• 4
    singo’yu stopere çektiğimiz dörtlü dizilişlerde sağ bekteki sallai’nin oyunun defansif yönünde handikap yarattığını düşünüyorum. iki beki de hücumcu kullanmak hızlı dönmemiz gereken rakip hücumlarında bizi eksik bırakıyor. o yüzden ben de atletik bir üçlü savunma hattı kullanacağımızı, kenarlarda ise kanat bek kullanacağımızı düşünerek şöyle bir 11 hazırladım. merkez ikili de oyun kurulumunda sıkıntı yaşamamak adına lemina - torreira ikilisini aynı anda kullanmak çok mantıklı gelmedi. mevcut dizilişin verimini tutabilmek adına lemina’nın torreira’yı yedeklemesi de elzem. belki sara - ilkay değişikliği düşünülebilir.

    https://i.galatasaray11.com/knz9m0zy.jpg
  • 5
    maçın analizine geçmeden önce belirtmem gereken tek şey frankfurt'un ön alan presinin abartılıyor oluşu. frankfurt pres anlamında ortalamanın üstünde bir takım ama boğucu bir pres gücü yok. yaklaşık 1 haftadır frankfurt'un ön alan presinin övülmesini dinleyince dedim heralde bunların ppda falan uçuktur. hayır öyle değil. frankfurt 12 ppda değeriyle liginde bu alanda 7. sıradaki takım konumunda.

    ön alan gücü yüksek takımlara bakalım;

    barcelona- 7.5 ppda
    psg- 9.2 ppda
    como - 7.2 ppda

    ve eğer bundesliga'dan örnek verecek olursak 8.5 ile mainz bu ligde lider konumda. peki bu değer neden ortalama civarda?

    bunun nedeni frankfurt'un rakibi ön alanda değil, orta alanda tuzaklayarak yakaladıktan sonra geçiş hücumu ile gol bulmak istemesi. bunu kontra değerlerinin yüksekliğinden anlayabiliriz: https://gss.gs/OWK.png

    bir diğer konu ise pres sekanslarında bundesliga'nın bile orta sıralarında yer almaları. toplam 30 kez pres girişiminde bulunmuşlar. ligin bu alanda birincisi mainz ise 54 kez ile neredeyse ikiye katlamış. bu şu demek değil: frankfurt ön alan presiyle topu kapıp gol atamaz. aksine onların asıl istedikleri şey topu 2. bölgeye yakın yerlerde kazanıp geçişi sağlamak.

    yani diyeceğim o ki konuşulanın aksine frankfurt'a karşı uzun top ile oyun kurma zorunluluğumuz yok. oyunu 1. bölgeden 3. bölgeye direkt uzun göndermenin bizim yararımıza olmayacağını düşünüyorum çünkü 3 tane hava gücü yüksek stoper özellikli oyuncu ile çıkacaklar maça. bizim oyunu katmanlara ayırıp güvenli şekilde topu 1. bölgeden 3. bölgeye taşımamız lazım. evet, orta sahayı uzun topla yok sayarak geçmek geçiş yememek için bir önlem midir? öyledir. rakibin en güçlü olduğu bölgeyi direkt pas geçebilirsiniz. fakat ben oyunun tempo oyununa ve git gelli olduğu sekanslara her dönüştüğünde onların yararına olacağını düşünüyorum. bizim planımız daha sakin ve topa hakim bir şekilde olmalı. gerekirse oyunu soğutmalı ve frankfurt'u uyutmalıyız.

    -beklediğim 11’ler ve birebir eşleşmeler; https://gss.gs/hnL.jpeg

    okan hoca eyüp maçının son periyotlarına doğru 3-1-4-2 denemesi yaptı. bunu jakobs-abdülkerim-singo üzerinden uyguladı. fakat bunu eğer sol stoper abdülkerim olursa doan-abdülkerim eşleşmesi bizim adımıza hiç iyi olmaz. eren-doan / sallai-bahoya daha ideal gibi duruyor fakat hoca bu iki oyuncunun uluslararası seviyede stoper'i 3'lemek için yetersiz olduğunu düşünebilir. bu yüzden eren(jakobs)-doan/ abdülkerim-burkthardt / singo-bahoya eşleşmesi yapıp sallai'yi yedek kulübesinde tutabilir ya da kanatta şans verebilir. sallai bu kadar formdayken bu hamleyi yapabilir mi bilmiyorum ama bana singo ile stoper'i üçlemek daha mantıklı bir seçenek gibi duruyor. özellikle abdülkerim'i merkeze çekip beklerle eşleştirmediğin denklemde.

    -oyun kurulumunda kritik bölge:

    baştan belirtmem gerekirse ben frankfurt'un topa sahip olmayı isteyeceğini ev sahibi olsa dahi düşünmüyorum. daha önce bahsettiğim gibi onların amacı geçişi yakalamak. bu yüzden bizim oyun kurarken dikkat etmemiz ve topun kıymetini en çok bilmemiz gereken bölge orta saha bölgesi. orta sahada kaybedilecek her top; geçişi çok iyi bir takım olan frankfurt'un, gol veya goller bulmasına olanak sağlar. tam da bu sebepten ötürü ben lemina'nın orta sahada son seçeneklerden biri olacağını düşünüyorum. orta sahada pas isabeti yüksek torreira-sara veya ilkay ilk tercihler olur. bunun yanı sıra sara duran toplarda önemli bir silah olduğu ve derine gelip oyun kurma meziyeti olan bir oyuncu olduğu için ben oynama ihtimalini lemina'nın önünde görüyorum.

    -sane’nin oynayacağı kanat:

    sane şu ana kadar beklenen performansı veremedi ve frankfurt maçı onun için ciddi bir test olacak. bu testte hangi kanatta oynayacağı çok önemli. bunun nedeni sane’nin defansif zaaflarının olması. ea fc 26 videosunda kendisinin kabul ettiği gibi “gözleriyle defans oyuncusunu” takip ediyor. bu yüzden ben sağ kanat yerine sol kanattabaşlamasının daha doğru olacağını düşünüyorum çünkü karşısında stoper oyuncusu collins’in olma ihtimali yüksek. frankfurt’un bekinden hücum katkısı alacağı bölge sol bek bölgesi. bu yüzden sane’yi sağ kanada koyup geri koşturmaktansa sol tarafta stoper orjinli oyuncu ile eşleşmesi daha doğru olabilir.

    -stoper seçimi ve birebir eşleşmeler:

    stoper seçimi ve diziliş bu maç için iki hususta çok önemli. bunun nedenleri oyun kurulumunda sol ayaklı stoperin önemi ve birebir eşleşmeler.

    galatasaray eğer bu maç stoperi 3’ler ve doan ile abdülkerim eşleşmesi izlersek maç bizim için çok uzun sürer. en uzun geceyi yaşarız. bu yüzden savunmayı 4’lü tutup eren-doan, sanchez-can eşleşmesini yapmayı çok kritik buluyorum. diğer bir neden ise eğer oyun kurulumuna eren’i dahil edersek veya sol stoperde sağ ayaklı biri olursa yapılacak preslerde çok sıkıntı yaşarız. fenerbahçe’ye evimizde 1-0 yenildiğimiz karşılaşmada bunun sorunlarını yaşadık. ön alan presiyle gol yemedik belki ama rakibin orta sahada kurduğu bloğu aşamadık. evet bende abdülkerim’in son zamanlarda formsuz olduğunu düşünüyorum fakat kesilmesi gereken maç bu maç değil. bir anda hiç oynamamış singo’yu stoper’e atmak ve sanchez’i uzun süredir oynamadığı sol stopere çekmek çok riskli.

    -galatasaray'ın dikkatli olması gereken konular:

    bu kısım biraz yazının özeti gibi olacak. öncelikle orta alanda fantezi pas denemeleri kesinlikle yapılmamalı ve garanti tercih edilmeli. bunu kerem demirbay çok yapardı. şuan sara onun kadar bu denemeleri yapmıyor. onun pas denemeleri genelde 3. bölgede ve geriden oyun kurarken daha garantici. geçişi çok iyi oynayan frankfurt'a karşı en dikkat etmemiz gereken konu bu. topa sahip olmaya ve gerekirse oyunu dinlendirmeye ihtiyacımız var. bu deplasmanda 1 puan bile önemli. bunun önemini bilmeliyiz. 70 dakika ön alan presi, illa 3 puanı almak için sürekli dikine oyun oynamak zorunda değiliz. periyotlar halinde ön alan presi yapmak daha doğru olacaktır.

    bunun yanı sıra uzun ve yüksek top denemesinden kaçınmalıyız. daha öncede belirttiğim gibi rakip 3 uzun stoper özellikli oyuncuyla oynuyorken gerek görmüyorum. eğer barış ile sol bek eşleşirse ona uzun top denemesi yapılabilir. tek istisna bu.

    diğer dikkat edilmesi gereken konu ise abdülkerim'in kesinlikle doan ile eşleşmemesi. buna ek olarak sane'nin oynayacağı kanat. sağ kanat oynayacak oyuncumuzun bek yardımı çok kritik. bu yüzden bir şansım olsa barış'ı sağda görmeyi çok isterdim. hem fizik gücüyle hem bek yardımıyla orda fark yaratabilir.

    sonuç olarak, galatasaray yapmaması gereken şeyleri uyguladığında bu deplasmandanen kötü beraberlikle dönecektir. bu gayet iyi bir sonuçtur. ben sakinoynadığımız sürece frankfurt maçında oyun olarak üstün taraf olacağımızı düşünüyorum.

    frankfurt'un bizden istediği şey; sonuç 0-0'ken bile dakikalarca ön alan presi uygulamamız. orta saha civarında fantezi pas denemeleriyle top kaybı yapmamız. onların ben set çizerek veya topa hakim olarak maçı kazanacağını düşünmüyorum. biz sürekli dikine veya uzun oynarsak, sürekli şiddetli pres yapmayı denersek ordan 4 gol yiyerek döneriz. sakinlik bu maç için önemli.

    oyunculara bir mesaj vermek gerekirse; https://youtu.be/9gU7SZUTkHM?si=4H2K_TwYqBTUk4O9
  • 6
    2 nisan 2025 fenerbahçe galatasaray maçı benzeri bir planla çıkacağız diye düşünüyorum.

    ayağa çıkmaya çalışacak gibi yapıp, üstümüze çekip barış ve osimhen gibi delicilere uzun atacağız diye düşünüyorum.

    bu sayede frankfurt'un en güçlü bölgesini by pass edip sorunlu bölgesini kaşımış oluyoruz.

    https://youtu.be/...wWJ21SYS0Z&t=315

    atacağımız gol de bu tarz olabilir diye umuyorum.
  • 8
    bugün günlerden galatasaray!

    https://gss.gs/O4c.jpg

    bu sezon hiçbir maça 3'lü başlamayan hatta maç içinde bile üçlüye dönmeyen okan buruk bu maçta da üçlü oynamaz.

    burada singo'yu oynatırsa formda sallai'yi kesmek bana doğru gelmiyor.

    davinson-singo hiç yan yana oynamadı, onları da görmedik.

    forvette icardi mi? barış mı olacak?

    aslında birden çok bilinmez var bizim için.

    barış-osimhen-sane olsaydık ben bayağı umutluydum galibiyet için.

    osimhen takımın hücum gücünü %20-30 arttırıyor.

    bilmiyorum, kaybederek başlamak istemiyorum. içimde bir galibiyet hissi var, inşallah kazanarak başlarız, beraberlik de mutsuz etmez. burada her puan önemli.

    konsantrasyon!
  • 13
    2025-26 şampiyonlar ligi ilk maçımızın ilk 11'i açıklandı. sesi açık bakın ilk 11'e.

    almanya'da kontra ataktan en çok gol atan takıma karşı abdülkerim gibi yavaş oyuncuyla çıkmak riskliydi zaten. singo bu konuda rahatlatacaktır; ancak biz bu yeni tandemi hiç denemedik. kalecimiz de yeni. savunmada saçma bir hata yapmayız umarım.

    bir de sara yerine ilkay ile başlıyoruz. geri kalan kısımda sürpriz yok.

    https://x.com/...RzmtGfzJyzA&s=19

    başarılar aslanlar!
  • 15
    yazacak hiç bir şey yok aslında. ama o kadar çok yazacak şey de var ki, inanılır gibi değil.

    öncelikle plan:

    1 - davinson sanchez'den sol stoper olmuyor. olmaz. olmayacak. adama mevkisi ters. tamamen ters. tüm iç güdüleri yanlış çıkıyor adamın ama biz onu sola alarak başladık.

    2 - davinson ve singo daha önce tandem oynadılar mı? hayır. birbirlerini biliyorlar mı? hayır. oynama alışkanlıkları doğal olarak yok ve biz bu iki oyuncuyu tandem oynattık.

    3 - uğurcan - davinson ve singo merkezde birlikte ilk defa maça çıktılar. uğurcan'ın davinson ile alışkanlığı yokken bir de singo'yu ekledik denkleme. oysa ki en azından milli takımdan bi aşinalıkları olan abdülkerim'i düşünmedik bile.

    4 - 30 milyon euro para vererek aldığımız sağ bek yerine sağ açıktan devşirdiğimiz sallai ile oynadık. sallai kötü değildi ama madem o sağ bek oynayacaktı biz neden 30 milyon euro sağ beke para verdik de bu paraya gidip bir sol stoper almadık?

    5 - as forvetimiz yok, sakat peki kabul. icardi kilolu şişman bilmem ne peki ona da kabul. e barış 2 hafta keyfi top oynamadı çok mu formda da bu maça onu forvet yazdık? çıksaydık icardi ile, en azından bi top tutar sırtı dönük oynardı. barış forvette oynadığında temel problemimiz bizim sırtı dönük oynayamaması değil mi? milli takımda da aynı şeyi konuştuk, döndük burada da aynı şeyi yaptık.

    6 - yunus - ilkay - sane üçlüsünden hangisi sol kanattaydı hangisi merkezdeydi? hadi sane sarıldı sağ tarafa bırakmadı (zaten bir şey de yapamadı da o başka konu) ama yunus mu 10 oynayacaktı ilkay mı ilk plana göre? 4-2-3-1 dizilmedik mi? bana burada 3'teki sol kenarı söyler misiniz kim bu sol kenar?

    -----

    planlama yanlış. tamamen yanlış. yani transfer döneminden gelen yanlış, bugün bize bu yanlış 11'i çıkardı işte. kendimizi yırttık burada "sol stoper alın" diye, kimse dinlemedi. geldiğimiz noktada sol stoperde oynattığımız davinson'a çarpan 2 top kalemize girdi, iyi mi oldu?

    her seferinde bunu yaşıyoruz, yanlış planlama dönüp içimizde patlıyor. ve ben bu işten sıkıldım.

    ama esas sıkıldığım şeyi size göstereyim mi? bundan 13 gün önce katıldığı televizyon programında okan buruk'un sarf ettiği sözler:

    https://x.com/.../1964430211086503958

    --- alıntı ---

    istediğimiz bütün oyuncular alındı. kadro yapmakta zorlanacağım. çok güçlü, çok kalabalık, çok değerli bir takım oluşturduk. artık top da bende. bundan sonrası bende.

    --- alıntı ---

    tam olarak bundan sıkıldım. "çok güçlü, çok kalabalık, çok değerli bir takım" diyor teknik direktörümüz, oyuna ahmet kutucu giriyor. kaan ayhan oyuna girmese orta saha çökmüş, savunmada sol stoperde bir tek abdülkerim var elinde.

    şampiyonlar ligindeyiz yahu. transfer dönemi kapalı ve şampiyonlar ligindeyiz, senin orta sahaya direnç katması için sahaya atabildiğin oyuncu kaan, belki hücumda bi alan bulur bir iş yapar diye sahaya atabildiğin oyuncu ligde bile doğru düzgün iş yapamayan kutucu. demiyoruz ki yedeğinde kante - vini olsun ama bu işin bir dengesi, bir dayanak noktası, bir orta noktası olur ya.

    birisi şampiyonlar ligindeki tüm oyuncular içerisinde taban, diğeri kadrondaki en değerli oyuncu olamaz yok böyle bir denge. böyle bir planlama yok. böyle bir kadro mühendisliği yok. mühendislik diyince atom parçalamak zannediyorsunuz, değil ya. a oyuncu ile b oyuncu arasında en fazla bir seviye fark olur, 8-9 seviye fark olduğu zaman böyle oluyor işte.

    gelelim oyun planına:

    pres oynadığını dünyada bilmeyen kalmadı zaten. ama pres yapmak için rakibin planını bi çalışmak gerekir değil mi? hangi alandan çıkıyorlar, nereden hareketleniyorlar, topu kimler daha çok çıkarmaya yatkın değil mi? hah, hangisine çalıştın? çalışsan bu maçta pres mi oynarsın?

    adamlar kısa pasla en fazla 2 pas yapıp kaçan oyuncusuna uzun vuruyor, sen önde 5 kişi ile pres yapıyorsun, 6. oyuncun rakip yarı sahada, geride kalan 4'lün kime gideceğine şaşırmış. sonuç? uzun pasta eksiksin.

    ne yaparsın?

    a) rakibe topu indirtmezsin, karşılarsın ve çıkarsın.

    b) rakip topu indirir, indirdiği yerde pres yaparsın.

    c) rakibin o blokta oyunu kurmasına izin verir, geride kalabalık durur alan kapatırsın.

    d) hiçbiri.

    allah aşkına söyleyin, hepimiz izledik. hangisini yaptık? yukarıdaki 4 şıktan hangisi bu akşamki savunma kurgumuzu açıklıyor?

    neye çalışmışsın ya sen? neye çalışmışsın sen? rakip çatır çatır istediği topu indirdi, istediği gibi kurguladı, sen de topa pres yapmak üzerine kurguladığın için deli gibi geri koşmak zorunda kaldın topun savunmadan uzun çıktığı anda.

    ama zaten rakip topu sana bıraktı değil mi? haaa, işte burası daha kritik.

    3 tane çilingir olabilecek oyuncun var sahada, ilkay - yunus ve sane. bana söyle senin asıl hücum planın hangisi? kim senin çilingirin, rakip açanın?

    yunus dribbling ile oyun açar, ilkay kilit pas ile açar, sane çalımla açar (açamıyor gerçi ama genel stili bu)

    tercihin hangisi? "o anda ne denk gelirse" diye bi plan olmaz, öyle bi takım da olmaz. bana söyle ya senin ana hücum planın hangisi? rakibi pasla mı deleceksin, dribbling ile mi deleceksin, çalım ile mi deleceksin? hangisini yapmaya çalıştın bugün?

    geldik mi esas probleme?

    sistem

    ---------

    bana rakibe pres yapıp çıkarmamak ve ön bölgede kapacağımız toplar ile hızlı hücuma çıkmak dışında 2. bir plan söyleyebilir misiniz? bir tane hücum kurgusu istiyorum sizden ya, üçüncü dördüncü planları falan geçtim ya 1 tane ikinci plan istiyorum osimhen sahada olmadığında. var mı? yok.

    barış önüne top attığında etkili birisi, yunus keza aynı, sane aynı olması lazım değil belki ama tarz aynı. geriye kaldı ilkay ki son gün getirdin onu da, üzerine plan kuracak zamanın yok.

    sara nerede? birisi bana anlatsın ya sara nerede? senin ana planındaki bu topları atacak oyuncun sara değil mi? geçen sezon rekor bonservis ile 20 milyon euro karşılığında almadın mı bu adamı? nerede bu adam?

    gerçi girdiğinde o da sağ olsun 3 kere topu dürtmeden bir şey yapamadığı için golü çok güzel yedirdi ama ondan bahsetmiyorum. bireysel hataya girersem zaten çıkamam bu yazının içinden. benim bahsettiğim sistem, oyun anlayışı, hücum planı, savunma kurgusu, taktiksel diziliş ve buna göre varyasyonlar. maç 3-1 olmuş devreye girmişiz, ikinci yarıya çıkıyoruz elde 4 tane forvet arkası hattı için uygun oyuncu varken lemina çıkarıp icardi alıyoruz, ilkay yerini değiştiriyor. yahu bu adam ne zaman regista oynadı da torreira yanında top çıkarmaya aldın ilkay'ı?

    anlamazsın, ben anlatayım. pep guardiola'nın sisteminden geliyor ya bu adam, hah. onun arkasında oynayan bir regista vardı. rodri var ya rodri, tanıyor musun? hah, o adam işte ilkay'ın arkasındaki regista'sıydı. rodri oyunu kurardı, ilkay ona 8'de destek verir 10'a doğru devrilirdi. yeri gelir 10'a doğru bernardo devrilirse eğer ilkay bu sefer mezzala olur kanada destek verirdi oyunu öyle açardı ama buralar çok tekniğe giriyor zorlanırsın. kaleye yaklaştıkça verimi artan bi oyuncu ilkay hani onu anlatmaya çalışıyorum da sen de fark edip onu çıkarıp kaan'ı aldın orta sahada torreira'ya destek olması için. ne diyeyim, zaten 5 değişiklikten belki de tek doğrusu buydu en azından bi yanlıştan döndün.

    velhasılı abi önce sen kendin bi kurgunu oluşturacaksın. rakip senin pres oyununu topu sana bırakarak çözüyor ya, hah işte çözemeyeceği bir oyun kurgulaman lazım önce. bunun yolu top sendeyken doğru işleri yapacak oyunculara doğru görevleri vermek mesela.

    bu maç özelinde dediğim gibi yoksa söylenecek çok bir şey yok. 2 gol bireysel hatadan top kaptırma, 2 gol zaten davinson'un sol stoper oynaması ve 1 de duran top.

    ama bu maç özelinden çıktın mı genele baktığımızda bu maçı da değerlendirerek söylenecek o kadar çok şey var ki şu yazı yarısı bile değil. işte artık bunları çözmüşüzdür dediğimiz, çözmediğimizi gördüğümüz ve böyle giderse daha da çözemeyeceğimiz bir problemler silsilesi var başımızda.

    umarım sadece söylemekle kalmaz ve gerçekten ders çıkarıp bu sorunların üstesinden gelmek için de çok çalışırız. yoksa aynı tas aynı hamam ülkede kırmadık rekor bırakmayız ama avrupa'ya çıktığımızda şampiyonlar liginde olmasına hayret ettiğimiz avrupa ligi takımı bize 5 atar, avrupa liginde olmasına şaşırdığımız saçma takım bize 4 atar bu iş böyle devam eder gider.

    hangisini seçeceksin, seç. seç ve ona göre hareket et.
  • 17
    harika başlangıç, berbat sonuç...
    galatasaray'ın şampiyonlar liginde konuk olduğu eintracht frankfurt maçını uzun uzun anlatmak yerine, yukarıdaki dört kelime yeterli aslında...

    eyüpspor karşısında kadroda olmayınca, frankfurt'a saklanıyor denilen osimhen'in adını almanya kafilesinde görmemek ilk sürprizken, maçın ilk onbiri ekranlara verilince ikinci sürpriz yaşanıyordu: abdülkerim yedek, singo stoper. hafta içi sosyal medya "ulemaları" apo'yu yavaş ilan etmiş, okan hocanın aklına girmişlerdi, aynen geçen yıl young boys rövanş maçına takımı çift forvet çıkarmak gibi... apo kenara, singo sahaya çıkınca, sanchez'in de yeri değişti, sol stoper oluverdi: iki şüpheli hamle... sara'nın yerine bu ligin tecrübelisi ilkay'ın başlayacağı kimseyi şaşırtmadı, nasıl ki osimhen'in yerine ıcardi değil de barış'ın seremoniye çıkması gibi...

    futbol rakiple oynanıyor, karşı tarafı yok sayamazsın, o sebeple ev sahibi de galatasaray kadar siftahı 3 puanla yapmak istiyordu, ki zor fikstürlerinde göze kestirdikleri takım galatasaray'dı. taraftar kuralar çekildiğinden beri maça fena halde hazırlanıyordu, maç öncesi koreografi ile coşkularını belli ederken, ultraslan avrupa da onlardan alta kalmadı, ilk düdükle birlikte meşale şov ve bestelerle sarı-kırmızılıları desteklediler.
    her ne kadar ilk dakikada ev sahibi gole yaklaşsa da galatasaray maça akıllı ve dengeli başladı. ilkay'ın liderliğinde top çevirdi, oyunu kontrol ederken, savunmada özellikle singo'nun sallai'nin enerjisi öne çıkıyordu. rakip çok adamla önde basarken, uğurcan ve savunma oyuncuları uzun toplarla yunus ve barış'ı kaçırmayı amaçlıyordu ki yine ev sahibinin çok oyuncuyla geldiği bir anda kapılan topta sane yunus'a verdi ve kaptanın çalımlar sonrası şutu maçın açılış golü oluyordu.

    galatasaray öne geçmiş, ipleri eline almış, karşı taraftaki genç takım bocalamıştı. o anlarda galatasaray'ın eline farkı açma şansı da geldi, sallai'nin ortasında ilkay'dan önce kaleci topu uzaklaştırdı da beş dakika önce kazanılan serbest atışta barış alper yılmaz, puşkaş yılın golü ödülünü kaçırıyordu. herkes ilkay'ın topu kaleye vuracağını beklerken, tecrübeli topçu barajın yanında bomboş barış'a plaseledi ama barış kolay yerine zoru becerip, skoru değiştiremedi.
    rahat giden, geleceğe dair hayaller kurduran bir maçtı ve yine eintracht frankfurt'un savunmamızdan dönen bir atağı demişken yunus topu kaptırınca, doan uğurcan'ı aşırttı ve auta gidecek top sanchez'e çarpınca ev sahibi tribünler ayağa kalkıyordu. pozisyon vermeden gol yemenin okullarda gösterilecek bir örneğiydi.

    türkiye süper liginde 5 maçta sadece bir gol yemek, galatasaraylı topçular için maçların boyutunu değiştirmişe benziyor: gol yemezsen kazanırsa, yersen kaybedersen.

    skorda eşitlik vardı ama kalesinde golü görünce başta yunus olmak üzere bir çok topçu kontak kapatmıştı. aslında barış'ın attığı ama hakemin faul nedeniyle geçersiz saydığı gol, belki uyandıracaktı sarı-kırmızılıları da italyan yanlış düdük çaldı, maçın da kırılma noktalarından biri oldu.

    sonrası ise freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı giden bir galatasaray seyrettik. yine yunus'un ilkay'ın zor pasında topu kaptırması ile hızlı gelişen bir atağında can uzun doksana taktı, arkasından daha skorbord değişmeden serbest vuruşta singo mu burkardt mı değdi top bilinmez, uğurcan filelerden üçüncü kez topu çıkarıyordu...
    soyunma odasında yapılan konuşmalar çokça kez faydalı olmuştur ama bu kez pek de işe yaramıyor, aynı moral bozukluğu içindeki galatasaray, rakip kaleyi uzaktan attığı şutlar dışında zorlayamazken, ev sahibi topçular ise ani ataklarla ve galatasaraylı savunmacılara yaptıkları baskılarla kazandığı toplarla tehlike yaratıyordu. o anların birinde burkardt'ın kafasını uğurcan kucaklamadan, sanchez diziyle kendi kalesine yolluyor, birinde de sara savunmadan top çıkarırken kaptırıp, beşinci gole sebebiyet veriyordu.

    lemina icardi, sane sara ve eren jakobs değişiklikleri oyunu değiştirmezken, galatasaray için geçen sene lig başlamadan süper kupada beşiktaş karşısında alınan 5 gollü mağlubiyet gibi almanya'dan da 5 golle dönmek önümüzdeki maçlar için alınacak büyük bir ders niteliği taşıyordu...
    okan buruk ve ekibi "ödevine" çok daha iyi çalışması gerekirken, galatasaray taraftarının görevi de son yıllarda sosyal medyada virüs gibi yayılan taraftar görünümlü etkileşim budalalarını bir kenara bırakıp, takımına ve hocasına sahip çıkmak...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...t5-1galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın