• 53
    sattığın kadar al şeklindeki bir kısıtlama elbette ki vardır. yalnız gözden kaçırılmaması gereken bir şey daha var; maaş sınırı da koymuşlar. ama net bir rakam değil. şöyle yazmışlar;

    "şirketimiz anlaşma süresi boyunca personel giderleri/toplam gelirler oranında, futbolcu haklarına ait amortisman giderlerinde ve net banka borç seviyesine getirilen sınırlandırmalara uymayı taahhüt etmektedir. "

    yani diyelim ki uefa, toplam personel giderleriniz sezon gelirinizin yüzde 40'ını geçmesin dedi. senin de 100m euro yıllık gelirin oldu o sezon. demek ki 40m euro'dan fazla maaş ödeyemeyeceksin oyuncu ve teknik kadrona.
  • 54
    2021/2022 sezonuna kadar, sattığın kadar al maddesi tüm moralimi bozmuştur. yani bonservisi elinde olan futbolcu hariç kimseyi alamayız uzunca bir süre ve bu şekilde sportif başarı bekleniyor ki zarar edilmesin. satabileceğimiz futbolcular zaten belli. bu saaten sonra ya piyasası ücretsiz futbolcuları alabilirsek alacağız yada kiralık yoluyla devam edeceğiz aksi bir çıkış yolu göremiyorum.
  • 55
    sattığın kadar al maddesinden ziyade net olarak transfer bilançosunda pozitif olacaksınız diye belirtmiş uefa. bizi en çok zorlayacak karar bu olur ki transferde nokta atışı yapmamız anlamına geliyor.

    yalnız anlamadığım kısım maaş, prim vs. gibi diğer gider kalemleri ile ilgili net sınır olup olmadığı. eğer varsa öyle bir sınır bedelsiz veya kiralık transferler de de elimizi zorlayabilir.

    her şeye rağmen men cezası gelmemiş olması kötünün iyisi olarak belirtilebilir.
  • 56
    --- alıntı ---

    http://galatasaray.org/...irma-anlasmasi/39821

    galatasaray sportif aş, kamuyu aydınlatma platformu'na (kap) "uefa mali fair play yapılandırma anlaşması" konulu bir bildirim yayınladı.

    açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    uefa kulüp finansal kontrol komitesi tarafından şirketimiz hakkında yürütülen uefa mali fair play kriterleri; başabaş hesap durumu soruşturma süreci sona ermiş olup, şirketimiz ile uefa kulüp finansal kontrol komitesi arasında yapılandırma anlaşması imzalanmıştır.

    yapılan anlaşmanın detayları şu şekildedir:

    * yapılandırma anlaşması, 2018/19, 2019/20, 2020/21 ve 2021/22 sezonlarını kapsamaktadır.
    * şirketimiz, 2021/22 izleme periyodunda (2017/18, 2018/19, 2019/20 ve 2020/21 sezonları) uefa başabaş hesap kriterlerine uymayı taahhüt etmektedir.
    * şirketimiz, 2017/18 sezonu için azami 50 milyon avro ve yapılandırma sezonlarını içeren 2018/19 sezonu için azami 20 milyon avro, 2019/20 sezonu için azami 10 milyon avro başabaş hesap açığı vermeyi taahhüt etmektedir.
    * şirketimiz anlaşma süresi boyunca personel giderleri/toplam gelirler oranında, futbolcu haklarına ait amortisman giderlerinde ve net banka borç seviyesine getirilen sınırlandırmalara uymayı taahhüt etmektedir.
    * şirketimiz, söz konusu sezonların her birinde anlaşmada yer alan operasyonel ve mali kriterlere uyum gösterilmesi durumunda, 25 kişilik uefa a listesine 2018/19 sezonunda 21 oyuncu, 2019/20 sezonunda 22 ve 2020/21 sezonunda 23 oyuncu dahil edebilecektir. 2021/22 sezonundan itibaren ise bu sınırlandırma sona erecektir.
    * şirketimiz, bu anlaşma süresince, uefa a listesine dahil edilebilecek yeni oyuncu transferlerinde belirli bir sınırlandırmayı kabul etmektedir. bu sınırlama, sezon bazında net transfer gelirlerinin (transfer gelirleri-transfer harcamaları) pozitif olması şartını içermektedir. bu sınırlama, önümüzdeki sezonlarda bu anlaşmada yer alan operasyonel ve mali kriterlere uyum gösterilmesi durumunda 2021/22 sezonunda kaldırılacaktır. halihazırda uefa 2017/18 a listesinde yer alan oyuncular ile, sözleşmesi bitmiş ve serbest oyuncular ile imzalanacak sözleşmeler bu sınırlama kapsamında değildir.
    * şirketimiz toplam 6 milyon avro tutarındaki uefa katılım gelirlerine tedbir konulmasını kabul etmekte olup ilgili tutar 2017/18, 2018/19 ve 2019/20 sezonlarında 3 eşit taksit halinde uefa gelirlerinden mahsup edilecektir.

    kamuoyuna saygıyla duyurulur.

    bildirim detayi için tiklayin https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/689091

    --- alıntı ---
  • 57
    sözlüğün kafasını karıştıran kararlar..

    kararların içerisinde sattığın kadar al maddesi bulunmaktadır.

    "şirketimiz, bu anlaşma süresince, uefa a listesine dahil edilebilecek yeni oyuncu transferlerinde belirli bir sınırlandırmayı kabul etmektedir. bu sınırlama, sezon bazında net transfer gelirlerinin (transfer gelirleri-transfer harcamaları) pozitif olması şartını içermektedir. halihazırda uefa 2017/18 a listesinde yer alan oyuncular ile, sözleşmesi bitmiş ve serbest oyuncular ile imzalanacak sözleşmeler bu sınırlama kapsamında değildir. "

    bu madde halk arasında sattığın kadar al anlamına geliyor.
  • 59
    bu kararlardan cikarmamiz gereken sonuclar sunlar:

    -sattigin kadar al kisitlamasi var. ustune 3 sene icerisinde gelir gider dengesini saglamamiz gerekiyor yoksa 9 milyon euro ekstra ceza odeyip muhtemelen uefa kupalarina katilamama cezasi alacagiz. bu yuzden onumuzdeki bir kac sene bonservissiz oyunculara yonelecegiz ve garry/belhanda/feghouli gibi para edebilecek isimleri elden cikarmaya calisacagiz.

    -maas siniri yok. bonservissiz oyunculara karsi yapacagimiz tekliflerde elimiz rakipler gore guclenmis oldu.

    -21 kisilik kadro kisitlamasi var. bu da demek oluyor ki kadrodaki her bir oyuncu altin degerinde. yedekler de dahil olmak uzere nokta transferler yapmamiz lazim. oyuna girdiginde katki yapmayacak adami 21 kisilik kadroya dahil etmememiz gerekiyor. misal mugdat gibi bir adamin su sartlar altinda galatasaray kadrosunda yeri yok.

    -kadro 21 kisiye indigi icin cl'ye 4 altyapi oyuncusu yazma zorunlulugu dusmus oldu. kadromuzdaki u17 milli futbolcularimiza eger forma sansi vermeyeceksek mutlaka mumkunse avrupa liglerine kiraya gondermemiz lazim.
  • 60
    • uzlaşma sözleşmesi 2018/19, 2019/20, 2020/21 ve 2021/22 spor sezonlarını kapsamaktadır.

    • galatasaray, 2021/22 dönemine kadar (2019, 2020 ve 2021 yıllarında sona eren raporlama dönemleri) aşağıdaki hedeflere ulaşmayı taahhüt eder. (uyumsuzluğu gidermeyi taahhüt eder)

    • galatasaray, 2018'de sona eren mali yıl ile 2019'da sona eren mali yılda 20 milyon euro ve 2020'de biten mali yıl için 10 milyon euro sınırına kadar, tahmini gelirini aşmayı kabul eder. (yani zarar miktarı 2019 sonunda 20, 2020 sonunda 10 milyon euro olabilir)

    • galatasaray, 2019'da sona eren mali yıla ve 2020'de sona eren mali yıla ilişkin olarak, çalışanların gelirlerinin giderlerine oranını, oyuncu kayıtlarının amortismanının ve net banka borç seviyesinin kısıtlandığını kabul eder.

    • galatasaray, 2017/18 sezonunda başlayan uefa müsabakalarına katılmaktan kazandığı herhangi bir gelirden mahsup edilecek olan 15 milyon € 'ya kadar toplam tutarı ödemeyi kabul eder. bu tutarın 6 milyon euroluk kısmı, uzlaşma rejimine uyumuna bakılmaksızın tam olarak ödenecektir. kalan 9 milyon euro tutarındaki ödeme şartı, kulübün uzlaşma sözleşmesinde belirtilen operasyonel ve mali önlemlere uygunluğuna bağlı olarak uygulanmayabilir. (sözleşme şartlarına uyuşması halinde uygulanmamak üzere ertelenmiş bir cezadır 9 milyon euro para cezası)

    • galatasaray, uefa müsabakalarına katılım için bir liste içerebilecek oyuncu sayısına sınırlama getireceğini kabul eder. özellikle 2018/19 ile 2021/22 sezonları için, galatasaray, ilgili yarışma yönetmeliklerinde öngörüldüğü üzere en fazla 25 oyuncu yerine bir listede en fazla 21 oyuncu kaydedebilir. eğer kulüp, cfcb araştırma odası ile kararlaştırılan operasyonel ve mali önlemleri yerine getiriyorsa, bu kısıtlama kaldırılacaktır (2019/20/ sezonunda 22 oyuncu, 2020/21 sezonunda 23 oyuncu ve 2021/22 sezonunda 25 oyuncu).

    • galatasaray, uzlaşma sözleşmesi süresince, uefa müsabakalarına katılma amaçları için bir liste içerebilecek yeni kayıtların sayısının hesaplanmış bir sınırlamasını kabul eder. bu hesaplama, sözleşmenin kapsadığı her bir kayıt dönemi için, kulübün net transfer pozisyonuna göre yapılır. kulübün cfcb araştırma odası ile kararlaştırılan operasyonel ve mali önlemleri yerine getirmesi halinde, bu kısıtlama 2021/22 sezonunda kaldırılacaktır.

    not: sattığın kadar al değil, yıl sonu gelir gider dengesi esas alınmış. 4. paragraftan hareketle sattığın kadar al cezası verildiği düşünülüyor ama ilgisi yok. 4. paragraf, 3. paragraftaki sınırlamalara, personel giderleri ve oyuncu bonservis ve maaş giderleri artı banka borçlarının dahil olduğunu teyit ediyor.

    6 milyon euro ceza kesin ödenecek, şartlara uyulması halinde 9 milyon euro ceza silinecek. diğer şartlar zaten makul. bence fena bir sözleşme değil. benim anladığım bunlar. umarım yanılmıyorumdur.
  • 63
    sattığın kadar al cezası yoktur. yıl sonu gelir gider denkliği esas alınmış. hatta 2019 için 20, 2020 yılı için 10 milyon euro zararı uygun bulmuşlar. güzel bir anlaşma. ben de olsam şu 6 milyon euro ceza hariç diğerlerini aynen koyardım. :)

    ekleme: sattığın kadar al yok ama, yıllık zarar marjı 2018 için 50 milyon €, (şu anda 130 milyon zarardayız) 2019 için 20 milyon euro ve 2020 için 10 milyon €olduğundan haliyle sınırlama yapmak zorundayız. kulübün internet sitesinde ise aldığın kadar sat kuralının olduğu belirtilmiş. yani kulübün açıklaması ile uefa’nın internet sitesindeki açıklama arasında bir tenakuz var. bekleyip görelim.
  • 66
    başkanımızın yaptığı açıklamadan anladığım kadarıyla: sene sonunda belirlenen mali tabloya uymak koşulu ile sat ve al diyor, yani sattığın kadar al şeklinde birşey söylemedi. ayrıca uefa’nın 6m€’luk cezası , 3 sene taksitler halinde uefa gelirlerinden yıllık 2m€ kesinti şeklinde tahsil edilecekmiş. toleranslı ve yapıcı bir ceza olmuş. men cezasından kurtarıp böyle bir tabloyu elde etmemizi sağlayan başta başkanımız mustafa cengiz’e ve emeği geçen herkese minnetlerimi sunuyorum.
  • 70
    nasıl bir ceza aldığımızı şu ileti çok güzel özetlemektedir (bkz: #2442332).

    şahsım adına olumlu buldum, şöyle ki 4 sene boyunca transfer konusunda ciddi anlamda elimiz sıkı olacak bu da demek oluyor ki öyle ya da böyle bu 4 sene içerisinde altyapıdan bir kaç futbolcu a takımda oynamaya başlayacak ki fatih terim faktörü düşünüldüğünde ciddi anlamda yeni yıldızlar çıkarabileceğimizi düşünüyorum.

    bununla beraber ciddi anlamda bir ekonomik küçülme ve eli sıkılık dönemine gireceğiz ki bu da demek oluyor ki, eğer ki uyabilirsek, rivadan gelecek paralarla beraber 2022 sonrası galatasaray için altın çağların başladığı bir dönem olabilir.

    maddeler arasında bonservisi elinde olan futbolcularla ilgili özellikle vurgu yapılması şu anlama geliyor ki imza parası verilmesi transfer ya da toplam maaş bütçesini etkilemeyecek senelik hesaplamalara yansıyacak yani bir şekilde tolere edilebilir.

    ancak takımda bulunan tolga ciğerci arkadaşımıza da yol görünmüştür, keza artık 21 oyuncu yazabileceğiz listeye bu da demek oluyor ki gurbetçi oyuncu için 1 yer kalıyor, onu da eren derdiyok ya da alınırsa nuri şahin ile dolduracağız. bu da dip not olsun. bu yorumum içinse şu iletiyi referans alıyorum (bkz: #2442506).

    edit: baskanin aciklamasini dinledim, 21 futbolcu siniri; 4 yerli (kaba tabirle türkiyede yetismis futbolcu) + 1 altyapidan yetismis futbolcu + 16 serbest seklinde olacakmis. bu da demek oluyor ki listeye 14 adet yabanci futbolcu + sinan gümüs + eren derdiyok bildirilebilir. eren belki satilir gonderilir ama sinanin yerinin garanti oldugunu dusunuyorum. nuri sahin de alinirsa baska gurbetci futbolcu hakkimiz olmayacak kadroda ya da onlari bu 14 yabanci futbolcumuzdan biriymis gibi gorecegiz. yerli olarak da takimda selcuk, serdar aziz ve yedek kaleci sanirim kesin olarak yazilacak, 4. olarak da yazilacak isim bir diger yedek kaleci ya da mugdat gibi ligden yapilmis bir transfer olacaktir. demem o ki kadro planlamasi ciddi anlamda zorlasmis oldu.
  • 71
    ciddi olarak ele alınması, iyi okunup etüd edilmesi ve gerekli derslerin çıkarılması gereken kararlar listesi. ağırlığından ziyade vicdanlı ve yol gösterici olduğunu söylemek yanlış olmaz. kararların bu doğrultuda gelmesinde de dursun özbek-mustafa cengiz yönetimi değişikliğinin önemli bir payı olduğu söylenebilir. çünkü zaten bu hataları yapıp mali durumu bu hale getirmiş bir ekibe duyulacak güven ile görevi yeni almış bir ekibe duyulan güven arasında illa ki farklılıklar olmuştur.

    bu güvenin en önemli göstergesi de şüphesiz ki katılım hakkı ve dolayısıyla ordan gelecek gelirlerle ilgili herhangi bir kısıtlamaya gidilmemiş olması. uefa organizasyonlarından gelecek olan para, futbolcu satışları ve olası yurtdışı firmalardan alınabilecek sponsorluklar hariç tüm gelir kaynaklarımız ya türk lirası ya da türk lirası skalası üzerinden elde edilebilecek gelirler. bu bakımdan katılım haklarıyla ilgilli bir cezanın ilk etapta verilmemiş olması yönetim ve uefa arasında varılan bir mutabakat ve taslak boyutunda da olsa bir planlama sonucu bu kararların alınmış olduğunu gösteren bir done.

    belli sıkıntıları(!) beraberinde getirecek olsa da belki 15-20 yıl için birkaç senemizi feda edebilmemiz gerekiyor. bunun için de diğer sonuçlarına bakmaksıın doğru adımların doğru şekilde atılması lazım. bilinçli taraftara bu süreçte düşecek hisse de bu yolda atılacak adımların niteliğine ve işlevselliğine odaklanıp yönetimin elini bu yönde rahatlatacak ya da aksi bir gidişte baskı yaratacak şekilde kamuoyu yaratmak olacaktır.

    biraz da bu türk lirası skalası tabirini birkaç örnekle açmak isterim. son dönemde yellow friday ve grey weekend gibi kampanyalar olsun, kombinesi olup maça gelmeyen taraftar hariç neredeyse çoğu iç saha maçında stadın tamamen dolması olsun; galatasaray taraftarı maddi anlamda üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. ancak burada da kahrolası euro/tl kuru yüzümüze tokat gibi vuruyor. bu tarz bir kampanya ile 2 milyon liralık bir kazanç (ciro değil net kar) elde edildiğini varsayalım, müthiş bir katkı. türk insanının alım gücünü ve harcama eğilimlerini düşününce daha da büyüyor o miktar. ancak euro birimine çevirdiğin zaman 360 bin civarı bir miktara dönüşüyor. alım gücünü bir kenara koyup bakkal hesabıyla bir karşılaştırma yaparsak aynı çapta bir kampanyayı yapacak bir avrupa takımının geliri ise 2 milyon euro olacaktır, hele bir de alım gücünü de kıyasa katarsak bu kampanyaya denk bir kampanyanın getirisi 8-9 milyon euro'dan aşağı olmayacaktır. bu da avrupa genelindeki takımların %95'i için imkansız bir hayal. potansiyelimizi limitlerde bile kullansak dahil kur farkı sebebiyle %20'nin altında bir realitesi oluyor. bu bakımdan taraftar teşekkürü hak ediyor ancak işin bir de bu yönü var ne yazık ki...

    bu durum sponsorluklar için de geçerli. yerel çalışan bir türk firmasının vereceği 5.5 birimlik bir sponsorluk, yabancı bir firmanın vereceği 1 birimlik sponsorluğa eş oluyor ki bu da bakkal hesabı. 20 birimlik ciroya sahip bir türk bir yabancı şirket düşünün. türk firma cirosunun 4'te 1'ini sponsorluğa yatırma fedakarlığını gösterse bile yabancı firmanın 20'de 1 ile verdiği miktarı yakalayamıyor. bu bakımdan galatasaray markasının saygınlığını ve güvenililirliğini arttırarak yabancı sponsorların radarına girebilmek, bu şekilde reel anlamda bir sponsorluk katkısı sağlayabilmek de önemli...

    bir de işin sporcu maaşları kısmı var ki işin dengeyi kurması en zor olan kısmı burası. bunda biraz da türk futbolcu piyasasının kur farkını bahane ederek gereksiz şişirilmesi gibi bir etken de var. tek başına bir fiyat politikası uygulayarak piyasayı düşürmek çok mümkün değil, sporculardan ücret indirimi istemek de ancak klavye başında parmak tıkırdatan bizler için söylemesi kolay bir seçenek. avrupanın x bir takımında oynayan bir futbolcunun y birim para ile sahip olacağı yaşam standartı ile türkiye'nin x bir takımında oynayan bir futbolcunun y birim türk parası ile sahip olacağı yaşam standartına bakmak lazım. tabi bir de eşit işe eşit ücret gibi bir hak var ortada. aynı mevkide benzer kalibrede iki adamdan birine sırf yabancı diye 5.5 misli maaş vermek ne kadar doğru olur? bu konuda tasarruf yapılabilecek tek nokta da gereksiz yerli oyuncu enflasyonundan kaçmak olacak. özellikle rotasyon için altypı oyuncularını tercih etmek, belki de etmek zorunda kalmak gerekecek. ancak bunun uzun ömürlü bir politikaya dönüştürülebilmesi de altyapıdaki oyuncuların kendini geliştirmeye çalışması için bir heves hatta teşvik olacaktır.

    ve bütün bu uzun yazı içinde işin tek sportif ve belki de en can acıtan kısmı, iyi bir sezon geçirmiş hatta parlamış futbolcularımızı iyi bir teklif sonrası elden çıkarmak zorunda kalabileceğiz. 2018-2019 ve 2019-2020 sezonlarında çok iyi bir politikayla belki bazı tolerasyonlar sağlayabilir olsak da özellikle takip eden iki sezonda bunun kaçınılma olacağı gerçek. taraftar ve kamuoyunun asıl bunun bilincinde olması, bu konuda ekstradan fedakarlık etmesi gerekiyor.

    zaten bu yazıyı buraya kadar üşenmeden okuyabilmiş adam bu durumun da farkındadır diye düşünüyorum diyerek 2 saattir yazdığım yazıyı müthiş bir sululuk örneği ile bitiriyorum. zaten oldum olası son vuruşlarda hep kötüyümdür...
  • 72
    2014 yazında manchester city de 21 kişilik kadro kısıtlaması cezası almıştı. bildirdiği kadroda 4 association-trained, 1 club trained, 16 tane de yabancı oyuncu vardı. https://www.sportskeeda.com/...efa-champions-league

    sabah gazetesi'ne göre bize de aynı tarife uygulanmış, yani 5 türkiye ligi'nde yetişmiş oyuncu bildirmek zorundayız, bunların en az biri de galatasaray altyapısında yetişmiş olmalı. 16 tane de yabancı hakkımız var, lig için maksimum hakkımız olan 14 yabancıya ek olarak 2 tane de gurbetçi bildirebiliriz veya 13 yabancı + 3 gurbetçi de yapabiliriz. https://www.sabah.com.tr/...za-milat-sayilabilir

    böyle bir karar çıkmışken bonservisine ciddi paralar istenen emre akbaba ve yunus mallı transferleri imkansız hale geliyor. nuri şahin'in gelmesi ihtimali de ciddi manada düşüyor. çünkü galatasaray bu yaz maksimum bir gurbetçi transferi yapabilir, ona da fazla para harcama şansı yok çünkü hala eksik mevkilerimiz var.

    yerli yedek kalecinin ve serdar aziz'in bu kadrodaki yeri her durumda garanti. yerli kotasını doldurmak için üç kişilik yer kalıyor, onun için altyapıdan çıkan gençlerin terim'in gözüne girmek için bu yaz çok ciddi rekabet edeceğini düşünüyorum.
  • 73
    an itibariyle düşünüldüğünde iç karartıcı olarak gözükse de, uzun vadede bizim için hayırlı olacağını düşündüğüm cezadır.

    yaklaşık 20 senedir süregelen ekonomik sıkıntının temel sebebi, en basit ifade ile, kazandığımızdan daha çok harcamamız. bunu biraz değiştirirsek, harcadığımız kadar kazanamamamız.

    bunda elbette temel faktör sürekli olarak “şampiyonluk” baskısı altında, çoğu zaman saçma sapan transferler yapmamız; saçma sapan olmayan, doğru, hatta bizi orgazm seviyesine çıkartacak transferlerin de maddi yükleri ile maddi getirileri arasında fark olduğunda mevcut mali tablonun hali hazırda devam eden sistemle umut vermesi mümkün değil.

    şu anda hem yönetim, hem hoca, hem taraftar olarak bizlere büyük görev ve sorumluluklar yüklenmiştir.

    yönetim, özellikle transfer konusunda her zamankinden çok çok çok daha titiz davranmalıdır. taraftara hoş görünmek, şov gibi amaçlar ile sırf ismi var diye transfer yapmamalı, hatta -bu kısmı çok zor ve yapamazlar ise kızmam- mevcut oyuncular ile oturup sözleşmeleri tl bazında veya kur sabitlemeli, indirim de içerecek şekilde revize etmeye çalışmalıdır.

    bununla birlikte, basketbol ve voleybol başta olmak üzere amatör sporlarda bütçe planlaması doğru yapılmalı, gerekirse 2 sene tanking modeli benimsenerek tek hedef “inşallah” ligde kalmak olmalıdır. üzülerk söylüyorum ki amatör adı altında yaklaşık 10-20 m euro gibi bir para harcanan bu spor dallarında başarı kovalanması şu an sahip olduğumuz bir lüks değildir. bu konu ile ilgili olarak, geçen seneki baz gelir + tshirt kampanyası yapılabilir. mesela basketbol erkek t-shirti olur, 20 tlden satılır, atkı yapılır 10 liradan satılır. bu satış rakamları haftalık olarak ana sayfada şube kırılımı ile yayınlanır. bu takım ölüsünde 1 m dolar kazanıyorsa yeni sezon bütçesi 1 m dolar + tshirtlerden gelecek para olarak belirlenir. taraftar olarak bizler, gerekirse 1 gün sigara içmez gider şubelere destek oluruz; 4 şube kişi başı 80 tl (20x4). mevcut durum kurtuluş savaşıdır ve çıkış yönetimden beklenmemeli, topyekün gerçekleştirilmelidir. böylece taraftardan beklenen destek gelmez ise taraftarın da mutsuz olması ciddiye alınmaz zira, yukarıda bahsettiğim gibi marka isimlerin geldiği dönemdeki store ve bilet rakamlarına baktığımızda galatasaray taraftarının -üzülerek söylüyorum- “hem ayranım dökülmesin hem g.tüm s.kilmesin” mantığı ile hareket ettiğini görüyoruz.

    yönetim kısmı sonrasında hoca kısmına geliyoruz. futbolda fatih terim nasıl ikon ise özellikle erkek ve kadın basketbol şubelerine hem düşük bütçe ile çalışabilecek, hem de taraftarın en azından büyük bölümünün saygısını kazanmış ( ergin ataman / oktay mahmuti) hocalar getirilerek bütçe, altyapı vb ile 4 yıllık bir plan çıkartılmalıdır. bu süreçten evvel taraftara durumun mantıklı şekilde anlatılması ve hedeflerin geçici bir süre için futbolda cl potasından amatör şubelerde ligden düşmemek olduğunun kafalara kazınması lazım.

    son olarak taraftara geliyoruz; “ben en ucuza tüm yıldızları izleyeyim, şampiyon olup sevineyim, renkli gün olsun tıklım tıkış storeda alışveriş yapayım” döneminin kapanması lazım. elbette yönetim tarafından farklı fiyat skalalarında üretilecek ürünlerin can sıkıntısı nedeniyle alınması, sırf bir alışveriş merkezinde gezerken store önünden geçildi diye girilip 3-5 lira da olsa para harcanması lazım. sen istiyor şampiyonlar ligi, 50 lira kardeşim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın