aldığımız galibiyetle birlikte şampiyonluk yolunda dev bir adım atmış olduk. süper final fikstürü belli olduğunda ilk 3 maçta 9 puan için aşmamız gereken ilk ve bana göre en büyük engelin beşiktaş deplasmanı olduğunu düşünüyordum. ali sami yen'de fenerbahçe'yi ve seyircisiz oynanacak deplasman maçımızda trabzonspor'u yenme ihtimalimizi, beşiktaş deplasmanına nazaran daha kolay görüyordum.
maç öncesi en büyük avantajımızın tayfur'un takımı iyi hazırlayamayacağı olduğu aşikardı. maçta da gördüğümüz üzere beşiktaş takımı oyuncuları, 2. sıradaki fenerbahçe'yi geçme ihtimallerinin olduğunu ve oynayacakları 6 maç sonunda şampiyonlar ligi biletini alacakları bilincinden uzaktı. aslına bakarsak, beşiktaş zaten normal sezonun son 6-7 haftalık bölümünde de ruh ve kafa olarak sahada yer almıyordu. dezavantajımızın ise 14 nisan cumartesi günü oynanması gereken maçımızın, aşırı yağmur sebebi ile ertelenmesi sonrası imparator fatih terim'in takımı tekrar motive etmekte zorlanacağı ve fenerbahçe'nin trabzonspor karşısında kazanması sonrası aramızdaki puan farkının 2'ye inmesi ile üzerimizde oluşacak baskıydı. fakat dezavantaj gibi gözüken tüm bu noktalar, beşiktaş'ın isteksiz ve ruhsuz oyunu ile geçersiz kaldı. bir derbide, ev sahibi takımın en büyük itici gücü olması gereken taraftar da beşiktaş'a yardım edemeyince, galatasarayımız'ın galibiyeti kaçınılmaz sondu.
maçta bana göre 2 kırılma noktası vardı; birincisi 1-0 önde olduğumuz dakikalarda fernandes'in bomboş pozisyondaki quaresma'ya pas vermeyip kaleye vurması, ikincisi ise
aydın yılmaz'ın beşiktaş'a attığı gol. ikinci yarıda beşiktaş'a çok net pozisyonlar vermesek de top hakimiyeti ve oyundaki üstünlüğü beşiktaş'a kaptırmıştık. son 10 dakikalık bölüme 1-0 girseydik, kalan dakikalarda yaşanacak yoğun gerilim ve stres sağlığımız üzerinde ciddi hasarlar yaratabilirdi. bu açıdan bakınca, aydın'ın golü, bir golden çok daha fazlası oldu.
fernandes'in pozisyonu;
http://img802.imageshack.us/...462/malfernandes.jpg ilk golümüzde konuşulan "ofsayttı, değildi" tartışmalarına da iki kelam edelim; yayıncı kuruluş 35 cm ofsayt demiş, bu 35 cm'in nereden kaynaklandığını söylememe gerek yok herhalde. açıkçası beşiktaş taraftarının yerinde olsam, ofsayt pozisyonundan önce, ceza sahasında çabuk olmayı öğrenememiş
holosko'ya, gol pozisyonunda önce elmander'e sonra da melo'ya hamle yapma şansı veren başta sivok olmak üzere defans oyuncularına, bomboş pozisyonda quaresma'ya pas vermek yerine kaleye vuran ve takımını belki de 1 golden eden
fernandes'e ve takımı derbi maçına hazırlayamayan
tayfur'a tepki gösterirdim. görüldüğü üzere melo'nun golündeki iddaa edilen ofsayttan önce beşiktaş takımının kendisi ofsayt durumdadır.
(bkz:
şampiyonluk yakın bayrakları çıkarın)
edit: anlatım bozukluğu