• 501
    müthiş galibiyet aldık.
    maçın başından ilk yarının sonuna kadar bu takımın ne oynaması gerektiğini gösteren oyun oldu.
    sezon başından beri bu oyun ile başarılı olan bir takımı pas futbolu denen garabete sabitleyemezsin.
    buradan da bu dönüşümü bu maç için gösteren çalıştırıcımız torentt ve ekibine de teşekkür ediyorum.
    gelelim maç içindeki hakem rezaletlerine.
    galip gelindi diye atlanılmasın kayıtlara geçsin.
    yoksa aynı pozisyonları biz yaparsak nerde bunun kartı diye ağlarla.

    saniye 40 ghezzal,kerem aktüroğlu'nun kaval kemiğinin yan kısmına tabanı açık bir şekilde vurdu. kerem o kadar iyi niyetli bir futbolcu ki başka adam olsa 10 dakika yerden kalkmaz o ghezzal birinci dakika kırmızı kart yer oyundan ihraç edilirdi. gerçi ihraç için kerem'in kıvranmasına gerek yok. "var" neden var? birinci dakika daha hakem kırmızıyı atladı.

    yine dakika 13 kenan karaman sanırım omar'ın aşil ve ayak bileğine topla karışık bile değil direkt olarak basıyor. net sarı kart.
    dünyanın neresinde olursa olsun net sarıdır o pozisyon. o sarıdan sonra kenan'ın pres gücü kalır mıydı?

    dakika 30 olduğunda ise mohammed takımı kontraya çıkarırken atiba kolundan çekerek düşürdü ve sarı kartı yedi.
    yine aynı atiba dakika 45 olduğunda bariz bir şekilde atak kesmek için el ile oynadı. ikinci sarı kart ile oyundan ihraç edilmesi gerekiyordu.

    dakika 66 sağ taraftan korner kullandık nellson'un arkasında batshuayi topa kafa el karşımı vurdu hatta top kafası ile eli arasına sıkışarak yere düştü. herkes bilir ki bizim aleyhimize son iki senedir bu şekilde en az 5 penaltı verilmiştir.
    bu kıstas göz önünde bulundurularak net penaltı olması gerekiyordu. futbol da sana yok ona var olmaz.

    dakika 96 beşiktaş kalecisi ersin kontra yapan takımın oyuncusu gomis'i boş kaleye gol atmaması için orta saha civarında çelme takarak düşürdü. net faul ve sarı kart olması gerekirdi. bu kart ersin'in ikinci sarı kartı olacaktı ve kırmızı kart ile ihraç edilen üçüncü beşiktaş'lı oyuncu olacaktı.

    galip gelmemize rağmen hakemin burada net hatalarını görüyorum.
    eğer ki bu net hatalar doğru kararlar ile sonuçlansaydı bugün bir liverpool tadında fark konuşuyor olacaktık.

    gol averajımızın önüne geçen atilla karaoğlan ve var hakemi yaşar kemal uğurlu'nun bir daha bizim maçlara verilmemesini canı gönülden istiyorum.
  • 502
    burak elmas'ın icraatlerinden nefret etsem de bu maç özelindeki erteleme goygoyunun taktiksel olduğunu düşündüm hep. ilk andan beri beşiktaş'ın kimyasını bozarak konsantrasyonlarını dağıttık bu erteleme gündemiyle.

    maçın ertelenmeyeceğini de, beşiktaş'ın 'yine' tuzağa düşeceğini de biliyordum. sonuçta hak eden ve kazanan galatasaray oldu.
  • 503
    (bkz: 14 mart 2022 galatasaray beşiktaş maçı/#3351369) istisnasız bu sezonki tüm derbilerde iyi başladık, gol ve goller bulduk. bu maçta da aynı tarifeyi uyguladık. lakin son 30 dakikada hem rakibin hem de bizim yaptığımız değişikliklerle oyun da gerilemeye başladı. golü de yiyince yine mi kırılacağız diye korkmadım değil ama allah'a şükürler olsun bu sefer kırılmadık. oyuna giren oyuncuların barış alper ve morutan gibi daha enerjik oyuncular olmasını isterdim belki daha rahat kontra şansları bulurduk. her şeye rağmen kazanmak çok güzel.
  • 505
    ilk yarısında takımımızın "oynaması gereken" doğru oyunu oynayarak 2 gol attığı, 2. yarısında da "barça maçına çok yorulmayalım yeter" kafasında takılarak bitirdiğimiz maç.

    açık söyleyeyim ben rotasyon demiştim. domenec torrent rotasyonu maç içerisinde yaptı, çıkan 5 oyuncunun en azından 3'ü 17 mart 2022 galatasaray barcelona maçında doğrudan 11 oyuncusu olacak bana göre, bu maçın da en kritik isimleriydi ve dome onları yormaktansa değiştirerek bence doğru olanı yaptı.

    yoksa 2 gol atmış kerem, 2 asist yapmış mami, sağlam bir soso bu maçta bize daha çok yardımcı olurdu, hele ki jk'nın bize yüklendiği dönemde. sadece, ben belki babel girerken kılınç'ı sahada tutabilirdim, oyunun merkezi bu maçta sağ taraftı daha ağırlıklı, kılınç sola gelir babel oyun merkezinde oynar ya da babel'in sola girmesi ile oyun merkezini sola alırdık. böylece sprinter bir isim elde dururdu. yani kerem çıkarken ömer'i alıp o tarafı daha sağlamlaştırmak yerine hücumu da düşünür bir değişiklik yapardım ben bence.

    burada bir parantez oyun merkezini yani ana atak yönünü belirlemeye açmak istiyorum:

    çaykur rizespor maçında oyun merkezi sol taraftaydı, pva daha önde oynadı ve pva - kerem bağlantısına berkan pres desteği verdi ki bu doğruydu.
    konyaspor maçında oyun merkezi sağ taraftaydı ki rize'de tutan bir plandan sonra neden olduğunu anlamamıştım ve çok sorgulamıştım.

    ama bu maçta neden sağ taraf olduğu kafama oturdu.

    maçın başında yine sol taraf üzerinden denedik, rize maçında olduğu gibi. beşiktaş burayı iyi çalışmış, özellikle pva ve kerem bağlantısını olabildiğince etkisizleştirmeye çalıştılar rosier'i bu iki oyuncunun arasında kullanmaya çalışarak. beşiktaş doğruydu, biz bunu planlamamış görünüyorduk.

    ama sonrasında iş değişti. mostafa mohamed oyunu sağa devrilerek oynadı, bir iki pozisyonda sağ taraf etkisiz kalsa da biz oradan çıkardığımız 2 pozisyonda kerem'i topla ceza sahası içerisinde buluşturabildik. yani oyun merkezini sağa alarak bir nevi kerem'e istediği alanı hatta fazlasını açabildik. bu da doğru bir hamleydi bana kalırsa. çünkü mami çok ama çok akıllı oynadı, beşiktaş'ın alan savunması yapacağını, adam adama oynamayacağını biliyordu. adam adama savunma demek çünkü sağ stoperde oynayan necip ile kerem'i başbaşa bırakmak demekti, bu da bir nevi el bombası olurdu. mami burada akıllı kullandı rakibin alan savunmasını ve hep necip'e yakın, necip ile bire bir şekilde oynadı, böyle olunca vida'nın varlığı ya da yokluğu etki etmedi, tüm toplarda mami öncelik olarak necip ile bire bir kalmayı düşündü. oyun rakibin soluna yıkılırken sağ stoper ile bire bir oynayabilmek çok akıllıca işti bence. önder karaveli'nin yerinde olsam 30'lu dakikalarda iki hücumcu atmak yerine sahaya kenardan vereceğim tek talimat vida'ya "mami'yi gölgesi gibi izle" olurdu. bu da başka problemleri beraberinde getirirdi ama en azından mami bu kadar etkili olmazdı.

    dağıldı biraz iş mami'ye girince tabi de, toparlayayım. oyun merkezini sağa çekme nedenimiz bu maçta çok net görüldü. kerem aktürkoğlu'na solda ne kadar alan açabilirsek o kadar alan açmaya çalışmak, aynı şekilde diyelim kerem içe devrildi bu sefer de o alanı pva'ya bırakmak ve top kullanımı doğru olan iki oyuncuya topla oynayabilecek bölgeyi ve alanı bırakmak buradaki plan. ki bence son derece doğru, biraz daha hızlı top kullanımı ve hızlı top çevirme ile sezon başından beridir oynamak istediğimiz oyunun en azından "alan bulma" kısmını oynayabilecek gibi görünüyoruz.

    maç sonu açıklamalarından anladığım kadarıyla kabul etmiyor ama bana kalırsa karaveli'nin derbi planı da yanlıştı. yani elinde rıdvan varken solda kenan karaman çok hatalı bir tercihti, aynı şekilde diyelim ki batshuayi oynayabilecek durumda, neden güven 11 çıktı bu maçta, bilmiyorum. ya da larin. bence çıkması gereken kadro larin forvet rıdvan sol olmalıydı ve hafta boyunca sakatlığı olduğu söylenen atiba yerine josef ile başlamalıydı. ya da teixeria yerine josef oynayıp 2 oyuncuyla tutup hızlı çıkış aramalıydı. nitekim kafasındaki plan her ne ise karaveli'nin, işlemedi.

    bizde plan zaten kadro olarak barça maçının bir nevi ön hazırlığı gibiydi. omar'ı çıkarıp oraya boey yazdığımızda, bir de belki emre yerine babel ile barça maçı 11'i bu kadro. deneyebileceğimiz geçişi kısmen de olsa denedik, ola ki öne geçtik oyunu tutmayı ve savunmada kapanmayı kısmen de olsa yine denedik. ama şu var, torrent barça maçı planını tamamen olmasa da kısmen serdi sahaya bu maç, barça bunlara çalışacaktır büyük olasılıkla. ha şu var, barça karşısında beşiktaş maçındaki gibi "topu alalım, bizde dursun vs." işlerine girersek büyük sıkıntı olabilir. ama goller öncesinde kurduğumuz ön alan presi ve geçiş hücumları şablonu bana kalırsa son derece doğruydu.

    bu arada bir parantez de taylan antalyalı'ya açmak gerek. geçtiğimiz haftalara göre ne fark etti bilmiyorum ama inanılmaz toparladı, sorumluluk da almaya başlayınca bambaşka bir görüntüye büründü. 40 pasta %90 isabetle oynamış bu maçta ki harika bir kendisi için istatistik. 8'de 7 ileri pas isabeti, 19'da 17 yan pas isabeti, çok iyi istatistik taylan için. 11'de 6 ikili mücadele (ki teixeria - atiba ikilisine karşı verdi çoğunlukla bunu) bence yine güzel bir rakam. gelişimi çok iyi yönlere doğru gidiyor son dönemde.

    hücumda yapmamız gereken ile ne zaman savunmaya çekilmemizin planı da doğruydu. nitekim ilk yarıda %62 topla oynayan takım 2. yarıda bire bir tersi %38 ile oynadı. buradaki denge çok sağlam, ama beşiktaş'ın en yüksek yüzdeli topla oynadığı kısım olan 61-75 arası pas doğruluğumuz %66'ya kadar düşmüş durumda. bu da aslında beşiktaş'ın topla oynama hevesinden çok bizim yaptığımız hataların beşiktaş'a topu bıraktığını gösterir gibi. beşiktaş adına doğru presin, önde baskının etkisi de mutlaka var ama önde baskıya karşı da top çıkarma planlarımızda pas doğruluğunu arttırmamız lazım halen.

    esasında pas haritası ve bağlantısını ekleyerek yine oyunu sağa yöneltmeyi de konuşmak istiyordum da, dakikalara bölerek alamıyoruz maalesef, bu yüzden 90 dakikada bağlantı önceki maçlara nazaran daha az görünüyor bu yüzden eklemiyorum. fakat marcao - pva - taylan bağlantısı yine önemini konuşturmuş bu maçta da. berkan'da da pas anlamında gelişme var bir kaç maçtır, bu maçta %89 ile kısa / orta mesafe pas isabeti yapması çok iyi gidişat gösteriyor bize bana kalırsa.

    sonuç olarak doğru zamanda hücum oynayıp doğru zamanda savunmaya geçmek güzeldi. yediğimiz golde bahane bulacağım kimse yok, top orada ghezzal'e gelirken herkes onun şutu çıkaracağını düşünerek hareketlendi, ghezzal sadece çok ufak dokunup rıdvan'a bıraktı, victor da ilk anda vuracağını düşünürken rıdvan topu çekince bomboş koridor buldu, vurduğu top da sertti ve pena anlık reaksiyon verirken topu tutamadı. kimseye net hata olarak yazılacak bir tarafı yok bence.

    hakeme parantez açmadım ama açmak zorundayım: öncelikle atiba'nın el pozisyonu, el ise 2. sarıdan atiba'nın atılması gerekirdi. hadi atmadın, o zaman faulü de verme çarpma değerlendirip devam et. geçtim, josef'in sarı kartı. özetlerde yok ama gördüğümüzde tüm twitter aynı tepkiyi verdik, josef'in cicaldau'ya hareketi kasti, dirsek bile sayılabilecek sertlikte ve kırmızı olması gerekirdi. bir de son pozisyonda gomis topu atmışken ersin'in gomis'e müdahalesi en bilemedin atak kesmekten sarı kart olmalıydı ki bariz gol şansından kırmızı olarak bile değerlendirilebilirdi. yani beşiktaş'ın bu maçı 8 kişi bitirmesi gerekirdi. neden 8 olduğunu tarihçilere ve kepçe operatörünün kanaat önderi olduğu camiaya bırakıyorum. son olarak da ghezzal - berkan çekişmesinde faul bence biraz ucuz oldu, gzezzal berkan'ı hissettiği anda bırakıyor kendini, görüntülerde çok net. faul verilmese o pozisyon bizim adımıza 3. gol olurdu.

    gelelim maçın adamına: elbette 2 isim var; birisi kerem, diğeri mami. ikisini de birbirinden ayıramıyorum, bu yüzden bence ikisi de maçın adamı. mami'nin oyun aklı ve necip ile oynaması, kerem'in doğru anlarda hep doğru hamleler ve koşular yapması çok ama çok kritikti bu maçta.

    geldik barcelona maçına ki sezonun en kritik maçı bence bizim için. yeter ki durduralım, eminim bir geçişte doğru fırsatı bulabileceğiz, bulduğumuzda değerlendirmemiz işi bambaşka bir noktaya çekecektir.

    bu arada şinanay demiş miydim? *
  • 506
    maç 2-0'ken keyif aldım evet ama bir miktar da üzüldüm. galatasaray kompleksi nedeniyle raydan çıkmış bir beşiktaş'ın, ağlayacak herhangi bir pozisyon dahi bulamadan maçı tamamlamasına gönlüm el vermemişti. neyse ki son anlarda yalandan bir penaltı pozisyonuna taktılar da ağlama sesleri yeniden yükselmeye başladı semaya. işte o an maçtan aldığım haz 3'e belki de 5'e katlandı.
  • 509
    bu maç, takımımızın lig için de ciddi toparlanma sinyalleri verdiği bir maç oldu bu inkar edilemez. peki gerçekten bu işi çözdük ve artık böyle devam mı edeceğiz? daha önce de yazdığım gibi genelde ikili sistem bir düşünce tarzımız var yani ya süper diyoruz ya da yerin dibine sokuyoruz. halbuki bu işin bir çok elementi var, rakip takım, rakip takımın motivasyonu, oyun anlayışı bizim motivasyonumuz, özgüvenimiz, form durumumuz ve daha bir sürü şey. şimdi bu atmosferde gazı almışken bana katılmayan çok arkadaşımız olacak ama ben yine de fikirlerimi buraya yazacağım. kendim de dahil millet olarak genellikle hislerimizi uçlarda yaşadığımızı düşünüyorum. 1-2 maçla birilerini ilah veya çöp ilan etme gibi huylarımız var biliyorsunuz. barcelona maçından beri devam ettirdiğimiz bir takım savunması, motivasyon ve fizik kalitesi gerçeğimiz var, bu cepte. beşiktaşı presle bozarak çıkartmadık ve hatalara zorladık işin bu kısmı harika. ancak önder karavelinin oyunu okuyabildiğini ve dersine iyi çalıştığını hiç düşünmüyorum. iyi bir teknik direktör ve hatta taktisyen olduğunu da düşünmüyorum. dünkü maçta oynamaya çalışan bir beşiktaş vardı sahada. biz düne kadar ligde oynayan, oynamayan, oynatmayan bütün takımlara karşı müşkül duruma düşüyorduk, kabul. oynamaya çalışan takımlara karşı ne yapacağımızı az çok görüyorum şu anda ama bizi iyi okuyan bir fkg'ye, sivasa ne oynarız bilmiyorum. dome'nin bazı çok iyi gördüğü şeyler olduğunu düşünüyorum. mesela defanstan çıkarken düştüğümüz durumları iyi okumuş olacak ki iyi ayaklı kaleci, beklerin orta sahaya kayarak pas opsiyonu olmaları ve ileride mo'yu kullanarak uzun kullandığımızda bile topun bizde kalma oranını artırmak gibi müdahaleler ile eldeki malzemelerden maksimumu çıkarmaya çalışıyor ama ne kadar yeter ne kadar yetmez kilitleri açabilecek miyiz bekleyip göreceğiz.
  • 511
    galatasaray’ın iki farklı güç kaynağını birlikte kullanarak kazandığı hibrit oyun maçı. 2021-2022 sezonu başından beri ligde ilk defa maçın erken kopacağını hissettiren strateji ile merkezde rakibi çaresiz bıraktık. bu noktada değinmek lazım; merkez orta sahada uyumlu ve güçlü bir oluşum kendini hissettiriyor. ikili mücadelelerden daha fazla galip çıkmaya, kazanılan topları daha etkili kullanmaya ve doğru şekilde geniş alanlara geçiş yapmaya başladık. diğer taraftan da topun bizde olduğu kısımda kaleciden itibaren soğukkanlı şekilde isabetli pas sayısı ile rakip sahaya ilerleme tekrarı artmış görünüyor.
    10 mart 2022 barcelona galatasaray maçı ile birlikte psikolojik bir eşiğin geçilmesinin yaşanan olumlu durumda ciddi bir katkısı var. artık bireysel olarak değil tüm takımın belli bir ahenkte birbirini tamamlayan bir orkestra gibi hareket etmesinden bahsetmek lazım. birer birer yapılan hatalara veya doğrulara yerme yahut güzellemeden çok tüme odaklanmak oyunumuzu ileri taşımaya katkı sağlayacaktır. takım olgusunun hissedilmesi gerekiyor. mohamed’in muhammed’e asisti bu bağlamda çok değerli. artık golü kaçırınca bireysel olarak çok eleştiri alacağım algısını oyuncularımızın üzerinden kaldırmamız lazım.
  • 512
    persembe gununden beri sure gelen ve cok uzun zamandir yoksun oldugumuz pozitif havayi devam ettirmesinden dolayi cok mutlu oldugum mac. erteleme olaylari yuzunden gerilen ortamda, bir de olasi bir puan kaybiyla bu yakalanan guzel havanin dagilmasindan cekiniyordum, zira genelde derbi oncesi bu isler genelde bize iyi gelmezdi, neyse ki rakiplere daha da sacmalama firsati vermedik.

    besiktas kadrosuna bakinca, stoperinde necip, ileride kenan ve guven gibi oyuncularin oldugu takimi da arena'da yeneriz herhalde diye dusunmustum. ilk devreyi malesef izleyemedim, ama ozetten gordugum ve yorumlardan anladigim kadariyla gayet de dusundugum gibi besiktas cok zaaf yasamis, hatta bu 2 oyuncuyu devre bitmeden cikarmak zorunda kalmislar. ikinci devre hem mevcut yorgunlugumuz, hem de persembe gunune enerji saklamak amacli, skoru korumaya oynadik. top besiktas'taydi ve tamamen ghezzal'a yiktiklari bir oyun oldu. zaman zaman sozlukte laf ediliyor da, bence gercekten iyi topcu ghezzal, saglam etki ediyor maca karsisindaki oyuncudan bagimsiz olarak. larin de onun actigi ortalarda etkili bir oyuncu olunca tehlike yaratabiliyorlar, bol bol denediler ve net olmasa da bir kac gol beklentileri oldu. biz aslinda cok net kontralar yakalayacak bosluklar bulduk ama kerem'in pas kalitesi cok dustu. bu noktada bence torrent'in kerem'i cikarirken yerine baris veya morutan'i almasi lazimdi. klasik sekilde mostafa-gomis yapti ama gomis'in de onceki maclarin aksina bu kadar etkisiz kalmasinin sebebi bence topu tasiyacak oyuncu kalmamasiydi. mostafa da gayet iyi oynuyordu, necip ve vida'yi sindirmisti, acikcasi o zaman devam da edebilirmis. sezonun ilk devresindeki macta kacirdigi penaltiyla puansiz donmemize sebep olmustu, bunun ekstra motivasyonuyla oynamis gibiydi ve cok guzel 2 asistle telafi etmis oldu o da. neyse, yakalanan kontra firsatlarini biz degerlendiremeyince malesef mac sonunu stresli gecirdik, macin o hale gelmemesi gerekiyordu ama yorgunluk ve persembe barcelona rovansi sebebiyle bunu hos karsilayabiliriz.

    gelelim son dakika penaltisina. pozisyonun fotografi penalti duruyor, kabul ediyorum, lakin akan oyunda o cekme kuvvetli bir cekme degil, nelsson harika bir mac cikarirken gereksiz bir is yapti o dakikada. yani mac 2-0 olsa hakem o penaltiyi verirdi muhtemelen, ama 2-1 iken, son dakikada deplasman takimina vermek, pek uygulamada olan bir is degil. futbol kagit uzerindeki kurallara gore oynanmiyor her zaman. biz olsak biz de son dakika soyle pozisyona bol bol itiraz ederdik, yalani yok, ama bu dedigim gercegi de goz ardi etmemek lazim. ayni sekilde ilk devre atiba'nin el pozisyonu da bana gore bu sebepten atlanmis. elle kesiyor atiba, net bir ikinci sari kart olmayabilir, ama buyuk ihtimal mac 0-0 veya besiktas ustunlugunde gitse oradan ikinci sariyi verirdi. gs 2-0 ondeyken o karti vermek, besiktas'i daha kotu durumlara dusurecekti ve biraz terazinin bu tarafina gore karar vermis hakem, penalti pozisyonunu da boyle goruyorum.
  • 514
    pandeminin başladığı tarihten bu yana hasret duyduğum, aşırı özlediğim bir futbol oynayarak ile kazanmak benim düne ilişkin en mutlu olduğum şeydi. kazansak da kaybetsek de her zaman güçlü oyun taraftarı oldum. oyunu domine eden, proaktif karakterle, bir oyunu istediği şekilde yönlendiren futbolu çok seviyorum. dün muhteşemdik. sahada o kadar güçlüydük ki, maçı (ömer girene kadar) "bu maç 3 gün oynansa kaybetmeyiz" rahatlığı ile izledim. olumlu herşey bir yana, taylan'ın tekrar diyagonal pasları atarken görmek çok güzel, son maçlarda enfes uzun paslar atıyor. özgüveni yerine gelmeye başladı ve daha da iyileştikçe sahaya çok daha fazla yansıyacaktır.

    özellikle söylemek istediğim bir konuda maç öncesi süreçte ortaya çıkan demeç savaşı. en güzel cevabı verdi futbolcularımız sahada. kişisel olarak herhangi bir maçın ertelenmesi taraftarı olmadım hiç. artık bir zahmet oyuncular 3 günde bir maç yapmaya alışsın. bir yandan "galatasaray'ın dna'sında avrupa kupaları var" diyeceksin diğer yandan erteleme isteyeceksin. bütün avrupa kupası kazanan takımlar, kendi liglerinde, türk takımlarının oynadığından çok daha zorlu maçlar oynayıp, kupa kazanıyorlar. artık bir yerden başlayıp alışmamız lazım. mazeret yerine, doğru kadro planlaması ile (alternatif oyuncuların da as oyuncuları zorlayacak ve eksiklik hissettirmeyecek seviyede olması) yola çıkmalıyız.

    o değil de, harika oynadık:)
  • 515
    2-1 kazanmamızın iki anlamda beni üzdüğü karşılaşma. birincisi gerçekten eze eze oynadık ve hakemin işgüzarlığı, hocamız domenec torrent'in hatalı değişiklikleri ve kalecimiz ignacio pena sotorres'in yediği hatalı golden dolayı rahat fark atabileceğimiz bir maçtan 2-1 gibi bir skorla ayrıldık. ikincisi ve beni asıl üzen kısım ise beşiktaş yönetiminin kışkırtıcı açıklamalarından dolayı daha fazla rotasyon yapabilecekken sadece 2 rotasyon yapıp başta taylan, kerem ve pva* olmak üzere çoğu oyuncumuzun yorulmasına sebep olduk. ayrıca takımımızın biraz olsun burnu havalandı, galibiyet bizi fazla sarhoş etmez ve barcelona'ya karşı atak yapma cesaretinde bulunmayız umarım. eşlemenin ikinci maçında* da tıpkı eşleşmenin ilk maçındaki gibi* oynadığımız gibi defansif oynamalıyız oynamalıyız. umarım iyi skorlar ve 50 bin taraftarımız bizi kandırıp gereksiz risk alarak hücum yapmaya itmez, gücümüzü bilmeliyiz.
  • 518
    mostafa mohamed ahmed'in kariyer maçı olmuş olması muhtemel olan maç. beşiktaş defansına o maç özelinde çok ciddi bir fiziksel üstünlük kurmuştu mohamed. özellikle de ahlaksız dede atiba'ya artık futbolun ondan geçtiğini yerlerde süründürerek acı yoldan tattırmıştı. atiba'nın o kadar çirkefliğe ve mohamed'in kolunu kırmaya çalışmasına rağmen oyundan çıkana kadar dayak yemesi o berbat sezonun nadir keyifli anılarından olmuştu. özellikle yediği bir presten sonra düştüğü yerden titreyerek kalktığını görünce çok keyiflenmiştim. bu maç özelinde mohamed kardeşimize teşekkür ediyorum o yüzden.

    maçın adamı ise tartışmasız büyük maçların büyük oyuncusu olan muhammed kerem aktürkoğlu'ydu
App Store'dan indirin Google Play'den alın