Ertelendi
  • 55
    zorlama bir heyecan gerekli. adı üstünde canım, zorlama. neyse ne işte diyelim, teknik taktik takılalım.
    galatasaray'ın tartışmasız favori olduğu maçtır kendileri. yönetim değişikliği etkilemeyecektir, neden etkilesin ki zaten?
    tahminime göre başlarda beşiktaş toparlamış ve iyi oynuyor gibi görünecek, halüsinatif bu görüntü yerini fazla uzun sürmeden galatasaray'ın efektif oyununa bırakacaktır.
    maçtır bu belli olmaz elbet ama kehanete de gerek yok vesselam. malk, mülk ortada. beşiktaş'ın defansı bu yükü kaldıramaz, kaleci sorunu da cabası. galatasaray forveti bilmem ki kaç level üstte. orta saha sepya kıvamında bir renkte. belli belirsiz bir siyah-beyaz ve çok belirgin sarı-kırmızı. oturmuş, yerinden oynatması zor ve kilitli tandemiyle, babby-face jilet kalecisiyle cimbom defansı bir ders daha sunacak muhtemelen. gerisi mi demiş şair, gerisi şiir, şiir. fatih hoca, ceyhun coach'un çizemediği oyunu iki-üç bilek hareketiyle çizer, gerekirse taurasi tadında bir hücümcuyu da bulur çıkarır bir yerlerden. ne demiştik, zorlama heyecan. o da hallolur, o da. hele bir başlasın maç.
  • 132
    derbi maçı olduğu için kıraathaneye pederle yarım saat önceden gidip ön sıralarda yerimizi aldık. hoş, içerisi daha bomboştu... normal maçlarda giriş 3 lira, iki çay da ikram ama derbi olunca adam başı 4 lira, çay may da yok, içeceksen parasını ödeyeceksin.

    maç saatine doğru doldu tabi içerisi, herkes sessizdi ama mekanın demirbaşı olan küfürbaz abi hala birilerine veya bir şeylere sayıp sövüp duruyordu tabi, adamın uçan kuşa küfrü var. bilmiyorum sebebi neden ama açıkçası çoğu zaman tercüman oluyor dertlere. lakin şunu özellikle söylemeliyim, nasıl ki sözlük bu maç için tam bir havaya giremediyse, hep maç yerine ıvır zıvır konuları konuştuysak ağzına kadar fanatik erkek dolu bir kıraathanede de aynı durum %100 geçerliydi. kimse havasında değildi yahu, sanki biyolojik saatimiz 34 haftaya programlı idi, bilinçaltımız sağlam bir doku reddi ile karşı karşıyaydı. mal mal bakınıyorduk ve bekliyorduk, sanki özel bir turnuva maçıydı da bu ucundaki kupa falan önemli değildi.

    her neyse, insanoğlu koyun tabi ama bir yere kadar, lakin yemedik bu sefer. süper final hiç de süper gelmedi bize, yani herkes anlamındaki bize çünkü zaten sözlük olarak hemfikiriz bu konuda... sonra bizi biraz havaya sokmak, gaza getirmek için hazırlandığı çok bariz olan ve oldukça eğreti duran gösteri başladı. babamın tabiriyle "bir şirkete vermişlerdir ihalesini", aynen de öyleydi yani sakallı bıyıklı tipler davul mavul çaldı ama saha berbat tabi, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. işler boka sarınca da tören uzadıkça uzadı, ha babam şarkı çaldılar falan, anladık tabi durumu mal mal bakmaya devam ettik yüz elli kişi...

    top resmen yere yapışıyor, bir santim bile sekmiyordu, asgari ücretle çalışan üç beş gariban da ilkel tahta araçlar ile gösteri (!) yapan gençlerin arasında zikzak çize çize sahadaki suları süpürüyordu.

    şimdi size bir örnek vereyim, bizim ilçeye arkeoloji müzesi yapılacak ama belediye rant merkezli gerekçeler yüzünden arkeolojik kazıya izin vermiyor, elde avuçta sadece bir sürü sütun, sikke ve çanak çömlek falan var. müze izni alındı, yapılacak yani ama kazı falan yok. eldekiler yeterliymiş, yarak yeterli. ha niye, sorarlarsa "arkeoloji müzemiz" var diyeceğiz ya ondan, içinde bir bok olmasa da olur, tarihi taş, eski eser falan deyip geçeriz araştırmaya da gerek yok.

    aynen o hesap işte, saha berbat, gösteri berbat, eyyam zaten almış yürümüş, ama sorsan "süper final". biz de yedik...

    beyler bayanlar kimse inanmamış buna ben bugün bunu gördüm, tepedeki bir grup basiretsiz kendi çalıp kendi oynuyor, bizi de kaldırıp oynatmaya çalışıyor "sanki biz biliyoruz da oynuyoruz" hesabı ama en entelinden en cahiline kimse yememiş bu numarayı. süper final falan hikaye, öyle elliye yüz sentetik poster ve bir avuç zavallı genci zorla sahaya dikmekle olmuyor bu işler görmüş olduk.

    yalnız şurada anlaşalım arkadaşlar, insan canı, insan mutluluğu her şeyden önemlidir. sonuçta örneğin galatasaray tüm kişilerden üstündür ama sınırı mutlak uzaya çekersek en nihayetinde insan canı ve insan mutluluğu bu evrendeki en mühim olan şeydir. yani diyeceğim o ki hadi biz yine bir şekilde şampiyon olduk, düşe kalka veya sike sike geldik üstesinden bu playoff denen nanenin, yalnız şunu açıkça söylemek isterim ki, bugün o lanet olası şartlar altında dakikalarca bekletilen gençleri asla ve asla unutmayacağım, sorumluları da hiç affetmeyeceğim, tüm yapılan bu düzenbazlıklara ek olarak çok daha öfkeli bir şekilde, lanet ederek, bela okuyarak hatırlayacağım...

    23 nisan değil, 19 mayıs değil... allah'ın götten uydurma turnuvası, yağmur altında dikilen, dikilmek zorunda kalan ve muhtemelen karşılığında hiçbir şey almayan onca gence gerçekten çok üzüldüm, izlerken çok utandım ve resmen yer yarılsa da içine girsem diye düşündüm. saha yüzünden koşarken baya düşen oldu, başları da açıktı ve tepeden tırnağa sırılsıklam oldular, garibim kızcağızlardan ciddiye alanlar olmuş ne de güzel süslenmişler falan, bazılarının makyajı akmıştı, bir tanesi her şeye rağmen gülümsüyordu falan...

    ben duygusal adamım amk, stattakiler de dahil onca insan şu kadar eziyet çekti ya, biz de vietnam savaşı'nı, ırak savaşı'nı canlı izlediğimiz gibi elimizde çaylarla, çekirdeklerle izledik ya bu rezaleti, playoff'un da, şikecilerin de, şampiyonluk kupasının da amına götüne koyayım.

    bu maçın erteleneceği kabak gibi belliydi, yine de ağzımıza bir parmak bal çalmak için, ki sanki yanıp tutuşuyorduk o bal için, onca insan kepaze oldu. çok daha medeni bir şekilde olay halledilebilirdi ama biz yine üçüncü dünya ülkelerine yakışan yolu seçtik; insan canı, insan emeği, insanlık onuru ve insanlık haysiyeti bedava ne de olsa bu memlekette...

    yazıktır, günahtır...

    yazının en başından beri yakınmakta olduğum tüm olumsuzlukların sorumluları kimler ise allah belalarını versin.

    http://imggaleri.hurriyet.com.tr/...ngeli/S141930370.jpg

    dünyanın en acıklı fotoğrafı... şu kareye bakıp üzüntümden, kederimden saatlerce içebilirim arkadaş...
  • 11
    açıkçası son yaşanan olaylardan sonra melo'nun efsane bir oyun ortaya koyacağını ve gole de en yakın oyuncumuz olduğunu düşündüğüm maçtır. sadece 2 gün kaldı ve biz hakikaten havaya pek giremedik. her ne kadar fazla iddialı olmasa da beşiktaş da hedef maç olarak görecektir, o yüzden kolay olacağını düşünmüyorum, amacımız kazanmak ama benim adıma beraberlik de kötü sonuç olmaz. sezon içindeki maç ilginçti, kaybedecek hatalar da yaptık, pozisyonlar verdik, kazanacak pozisyonlar da bulduk ama 0-0 bitti. ayrıca inönü'de son yıllarda galibiyet sayımız da bir hayli az, galibiyet her açıdan çok rahatlatır bizi.

    egemen'in eksikliği onlarda büyük bir sorun olacaktır, portekizli yıldızları tribünler tarafından defterden silinmişti, onların başımıza iş açacağını da çok düşünmüyorum, yine tek etkili isimleri manuel fernandes olacak. onun da pozisyon hazırlayacağı forvet oyuncusu pek bulunmuyor kadrolarında, normal şartlarda duran toplar dışında pozisyon bulmaları pek olası değil. bizde ise emre çolak'ın yokluğunda orta sahamızın nasıl şekilleneceği muamma. selçuk-melo-engin banko görünüyor ama diğer isim manisa maçındaki gibi sabri mi olur, yoksa sonradan oyuna girip etkisini gösteren aydın mı olur bilemiyorum. kişisel tahminim rakipteki fernandes faktörü dolayısıyla ceyhun ile başlayacağımız yönünde. forvette ise necati-elmander yerine baros-elmander görmeyi diliyorum.

    malesef deplasman yasağı devam ediyormuş playoff maçlarında da, o yüzden aslanlarımız orada yine desteksiz olacak ama floryadan iyi bir uğurlama illaki olacaktır. bu yıl derbilerde bileğimizi büktürmediler, kaldıkları yerden devam etsinler, canımızı yesinler..
  • 12
    bana göre şampiyonluk yolundaki en kritik, en önemli maç.

    bu maçı kazandığımız takdirde fener'de ciddi bir moral bozukluğu ciddi bir direnç kaybı ortaya çıkacaktır. 8 puan geride olmak önemli bir psikolojik baskı demek. üstelik playoffu oynayacak takımlardan hiçbirine yenilmemiş bir ekiple yarışıyorlar.

    mağlubiyet halinde ise puan farkının pek fazla önemi kalmayacak. fenerle oynayacağımız maç belirleyici olur. yine de onlardan iyi takım olmamızın dışında fikstür avantajımız da var. dünyanın sonu değil yani. ama krizi atlatıp, şu süper final zımbırtısına deplasman galibiyeti ile başlamak dosta güven, düşmana korku verir. zaten ilk 2 maçımızı kazanırsak playoffa darbeyi indirmiş olucaz. işin esprisi kalmayacak, güzel de olacak.

    kadrolara ve oyun yapılarına baktığımızda açık ara favoriyiz. üstelik beşiktaş savunmasının yarısı konumundaki egemen kart cezalısı olduğu için oynayamayacak. almeida da yok. diğer önemli oyuncuları da sakatlıktan yeni döndü. bizdeyse melo-riera krizi bana göre mükemmel yönetildi. hatta şu noktadan sonra takıma yansıması pozitif olabilir diye düşünüyorum. melo'dan ciddi performanslar bekliyorum süper finalde. özellikle bu maçta. elmander de her zamanki gibi en büyük kozumuz. umarım sakatlığından eser kalmamıştır.

    oyuncuların sezonluk performanslarını mevki mevki karşılaştırırsak beşiktaş'ın daha üstün olduğu bir alan bulamayız. ama en nihayetinde bu bir derbi. her tür sonuca açık. şöyle bunaltıcı bir hücumla başlayıp rakibi sindirirsek maç kolaylaşabilir. beşiktaş'ta set hücumu diye bir şey yok ya dikine atak yapacaklar, hızlı hücum geliştirecekler ya da savunmaya çekilip kapanmaya çalışacaklar. muhtemelen sidnei oynayacak sivok ile birlikte. bekler zaten zayıf bölge. kısacası gol atmakta zorlanacağımızı düşünmüyorum. bütün iş mümkün olduğunca rakibe duran top fırsatı tanımamak ve muhtemelen ikinci yarıda holosko girdiğinde kanatlardan açık vermemeye dikkat etmekte. selçuk da formunu gittikçe ileri taşıyor. takım içi liderliği de almış gibi.

    takım kenetlenmiş durumda. taraftar izmir'de şampiyon gibi karşıladı, şampiyon gibi uğurladı. muhtemelen florya'dan da yine öyle bir uğurlama olur. mutlaka olmalı. gerçek anlamda sezonun en kritik maçı bu. kazanıp yolu yarılayalım. gerisi bir şekilde gelir.
  • 105
    tamamen rezillik olan müsabaka. şu an utanıyorum. bu yaptığınız iş mi. allah hepinizin belasını versin. bi takım uğruna yaktınız hepimizi. ne zevk kaldı ne bir şey. galatasaray'ın başına böyle bir şey gelse -ki gelmez- şimdiye bank asya'dan birinci olarak geliyorduk. ne kadar utanmaz arlanmaz adamlarsınız lan siz. yeter ulan. şu topraklarda hiç adalet olmayacak mı? siyasilerinizden tff'ye alayınız öbür tarafta -varsa eğer- cayır cayır yanın.
  • 6
    2011-2012 sezonu süper finalinin ilk maçıdır. bu maçı kazandığımız taktirde pazar günü oynanacak olan maçta * fenerbahçe'ye büyük bir psikolojik üstünlük sağlayacağız. en önemli noktalardan birisi de trabzon maçının taraftarsız oynanacağını düşünürsek en zorlu deplasmanımızdır. kadıköy'e şampiyonluğu garantileyip gitmek istiyorsak bu maçı kazanmamız en kötü ihtimalle de kaybetmememiz şart çünkü fenerbahçe evinde trabzonspor'a puan kaybedecektir. trabzon'da olan malum durumlardan dolayı fenerbahçe taraftarı kendi takımları üzerinde çok büyük baskı oluşturacaklar kazanmak için. inönü bu 6 haftalık zaman diliminde oynayacağımız en önemli karşılaşma. iddaa ediyorum fenerbahçe zaten inönü'de puan kaybı yaşayacaktır.
    tabi ki bu maçta tarafımıza yansıyacak olumlu ve olumsuz durumlar mevcut. olumsuz durum emre çolak'ın uzun bir zaman sonra takımda yer alamayacak olması. * .diğer bir aleyhimize durum ise melo ve riera hakkında verilen kararın hala belli olmayışı. bu konu hakkında sözleşmeli futbolcularımızın bazılarına göre takıma hakaret ettiklerini söylemelerine rağmen ben bu maçlarda oynamaları gerektiğini düşünüyorum. tabi ki oynasalar bile takıma yansıyabilecek negatif bir enerji olacaktır. ancak emre çolak'ın da olmadığı bir maçta melo ile orta sahayı kesinlikle doldurmamız gerekiyor. sonuçta biz bu iki oyuncuya paralarını ödüyoruz ve sözleşmeleri süresince de yararlanmamız gerekiyor.
    lehimize olan durumlara gelince beşiktaş'ın formsuzluğu ve kendi evinde kesinlikle kazanmak zorunda olması çok büyük bir avantaj. bu maçta beşiktaş kazanma psikolojisiyle iyice açılacaktır ve defansta büyük boşluklar verecektir. bu büyük boşlukları daha önceki maçlarda gördüğümüz kadarıyla beşiktaş defansı kolay kolay kapatamıyor. üstelik beşiktaş defansındaki en iyi ve istikrarlı oyuncunun * oynamayacak olması da erken bir gol atmamızı kolaylaştıracaktır. ilk 15 dakikada üzerimize çok geleceklerini düşünürsek hızlı bir ataktan gol yemeden gol atmamız bu maçı koparmamızı ve üç puanı cebimize koymamızı sağlayacak. hızlı çıkabilen oyuncularımızı düşününce * beşiktaş'ın yüklendiği dakikalarda çok kolay gol bulabiliriz.
    teknik direktörleri de kesinlikle söylememiz gerekiyor ki arada inanılmaz bir fark var. fatih terim yapacağı hamlelerle tayfur havutçu'ya göre çok büyük bir farkla önde. aslında bu farka baktığımızda bile maça çok önde başlayacağız.
    beşiktaş takımının çok eleştirilmesine rağmen gol atma potansiyeli en fazla olan oyuncusu hugo almeida'da kart cezası nedeniyle bu maçta yok. yerine oynayacak mustafa pektemek'i düşündüğümüzde fiziki açıdan ve son vuruşları açısında almeida'ya göre defansımız için çok daha kolay bir oyuncu.
    sonuç olarak umarım bu maçı kırmızı kartsız, sakatlıksız bir şekilde tamamlarız ve kazanırız. şampiyonluk yolunda diğer rakipleri psikolojik olarak yıkabileceğimiz bu maçı kesinlikle kaybetmemeliyiz. eksik ve formsuz beşiktaş karşısında çok ekstra bir olumsuzluk olmadığı sürece rahat kazanabiliriz. haydi galatasaray sana güveniyoruz.
  • 56
    elbette rakibin adının beşiktaş olması, normal sezon şampiyonluğumuzu tescil ettirmek için oynamak zorunda olduğumuz süper final denen sistemin ilk maçı olması bazılarımızı gerebilir, strese sokabilir. bunları anlayışla karşılıyorum, çünkü kazanamamamız durumunda fenerbahçe'nin trabzonspor karşısında alacağı 3 puan ile aradaki fark azalacak ve bu da üzerimizde stres yaratacak. fakat maç öncesi mevcut durumu, iki ekibin bulunduğu noktaları iyi analiz etmek lazım.

    1. galatasaray 77 puan
    2. ...
    3. ...
    4. beşiktaş 55 puan
    .
    16. samsunspor 36 puan

    normal sezon bitiminde 22 puan fark attığımız bir takım, ligin son 12 haftasında yalnızca 2 kez sahadan galip ayrılabilen ve bu haftalarda alınabilecek 36 puanın yalnızca 10'unu almayı başarabilen bir takım ile oynayacağız. kaldı ki sezon sonunda karşılaştığımız tablonun yukarıdaki hali aslında beşiktaş'ın bulunduğu durumu da özetliyor; zirvenin tam 22 puan gerisinde kalması bir yana, ligden düşen samsunspor ile arasındaki puan farkı, zirve ile arasındaki puan farkından daha az. beşiktaşlı oyuncuların, 12 maçlık yenilmezlik serisi ile geldikleri 23. haftadan sonra tatil moduna girdikleri ve ligin son 12 haftasında yalnızca 2 kez kazandıklarını belirttik. bu haftalarda beşiktaşlı oyuncuların sahada tamamen bilinçsizce gezindikleri, birbirinden kopuk oynadıkları ve takım hüviyetlerini kaybettikleri hemen hemen her izleyicinin gördüğü durumlardı. süper final'e aslında en çok motive olması gereken takımlardan biri de beşiktaş bana göre. normal sezonda 13 puan gerisinde oldukları lig 2.liği için şu an yalnızca 7 puanlık bir fark yaratmaları lazım (beşiktaş'a 0.5 puan eklendiği için fenerbahçe ile aynı puanda kalmaları durumunda altta yer alacaklar). beşiktaş'ın şu an şampiyonluk düşündüğünü zannetmiyorum, çünkü gerçekçi bir hedef olmayacaktır. en azından fenerbahçe'yi geçerek şampiyonlar ligi katılımına hak kazanmaları, kendileri için daha ideal bir amaç ve bunun için de teknik direktörleri tayfur havutçu'nun takımı iyi hazırlaması gerekmekte. tam da maçın kilit noktası burası bana göre; tayfur havutçu, uzun bir süre cezaevinde kaldı ve insan psikolojisi gereği özgürlüğüne kavuşmasının hemen ardından teknik direktörlüğüne geçtiği beşiktaş'a bir şeyler katabilmesi uzak bir ihtimal. kendi kafası rahat olmayan bir insan, çalıştığı ortama, insanlara yararlı olamayacaktır. beşiktaş'ın başında, beşiktaş'ı maça hazırlayabilecek, kalan 6 final haftası öncesi motive edebilecek, donanımlı bir hoca olsaydı maç ile ilgili düşüncelerim daha farklı olabilirdi. fakat bu gece bizim galibiyet gecemiz olacaktır, şampiyonluğa doğru dev bir adım atacağız bu gece sonunda.

    emre çolak'tan yoksun olmamız kadroyu revize etme zorunluluğu doğurmakta, geçmiş senelerde kadro oluştururken aklımıza en son gelecek ismin, şu kritik maç öncesi eksikliğini hissetmemiz ise doğrudan imparator'un büyüklüğünü işaret etmektedir. riera'nın maça kafa olarak hazır olup olmadığını en iyi fatih hoca bilir, eğer ki forma giymeye hazır görüyorsa riera sol kanatta başlayabilir. aksi takdirde engin baytar sola, aydın veya sabri sağa geçecektir. melo'nun takıma dönmesi ile orta sahamızdaki başarılı görevine devam edeceği sevindirici bir nokta; selçuk ve melo birbirini tamamlayan orta sahamızın iki önemli parçası. bu ikili karşısında, çoğu takımın orta sahasına üstün geleceğimiz bir gerçek.

    sonuç olarak kazanmanın büyük oranda şampiyonluğu getireceği bir maçta, fatih hoca takımı bu doğrultuda hazırlamıştır. oyuncularımız da sahaya çıkıp aslanlar gibi mücadele ederek, ihtiyacımız olan 3 puanı beşiktaş deplasmanından alacaklardır.

    inanıyoruz ve güveniyoruz;
    başarılar galatasarayım!

    (bkz: ele güne karşı saldır galatasaray)
  • 60
    play off un en kötü takımıyla oynayacağımız maçtır. kazanmamız muhtemel olsa da futbolun adaletsiz bir spor olduğunu düşünürsek temkinli, motivasyonu yüksek, stresli bir maç olacak. dilim varmıyor ya ne de olsa derbi. fernandes i melonun kitleyebilme olanağının yüksek olduğunu düşünürsek maç zaten kafada bitiyor. umarım ummadığımız birşey yaşamayız.
  • 33
    her derbi gibi heyecan yaptıran maçtır gözümde .

    bu yıl farklı bir yıl . bu sezon kötü yılların aşındırıldığı , yeni bir florya'nın , yeni bir cehennemin yeni bir imparatorun olduğu sezon . galatasaray 9 puanla normal sezonu lider bitirdi . derbilerde ise hiç yenilmedi . daha hala basında 2169 gak guk . hikaye bunlar . hepsi biliyorlar imparator ve aslanları inönü , kadıköy , avni aker demeden kazanmaya çıkacağını ve en güzel futbolu oynayacağını . basında galatasaray yıpratmaları hala devam ediyor ama şu moraldeki florya'ya ve terim'e işlemez bunlar .

    gelelim maç öncesi analizimize .

    kazanırsak ne olur :

    bir rakibimizi eksiltmiş oluruz .
    derbide bir deplasman galibiyeti çok temiz olur prestijimiz artar .
    fenerbahçe'yle olan puan farkını en kötü ihtimalle aynı tutmuş oluruz .
    yönetim , futbolcu , taraftar arena'daki fenerbahçe maçını dört gözle bekleriz ve o maça rahat gideriz .

    berabere kalırsak ne olur :

    rakibimiz yoluna playoff'ta yara almış biçimde devam eder .
    fenerbahçe'nin trabzon karşısında kazanması durumunda stresimiz artar .
    fenerbahçe maçını yine dört gözle bekleriz ancak oyuncularımızın üzerindeki stres artar .

    mağlup olursak ne olur :

    rakibimiz 2.liğe göz koymuş olur .
    fenerbahçe kazanırsa bir nefes arkamıza gelir işler zorlaşır .
    terim takımı toplar ancak fenerbahçe maçı tarihi bir maç konumuna gelir .
    oyuncu moralimiz düşer .

    beşiktaş'ın durumu :

    beşiktaş şu anda çok formsuz bir grafik çiziyor . ancak bunun adı süper final . her iki tarafta canla başla oynayacak . beşiktaş'ın portekizli'lerine dikkat euro 2012 yaklaşıyor çok iyi oynamaya çalışacaklar . fernandes'in altını özellikle çizmek lazım çok iyi oyuncu tek başına harika işler çıkarabiliyor . onun dışında bir artıları yok .

    galatasaray'ımızın durumu :

    öncelikle imparator terim . her şeyin başı . yepyeni bir terim var bu sezon . yönetimi , futbolcusu , taraftarı galatasaray dimdik . ligde en iyi oynayan , şampiyonlar ligi'ni hedefleyen uzun vadeli planları olan bir takım konumunda . ve süper final'deki rakiplerinin hepsinin canına okumuş . bu galatasaray inönü'deki maçı kaybetmez arkadaşım . eğer bu maçı kaybetmezse daha doğrusu kazanırsa haftaya oynanacak fenerbahçe maçını çok farklı kazanır . ama şimdi biz bugüne bakalım . melo ve riera çok hırslı olacaklardır bu olaylardan* sonra deli gibi oynacaklardır özellikle felipe melo . zaten biz hep takım oyununu oynayan , pres yapan , pozisyon bulan tarafız . belli bir çizgimiz var ve bundan daha fazlasını yapacağız bu maçta ancak bizim taraftarımızın hala kafası hala fenerbahçe maçında bırakın o maçı bu maça bakın .

    son olarak ; oynayacak terim'in aslanları yüreğinde taraftarının sesiyle son dakikaya kadar inönü'de , bizler inandık siz de inanın çocuklar !

    (bkz: şampiyonluk yakın meşaleyi yakın)
  • 34
    istatistik konusunda alex ferguson dedik dinletemedik 7 aralık 2011 dedik sallanmadık bu sebeple diyorum ki 457 dakikadır sıçmayan ben nasıl ki tekrar sıçacaksam inönü stadında kazanamak diye bir kötü istatistik yoktur. mevcut şartlar neticesinde yenememişizdir o kadar. hayırlısı ile 14 nisan 2012 günü çıkar aslanlar gibi topumuzu oynar yeneriz sonra da millete hesaplaması için bir abaküs bir de antu terk fenerli buluruz köşemize çekiliriz. nasıl ki 457 ya da 1654 ya da 878 bir bok ifade etmiyorsa 2169 da bir halt etmemektedir.

    tanım : 14 nisan 2012 günü inönü stadyum'unda oynanacak derby mücadelesi.

    not : bu kadar ünlü yazarın gelip de yazdığı ve kaliteyi bir nebze yukarıya taşıdığı bu günlerde böyle boktan bir entry girdiğim için herkesten özür diliyorum.
  • 7
    yavaştan havasına girmeye başlamamız gereken maçtır. maa icadı süper finalimizde oynayacağımı her bir maç ne yazık ki normal sezonda oynadığımız bütün maçlardan daha önemli bir halde. bence süper final'deki en kritik maçlarımızdan birisi de bu maç olacak. şu maçı galibiyetle atlatırsak takım hem psikolojik açıdan rahatlayacak, hem de bir sonraki hafta ali sami yen arena'de ligi erken bitirme şansını yakalayacak. ben almeida ve egemen'in yokluğunda beşiktaş'ı geçeceğimize inanıyorum. unutmayalım ki bu süper final zımbırtısına ciddi bir avantajla önde başlayacağımız için kazanacağımız her maç rakiplerimizi düşürecektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın