bu galibiyet çok önemliydi. barcelona maçı öncesi iyi moral oldu. ikinci yarıda biraz geride kabullendik. çok da kızmamak lazım. perşembe dev bir barcelona maçı var.
452
geleneksel beşiktaş'a saplama serüvenimizin devam ettiği maç. pena yumurtlamasaydı 2-0 kazanacakken 2-1 kazandık olsun.
453
ersine niye sarı kart yok, gerçi dur sarı kartı vardı ondan atamadın değil mi
454
maçın son saniyesinde bir top atıldı ileriye, gomis topa doğru koşarken ersin orta sahaya kadar çıkıp gomise allah ne verdiyse daldı. topla uzaktan yakından alakası yok topa dokunamadi bile ama gomisi indirdi. çevrede kimse yoktu beşiktaş yarı sahası boştu gomisi indirmese gomis topu alıp boş kaleye şut atma şansı yakalayacakti. hakem gördü ama resmen veremedi. resmen korktu. yazıklar olsun.
455
ilk yarısında mükemmel, ikinci yarısında idareten oynayıp yediğimiz kabağına bir golle hafif sıkıntıya girse de sonucunda pek de sorun yaşamadan kazandığımız maç oldu.
456
son dakika beşiktaş kalecisi ersin’in kırmızı kartının atlandığı maç olmuştur.
netice olarak güzel bir oyunla 2-1 kazandık. uzun süredir hasret kalmışız böyle dominant performanslara.
457
ömer' i önde tutsaydı, bu kadar baskı yemeyecektik. tek taktik hatamız bence bu oldu. ama uzun uzun yıllardır bu kadar keyif almamıştım. bravo takım.
458
iyi baskı yaptığımız skoru aldiktan sonra topun arkasina iyi şekilde gecip savunma yaptığımız ancak son 10 dk hariç çoğunlukla ozellikle ilk yarı beşiktaşa karsin üstün oyunla galibiyet aldığımız mac.
maçtaki tüm goller genç türk futbolculardan geldik. uzun zaman sonra bu yaşandı.
hücum hattında topla hızlı mesafe katedebilecek bir oyuncu bırakmadığımız için beşiktaş son bölümde çok rahat hücuma çok adamla çıkabildi. morutan veya barış babel yerine girmeliydi. onun dışında özellikle ilk yarısında son dönemde oynadığımız en iyi hücum futbolunu izledik. umarım o 20-30 dakikalık baskın futbolu daha uzun süre oynayabiliriz.
460
hakemin yönetimi unutulmasın. ilk yarıdan 10 kişi kalması gereken takım maçı 11 kişi bitirdi.
hakemin besiktasa 3 net kirmizi kart vermemesine rağmen kazandigimiz mücadele. ahmet nur çebi ve beşiktaş taraftarına gelsin bu galibiyet.
464
köpekler istedi diye atların ölmediği bir başka maç.
465
jimnastik kulübünün tekme, tokat ve muay thai dirseklerine kart verilmeyen, taylan’a zamanında verilen penaltının bizim lehimize verilmediği bir maç izledik. ezim ezim ezdiğimiz, tek isabetli şutları olan maçta hakemle bile bu kadar rezil olabilen jimnastik kulübünü paspas yaptık. küçük takıma büyük takımlar nasıl oynar onu gösterdik. yatmak, ağlamak, dirsek atmak dışında biraz da futbol oynamaları gerek jimnastik kulübünün. madem jimnastiği bırakıp futbola geçtiniz yerlerde sürünmeye, kendini atmaya, en az 3 kırmızı kartın es geçildiği maçta utanmadan bağırıp çağırmaya bir son verip futbol oynamalarını öneririm. sözün özü avrupa maçında ülke futbolunun her zaman olduğu gibi kurtarıcılığını yapmadan evvel küçük bir takımı ayağımızın altına alıp yolumuza devam ettiğimiz maç olmuştur.
466
ömer bayram savunmada oynayınca tüm takımı bozmayı başarıyor. çok net gördüğü babel'e rahat pozisyonda pas veremeyip rakibe kaptırdıktan sonra golü yememize sebep oldu.
bu arada bjk bu maçı nasıl 11 kişi tamamladı hayretler içerisindeyim hala. özellikle son pozisyonda gomis'e yapılan bir faul var. doğrudan kırmızı kartlıktı. kaleci toptan önce gomis'e vuruyor. bir de de souza'nın bizim oyuncuya omzuyla bilerek "vurması" da sarıyla geçiştirildi. atiba'nın mostafa'non kolunu kırma çabası sarı ile geçiştirildi. sonrasında bir topa bilerek elle oynadı ikinci sarı kart çıkmadı.
bjk'li oyuncular kornerden yan toptan medet umdu hep. her ortalarında içeride biri kendini illa ki yere bıraktı. şanslarını denediler.
edit: en ufak şeyde kendini yere bırakan bjk'li oyuncular rakibe sert daldığında da en çok ağlayan oluyor. bu yüzden de bjk'yi sevmiyorum ve sevmeyeceğim. bu ağlaklıkları mide bulandırıcı.
maçın hakemi kırmızı kartı vermeyip dönen pozisyonda larin gibi yalancı (çoğu pozisyon kendini yere atar, tekme yemeden yere atlar faul alır) adamlara konuşma şansı verdi. gomis’in pozisyonunu söylüyorum bu arada ersin’in topa müdahalesi yok. ilk yarı atibayı atmadı, ghezzal kavala basıyor kartı bırak faul bile yok. ahmet nur çebi’nin seçtiği hakemler bunlar ama yine bütün hafta bu hakemleri uzaydan getirmişler gibi bu konuyu konuşacaklar.
471
evet önümüzde ciddi bir barcelona maçı var, evet oyuncular yorgun olabilirdi ve daha fazla da yorulmamaları gerekirdi ama bunların hiçbiri fark atmamız gereken maçta son dakikaları stres içinde izlemek zorunda olmamıza sebep değil. mükemmel bi ilk yarı oynadık, uzun zamandır bu kadar baskın olduğumuz bi derbi hatırlamıyorum, belki 3-1 kazandığımız 2011-2012 sezonundaki fener maçı. ama aynı şekilde ikinci yarı çok düştük, bunun adı dinlenme değil kesinlikle, rakibin az daha mecali olsa belki berabere bitecekti maç. şu maç 2-0 olduktan sonra duran galatasaray'ı izlemekten 4-5 senedir yoruldum. her rölanti maçımız böyle sıkıntıya girdi, veya puan kaybettik.
472
hakem bizi doğradığı için fark yemekten kurtulan beşiktaş, şimdi 1 sene boyunca hakem diye ağlayacak hiç şaşmaz.
473
yemin ediyorum es kaza uefa'yı kazansak ''bjk maçında hakem kazandırdı, o moralle barça'yı elediniz. uefa kupası bizim hakkımız çaldınız'' falan diyebilecek bir rakibe karşı kazandık.
hiç incelemesine, analizine falan giremeyeceğim maç.
o kadar özlemişiz ki bu takımı. ekmek gibi, su gibi muhtaç kalmışız. ilk yarının sonunda heyecandan yerimde duramıyordum.
hocanın yanlış ömer tercihi ve pena'nın yediği hatalı gol olmasa çok daha rahat bir maç sonu izleyebilirdik. beşiktaş da yavaş yavaş oyundan düşmeye başlamıştı. olsun hiç önemli değil, şimdi sıra barca'da.
475
barça'ya pozisyon vermeyen takım ligde kalesine gelen ilk şuttan gol yiyor arkadaş, ben de bunu anlamıyorum* pena yumurtlamasa (topun rıdvan'a gelişi ve onda kalışı da çok rahattı mesela) ve akıllar barça maçına gitmese gol yemeden ve strese girmeden alacağımız maçtı, şu ortamda ve bu fikstürde bu galibiyeti beğenmeyecek değilim tabii.