son periyotta 3 dk geçti, sayı atamadık. 58-62 gerideyiz.
77
rüzgar tersine döndü. 58-62 gerideyiz. cenk akyol belinden sakatlandı. saha içinde tedavisi yapılıyor.
78
bizim doğru pozisyonu bulup sayıyı atamadığımız, cska'nın doğru pozisyonu bulup sayıları attığı bir son çeyreği olan maçtır.
79
zoran erceg çıldırtmaya devam ediyor. 61-67 son 4 dakika
80
erceg diye bir adam var cska'ya mı transfer oldu da haberim yok? arkadaş bu kadar boş atış kaçıran adammı olur? 14-0 lık bir seri geldi cska dan
81
malik hairston, zoran erceg, domercant hadi erceg son haftalarda biraz toparladı ama hakikaten kim lan bu adamlar. yani para falan kazanıyorlar mı yaptıkları işten . valla ben bunları oğlum olsa oynatmam hoca niye oynatıyor bilmiyorum daha doğrusu niye alıyor bu adamları.
82
son 3.41, 61-67. berbat bir son periyot oynuyoruz.
83
6 dakika boyunca 3lük atmaya çalıştık. aq şaka gibi ya 1 kere içeri girmeyi denemedik.
84
ergin ataman'ın almadığı molalar için prim aldığını düşündüğüm maç.
85
fantastik bir son top organizasyonuyla yenildiğimiz maçtır.
86
bu ne yaa bu nasıl son toptur yaa bu nasıl bir son hucum organizasyonudur.
87
amatörce bir son hücum kullanarak kaybettiğimiz maçtır.
88
hocanın molası varsa niçin kullanmadı, hadi kullanmadı sen napıyorsun bonsu kardeşim? var mı izahı o attığın son topun acaba?
89
son 1 mola hakkımız daha yok muydu aq neden almadı hoca?
son topun çok afedersiniz amına koyduğumuz maçtır.
90
12 saniye var. 3'lük atabilsek maç uzatmaya gidecek. ama son topu bonsu kullanmak zorunda kalıyor. 12 saniye vardı lan 12 saniye!
91
son topta ne yaptığımızı anlamadığım maçtır. arkadaş 14 saniye vardı ve üçlüğü bonsu yolladı. çok yazık oldu.
92
cenk akyol'un oyundan sakatlanıp çıkması, maçı bitirdi.. zaten dar bir rotasyon vardı.. top 16 hayal oldu bence.. ama olsun..başımın taçıdır yenilmez armada. hakemlerde çok ama çok şerefsizce yöneti maçı oda bir gerçek.
93
elimizden gelen performansı gösterdiğimiz, zor şans toplarını sokmamıza rağmen kaybettiğimiz bir karşılaşma oldu. 2. çeyrekte bir ara oyundan kopar gibi olduk, televizyon molası sonrası ender' in arka arkaya gelen 3 sayılık isabetleri, sinan ve furkanın savunma dozajını üst seviyeye çekme gayretleri ile ilk yarı sonunda güzel bir geri dönüş yakaladık. üstüme vazife değil ama ergin hocanın takım hücumda tel tel dökülürken mola almamasına bir anlam veremedim.
ikinci yarı başında krstic maç başında olduğu gibi karşısında bonsu'yu görünce yüksek posttan ard arda bulduğu sayılarla oyuna ağırlığını koydu ki, furkan aldemir kendisini ilk yarının sonunda oldukça başarıyla durdurmuştu ve geri dönüşümüzde önemli bir rol oynamıştı, fakat buna rağmen furkanın ikinci yarıda dakikaları kısıtlı oldu.
3.çeyrek ortasından itibaren seyirci desteği ile bütünleşerek 10-0lık bir seri ile öne fırladık bu dönemde topu iyi çevirdiğimizi söylemek mümkün. fakat bu dakikadan sonra oyunun kontrolünü tamamen rakibe kaptırdık ki arroyo' nun çeyrek sonunda elinden çıkarttığı saçma şuttan itibaren skor üretmekte çok zorlandık.
son çeyrekte kritik birkaç top elinde patlayan arroyo, son topu birazcık arkadaşlarına bırakmış gibi gözüktü ki kendisini suçlamakta kesinlikle haksızlık olur. hairston ve cenkten istediğimiz verimi alamamız, krstic karşısında uyuyakalmamız, krstic karşısında bonsu harici dönem dönem ercegle bire bir savunma tercihimiz, dönem dönem savunma ribaundlarında zorlanmamız maçı elimizden kaçmasına sebep olan etkenlerden bazılarıydı.
takım kalitesi bizimkinden iyi olan bir rakibe karşı gözle görülür güzel bir efor sarf ettik, fakat buna rağmen ikinci tur grup maçlarında üçüncü defa sahamızdan boynumuz bükük ayrılıyoruz. henüz trenin tamamen kaçtığını söylemek oldukça güç, deplasmanda alınabilecek bir kuban galibiyeti herşeyi yoluna koyabilir. ama sakatlarımızın takıma dönüş yapması hem daralan rotasyonu biraz açabilmek, hem de verim alamadığımız oyuncuları ikinci plana koyabilmek adına teknik ekibi çok rahatlatacak gibi görünüyor.
94
hücumdaki üretken olamama sorununun yine nüksettiği maçtır. kadroda hiç bir oyuncu skor katkısı veremiyor haliyle ender,arroyo isimlerine bakıyoruz ve en basit haliyle ender ve arroyo'ya uygulanan akıllı ve zaman zaman sert savunmalar sayı bulmamızı zorlaştırıyor. domercant, erceg beklenen katkıyı bir türlü veremiyor.
hele ki erceg bugün hiç motive olamamış, konsantrasyon denen bir şey yoktu adamda. saldır galatasaray diyince ender arslan gibi cesur oynayıp sayı bulacak adamlar lazım bize, domercant-erceg-sinan gibi mücadelesi eksik kalan oyuncularla sezon sonunu zor getiririz.
95
hatalı yürüme, geri pas gibi kavramları bilmeyen bir hakem tarafından yönetilen maçtır. ikinci yarı bizim savunduğumuz potanın altında bekleyen hakemin çoğu kararı yanlış ve aleyhimizeydi. rakip oyuncuların yaptığı hatalı yürümelerin ilkini hep tolere etti, ikincide çalmak zorunda kaldı. özellikle çalmadıkları 1-2 tane geri pas düdüğü var ki akıllara zarar. ya bu kuralı bilmiyorlardı ya da art niyetlilerdi. üçüncü bir durum yok.
hakemi bırakıp maça gelirsek jamont gordon'u aradığımız üst üste 10. maç falan oldu sanırım. şu kadroda hairston veya domercant yerine gordon oynasa hem rakip kısalardan bu kadar sayı yemeyiz hem de sürekli potaya giderek rakip savunmayı yıpratma şansımız olurdu. ersin ve marko döndükten sonra takım tekrar düzlüğe çıkacaktır diye düşünüyorum. umarım euroleague için çok geç olmaz.
sevgililer gününe denk gelen, maçtan önce meşhur only you pankartının açıldığı, bolca hakem kiyimina ugradigimiz, son topta kaybettiğimiz ve son olarak babamın ipekçi dönüşü anneme çiçek almamasindan ötürü bolca sitem yediği karşılaşma. sevgililer gününe denk gelen ilk karsilasmam olur aynı zamanda. (canım babam, bana galatasaray basketbolunu öyle bir aşıladı ki, öyle bir sevgi ki bu sevgi, kendi gibi yetiştirdi beni de... en büyük hayalim milyoner olup galatasaray basketbol şubesine sponsor olmak. mesaimi s.) o zamanlar çocuktum tabii sevgili falan kafam basmaz nasıl bassın. kafam sadece drogba ve gs basket'e basardı. ama bugün ayık kafayla aynı tarihe yine maç denk gelsin ve sevgilim olsun (veya evli olayım) yine maça gitmeyi tercih ederim.
insanlar bana büyüdükçe takımdan soguyacaksin bayacak seni bu muhabbetler diyor. ben bu lafları ilk duymaya başladığımda 8-9 yaşındaydım. şuan 20 yaşındayım mayısta 21 olacağım, aşağı yukarı 12-13 senedir istisnasız her sene duyuyorum şunları ama daha da gs oluyorum ben. her yıl bu sezon bitsin şampiyon olalım daha da maç izleyeni diyip büyük büyük konuşuyorum fakat sonra kendimi excel'de transfer hesapları yaparken buluyorum. çok başka, bambaşka bir sevgi galatasaray sevgisi. yaradanın gucune gitmesin, tapıyorum galatasaray'a.
14 şubat hayal ürünüdür, tek gerçek galatasaray tribünüdür diye ekleyeyim. :))