• 126
    orta sahası olmayan savunması tarif edilemez derecede acemice hatalar yapan kanatları hiç kullanmayan gol yediği zaman tüm şuurunu mantığını yeteneğini kaybeden bir takımla karşı karşıya olduğumuzu gösteren sezonun ilk maçı.yenilmemiz hayrımızadır çünkü daha ilk hafta ve tüm eksiklikler meydanda.ancak takım öle rezil bir durumdaki bu takımı en kaliteli transferler bile kurtaramaz gibi durmakta.takımın psikolojisi berbat bir kere.bağıran çağıran gırla.iki beki doksan dakika boyunca tek isabetli orta yapamaz mı bir takımın yahu.çok kötüyüz çokk...
  • 129
    geçen sene gençlerbirliği ile oynanan son deplasman maçını oturun 90 dakika izleyin ve bu maçla aradaki farkı bana söyleyin; bir takım hazırlık kampını bu kadar mı kötü geçirir anlaşılır şey değil, eskiden gol yerdik ama bu kadar ruhsuz, çaresiz oynamazdı galatasaray, takımın içindeki futbolcular hangi formayı taşıdığının farkındaydı, istemiyorum sistem, taktik 4-3-3, 4-5-4, 8-10-8 ruhunuzla oynayın biraz başka bir şey istemez.
  • 133
    galatasaray'ın durumu vahim. ortada ne futbol var ne de ruh. arda kendi kendine bir şeyler yapmaya çalışıyor. takımın topa müdahale etmeye mecali yok. kademe anlayışı sıfır. sivas biraz daha becerikli olsaydı 4 hatta 5 olurdu. bizim pozisyonumuz dahi yok. sefilleri oynuyoruz resmen. sağa sola saldırıyoruz. sivas paslaşarak oley oley diye tempo tutuyorlar. adnan polat'ın acaba yüzü kızarıyor mu?
  • 136
    şimdi önce yenilginin nedenini hakeme bağlayanlar varsa hiç okumasın.
    yenilginin nedenini sabri'nin ya da baros'un yokluğuna bağlayanlar varsa hiç okumasın.
    daha ligin başı diyen varsa onlar da hiç hiç okumasın ki onları allah'a havale ediyorum zaten.

    ben öyle kolay kolay bahanelere sığınacak biri değilim. bugüne kadar ciddi anlamda hakeme bağladığım maç olarak caner'in atıldığı atletico madrid maçını hatırlıyorum.

    şu maçta oynadığın rezalet futbolu, olmayan orta sahanı, 3 pas üstüste yapamayan oyuncularını göremiyorsan, 60. dakikadan sonra adeta yürüyen takımını göremiyorsan, bunun üstüne "ya baros yok, hakem şöyleydi, o faul olmasaydı bunlar olmazdı, hem daha çok erken toparlanırız" gibi bahaneler üretip kendini avutabiliyorsan, hatırlaman gereken bir şey var: tam 1 yıldır bu takım böyle oynuyor. arada ali sami yen'de tek tük coştuğumuz maçları saymıyorum.

    tam 1 yıl abi. 1 yıl önce bu takımın futbol anlayışı neyse, hala o. hala hiçbir şekilde 1-0 maç kazanamıyorsun, hala dünyanın en basit gollerini yemeye mahkum bir konsantrasyon eksikliğiyle oynuyorsun, hala orta sahan total futbolu değil, topal futbolu bile oynayamıyor afedersin.

    60'tan sonra defans-forvet şeklinde bölünür mü bir takım ya? bu nasıl bir disiplinsizliğin ürünüdür? sen şişirdiğin top geri döndüğünde orta sahada o dönen topu alamıyorsan nasıl rakip yarı alana yıkabilirsin oyunu?

    galatasaray'da çok ciddi bir yaratıcılık eksikliği var. hani böyle kelimelerle ifade edilecek bir eksiklik değil bu, aç ceyhun'un asistini izle. bana kaç oyuncun böyle asist yapabiliyor saysana? arda de hadi. başka? ilk 11'inde arda-kewell haricinde gol atmayı bilen kaç adam var? yine ilk 11'inde arda-kewell haricinde asist yapabilecek kaç adamın var? 90 dakika boyunca bana bir tane organizasyon gösterebilir misiniz?

    oyuncu eksikliğiymiş. ne eksiklikmiş arkadaş? bir düzine oyuncu gidip geldi, sirkülasyonun anasını ağlattı takım, hala eksiklerden dem vuruluyor.

    bitirirken; evet ben de en az senin kadar hakeme sövdüm o pozisyonda. ama bu oynadığımız futbolun önüne kesinlikle geçemeyecek düzeyde. maçtan önce karamsar olan galatasaray taraftarıyla alay edenler bile vardı burda. ben 1-1 tahmin ediyordum, şimdi düşünüyorum da iyimser bile bakmışım olaya. şu anlayışla bursa karşısına çıkarsan madara ederler seni hiç kusura bakma.

    ha bir de, kewell santrafor değil abicim. bana bunu yapmayın, geçmişinde oynadıydılarla filan gelmeyin bana. o mehmet batdal en uçta duracak. ötesi yok.
  • 137
    arda turan ve emre çolak sahadan çıktıktan sonra bir adet organize atak geliştiremediğimiz maçtır. bu değişikliklerin sebeplerini merak ediyorum. arda turan sakatlık yüzünden çıkmadıysa, rijkaard muhipleri cemiyeti'nden bir arkadaş sözcü olarak çıkıp bu değişikliğin sebebini anlatsın lütfen. boş boş konuşmasın ama, bu değişikliği yorumlasın.

    takımı ileri taşımaya çalışan, bunu yapabilecek ikili kenara alınıp; 60 metreden şişirme yapılmaya başlanıyor. total futbol ne zamandan beri şişirme üzerine kuruluydu ?
    ayrıca devrim denen şey buysa kandırmaca var, hakan şükür zamanında da biz böyle oynuyorduk. üstelik işe yarıyordu.

    transfer yapmayan yönetim suçlu tabi de, nasreddin hoca fıkrası geliyor akla.
    birisinin hiç mi kabahati yok ? nedir yani bu "aman dokunmayın o'na" tavırları ? dünyanın neresinde görülmüş , teknik adamın birşeyler yapması için illa eline 5 adet süperstar, 2 adet star, 3 adet potansiyel stardan kurulu kadro sunma zorunluluğu ? bizi mahkum eden sivasspor takımının kadrosundan kimi alıp galatasaray'a koyarsınız ki, oyuncuları bu kadar eleştiriyorsunuz ?

    kafamız çok güzel sanırım cümbür cemaat. evet evet.
  • 140
    rijkaard ile başlayalım. lamı cimi yok, rijkaard çok hata yaptı şimdiye kadar ve fantezi girişimleri de devam ediyor. stoper ali turan'ın sağ bek oynaması, kadroda 2 forvet oyuncu bulunmasına rağmen sahaya forvetsiz çıkılması, sivasspor gibi takıma karşı kontra atak futbolunun benimsenmesi vs vs.. bunların hepsi bildiğin skandal boyutta hata. bunlar ne ilk, ne de son olacak. rijkaard'ın da artık kendine gelmesi gerekiyor! cidden yeter.

    yönetimin suçu da çok büyük. 5 tane yabancı alıcaz diyorsun, 3 tanesi ortalarda yok ki orta sahan bu hallerde ve orta sahada cana'dan başka adam gibi oyuncu yok. rijkaard gibi bir adam getiriyorsan, onun istediği oyuncuları almak zorundasın, madem alamayacaktın, gelmeseydi o zaman rijkaard da. sarp, ayhan, barış ile total futbol falan rüyada kalır. yönetim de en az rijkaard kadar suçlu!

    ve bu maçı katleden adamlardan biri mustafa kamil abitoğlu!! neill'e yapılan bir faulü sen git sivas'a ver ve hooopp 1-1!! sivas'ın attığı golde ceyhun cana'ya dirsek atsın, hem de gözünün önünde atsın ve sen görme hoooopp!! kamil abitoğlu'nun 2. asisti ile maç 2-1 sivas lehine! 3 puan kamil'in!! senaryolar devam ediyor!! yeter artık ya yeter!! ne biçim hakem bunlar!!!

    aykut'a bir şey söylemeyeceğim. madem bu kadar kötü kaleci, koy ufuk'u oynasın o kadar. adama kızılcağına gidip rijkaard'a kızılsın neden ufuk gibi birisi oynamıyor diye!

    rijkaard, takım ve yönetim. hepinize yazıklar olsun!!
  • 145
    ilk elin günahı olmaz derler. bu da o hesap; ilk maç, sıkıntılı deplasmanlardan biri ve puan kaybı... takımın ışık vermediğini söylüyorduk zaten. kalenin, savunmanın ve orta sahanın takviyeye ihtiyacı olduğunu körler bile görüyorken, hâlâ transferden ses olmamasının mantıklı bir açıklamasını taraftara borçludur yönetim.

    takımlar sezona hazır mı acaba diye kendi kendimize sorarken asıl hakemlerin hazır olmadığını gördük bu akşam. ceza yayında rakibini kündeye getiren servet'e faulü çalamayan abitoğlu, neill'la er meydanına çıkan mehmet yıldız lehine bir faul uydurdu ve golü yedik. önce abitoğlu'nun sonra ali turan'ın gol. aykut da üçüncü ortak. ali turan bu akşam bas bas bağırdı: "ben bu takımın topçusu değilim." gerçi, sarp, barış ve ayhan varken arada kaynar sıkıntı olmaz. orta sahadan bahsetmişken cana'ya da değinip bu bahsi kapatalım. cana, şu performansıyla, beğenmediğimiz sarp-barış-ayhan üçlüsünden farklı bir futbolcu değil. bu görüntüsünde yanında oynayan futbolcuların mutlaka etkisi var. elano ya da - eğer yapılacaksa - transfer ile vites artırma ihtimali yüksek.

    arda millî takım forması giyince başka, galatasaray forması giyince başka oynuyor. kafam rahatken daha iyi oynuyorum gibisinden bir demeci vardı geçenlerde. kaybetme stresi olmayan maçlarda rahat oynuyor gerçekten. bunu ben de yapabilirim sanırım. hiçbir iddiası olmayan bir maçta orta sahadan topu alıp kaleye gidip şutlamak zor olmamalı. mental ve fiziksel olarak kendisini çok geliştirmiş bu açık. top kendisine gelmeden bir sonraki hamlesi kafasında var ama kaybetme stresi yüzünden doğru yapacağı bir çok şeyi yanlış yapıyor.

    millî takımdan sakat dönen sabri ve maç öncesi ateşlenen serdar'ın yokluğunda sağ kanadımız felç gibiydi resmen. emre çolak bir çok pozisyonda kafasını kaldırmadığı için kewell'ın yaptığı boş koşuları göremedi. ali turan ise 6 aylık zaman kaybı. serkan kurtuluş'u tercih ederim şahsen.

    sivas klasik anadolu takımı taktiği ile çıktı maça. kasaplarla oyunu çirkinleştirip, bulduğu kontralarla puan ya da puanlar koparma derdindeydi. galatasaray'ın savunmasındaki 4'lünün 3'ü birden kötü olunca da istediğini rahatça aldı. bu sene de ligin kasaplar ligi olacağını gördük bu maç sayesinde. bari lige bir mandıra sponsor olsun da ligin adının hakkını versin.

    yenik duruma düştükten sonra oynanan oyun tam bir rezaletti. doldur-boşalt ve panik maçı çevirme ihtimalimizi de sıfıra indirdi. batdal girene kadar onca orta yapan takım, batdal girdikten sonra çizgiye inmeyi unuttu resmen. tamam kadro yetersiz ama sahadaki oyuncular oynayan kadroya göre oynamayı da bilmiyorlar.

    yönetim bir kumar oynuyor ama bu kumarın kazananı olma ihtimalleri yok. çünkü masa her zaman kazanır. ilk elin günahı olmaz dedik ama bu gidişle alacağımız galibiyetlerin acemi şansından öteye gitmesini beklemek hayalperestlik olur.

    http://thisisthebesttillwedobetter.blogspot.com/...por-galatasaray.html
  • 146
    galatasaray için kötü başladı sezon. yenilgiye bakarsak kötü ama saha içine baktığımızda çok kötü diye tanımlamak gerek aslında.

    halbuki çok hızlı başlamıştı maça, golü de erken buldu. gole kadar geçen süre içinde bile sivas’ın kolay pas yapabildiğini, galatasaray kalesine gelebildiğini de gördük.
    golden sonra işler iyice karıştı. doğru dürüst tek pas yapamadı, rakibe basamadı.

    genel görüntü böyleydi de neden acaba? galatasaray pas yapamıyor. sebebi pas yapmayı bilmemesi değil, pas alacak futbolcu olmaması. arda ile kewell dışında herkes rakibin arkasına saklanıyor, kimse boşa çıkmıyor. zaman kaybı. topa ileride basan adamlar da baskıyı yiyince top kaybetmeleri kaçınılmaz.

    daha genel bakarsak. sivasspor sert bir futbol oynadı, tekme de attı ama asıl sertlik oyunu hiç bırakmamaları, müthiş bir yardımlaşma içinde olmaları ve en önemlisi vücut vücuda mücadelelerin hepsini kazanmalarıydı. sert derken çetin ceviz desem daha doğru olacak.
    bunun böyle olacağını biliyorduk değil mi? hiçbir zaman değişmedi ki. özellikle büyüklere karşı ve kendi sahalarında bütün takımlar böyle oynuyor, ben kendimi bildim bileli. sezonda deplasmanda oynanacak 17 maçın 13-14’ü böyle geçecek. bunu teknik heyet, yönetim bilmiyor mu? bilmiyorlarsa hiç orada durmasınlar zaten.

    saha içine dönelim, saha dışına tekrar döneceğim. forvet ileride topu tutabilmesine rağmen orta sahadan yardım gelmediği için pozisyon yaratmakta zorlandı takım. aynı zamanda beklerinde oyuna katılması gerekiyor artık. ama bekler hücum hattında hiç etkili olamadılar. bek demişken aklıma hakan balta geldi. bu çocuk niye bu kadar bitik. yediğimiz ikinci golde topu kaptırdı ve geri koşamadı yahu.

    orta saha yok gibi. mustafa sarp yine gölge markajda. golünü attı da işi bitti mi yani? bazı futbolcular vardır sahada gezeler sonra bir sıkıştırırlar işi bitirirler. bütün takım da bunu bilir ona göre tedbir alır zaten. galatasaray bunu hagi ve jardel’le yaşadı zamanında. ama mustafa sarp, önceki isimler olur da bu yazıyı bir şekilde okurlar, duyarlarsa isimlerini sarp’la aynı cümle içinde kullandığım için kusura bakmasınlar, özür dilerim.
    ayhan her topu gidip savunmadan alıyor, güzel. ama büyük bir oranda pas hatasıyla oynadı. ayhancım, nasıl olacak bu işler? aslında sana sormak yersiz, bu sorunun muhatapları ayhan değil. hemen heyecanlanmayın sadece yönetim de değil sorunun muhatabı.
    cana olacak, adam gibi orta sahada rakibe basmaya çalışan tek adam. gücü yok, klişe tabiriyle hazır değil.

    orta sahada yeterli pres görmeyen sivas çok kolayca savunmanın önüne gelebildi bu akşam. savunma ise bir türlü gerekli sertliği, vücudu kullanmayı göstermediler. hamlesi zayıf oyuncular var savunmada. hepsi ağır. bu yüzden hep rakibi bekliyorlar, ne yapacak acaba diye bakıyorlar. rakip zorladığında da dağılıp gidiyorlar. iki gol oldu ama böyle daha fazla pozisyon oldu. savunmanın kaptanı gözüyle baktığım neill’in artık libero diye bir şey kalmadığını, kendisinin stoper olduğunu anlaması lazım.

    şimdiiii bunların sorumluları ayağa kalksın kısmına geldik ki yazının en çok rating alacak bölümü. bu bölümü ayır bir yazı olarak mı yazsam?
    birinci sırada elbette galatasaray yönetimi var. sezon sonunda şampiyonluk yazısı yazmak kısmet olursa yine birinci sırada olacaklar, hatırlatmak isterim.
    sezon bittikten sonra takımın eksikleri belliydi. neredeyse her mevkiye takviye gerekiyordu, an azından kadro derinliği sağlamak için.
    transferler iyi başladı aslında. kadro derinliğine faydası olacak türk oyuncular alındı ve iyi takip eden galatasaray taraftarları tarafından başarılı bulundu bu transferler. ben sadece ali turan’ın neden bu kadar heyecan yarattığını anlamamıştım, hala anlayamıyorum. emre güngör kadroya girsin diye de heyecanlanmıyordum. neyse, konuyu dağıtmayalım.
    en büyük sorun orta sahadaydı. ayhan, barış, sarp, topal kadrosuyla elano birlikte oynamak zorunda kalmıştı.
    bu sezon cana alındı tamam. topal gitti o da tamam. elano dünya kupası’ndan sakat dödü, idmanlara bile doğru dürüst çıkamıyor hala. en az bir futbolcu daha gerekiyor. çok da büyük yıldız olmasına gerek yok. pas yapsın, alsın yanındakine versin, pas hatası yapmasın yeter. cana ile yeni alacağın adama sıkı sıkı tembih edeceksin ama orta sahayı geçmek yok diye, başka türlüsü zor. bu elano’nun takımda kalması şartıyla geçerli bir öneri. cana ile yeni transfer orta saha arkada, elano önlerinde.
    bugüne kadar bu transfer nasıl bitirilemez. bu kadar zor mu? bütçe bu kadar mı kısıtlı? hani işler düzeliyordu, hani yeni stad, riva şirket birleşmesi galatasaray’ın elini güçlendirmişti. taraftar her geçen gün daha fazla destek veriyor kulübüne. kombineler çıkıyor bir haftada bitiyor. yeni formalar çıkıyor yetiştirilemiyor talebe. ben 13 gündür bekliyorum ki captano – 10 yazan formam gelsin diye. hani rijkaard’ın forsu bile yetiyordu futbolcu transferi için. neler oluyor anlamıyorum ki.

    bunlar saha dışı ve yönetimin günahları. bir de saha içi var. orada da büyük yanlışlar var. baros’un sakatlığında mehmet batdal’ın olmaması bana rijkaar’ın sanıldığı kadar gençlere güvenmediğini düşündürdü. batdal ne zaman oynayacak ki? emre çolak iyi örnek olmaz, serdar özkan kadrodan çıkarılınca mecbur kaldı çolak’ı oynattı. mesela acaba musa oynayamaz mıydı demiyorum dikkat ederseniz. daha önce uzun uzun “futbolcunun şans bulması” konusunu yazmıştım. forma alınır, verilmez. bu sebeple batdal’ın oynadığı maçlarda kötü olmadığını düşündüğüm için batdal oynamalıydı diyorum. arda gibi messi gibi oyunculara formayı herkes verir, önemli olan batdal’a güvenmek. ben hoca güvenmiyor derim, birisi de çıkar futbolcu güven veremedi demek ki der. tartışmam, her ikisi de doğru olabilir.
    neyse, mehmet batdal’ı oyuna alıp sonra da baros’u oyuna almak ne demektir? ben hiçbir şey anlamadım. anlayan anlatırsa sevinirim. ama “rijkaard’ın bir bildiği vardır” cevap olarak kabul edilmeyecektir.
    sonra maçın sonlarında “vurun ileri” ne demektir. geçen sezonun başlarında en beğendiğim özelliğiydi takımın, ne olursa olsun, dakika kaç olursa olsun pas yaparak çıkması. bu sezon daha ilk maç uçtu gitti bu prensip.
    asıl en büyük sorun yazının sonunda. takım hiç pas futbolu gösteremedi ama hiç. tamam orta saha sorunlu, futbolcular saklanıyor falan da, ilaç için biraz göstermez mi takım yahu. beceremeseler de denemez mi hiç. rakip saldırırken oyunu soğutmak için pas yapamaz mı hiç. bu takım bunu hiç çalışmamış gibi oynuyor. “ama orta saha” diyenlere hem savaşıp hem de pas yapan sivas’ı örnek gösteririm, mahcup olursunuz.

    kötü bir başlangıç oldu. beklentiler haliyle yüksekti. ama bu kötü maç sadece orta sahaya yapılacak bir transfere bağlanmamalı. 1 diyorum çünkü 2 oyuncu alınırsa elano gidecek, bir şey değişmeyecek.

    son söz de şu olsun : bu takım hiç duran topu savunma çalışmıyor sanırım. kim kimi tutacağını bilmiyor. geçen sezon paso yedik, ofk’dan yedik yine öğrenemedik. çok enteresan. yeni transfer olsa paylaşımı ayarlar diyen var mıdır ki, illa vardır.

    http://captano.blogspot.com/...por-galatasaray.html
  • 150
    galatasaray' ın, maçın sadece ilk 30 dakikasında iyi futbol oynadığı, geri kalanında ne yaptığını anlayamadığım bir maçtır.
    belki ligin ilk maçı olması ve transfer sezonu bitmemesi adına hayırlı, belki de bu sezonun da, son iki sezon gibi geçeceğinin göstergesi olması adına hayırsız bir maç olacaktır.

    ben hala umutluyum. ayhan, sarp, barış ve aykut' u görmesem daha umutlu olacağım. (bu adamlar 18 kişilik maç kadrosunun her maç %22.22' sini oluşturdukları için, umutluluk oranımı da varın siz hesaplayın.)
App Store'dan indirin Google Play'den alın