimiz biliyoruz. bjk geçen sene 10 kişiyle kadıköy'de 4 atmıştı fb'ye.

    kırmızı kart pozisyonuna da parantezi açayım. o anda da kararı ağır buldum. faulse de değilse de içime hiç sinmedi ikinci sarı. faul değilse de torreira'ya kızmam, yapması gerekeni yaptı der geçerim. umut vadeden net atakta barış'ı yere yatıran osayi'ye kart çıkarmayan arda, bu pozisyonda tereddütsüz çıkararak maçın içine etti ama. yukarıda dediğim gibi sarılı ve kötü önlibero djiku, bizim için olmayan djiku'dan daha değerliydi oyunun dengesi açısından. maçın kalanında galip geleceğimize 1 saniye bile inanmadım kırmızıdan sonra.

    maçın geri kalanındaki oyunu okuma, değişiklikler şu bu filan eleştirilebilir, orası ayrı konu ama maçın bitişinden beri yok "gs hazırlık yapmadı, yok çalışmadı, kibir, laubalilik (kdb hariç), küçümsedik" gibi yorumlar saçma sapan şeyler. baş altı ya da orta seviye anadolu takımlarına bile maçın ilk 20'sinde daha fazla pozisyon verdiğimiz en az 5 maç sayarım size. fb o kadar efora, prese, dahi (!) planına rağmen birkaç uzaktan şut dışında hiçbir şey üretemedi. sonunda da iyice olayı gurur meselesine çevirip maçı tuttu. yoksa maç başı planımızdaki sakin kalma, uzun-kısa-geçiş çeşitli varyantlarımızın hepsini usul usul deneyip maçı 2-3 farklı kazanacak bir noktaya doğru götürüyorduk. maçın içine etti hakem. hem de fb'yi 10 kişi bırakarak aslında onların ekmeğine yağ sürerek.

    inanmayan açsın ilk 20 dakikayı tekrar izlesin.
  • 592
    biz galatasaraylılar için sabır testi gibi geçecek bir maç. fb'nin provokatör oyuncusundan, mhk'nın manuel atadığı hakemine kadar her şey ortada. bu maçta oyuncularımızın ve teknik ekibimizin sakin kalması zor olacaktır. skandal kararlar görebiliriz, rakip oyunculardan her türlü çirkeflik görebiliriz. bu tuzakları atlatırsak istediğimiz sonucu alıp sabaha kadar kutlarız.
  • 91
    normal şartlarda mevcut kadrolarla kesinlikle kazanacağımız maçtır. ancak ittirilen ve kollanan bir güruh olacak karşımızda. ellerinden geldikçe bizim maça kadar puan kaybettirmeyecekler. çok dikkatli olmak lazım.

    (bkz: 10 mart 2024 fenerbahçe pendikspor maçı)
    şu rezil maç sonrasında neler yapabileceklerini gösteriyorlar.

    kalan maçlara çok ciddi bir konsantrasyon ile hazırlanmamız gerek. hepsini teker teker yeneceğiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın