• 597
    ali palabıyık denen tetikçi yerine 10 üzerinden 5lik maç yönetecek herhangi bir hakem yönetseydi çok rahat kazanacağımız maçtı. şu maçın onda biri kadar lehimize iltimas geçilmeyen 10 şubat 2019 galatasaray trabzonspor maçı sonrası tüm yazılı ve görsel basında aleyhimize neredeyse kampanya düzenlenmediği kalmıştı. böyle bir maçın üzerine ne kritik yaparım ne de kulübümüzden kimseyi eleştiririm. eleştiren varsa buyursun kendini tatmin etsin.
  • 598
    tarihe geçecek maç.

    fenerbahçe'nin golünden önce:

    1- rakip ceza alanı önünde onyekuru'nun ayağına basıldığı halde oyun devam ediyor ve top fenerbahçe'ye geçiyor.

    2- onyekuru'nun ayağına basan skrtel faul yaptığı oyuncuya bağırıp bilerek kendi ayağını takıp kendini yere atıyor ve onyekuru'ya sarı kart çıkıyor.

    3- devamında gelişen fenerbahçe atağında topu kazanıp karşı atağa çıkacakken dirar feghouli'yi hem itiyor hem de topa hiçbir müdahale olmaksızın ayağına basıyor. ama pozisyona yakın olan hakem iki ihlali de görmüyor

    4- pozisyonun tekrarı net gösterilmedi, ama görebildiğim kadarıyla atağın devamında ceza sahasında topla buluşan eljif topu elle önüne alıyor.

    90 dakikada olsa bile skandal sayılacak bu hatalar tek pozisyonda yapılıyor. üstelik var uygulaması varken.
  • 599
    çok çok büyük hayal kırıklığı yaşadığım maç. öncelikle herkesin aksi bi görüş belirtmek istiyorum. şampiyonluk tabi ki daha önemli ama şunu kabul edelim ki bu serinin sonlanmasını hepimiz çok istiyoruz. öyle hiç umrumuzda değil falan geçiniz. 20 yıl olmuş 20 yıl ve bu durum beni delirtiyor.

    maçtan önce hiç umutlu değildim ama biz ilk defa galibiyete bu kadar yaklaşmıştık. evet hakemle kaybettik ama bir daha bunun kadar kötü bir fenerbahçe bulmamız imkansız gibi bir şeydi ve çok çok büyük fırsat teptik. takımın da hiç bir halt oynadığı yok, kendimizi kandırmayalım. 6 da 6 diyoruz fakat gerçekler çok uzakta gözüküyor.
  • 601
    fener 10 kişi kaldıktan sonra belhanda'yı oyundan almak gibi bir mecburiyetimiz oldu. ama onun dışında kalan 2 değişiklik hakkımızı da kötü kullandık. tudor döneminde deplasmanda 2-1 kazandığımız bursa maçındaki gibi 2 değişiklikle çok daha fazla pozisyona girebilirdik. semih ve onyekuru'yu çıkarıp selçuk ve nagatomo'yu oyuna alarak oyunu enlemesine olabildiğince açıp diagne'nin yanında emre, selçuk, ndiaye ve hatta linnes'i ceza sahasına sokabilirdik.

    geride donk ve fernando önlerinde de ndiaye ve selçuk ile top tutma noktasında sorun yaşamazdık. kenarlarda nagatomo ve mariano'yu feghouli ve linnes'in de destekleriyle çizgiye indirip rakip savunmayı açabilirdik. maalsef az sayıda ve zorlama ortalarla çok etkisiz kaldık.
  • 603
    kaderimiz kendi elimizde olacakken yine başakspor'un tökezlemesine bağladığımız bir maç oldu.

    en büyük faktör terim takıntılı arkadaşlar kabul etmese de hakem. götü başı oynamasaydı alırdık demeyeceğim çünkü o stadyumla ilgili malum bir durum var ama en azından rakip 9 kişi kalır ve elif'in golü geçerli sayılmazdı.

    belki yine balık bir golle maç aynen böyle biterdi bilemeyiz işin o kısmı da var tabi ama olmamışın üstüne konuşmaya gerek yok.

    şuna katılmıyorum çünkü fazlaca tekrarlanmış 'sürekli yan pas yaptık yahu' eleştirisi. ya kardeşim adamlar anadolu takımı misali yaslanmışlar arkada 'biz bu maçı ne yaparsak yapalım vermeyeceğiz' diye kazanmakla ilgili umutları bile yok.

    oğlum bi ara stoper ikilimiz donk ile semih fener ceza sahası önündeydi lan.

    tabi belhanda ve feghouli değişiklikleriyle o yığılmış takımı açacak futbolcu da kalmadığından ötürü fazlasıyla olumsuz etkiledi elbette oyunu.

    belhanda kendi istemiş çıkmayı ama özellikle feghouli'nin son dakikaya kadar sahada kalmaması ve yerine sinan adlı şahsın oyuna alınması hocanın en büyük hatasıdır kesinlikle.
  • 605
    kötü oynamak, yanlış oyuncu tercihleri vb saha içi işler bizi ilgilendirir.

    "maç 0-1 yerine 0-3 bitmeliydi" derdik maçtan sonra, o eleştiriyi biz yapardık yine. yakalamışken rencide etmeliydik diye.

    ama bu maçta 2 puanımızın çalınması, ali palabıyık ve bülent yıldırım'ın yaptıkları eyyamlar tarihe geçmiştir.

    her şeye rağmen kendi ipimizi kendimiz çekebileceğimiz pozisyona gelmemiz bile engellendi.

    fener'in elindeki oyuncağı(20 yıllık yenilmeme) almadılar.

    bizim şampiyonluğumuzu ise alamayacaklar!
  • 607
    halen daha neden bu yozlaşmış, kokuşmuş ligi izlediğimi düşündürmüş maçtır.
    yıllardır hakemlerin eyyamcılıklarına alıştık. biliyoruz ki bu ligde hakemi de yeneceksin bişeyler başarmak istiyorsan. bu seneye kadar da aşağı yukarı her takımın lehine ya da aleyhine “hatalar” yapıldı. gel gör ki bu sene kadar hakemlerin bir ligin kaderini direkt etkilediği bir sezon hatırlamıyorum. süper kupa finalinden beri sistematik olarak doğranıyoruz ve inanılmaz bir şekilde camia olarak çok pasif ve kaale alınmaz bir görüntü veriyoruz. bizi doğrayan hakemler ödüllendirilirken, bizim lehimizde sadece bir maçta, bir pozisyonda takdir hakkı kullanan bir hakem(bkz: ümit öztürk) aylardır maç alamıyor.
    hoca sene başından beri kendi başına mücadele vermeye çalışıyor ama bir yere kadar. kimse kusura bakmasın ama yönetim camiayı kenetleyip dik bir duruş sergileyememiştir. kendilerini eleştiren üyeleri fişleyip mahkemelere gitmek yerine enerjilerini bu karanlık yapıyla mücadele etmeye ayırsalardı, kimse böyle kör gözün parmağına kararlar veremezdi. hakem müsveddesi bu maçta göz göre göre, vara rağmen, yanlış olduğunu bile bile fenerin golünü verdi. hiçbir çekincesi yok. diğer fahiş kararlarına değinmiyorum bile.
    sonra 20 senedir yenemiyorsunuz diyorlar bir de utanmadan! birileri böyle bir kanun çıkarmış, hakemler de bu kanunun bekçileri olmuş!
  • 608
    yillardir kadiköy'de oynanan fener maçlarini izlemiyorum. dünkü maçi da izlemedim. sesini bile duymak istemedim. geriliyorum. çünkü kadiköyde oynanan fener maçlarinda her türlü pislik yapiliyor. dün de benzer olaylar ya$andi. ama beni en çok üzen ne biliyor musunuz? dü$me hattinda bulunan bir fenerbahçe'ye kar$i sadece 2 pozisyon bulabilmek ve fener'in kalemize geldigi ilk pozisyonda golü bulmasi. her yil, her maç ayni $ey. bu kafa ile fener'i kadiköy'de bir 40 sene daha yenemeyiz. çok mu önemli? aslina bakarsan degil ama dün $ampiyonluk için 3 puan çok önemliydi. yenmekten ziyade 3 puan almak önemliyidi. 3 puan önemli olmasa, varsin fener'i kadiköyde bir 20 sene daha yenemeyelim ama ba$ak$ehir'in puan kaybettigi haftada 3 puan almak önemliydi, olmadi.

    artik ba$a$ehir'in en yaz 1 maçta daha puan kaybetmesini bekleyecegiz. umarim önümüzdeki tüm maçlari aliriz ve bu maçta alinan 1 puan bizi $ampiyon yapar.
  • 609
    pas alışverişi yapamayan, top tutamayan santrforlar, şut çekemeyen orta sahalar ile kapanan herhangi bir takıma gol atmak, karambol yada rakibin yapacağı hataya bakar.

    ikinci yarı son 20 dk. 20 futbolcunun rakip ceza sahasında yada çevresinde oynadığı bir oyun oldu. şuuuuut diye kendimi yırttım.
    takımda fegouli haricinde şut çekecek adam yok, o da kendisini hep kanatlara attı.
    fernando her topu sağa sola veriyor, yahu şut çekmeden gol mü olur.
  • 611
    her zaman aynı hataya düşüyoruz. biz iyi yada kötü oynamış olabiliriz, mesele bu değil!

    bu maçta hakemler fahiş bir hata yaptılar. feghouli'ye yapılanı canlı göremeyen müptezeli bir kenara bırakıyorum, "var" başında oturan art niyetli şaklaban gördü ve ambiyanstan etkilenip veremedi. mabadı yemedi.

    bunu konuşmalıyız eh ahali, bırakın iyi futbolu kötü futbolu. mükemmel oynasan ne yazar, hakem seni oradan çıkarmayacak. daha önce iyi oynadığımız maçlar olmuştu ama he seferinde aynısı oluyor. hakemler bilerek bizi oradan çıkarmıyor.

    çıkmayan kırmızı kartları konuşmuyorum daha.
  • 612
    sadece şu videonun izlenmesiyle bile, 3 puanımızın belki de şampiyonluğumuzun çalındığının anlaşılacağı maç.
    http://tr.beinsports.com/...yonlara-son-nokta-62

    ali palabıyık denen hakem bozuntusunun bizim aleyhimize verdiği tüm kararlar yanlış! hangisini detaylandırsak, uzun uzun anlatsak boş resmen. takımın kötü oyunu, 10 kişi kalan rakibi yenememek falan bizim iç sorunumuz. böylesine bariz hataların yapıldığı, sana karşı var'ı ile birlikte tüm karar vericilerin birleştiği bir ortamda neyin oyununu oynayacaksın neyin mücadelesini vereceksin? saha içerisinde bilerek ve kasıtlı olarak yapıldı bu operasyon. yazıklar olsun, bu ahlar çıkar.
  • 613
    aslında kadıköy'de daha ilk 20 dakika dolmadan belhanda'ya çıkarmış olduğu sarı kart ile ali palabıyık maçtaki "rengini" belli etmişti de, ilk devre biterken son adam olan hasan ali'nin gole giden diagne'yi düşürmesine sarı kart çıkararak "burada bu işler böyle yürüyor" der gibiydi...
    evet, fenerbahçe kendi sahasında 20 seneye yakın yıldır galatasaray'a kaybetmiyordu , sarı-lacivertli taraftar ve yöneticilerin "tek avuntusu" bu istatistikti. galatasaray adına "başarısızlık", fenerbahçe adına "gurur" olan bu "değişmez sonucun" nedeni neydi?
    fenerbahçe kendi sahasında çok mu iyi oynuyordu?
    hayır...
    oldukça iyi oynadığı maçlar da vardı bu 20 yıllık periyotta ama çok kötü olduğu oyunlarını da biliyoruz ev sahibinin, dün gece olduğu gibi...
    stadyumda büyü mü vardı?
    hayır...
    batıl inançlar, uğurlar, totemler taraftarın vazgeçilmezidir ama futbolun içine bilimsel gerçeklerin girdiği günümüzde bunlar sadece masumane inanışlar olarak kalmaktadırlar...
    galatasaray kadıköy'de hep mi kötü oynuyor?
    hayır...
    bir çok değişik kadro ile, şampiyon olmuş takımlarla, dünyaca ünlü futbolcularla bu stadyumda oynadı galatasaray ve çok da domine ettiği maçları izledik rakibini, dün gece olduğu gibi...
    peki galatasaray'ın kazanamamasının sebebi nedir?

    bizler sürekli yazıyorduk da dün gece ali palabıyık bu çok merak edilen sorunun cevabını verdi:
    hakemler kadıköy'de fenerbahçe'yi üzecek kararlar veremiyorlar...
    çok mu kibarca söyledik...
    bodoslama dalalım:
    hakemler kadıköy'de fenerbahçe'yi ellerinden geldiğince kolluyorlar...

    dakikalar kırk ikiyi gösterirken gole giden oyuncuyu düşüren fenerbahçe formalı topçuya sarı kart çıkarmak, ali palabıyık'ın bilinçaltının dışa vurumuydu. kadıköy'de oyuncu atılacaksa bu galatasaray'dan olmalıydı, ev sahibinden olamazdı. ama bu defa var vardı, yıllarca "görmedim, duymadım"la geçiştirilen pozisyonlar artık teknoloji ile bir kez daha izleniyordu... baktı, baktı, baktı hoca da kör gözün gördüğünü inkar edemedi, belki de sarıya bir mazeret bulamadı, gönülsüzce kırmızı kartı çıkardı arka cebinden...

    ilginçtir derbiden atılan hasan ali kaldırım başta olmak üzere bir tek fenerbahçeli futbolcu dahi itiraz etmedi pozisyona... suç ve ceza kavramını kabul etmişlerdi de, belki de tek üzülen ali palabıyık oldu...
    ikinci yarı ali palabıyık "hatasını!" telafi edecekti belki de fatih terim tecrübeliydi, "topun ağzındaki" belhanda'yı kenara almıştı... hakemi terse yatıran hamleyi yapmıştı...

    fenerbahçeli futbolcular da "hakemi arkalarına" aldıklarının farkındaydı ki, mehmet topal futbolla karateyi karıştırıyor, linnes'e tekme atıyor ama kart dahi göstermiyordu ali palabıyık... kırmızı kartlık pozisyona sarı gösterse fenerbahçe kendi sahasında 9 kişi kalacaktı... bunu göze alamazdı hakem...
    skrtel'in onyekuru'yu ceza sahasına girerken düşürmesi galatasaray'a gol ihtimali doğuracağı için görmezden gelinirken, nijeryalı oyuncuya bağıran çağıran ve üzerine basıp düşen ev sahibi stopere iltimas, galatasaraylı topçuya sarı kart...

    ve ali palabıyık'ın aradığı pozisyon 71. dakikada gerçekleşti, galatasaray feghouli ile atağa kalkarken dirar, cezayirli oyuncuyu düşürerek topu kapıp az adamla yakalanan galatasaray kalesinde tehlike yarattı ve ev sahibi beraberliği sağladı... normal şartlarda oynanan maçta var'a gidilip, golün geçersiz kılınması gerekirken, ali palabıyık ekrana bakma teşebbüsünde bile bulunmadı, zaten var'la atmıştı fenerbahçeli bir oyuncuyu, bir de var'la iptal etse fenerbahçe'nin golünü "kıyamet kopmaz" mıydı kadıköy'de?
    yıllarca meslektaşlarının yaptığı gibi korktu, çekindi ve "eyyam" yaparak santrayı gösterdi...
    ve bunu var'a rağmen yaptı...
    hiç de yüzü kızarmadı...

    maçtan sonra fenerbahçeli semih özsoy "galatasaray bizi burda yenemedi ve yenemeyecek" diye bir beyanatta bulunmuş... maalesef haklı, bu hakemler var olduğu sürece galatasaray daha uzun süre kadıköy'den galip gelemez...

    "bırakın bunları, galatasaray çıkıp hakemi de yenecek" diyen bir çok galatasaraylı var...
    işte zaten bu cümle hakemlerin kadıköy'de galatasaray aleyhine, fenerbahçe lehine karar vermelerini kolaylaştıran bir cümle...
    onlar da biliyorlar ki galatasaray camiası daha ılımlı ve "çuvaldızı kendine batırmayı" seviyor, hakem kararlarının bir iki gün konuşulacağını ve mağlubiyetin sorumlusu olarak esas teknik adam ve futbolcuların sorumlu tutulacağını çok iyi biliyor ali palabıyık ve meslektaşları...
    oysa fenerbahçe 'de öyle bir gelenek yok, onların lehine yapılacak kritik hatalar medyayı sarmış sarı-lacivert renkli kalemler sayesinde günlerce konuşulacak, yönetimler başkan düzeyinde çıkıp powerpoint ve video gösterileri ile hakemi linç edecekler...
    siz hakem olsanız kimden yana olursunuz?

    hem bu arada sevgili "çuvaldızcı" galatasaraylılara soralım, neden hakemi yenmek zorunda olsun ki bir takım?
    fatih terim'in de dediği gibi " ben iyi onayayım, kötü oynayayım, hakeme ne? hakem gördüğünü tarafsızca çalmak zorunda"...

    bu kadar uzun ve açıklayıcı bir girizgahtan sonra, fatih terim'in oyuncu değişikliğinden tutun da, semih- donk ikilisinin uyumundan, linnes'in topunun direkten dönmesi, 10 kişi kalan rakibini kendi yarı sahasına haps edip, orta yapmayan oyuncuları, sinan'ın son dakikada "kahraman olmaya" çalışan şutunu konuşmak inanın ne içimden geliyor ne de bir işe yarayacağını düşünüyorum...

    bitirirken,
    ali koç vizyonu dediler, önce kendi taraftarlarını kandırdılar, sonra da rakip taraftarı "oltaya getirdiler" de, yöneticiler değişse de kadıkoy zihniyetinde değişiklik olmuyor. bir gün evvel can bartu'nun cenazesinde başkanından takım kaptanına söz alanlar "galatasaray'ı yenmek" temalı cümleler ederken, karşılaşmada da "rakip tribünün önüne ses hoparlörü konulmaması" konusunda yapılan centilmenlik anlaşmasını bozan yine fenerbahçe yönetimi oluyordu. volkan demirel'i zaten biliyoruz, yaptıkları tuhafımıza gitmiyor, taraftar galatasaray'a küfrederken elleriyle kulaklarını açması da bu yüzden anormal gelmedi de sami yen'deki maçlar öncesi ortaya atılan "edebi dostluk" nedense kadıköy'de hep "ezeli rekabet" oluyor... ilginç değil mi?

    kaynak ve maçtan fotoğraflar:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...e1-1galatasaray.html
  • 615
    fenerbahçenin golünden önce es geçilen faul, mehmet topal'a verilmeyen kırmızı gibi bir sürü hakem hatasının olduğu ve bu hataların sonucu direkt olarak etkilediği maç. ama yine de teknik kısımda yaptığımız hataları da es geçmememiz lazım. sinan gümüş gibi uzun süredir piyasada olmayan bir oyuncuyu bir orta saha oyunusunu çıkararak almak bir hataydı. orta ikili fernando-emre akbaba şeklinde kaldı ve o dakikalardan sonra sürekli top çevirdik çünkü topu kaybetsek kontra yememiz çok olasıydı.
    bireysel olarak en başarılı oyuncumuz feghouli idi. ayrıca linnes de çok sert müdahalelere maruz kalmasına rağmen etkiliydi. diagne ise bir süre biraz geriye çekilip pas istasyonu oldu ve oyunu rahatlattı ama yine de beklenilen seviyeden uzaktı, hava toplarında da çok etkili olamadı.
    fenerbahçe'de ise herhangi bir tehdit unsuru yoktu, maç boyu çok etkisizlerdi. valbuena ve zaman zaman da moses bireysel olarak bir şeyler yapmaya çalıştılar sadece. 10 kişi kaldıktan sonra da çok fazla oyuncunun yeri değişti, zaten çok zayıf ve hataya yatkın bir orta saha tandemiyle oynuyorlardı. bence burada yine teknik olarak hata yaptık ve sürekli kenar oyununa dayalı benzer planla oynamaya çalıştık.

    kazansaydık, ki fazlasıyla hak etmiştik, şampiyonluk sinerjisini yakalayabilirdik. hala şampiyon olmamız gayet olası, beşiktaş başakşehir maçında da* görüldü ki yüksek tempoyla oynarsanız başakşehir'in pek bir numarası kalmıyor. umarım hocalar da bunu görür.
App Store'dan indirin Google Play'den alın