601
2-0 önde olacakken 10 dakikada 3 gol yedik. hakem normalde faulü pozisyon devamını bekleyip düdüğünü çalmalıydı ancak hemen çalınca devamındaki gol güme gitti. yazık oldu gerçekten sonrasında da gelen konsantrasyon kaybı. umarım ikinci yarıya golle başlar geri dönüşün fitilini yakarız.
602
korkmazsak bu maçı çevirip galibiyet ile dönebiliriz. olmaz demeyin. yeter ki ikinci yarıya başınız eğik çıkmayın.
603
böyle devam ederse 5-1 gibi bir skorla bitmesine şaşırmayacağım. frankfurt zaten çok çabuk gol atabilen ve hücumda çoğalabilen bir sistem takımı.
bizse ne oynadığını bilmeyen ve karambol presle gol atmaya çalışan kırılgan bir takımız.
direnç düştüğü an gardımız indi ve verdik maçı. son yıllarda şampiyonlar ligi maçı skorlarımızı da düşünürsek bu maç buradan dönmez, hayal kurmaya gerek yok.
tebrikler yunus, tebrikler uğurcan.
604
çok iyi başladığımız ve belki de 2-3’ü görebileceğimiz maçta geryie düştük. güzel hazırlandığımız belli ama hücumda kalite sorunumuz var. saçma sapan goller yedik. 3-1 geride ilk devreyi bitiriyoruz.
gözlemlerim şu; takımın ahengini bozan barış oldu. ileride 0 hava topu aldı. her micadelede yerde kaldı, top kontrol edemedi. %99’luk golü kaçırdı. bence takım orada kırıldı. son net hücumumuz o oldu.
yunus, hücumda verimli olsa da orta sahanın gerisinde geriye attığı her pasta gol yedik desek yeridir.
sane 3. bölgeyi karıştırma görevini iyi yapıyor ve iyi paslar çıkarıyor ama kaptırdığı toplar fazla. birebirlerde 0.
skora rağmen defans hattımız yeterli bir görüntü çizdi.
uğurcan’ın pasları güzel ama kurtarış görmedik henüz.
direkt olarak barış denen kişinin çıkması lazım. zaten ben de oynasam bu kadar oynardım. yanlış pres, 0 top tutma, gol kaçırma. bakalım maldan maaşında indirim isteyecek mi?
malum 2 maç oynayıp zam istemesini biliyor abisi.
605
durağan oynuyoruz. yediğimiz ikinci golde yunus topu kontrol edemedi ama söylenmek yerine koşmaya başlasaydı gol yemezdik. sane maalesef bendeki kredisini hızlıca tüketiyor. keren gitti şimdi sane sürekli top kaybı yapıyor.
606
sane icardi değişikliği hemen şart olan maç. icardi de yavaş olsa da en azından bulduğunu vurur.
607
davinsonun sol stoperde oynamaması gerektiğini bize fazla ağır şekilde gösteren maç.
üstüne saneden bir kaba dışkı olmayacağını da gözümüze soktu.
üçüncü golü yemesek maçı bile alırdık da şimdi berabere bitse öp başına koy.
608
meselenin oyuncu meselesi olmadığını düşünüyorum.
buralarda bodo maçı, st. gilloise maçı da izleyeceğiz. oyuncu asıp kesmekle olmuyor bu işler.
organizasyon olarak buraya ait değiliz. mevzu bireysel değil. teknik ve taktik zaafımız var.
609
kaleye 3 metre mesafeden bomboş kalıpta o pozisyonu gol yapamazsan adamlar böyle yarım pozisyondan 3 gol çıkarıp senin 35 dakikalık emeğinin içine eder. burası türkiye ligi değil barış topa bok gibi vurur, yunus ve sane saçma sapan toplar kaybeder vs vs. keşke bok gibi oynasak ve skor 3-1 olsaydı ama maalesef biz daha iyi oynuyoruz ama yaş ortalaması 23 olan takım bizden çok tecrübeli. üzülüyorum özellikle ilkay-torreira ikilisinin oynadığı topa üzülüyorum...
610
yazık cidden yazık. bu kadar kolay gol yenmez, oyundan bu kadar kolay düşülmez. istediğimiz her şeyi yapıyorduk. frankfurt'un, galatasaray'ı yenebileceğine dair umutları biterken kendi kendimize gol attık.
611
uzatma dakikalarında 2 gol yemek amatörlük örneğiydi. çok iyi oynadığımız bir maçta böyle bir sonuç can sıkıcı. 2. yarı toparlanırız umarım.
612
üç topta üç gol attı frankfurt ve hiç biri de bu maçın hakkı değil. maçın başından beri doğru oynayıp saçma top kayıpları yapmazken, birden iki tane top verdik maç baş aşağı döndü. üzücü, ama doğru oyunu oynuyoruz bence. yediğimiz gollerin temel nedeni bence alışık olmadığımız tandem. öyle ya da, böyle apokerim ile ceza sahasına girerken açılan yerden ortalardan ve duran toplardan gol yemiyorduk. ama singo da takıma müthiş bir akışkanlık getiriyor. sıkıntılı bir durum ama ikinci yarı disiplini bozmadan devam etmeliyiz.
613
iyi oynadığımız ilk yarıda 3-1 gerideyiz.
şampiyonlar ligi böyle bir şey, her saniyenin, her faulün, her pozisyonun değeri altın.
yediğimiz saçma sapan ilk gol konsantrasyınumuzu inanılmaz düşürdü.
1-1 geçersek 2. yarı alırız diye düşünürken, 5 dakikada 2 gol daha yiyip havlu attık, futbol bu belli olmaz tabi ama, bu maçta forvetsiz fark yaratmamız zor,
614
alkmaar’dan yediğin 3 golle bu maç bir değil. iyi bir planımız vardı. o planı da doğru oynadık. anların tamamı aleyhimize gelişti. burası şampiyonlar ligi bunlar olacaktır.
dağılmadan oyunumuzu oynamaya devam edelim yeter ikinci yarı. ordan da ne çıkarsa bahtımıza.
615
eldeki kadroyla cikilabilecek en dogru sekilde ciktik. sayilmayan 1 golumuz var faul bile olmayan pozisyonda. barış'ın burak yilmaz, hakan şükür tarzi ucarak attigi gol güme gitti.
sane etkisiz gorunuyor ama, sane ve ilkay birbirlerine yaklastiklarinda 4 kisi birden basiyor bu ikiliye.
2. golde ekran basinda resmen anırdım. eren adama yanaş diye orta acmadan once. adam tertemiz orta yapti. halbuki arada 3 adimlik mesafe vardi.
bu mac nasil doner? abdulkerim oldugu yere, singo sag beke. sallai sag one. sane cikacak. yoksa sane patlayici kosu, hizli verkac yapmadigi surece etkisiz kalmaya devam edecek cunku etrafina hemen 2 tane adam yanasiyor.
ılk yedigimiz golde de, attigimiz golde nasil yunus icin olmuş bu, bu seviyenin adami dediysem, lafimi aynen geri almasini bildim. orada o sekilde pas verilmez.
bir de allah askina artik geride su ceza sahasi onunde sacma sapan riskli paslasma isini birakalim ya. yemiyorlar artik o isleri kimse. bir de rakibi kendi ustune cektin de ileriye top atacak adam var sanki.
616
bunlar 45 dakika adam akıllı top oynamak yerine şimdi sallayacaklar maçı. konsantrasyon ve moral sıfır olacak. gelsin 6-1!
617
ağır saçma ilk yarı. yunusun hatası ile saçma bir ilk gol. ondan daha saçma üçüncü gol. yemin ederim sinirden kafayı yiyecem. böyle yenilmek çok koyuyor.
618
gol beklentisi 0.41'e 0.50 ama 3-1 gerideyiz. burada frankfurtluk bir şey yok biz çok kolay gol yiyoruz. topun değerini bilmiyoruz. girdiğimiz pozisyonların kıymetini bilmiyoruz. kendi kalemizin önünde saçma sapan işlere girişiyoruz.
sen kalenin önüne kadar gidip gidip dönüyorsun, adam geliyor şutunu çekiyor atıyor. bıktım ya karşı kaleyi görüp topun singo'da bitmesinden. at en azından içeri bir görelim ne olacak.
619
avrupa'da yine kronik biz. biz bu senaryoyu hep mi yaşamak zorundayız? iyi başlarsın öne geçersin farkı alabilecekken amatörce pozisyon harcarsın sonra saçma bir hata yapar golü yersin ve dengen bozulur ve peşpeşe golleri yersin. biz buyuz ve kronikleşti bu huyumuz.
ulan yunus! savunmada ayağının ucuyla pas mı verilir! o hatadan sonra yunus oyundan düştü bir de.
sane ise bazı şeyleri bilerek yapıyor ya da yapmıyor gibi. barış da tuhaf. bir kontra fırsatımız doğdu maçta top buna geliyor bu mıy mıy topa gitti. o sırada öne koşu atan bir oyuncumuz var ona hızla tek pas atsa karşı karşıya kalacak.
galip bitireceğimiz, rahat giden maçın yine birkaç dakika içinde içine ettiler bizimkiler.
dejavu!
edit: tabi hakemin acele kararını da unutmamak gerek! olası bir golümüzü yedi!
620
şanlı gs’min mükemmel oynayıp 3-1 geride olduğu maç. ben oynadığımız oyundan çok memnunum. 90 dakika aynı kadro ile devam edelim bu maçı çeviririz buna inanıyorum.
621
taktik doğru
mücadele var
ama bireysel hatalardan golü yedik
ilk yarıyı 0-2 kapatacakken, 3-1 geride giriyoruz. olacak iş değil.
622
çok daha iyi oynadığımız, bir golümüzün yok yere sayılmadığı, pozisyon vermediğimiz ilk yarı sonucunda 1-3 gerideyiz.
şaka gibi. ikinci yarı gol buluruz, ama maçı çevirir miyiz bilmiyorum.
623
ilk yarısını 3-1 geride kapattığımız maç. adamlar hiçbir bok oynamadan maçı çevirdiler üstüne de 2 farklı üstünlükle soyunma odasına giriyorlar. frankfurt adam akıllı hücum bile edemezken yunus'un aptalca pas tercihi üzerine klasik avrupa bahtsızlığıyla dave'e çarpan top gol oldu. üstüne nizami golümüz hakemin puştluğuna kurban gitti. orada momentum kırıldı ve sallanmaya başladık zaten. daha sonra yine bizim adımıza bir avrupa klasiği haline gelen cezasahamızda bomboş top alıp rahat rahat, göstere göstere şut çeken rakip (bu can uzun'a da galatasaraylı diyorlar. o parmağını kırıp eline veririm, öyle cimbomlu mu olur? efendi gibi sevin siktir git) golüyle 2-1 oldu. en son da 10 kere yapılsa 1 kere faul çalınacak bir duran toptan kötü savunmayla 3. golü de yedik.
inanılmaz kötü bir devre sonu oynandı bizim adımıza. pas hatası, çarparak ağlara giden top, gol iptali, rezil bir duran top savunması... hepsi 10 dk içinde oldu bitti ve büyük ihtimalle maçı da bitirdi. bu kadar şanssızlığın izahı yok.
galatasaray pes etmez, etmemeli ama sane ve ilkay ikinci 45 dk'ya da başlarsa okan hoca ya pes etmiştir ya da bazı şeyleri göremiyordur. bak millet aylardır ''apo ağır avrupa'da bizi yakacak'' diye tespit yumurtluyor ama onun oynamadığı bir 45 dk'da 3 gol yedik bile. takım savunması bambaşka bir şey. rakipteki stoperler cannavaro ile ramos mu sanki? biz niye bomboş pozisyonları bile atamıyoruz?
barış alper de kaçırdığı golden tamamen bağımsız, sanki bu maç eyüp deplasmanıymış da 3 gün sonra şl maçına çıkacakmış gibi staminasından tasarruf ederek oynuyor. koş ulan işte nefes aldırma rakibe, gerekirse ciğerini bırak da biz affedebilelim şu senin neom sürecini.
624
osimhen bu takımın büyük bir parçası. barış onun boşluğunu asla dolduramaz. cidden osimhen’in sakatlığıyla başlayan süreçte saçma sapan hatalarla 3 gol yediğimiz maç.
625
2. golü 60 a kadar bulabilirsek icardi efektiyle çevirebileceğimiz maç. tek şey dakika 60 a kadar 3-2 ye getirmek maçı.