• 278
    maçı izleyen tüm yazarlara sorumdur. maçı kazanamayacağımızı anlamanız kaç dakika sürdü? 15 mi, 20 mi, 25 mi? galatasaray ruhsuz bir takım. karagümrük maçında da, malatya maçında da, altay maçında da, sivas maçında da bir dakika olsun maçı kazanacağını hissettirdi mi? en son ne zaman tempo yaptık? soldan sağa kaplumbağa hızıyla gidiyoruz yahu. galatasaray büyük takım oyunu oynuyor mu? futbol psikolojik bir oyundur. biz haftalardır beşiktaştan bile kötü oynuyoruz kimse farkında değil sanırım. oyunu kazanacağını sahadaki herkese hissettireceksin. bu olursa kaderin her maç bir pozisyona bağlanmaz. ayrıca dediğim gibi futbol psikolojik bir oyundur. sahaya gücünü koyarsan hakemler sana bir şey yapamaz. yoksa kötü oynarsan sürekli hakemlerden şikayet eden anadolu takımlarına dönersin. bu maçın hemen sonrasında oynanan gaziantep fk- fenerbahçe maçından sonra durumumuzun ne kadar vahim olduğu tüm çıplaklığıyla suratıma tokat gibi çarptı.
  • 280
    hani bir entry girmek için bu yazı alanına dokunduğumuzda yanıp sönen bir simge var ya "yazı yazmaya hazır olduğunu" gösteren, işe geldim başlığı açtım yazı yazılacak yere tıkladım ve onunla bir 5 dakika kadar bakıştık, işte öyle bir maç olmuştur.

    bilmiyorum çünkü ne yazacağımı, çünkü ne desem olmayacak.

    hakemse, salt hakemi konuştuğum maç yazıları oldu geçmişte. hatta federasyonu da katarsak buna onlar için ayrı bir yazı bile yazdım.
    oyunsa, oyunla ilgili yazacak bir şey yok. çünkü bir oyun ortaya koymadık.

    galiba en mantıklısı kadro ve tercihler üzerine konuşmak. evet, bu olabilir.

    dün bir entry daha girmiştim, (bkz: 2021-2022 sezonu şampiyonu galatasaray/#3294598) ve belki ama belki bu takımın şampiyon olabilmekten çok da uzakta olmadığını eklemiştim bu yazıya. yanılmışım, biz baya baya uzağız bu durumdan.

    şimdi, bu maçı diyelim ki kayıp yazacağız. peki. neden kadroda rotasyon yapmadık? atıyorum şöyle çıkmak çok mu zordu?

    https://i.galatasaray11.com/1n88rp3n.jpg

    bakın bu rotasyondur. tüm as oyuncuları dinlendirirsin, maçı kayıp yazarsın ama önemli değildir çünkü oyuncuların dinlenir ve sonraki maçlarda as kadronu bozmadan uzun bir süre devam edebilirsin. bizim sorunumuz şu, bizim bir as kadromuz yok.

    buradan "oynanan maçlara göre bana as bir ilk 11 yazar mısınız?" desem, yeri garanti bazı oyuncular hariç herkes farklı 11'ler yazar. rotasyon her hafta yapılmaz, göze kestirilen bir hafta yapılır, kayıp yazılır ve geçer gider. olması gereken budur. biz her hafta birilerini rotasyona sokarak kemik 11'den sürekli ama sürekli uzaklaşıyoruz. koyduğumuz adam bir iş yapıyor, 11 olması gereken adam kenara gelip rotasyonda giren oyuncu devam edip as gibi oynuyor.

    misal, sofiane feghouli. dün sahada ne yaptı abi? dakikasını hatırlamıyorum, not almamışım ama yedlin bindiriyor ceza sahasına oyuncular yaklaşıyor, ve sivas'ı geride 4'lü yakalamışız maç boyu 1 belki 2 kez olduğu üzere üstünlük kurabiliriz yani. bastı topa bekledi. ne bekliyor? feghouli'yi. beyimiz lütfetti, sivas 6'lı kapanma düzenine geçip alanı kapattı, geldi topu aldı, şöyle bir dürttü bel hizasına orta kesip savunmanın topu almasını sağladı ve sivas çıkmaya çalıştı.

    "elimde alternatif yok" diyeni florya'dan aslantepe'ye kadar kovalarlar bu arada. sağ taraf için olimpiu morutan - emre kılınç - barış alper yılmaz ve oğulcan çağlayan gibi 4 alternatif var feghouli dışında.

    sahi, oğulcan nerede? instagram olmasa adamı görmeyeceğiz, böyle bir oyuncumuz var herkes hatırlıyor değil mi? yaşananların günah keçisi mi oldu? futbolu mu bıraktı? birileri ile kavga mı etti? tesiste herkese ana bacı mı yaptı nerede bu çocuk ya? bak geçtiğimiz yıl ilk yarının sonlarında "oyunun düzeldiğini" söylediğimiz anlarda bizim sağ ön oyuncumuz oğulcan'dı, adamı sildik yok. 1 maç ligde oynadı, full rotasyon çıkılan kayseri maçı, bir de hazırlık maçı. nerede, bilen yok. para ödüyoruz adama ama yok.

    kerem aktürkoğlu - berkan kutlu - deandre yedlin - patrick van aanholt. bu 4 oyuncunun yorgunluğu yüzünden okunuyor, özellikle de pva'nın çünkü hiç ama hiç dinlenmedi. aynı şekilde berkan ki hiç dinlenmemesi bir yana en büyük tempoyu istediğimiz adam sahada ama hiç dinlendirmedik. makina değil ki bu çocuklar! bir yerde bu çocukları rotasyona sokacaksak eğer o maç bu maçtı, kaybediyoruz zaten sivas'ı normalde de rotasyonla kaybederdik döner hafta sonundan itibaren de işimize bakardık bu kadar basit. şimdi emre belözoğlu ile çatır çatır giden başakşehir'e mi yapacağız rotasyonu? diyelim ki yaptık, 2 maçta 6 puan daha gitti ne olacak?

    sizi bilmem ama benim için en kritik nokta şu: feghouli ile cicaldau asla ama asla aynı anda sahada olmamalılar. asla. lamı cimi yok bunun. çünkü feghouli (artık kanat oyuncusu olabilecek seviyede olmadığı için) sürekli ama sürekli sağ iç ve önde oynuyor. yani cicaldau'nun alanını gasp ediyor. bu durumda ne oluyor, cicaldau alan aramaya başlıyor, sola açılıyor sürekli. oysa ki misal morutan oynadığında bu sıkıntı olmuyor, adam zaten sağ olduğu için cicaldau'nun alanını kapatmadan devam ediyor. ya da morutan merkez feghouli sağ bile yapsan feghouli'nin boşalttığı sağ alana giriyor morutan, cicaldau girse bile orada etkili değil çünkü merkez oyuncusu.

    nedenini anlamadığım bir şekilde kanat oyuncularından merkez, merkezlerden kanat, hücumculardan bek, ön liberolardan 10 numara, forvetlerden oyun kurucu stoperlerden geride top tutucu falan olmasını bekliyoruz hep. hep. istisnasız. yahu bir adamın yeri belli mi, değil mi? düşün futbolcusunuz, hayatınız boyunca hep merkezde delici bir 8-10 numara gibi oynamışsınız, transfer olup gidiyorsunuz bir takıma diyorlar ki "sen kaleci olursun". mantıklı değil, pozisyon gereksinimleri farklı, oyuncu tipleri farklı, sahada yapacağı iş farklı. ama yapboz ya bu çocuklar, oynayıp duruyoruz.

    sorarım size, emre kılınç'ın pozisyonu ne abi? ne abi ne oynuyordu bu çocuk bize gelmeden önce? kanat değil mi? peki. biz adamı merkeze koyduk, hata yapıyor diye kızıyoruz. e yeri değil, bilmiyor merkez oynamayı. aynısı morutan için de geçerli, aynısı alanı feghouli tarafından gasp edildiği görülmeyen cicaldau için de geçerli, aynısı emre kılınç için de geçerli.

    sana merkez orta saha lazım, tamam, kabul, anladık. merkez orta saha alsaydık abi o zaman, bu çocuğu da ziyan etmemiş olurduk daha mantıklı değil mi? ya da alınan tüm merkez orta sahalarda mı problem var da sürekli başka pozisyon oyuncularını merkez orta saha yapma çabasındayız, ben anlamıyorum.

    kim ne derse desin bu takımın as 11'i budur ve bu olmak zorundadır.

    https://i.galatasaray11.com/jvx82ozy.jpg

    transfer yazan yere gedson fernandes'i koyduğumuzda tüm parçalar tamamlanır. ha şu anda elinde değil, taylan'ı koyarsın oraya devam edersin, boey sakat yedlin ile devam edersin vs. parçalar zorunluluktan elbet değişecek ama sürekli ve sürekli farklı kadrolar ile biz bu işin sonunu getiremeyiz.

    hakemlere ben artık bir şey demek istemiyorum. bu dünyada herkes ektiğini biçermiş, allahlarından bulsunlar ne diyeyim hepsi. çünkü takımın hakkını aramaktan ben yoruldum taraftar olarak, yönetimin işini sürekli sosyal medyada bize bırakması (1-2 değil tüm yönetimler aynı) can sıkıyor. "konuşursam yer yerinden oynar haa" çıkışımıza adam çıktı rest çekti biz daha eldeki kağıtlara bakıyoruz, muhtemelen de elimizde maça 4'lü ve kupa 9'lu falan var, bir yere bağlanmayacak kağıtlar. ama blöfümüze rest yedik, oturuyoruz öyle. izliyoruz kaybedişimizi.

    bilmiyorum ne yapabiliriz ama galatasaray taraftarının gücünü onlara sosyal medyayı bırakmak olarak düşünen bir yönetim beni artık yoruyor. bu fenerbahçe maçından beridir olan federasyon çekişmesi burak elmas ve yönetiminin 1. hatasıdır, beyzbol'daki gibi yani "strike one" denir.

    sayın elmas ve yönetim, aksiyon almak sizin yaptığınız gibi bir şey değil. bilin istedim.
  • 281
    iş dolayısıyla maçı parça parça izleyebildim. sivas öne geçmeden önceki veya sonraki dakikalar olması lazım, kerem savunmadan topu alıp uzun oynamaya başladı. bakın bu orta saha oyuncularımızın aciziyetidir. zaten ileride ekstra iş yapabilecek tek adam savunmadan topu alıyor, orta sahamız seyrediyor. avrupa’da bu seneki en büyük şansımız skor olarak geriye düşmemek oldu yoksa bu yaratıcılıktan fersah fersah uzak orta saha ile orada da oyunumuz kilitlenecekti. mariano gibi bir bekimiz olsaydı belki bu kadar sırıtmayacaktı ama beklerin durumu da malum, ocak ayını beklemekten başka çaremiz kalmıyor.
  • 282
    takim avrupa dönü$ü yorgun. fatih hoca cezali. aylardan aralik ve sivas deplasmani. galatasaray olunca sanki avrupa müsabakasa oynarmi$çasina maça ekstra motive olan sivasspor. galatasaray dü$mani riza. takimin feghouli'nin haricinde gol pozisyonuna girememesi. diagne'ye yapilan hareketin yarim degil tam penalti yani tarti$maya kapali olmasi, ancak verilmemesi. tüm bu olumsuzluklar silsilesine bir de luyindama ve nando'nun sakarligi de eklenince 0 puan kaçinilmaz oluyor.

    ligde top oynamiyoruz, avrupa'da co$uyoruz. bunun tek açiklamasi var: lige bir türlü odaklanamiyoruz. bize bir kirilma ani gerekiyor. 2-0 geriye dü$tükten sonra 4, 5-2 alacagimiz bir maça ihtiyacimiz var! takim ruhsuz oynuyor. lige ayni ciddiyeti göstermiyor!

    olursa burda olur (bkz: 18 aralık 2021 galatasaray başakşehir maçı).

    ardindan devre arasinda kadar alacagimiz 6 puan bizi tekrardan motive eder.
  • 285
    ilk yarısında topla çıkma, oyun kurma, pas bağlantılarında bence oldukça keyifli bir oyun oynadık. bence topu rakip kaleye götürürken çok fazla ince iş yapmaya çalışıyor takım. ilerideki adamlar da çok kaliteli olmadığından hep bir tökezleyip pozisyonu bitiremiyoruz. dolayısıyla kaleye şut da olmuyor. türkiye’de bu kadar çok ince iş yapmaya gerek yok ki!

    zeminler kötü, oyuncular fiziksel ve yetenek olarak kısıtlı. nasıl ki avrupa için bir oyun geliştirdiysek türkiye için farklı bir oyun anlayışı benimsemeliyiz diye düşünüyorum. ya da bu oyunu ilerde aksiyona dökebilecek hücum oyuncularıyla oynamalıyız . var mı öyle bir ekonomi?
  • 286
    galatasaray için kabusun başladığı maçtır. bu maçtan önce inişli çıkışlı bir performans gösterirken taraftar yine memnun değildi ama tolerans gösteriyordu. bu maçtan önce 23 puan ile yedinci sıradaydık. ikinci konyaspor 27, lider trabzonspor ise 39 puandaydı. 4 gün önce lazio deplasmanından aldığımız 1 puan ile avrupa grubunu lider tamamlamış ve tamamen lige odaklanmıştık.

    maça gelince çok kısır bir maçtı. 82. dakika da diagne’nin bariz penaltı pozisyonuna düdük çalınmamış ve dönüşünde golü yerken ayrıca muslera’yı da feda etmiştik.

    o zamanlar hakemler tarafından doğranırken sürekli buralarda yine top mu oynuyoruz yaa nidaları dolaşıyordu. eğer o penaltı verilse hem 3 puanımızı alacaktık hem de muslera sakatlanmayacaktı. ve büyük ihtimal ile bu zamanlarda ikincilik veya üçüncülük kovalıyor olacaktık. işte tff bu olaydan bile korktu. çünkü onlarda her zaman olduğu gibi galatasaray’ın ikinci devre vites arttıracağını ve geçiş senesinde avrupa’da başarı ve ikincilik veya üçüncülük kazanacağını biliyordu. dahası fatih terim yoluna devam edecek ve önümüzde ki sezonlarda olası şampiyonluk adayı olacağını biliyorlardı.

    hakemi de yeneceksiniz saçmalığını bırakın artık. tüm türkiye’nin gördüğü pozisyonda düdük çalınmadıktan sonra ne halde olduğumuzu görüyorsunuzdur umarım. teknik ekibin ve oyuncuların da çok büyük hataları oldu. ama işte 1 saniyelik çalınmayan o düdük bizi ne hale soktu görün. belki de çalınmayan o düdükle galatasaray’ın geleceği de karardı. o günden sonra çorap söküğü gibi ardı ardına kötü senaryolar yaşadık. şimdi hep beraber cefasını çekelim.
  • 288
    9 aralık 2021 lazio galatasaray maçı'ndan sonra çıktığımız sakatlığından dolayı marcao'dan faydalanamadığımız ve takımın başına domenec gelinceye kadar hücumda en kısır olduğumuz maç.

    bu maçta ayrıca çok net bir penaltımız verilmemişti. verilmeyen bu penaltıdan çok kısa bir süre sonra hem kalecimizi kaybettik hem de gol yedik. bütün bunlara rağmen 6 şubat 2022 alanyaspor galatasaray maçı 'ndan daha fazla rakip cezahasında topla buluştuk. üstelik 6 şubat 2022 alanyaspor galatasaray maçı'nda rakip yaklaşık 25 dakika 10 kişi oynadı.
  • 289
    galatasaray top mu oynuyor yæ tayfası gelmeden söyleyelim bu maça gelene kadar sırasıyla;

    karagümrük maçında* penaltımız verilmedi 2 puan kaybettik.

    sonrasında fenerbahçe maçında* 3 tane aynı pozisyon oldu hakem üçüne faul verse de kazanıyorduk üçüne faul vermese de kazanıyorduk, hakem gitti aynı pozisyonların hepsinde fenerbahçe'yi kayırdı ve 3 puanımızı çaldı.

    ertesi hafta burada yenilen haklar çok rahatlatmamış federasyonu ki yeni malatyaspor maçında * 1 golümüzü hakem önce verdi ardından iptal etti ve yine net bir penaltımızı vermedi 2 puanımızı çaldı.

    ertesi hafta içeride altay* ile oynadık galiptik saçma sapan bir penaltı kararıyla 2 puan elimizden alındı ama bizim kamil taraftarımız abi top mu oynuyoruz yæ, ayak tenisi yæ saçmalıkları ile takımın çalınan puanlarını konuşmak yerine boş boş takımı suçladı.

    gelelim sivas maçına yine çok net bir penaltımız verilemdi 3 puanımız çalındı. penaltı pozisyonundan sonra galatasaray muslera'yı kaybetti ve çöküş tamamen başladı. kalecisiz oynanan haftalarda puan kayıpları ve ardından kupadan elendik. avrupa fikstürü yokken muhtemelen hocam seri yapacaktı ama o da kendi kendini ismail gibi birini ikinci kaleci oynatarak yaptı.

    bu maça kadar kimse zaten muhteşemiz falan demiyordu ama 5 hafta üst üste avrupa liginin en zor grubundan namağlup çıkan takıma operasyon ötesi operasyon yapıldı.

    o zamanlar fatih terim idmanları yüzünden kadrodan verim alınmadığı, genç kadronun fatih terim idmanlarıyla rezil olduğu ayak tenisi gibi aptallıklardan bahsediliyordu, şimdi bu çocuklar yetersiz olmuş. bakın futbol özgüven ve ritim işi bir yerde. açık açık bizim öz güven ve momentumumuzu çaldılar. sadece şu maçta tarihin en net penaltılarından birisi verilse sivas'ta kazansak muslera sağlıklı olsa avrupa ligi fikstüründen çıktığımız dönemde vura vura ilerleyecektik ama bazı galatasaray taraftarı güruh fenerbahçe, beşiktaş taraftarının gazına gelip hoca eleştirmek dışından bir şey yapmadı. hoca hatasız değildi ama enkaz falan bıraktı diyip kendinizi kandırmayın. takım ligin en çok pozisyon üreten takımıydı ve kalesinde adam gibi pozisyon görmüyordu. iyi top oynamıyorduk ama şanssızlık bu takımın bu sezon en çok çektiği konu oldu operasyonlarla birlikte. galatasaray taraftarı saçma sapan algılara gelip türk futbol tarihinin en büyük efsanesinin çikolata burak tarafından yenmesine sebep olmuştur. hep söylüyorum, hep söyleyeceğim bu ünal aysal fatih terim olayı gibi bir olay değil. orada gaza gelip çocukça bir heyecana kapılan fatih terim'di 50 milyon yatırım almış şampiyonlar liginde çeyrek final oynamış takımın yanına bir de milli takım eklemek aptalcaydı ama 2021-2022 sezonunda bu kadar açık operasyona rağmen hocayı kovmak ve hocanın yetersiz olduğunu düşünüp algılara kurban gitmenin açıklaması yok.

    tekrar tarafsız gözle düşünün ne dediğimi anlayacaksınız.
  • 290
    unutulmamasi gereken ve sivasspor'un nasil asagilik bir camia oldugunu hatirlamak icin cok onemli bir macti.

    yildizlari silmeler, yerde sakat yatan kaleci varken gol atmalar, muslera aci icinde kivrinirken sevinc yasayan erdogan, buna deliler gibi sevinen taraftarlar ve de bunu utanmadan paylasan sosyal medya yoneticileri.

    gun hesap gunu.

    https://twitter.com/...xVVYhDF6cOQ&s=19
App Store'dan indirin Google Play'den alın