251
1-2 devam eden maç.
fatih hocanın 3. bölgede artistik ara pasları yasaklaması lazım. bu kez de halil bu yüzden top kaptırdı.
üçüncü bölgede kaptırılan bu saçma toplar kontra olarak dönüyor.
252
çok iyi başladık, öndeyken oyunu tutma ve tempoyu belirleme konusunda sıkıntılarımız var bu sıkıntıyı çözersek başka bir oyun oynayacağız inşallah.
253
marcao ve boey'in neden ilk 11 oyuncusu olduğunu anlatan bir maç oluyor. ayrıca alternatiflerin birbirinden iyi olduğu tek rotasyonumuz sanırım forvet hattımız şu an.
254
çok sakince iyi yakaladığımız pozisyonları kolayca harcıyoruz. bu takımın pozisyon harcayacak tahammülü yok.
255
kasımpaşa maçına dönmez umarım. halil karşı karşıya atsaydı maç bitmişti ama işi zora sorduk. bu takımın yazılı olmayan kuralı 40 45 arası gol yemek sanırım, devreye rahat giremiyoruz bir türlü.
256
yediğimiz golde savunmamız çok yanlış pozisyon aldığı için nelson cezasahasında 2ye 1 kaldı maalesef. uzun zaman sonra izlediğimiz galatasaray'dan esintiler görüyoruz. umarım ikinci yarı erken bir golle 1-3ü yakalarız.
257
2-0dan bir maç daha vermeyi kimse açıklayamaz, o kadar da değildir heralde di mi?
e hani öne geçsek çok başka şeyler olabilirdi filan hep bunu demiyor mu hoca?
hiç öyle herşey iyi gidiyordu kabağına gol yedik demeyin, öyle bakarsak attığımız gol de tam kabağına, bizim yemeye alıştığımız absürtlükte bir ilk gol attık nihayetinde.
258
yediğimiz golde sol bekimiz çayır çimen geziyordu...
259
2-0'a kadar gayet güzel oynadığımız maç. ama ondan sonra maçı yine sıkıntıya sokmayı başardık. gerçi bunda abdullah avcı'nın değişiklik için devre sonuna kadar beklememesinin de etkisi var tabii ama bizim de fazla geri çekilmekle beraber topu çok fazla rakibe bırakmamızın da etkisi var. biraz daha ayağımızda tutabilsek daha rahat bitirirdik ilk yarıyı. öte yandan hem oyun olarak hem de skor olarak geçen haftaki kasımpaşa maçının aynısı oluyor, sonu aynı olmaz inşallah.
260
yediğimiz gole kadar gayet iyi oynadık. kötü gol yedik ve ölüyü dirilttik resmen. bazen kopukluklar yaşıyoruz ve oyundan düşüyoruz. alırız ikinci yarı üçü bulur koparırız maçı.
261
rakip kim olursa olsun skoru aldıktan sonra oyunu soğutamıyoruz.
262
dakika 42'de morutan top sürerken soldan kerem koşu atmadı. koşuyu atsa maçın fişini çekebilirdi. kimden akıl alıyor bilmem ama doğru bir akıl almadığı kesin.
263
çok şükür 96-2000 arası sosyal medya yoktu. takım yeni yeni birlikte oynuyor, 2 as 1 tane de takıma garanti monte edilecek oyuncun yok, muhteşem bir pres ve hızlı oyun var gole gidiyoruz çoğunluk isyanda. bu maçta gol yeriz, 1 puan alırız, mağlup oluruz mühim değil. takım oynamaya başladı, ilerisi açık.
264
4’e 3 pozisyonda berbat şut çekip bize pozisyon yaratabilen laubali tipler oynuyor takımda. yedlin yerine taylan oynasın sağ bekte ileri de çıkmasın. yedlin yerine hatta ismail çipe’yi sokun lütfen. yüzde yüz gol pozisyonunda yerden pas atmayıp havadan kaleye ortamsı bir şey açtı. ofansif olarak bir işe yaramıyor. defansı daha da kötü. luyindama onun alanını savunacak diye golü yedik ve yemeye de devam ederiz gibi. yedlin yerine kim girerse girsin. diagne’ye koçum diagne sen sağ beksin yaparsın desek vallahi o gazla daha iyi oynar. bir de gol sayımız arttıkça takım daha da berbat savunma yapıyor. 10 kişi 2 kişi savunsak yine gol yiyeceğiz yani benim aklım almıyor. inanılmaz garip bir durum ya. avrupa’nın en kötü takımı savunma yapmayı beceriyor biz golü atınca halı saha golü yiyoruz. şöyle güzel bir gol yesek tamam da yani bu kadar mı kolay gol yenir ya!
265
takım boyu çok uzadı. berkan oyundan kayboılmuş durumda. takım kontraya çıkarken bile alan paylaşımı ve doğru koşuları göstermekte zorlanıyor. genç bir takım için sezon başı itibarıyla normal karşılanabilecek bir durum. ilk yarım saatteki oyun maça bölüm bölüm yansıtılacaktır ilerleyen haftalarda. sahadaki yerleşim ve koşu konusunun da düzeleceğini umuyorum. van aanholt'un şut çekmesine kimse kızmasın çünkü kimse doğru bir koşu ve pas opsiyonu sunmadı. başka bir atakta yine halil aynı hatayı yaptı, topu kaybetti. takımda yorgunluk da oldu. ikinci yarı tekrar dinamik harekete başlanacaktır. ayrıca, doğru oyuncu değişikliklerini yaparsak bu dinamik oyunu da ilerde tutabiliriz. tek sıkıntı savunmada cornelius nelsson üzerine oynuyor. bu da o oyuncuyu hataya zorluyor. bir de cicaldau bugün özellikle son toplarda zayıf kaldı. bu orta sahaya gustavo gelirse biraz daha güç sahibi olabiliriz. takımın sezonun ilk yarısının ortalarına doğru fizik kapasitesi de artacaktır. bu da oyunun süresini uzatacaktır.
266
her hücumda gol atacakmışız hissi veren, açık bir maç oluyor. hücum hattımız çok hareketli ve enerjik. bu açık oyunun ve rahat pozisyon bulmanın karşılığını da 2 golle aldık derken yine devreye girmeden golü yemeyi başardık.
yediğimiz golde top bakasetas'a gelirken arkaya sektireceğini anlamıştım ve öyle de yaptı. ama o anda van aanholt geriyi bırakınca kolay gol şansı verdik.
bir de takımın kontra yapmayı bilmediğini tekrardan gördük. 4'e 3 giderken uzaktan şut atmanın izahı yok.
umarım akıllı oynayıp bulduklarımızı değerlendirir ve trabzon'dan 3 puanla döneriz. yoksa ilk yarıdaki performansımıza çok yazık olur.
267
herşeyden önce çok keyifli maç. tadını çıkartın. ne ara devre arası oldu anlamadım. ıkinci yarı feghouili gibi topu dinlendirecek bir akla ihtiyacımız var. bu maçtan üç puan beklemiyorum açıkçası. yenilsek bile takım ümit veriyor. ben razıyım hocadan ve takımdan.
268
gayet güzel bir taktikle oynadığımız maç. oyuncular verimli, verimsizdi üzerinden değil, baskıya karşı tepki gösteriyor, ısırıyor, gereken cevabı veriyor üzerinden değerlendirmemiz gereken bir maç. yoksa halil ibrahim’den daha teknik bir muhammet, diğerlerinden daha teknik bir feghuoli, babel, arda, emre akbaba falan bulabilirsiniz. bu arada dört yersiniz fark etmezsiniz.
269
ikinci yarıya sarı kartı olmasından dolayı berkan-taylan ile sağ kanatta daha sağlam durabilmemiz için yedlin-alpaslan değişiklileriyle başlamamız gerekiyor. böylece hem taylan’ın girmesiyle oyunu biraz tutabiliriz hemde alpaslan değişikliğiyle sağda biraz daha az boşluk vermiş oluruz.
270
sozluk genelinin keyif aldigi, benim ise oldukca kalitesiz buldugum bir mac olmaktadir. takimlarin performanslarindan bagimsiz, oyunda 2.bolge yok. dolayisiyla kurgulanmis ataklar da yok. iki takim da spontane atak girisimleriyle tehlikeli olmaya calisiyor.
zimbabwe bolgesel ligi kalitesinde olmakla beraber, skor anlaminda lehimize devam eden bir mac olmakta. genc oyuncularla oynamanin avantajiyla dinamik kesintiler izleyebildik, bu olumlu bir gelisme. bunun yaninda cicaldau'nun kotu bir gece gecirdigini soyleyebiliriz. nelsson'un da adaptasyon sureci kisa olmayacak gibi duruyor.
daha iki sene öncesine kadar premier league'in orta sira takimlarinda oynayan iki bek oyuncumuz, tecrubelerinin aksine heyecanli ve hatali kararlar verdiler. yedlin rotasyon oyuncusu olarak guzel para aliyor, bu performans yeterli degil.
yurumeye mecali kalmamis emekli futbolculardan sonra az da olsa dinamizm bunyeme iyi geldi. adaptasyon sureci tamamlandiktan sonra daha uyumlu ve tehlikeli bir takim izleyecegimiz kesin gibi.
271
yine bir savunmayi eksik yakaladigimiz ve fazla adamla geldigimiz ve yine hicbir şey yapamadigimiz maç. allah askina antrenmanda filan calisin suna yahu. bu kaçıncı arkadaş?
272
trabzonspor'un savunması rezalet. her atağa çıktığımızda adamları 4'e 3 falan yakalıyoruz sürekli. ama bizim de son tercihlerimiz berbat şu ana kadar bu kontralarda. şu takımın 10 yıldır düzgün kontra yaptığını göremedik anasını satayım.
neyse, eğer ikinci yarı bu kontra şanslarını iyi değerlendirirsek beklediğimizden rahat bir galibiyet alabiliriz belki de. ama bunlar kaçmaya devam ederse o zaman sıkıntı.
273
ekibimizin kaybedecek gibi oynadığı maç. top çalarken çok zorlandığımız ve hiç bir seken topu alamadığımız için önde olmamıza rağmen yenilgiye daha yakın tarafız.
274
kesici bi 6 numaramız olsaydı muhtemelen ilk yarı 2-0 bitecekti. herkes topla çıkmaya odaklandı ama bizim en büyük eksiğimiz geri çekildiğimiz zaman rakibi kalemizden uzak tutabilecek bir 6 numaramızın olmaması bence.
275
maçta iki, aslında üç sıkıntı var çok belli olan.
üçüncü bölgede atağı sonlandıramadığımızda, topu öldürmediğimizde geri dönen toplar birincisi. atağı öyle veya böyle sonlandırmak önemli bu takım için.
ikincisi aslında bunla da alakalı ama değil de aynı zamanda. şöyle ki yerleşik savunmadığımızda dahi alan bırakıyoruz. alan bırakmak sorun değil de, aslında vermememiz gereken yerde veriyoruz. mesela dört oyuncumuz bir bölgeye yığılmış oluyor gerek olmamasına rağmen. kabak gibi bir alan çıkıyor yarı sahamızda bu yüzden. takımın daha yeni olmasına yoralım şimdilik bunu.
sonuncusu da... baba bu tony'e zorla top aldırıyoruz resmen. adamlar illaki onu bulmaya çalışıyor. biz ise alsın istiyoruz gibi. oysa ona topu aldırmamak üzerine çok net oynanabilir oyun. neden? arkada dörtlü durduğumuz iki pozisyonda. bizim ikinci hat ile stoper arasında çizgiye atarak top aldı tony. o topu alınca ancak yedlin yakın oynamaya başlıyor. gerçi tony'i ikili markajla savunuyoruz daha çok. ama gerçekten gerek yok. tony'i değil de tony'e gelen topu savunsak daha kolay. trabzon onun tarafını bilerek boşaltmaya çalışıyor zaten. ona alan açmak için. ve biz de buna ikinci söylediğimle bu söylediklerimle yağ sürüyoruz.
onun dışında çoğu şey takım kimyası ile alakalı. en azından bu maç özelinde.
maç sonu tekrar değerlendiririz.