• 676
    geçtiğimiz sezonun açılış maçı olan antalya deplasmanından tek farkı son dakikada gomis'in uzak köşeye plaseyi bırakmamasıydı. denebilir ki gomis olmasaydı ilk haftalarda bırakılacak puanlar yüzünden şampiyon olamayacaktık. bir bakıma haklı bir görüş; ama bu sezon da kötü maçlarımızda ekstra işlerle normalde gelmeyecek 3 puanı alacak oyuncularımız var. önemli olan tüm haftaların bütünü. gidişatı kötü görmüyorum, bence oyun olarak da geçen sezon başındaki galatasaray'dan daha kötü değiliz. hatırlarsanız geçen sezonun ilk 7-8 haftasında özellikle iç sahada coşkulu oynuyor ama golü bulamıyorduk. deplasmanlarda ise aynen bu sezonun açılışındaki gibi görünüyorduk.

    fakat orta saha transferinin zorunluluğunu es geçemeyiz. hem torreira'nın arkasına, hem de oliveira'yı yollayıp kerem'in önüne birer orta saha oyuncusu getirmek zorundayız. gerisi iyi olacak, kimse korkmasın.
  • 677
    hani bir yemek görürsün, sunumu acaip şeyler vaat eder lakin daha ilk lokmasindan tuzu eksik gelir, tuz katarsin ama kurtarmaz zira reçete hatalı uygulanmıştır. tatlar birbirine işlememiş ve sonuç olarak görüntüsü güzel tadı yavan bir şey yemiş olursun. ağzında kekremsi bir tad ve yüklü bir adisyonla da moralin bozulur. bu maç da aynen böyle oldu. takımın vaat ettikleriyle alakası olmayan bir oyun maalesef... çok daha iyisini hem de şüphe bırakmayacak şekilde üstünlükle kurgulamaliyiz.
  • 679
    maçın taraftar gözüyle değerlendirmesi, galatasaray sözlük youtube kanalı'na yüklenmiştir.

    maça ve takımın gidişatına dair değerlendirmeleri, wasabi'nin sunumuyla izlemek için;

    https://youtu.be/qBdoqBQ2mWw

    beğenip yorum yapmayı, konu komşuya yollamayı unutmayın. halen daha abone olmamış yazarlara ve okurlara ise diyecek bir şey yok artık.
  • 680
    enseyi karartmaya gerek olmayan maç. bireysel olarak tutuk oynayan oyuncular vardı. kerem, barış, bakambu, sergio, berkan ve mertens çok kötü maç çıkardılar. bir kere düşünce olarak da bir sıkıntı vardı. gerçi kayseri sergio'yu kapatıp bilerek berkan ile oynatmak istemiş olabilir bizi. ancak berkan böyle bir futbolcu değil ve hiç de olmadı. bu saatten sonra da olamaz. berkan'ı oyun profili olarak severim. takımımda hep görmek istediğim adamlardan biridir. ancak 60 sonrası belki 70 sonrası. çünkü pas kalitesi düşük ve oyun görüşü kısıtlı. ama pres deyince akıllara gelecek adamdır berkan. biz de buna rağmen mertens'i oyuna sokamayınca kendi sahasından oyun kuramayan takıma döndük. kerem biraz zeminin azizliği biraz da aceleci tavrı yüzünden skoru bulacak dokunuşları yapamadı. barış alper kapalı savunmalara karşı sağ kanat oynarsa neler yapamaz bir daha gösterdi.
    okan hoca belki bile isteye böyle bir şey yaptı. herkes açık oynamayacak bize. adamların neler yapabileceğini görmek istemiş olabilir.
    mağlup olmadık, çok öldü bitti futbol da oynamadık. hiç pozisyon bulamadık da diyemeyiz. bazen olmayınca olmaz. bu maç da öyle bir maç.
    sahi torreira'yı unutuyor muyuz? takım oyununun %70'i bu adamdan geçiyor. kendisi dönsün ondan sonra bir daha konuşuruz.
  • 681
    maçı tamamlayan 11 muhtemelen birlikte 2-3 antrenman falan yapmıştır. bugüne kadar hiçbir maçta da birlikte oynamamıştır. puzzle gibi sen oraya sen buraya dedikten sonra mükemmel uyuma ulaşılacağını düşünmek kötü oldu. mertens in maça başlayan değil tamamlayan 11 de olması gerekirdi ki o kadro da organizasyonu sağlasın. son değişiklik hakkımızda da halil yerine yunus girmeliydi. son dakikalarda baskı kuramadık. bana göre okan hocanın en büyük hatası yanlış 11 ile maçı tamamlaması oldu. ideal onbir ile sahaya çıkınca her şey oturacaktır yerli yerine o güne kadar fazla puan kaybetmemek tek temennimiz.
  • 683
    maçın üzerinden 2 gün geçtiğine göre sakin nabızla biraz yazmak istedim. çünkü maçı izlerken gerçekten acı çektim. psikolojik dayak yedim desem herhalde doğru ifade olur. yoruldum, yaşlandım. maç anında ya da hemen sonrasında yazmamak gerek diye düşünüyorum kendi adıma. üzüntümü içimde yaşayarak kimseye zarar vermemek niyetindeyim. güya o gece maçtan sonra perseid meteor yağmurunu izlemek için ormana gidip sabahlayacaktım. moral falan kalmadığından uyumayı zorladım, çok geç uykuya dalabildim. değil pazar, bugün pazartesi sabahı işe gelirken bile moralsiz kalktım. bunu şu sebeple yazıyorum. burayı okuyanlar galatasaray'ın bizi nasıl etkilediğini bilsin istiyorum.

    maç hakkında şunları yazmak isterim. kayserispor'un durumu malum, tek cümleyle anlatmak gerekirse değiştirecek oyuncu kalmadığı için son dakikaları 10 kişi oynadı rakip. biz o esnada baskın bir efor bile ortaya koyamadık. iki karambol oluşturup yüklenip penaltı bile zorlayamadık.

    oysa ilk hafta belki de karşılaşılabilecek en ideal rakipti bizim için ama olmadı skor üretemedik. bu tip zayıf rakiplere karşı malumunuz skor bulmadıkça direnç kazandırıyorsunuz. umut veriyorsunuz. pozisyon bulduk ama gümbür gümbür süreklilik sağlayamadık. bulduğumuz pozisyonların bir kısmında rakip kaleci başarılıydı. bir kısmında ise son vuruşlar (özellikle kerem) isabetsizdi. diğer izlediğim maçlarda da gördüğüm şu ki belli bir süreden sonra genel olarak futbolcular dökülüyor, ciddi manada yoruluyor ancak biz avrupa elemelerinde öyle olmamıştık. bu maç ise o kondisyonu ortaya koyamadık. bazı arkadaşlar takım yavaş top çeviriyor demişler ancak bu genel bir şey değil. geçen sezon böyle bir şey yoktu. bu maç ise sanki slow motion oynadık.

    ben kerem'in kaçırdıklarına kızmıyorum ama kaptırdığı top çok fazlaydı. ayrıca belirtmek isterim ki maçın ihalesini kerem'e bırakmıyorum ve bir maç yüzünden kerem'e yüklenilmesini asla kabul etmem. kerem aktürkoğlu, türkiye liginin en iyi yerli oyuncusudur. ayrıca çok çalışıyor, çok gelişiyor. başımızın tacıdır. o da yanlışlarından ders çıkarır. kendisine meydan okuyan aslan gibi bir adamdır. üretken olduğumuz anlarda skoru bulabilse maç çözülebilirdi, olmadı. bu açıdan üzgünüm ama üretmedik diyemem. daha çok üretmeliydik ve sürekliliğimiz olmalıydı ama aşağıda açıklayacağım, 3 tane as adamın 2'sinden yoksunuz (rashica-torreira), biri ise hazır değil (icardi). mesela mükemmel top yaptığımız pozisyonda kesilen ortaya icardi kafa vurdu ama kalecinin üzerine gitti. form tutmuş, ritmini bulmuş bir icardi o pozisyonda topu köşeye asar, kaleciyi hareketsiz bırakırdı.

    zaha'nın fevri davranışları tamamen hırs. yine de az sakin olması gerek. çizgiye kaçmak istediği anlarda topun araya bırakılmaması sinirlerini bozdu ki ben de izlerken gerildim. ayrıca taç çizgisinde gökhan, bileğine tekmeyi yapıştırıyor. net sarı kartı halil umut meler vermiyor ve bazı arkadaşlar hala halil övüyor. burada hakem parantezi açmış olayım. halil umut meler iyi bir hakemdir yanılgısından er geç tüm galatasaraylılar uyanacaktır. ayrıca mhk'nin ilk haftadan halil'i orta hakem, hakan ceylan'ı var hakemi ataması ne kadar normal? sahi ya atamaları yapay zeka mı yapıyor? son anlarda kayserispor'un bir ortasını angelino yerden kayarak diziyle savuşturdu. var el var mı diye pozisyonu inceledi. bence galatasaray taraftarı hakemler konusunda daha ayık olmalı.

    takımın en az %51'i diyebileceğimiz 2 adamdan lucas yok, mauro ise hazır değil. topu ileri taşımada büyük güçlük çektik. demirbay'ı eleştirmek için erken. bakambu da ilk maç çok kötü görünmüştü ama bir hafta sonra bambaşka izledik. ancak şu çok net. torreira'nın yanına bir 8 numara şart. berkan iyi ama torreira'yı yedeklemeli. 12. adam olarak vereceği katkı veya bazı maçlarda stratejik olarak direkt 11 oynaması ile berkan'dan mükemmel verim alırız diye düşünüyorum.

    geçen sezon 11'e monte olduktan sonra takım olduğumuzu anladığımız rashica hala yok.

    yani torreira, icardi ve rashica yokken maalesef durum bu. ancak durum böyleyken hunharca okan hocaya ya da takıma saydırmanın alemi de yok.

    ben hocanın sol bek tercihini eleştiriyorum. geçen sezon nasıl adekugbe geldiğinde oynatmak zorundaymış gibi dengeleri bozmuştu hoca, bu sene de kazımcan'ı bu maçta kadroya almaması üzdü. sol beke alınan adamlar hocanın kafasını karıştırıyor ama bence bunu aşacak hocam.

    sonuç ne olursa olsun hocanın ve takımın yanındayız. orta sahaya adam almamız ve takımın hızlıca form tutası gerekiyor. yeni kadro düzeninde hocanın puzzle'ı oturtması zaman alabilir. bu durumda trollere karşı hocaya sahip çıkmalıyız. sabrın sonu selamettir. çok değerli, çok çabalayan bir yönetim, teknik ekip ve oyuncu grubuna sahibiz. sahip çıkmak bizim görevimiz.

    o halde: konsantrasyon!
  • 687
    ağustos-mayıs arası 9 ay var.
    bu maçtan sonra 37 maç daha oynayacaktık.
    19 ağustos 2023 galatasaray trabzonspor maçını kazandık, kaldı 36 hafta.
    yani ligin ilk 2 haftasında 4 puan topladık.
    fenerbahçe kaç puan topladı? 6 puan.
    dediğim gibi daha 36 hafta var.
    yani 36*3=108 puan.
    ne yani 2 puan için, 108 puanı çöpe mi atalım?
    yapmayın, etmeyin ya sırf ilk hafta puan kaybettik diye lig mi gider ya?

    neyse tanımımızı da yapalım;
    ligin ilk haftasında, tekrar edeyim ilk haftasında berabere kaldığımız lig maçı.
  • 690
    geçen sezon ilk 10 maçının 5’inde puan kaybeden takım taraftarının pek dert etmemesi gereken karşılaşma. galibiyetle başlamak tabi güzel olurdu fakat oturmuş bir takımız ve kadroya net eklemeler geldi. orta sahaya da tartışmasız bir isim gelecektir. bu sezon ilerleyen bölümlerde yine galibiyet serileri yaptığımızda akıllara gelmeyecek maçtır.
  • 692
    içimde ukde kalan maçtır.

    eğer bu maçı da kazansaydık, 27 eylül 2023 tarihi itibarıyla üst üste 12. galibiyetimizi(geçen sezonun son 6 maçını kazanmıştık) almış olacaktık ve geçen sezon 14 maç üst üste galip gelme rekorumuza yine kendimiz yaklaşmış olacaktık. kim bilir belki de 16'ya, 17'ye, belki de çok daha fazlasına çıkaracaktık.

    yazınca bile üzülmedim değil.
  • 693
    sezon devam ettikçe bu maçta kaybedilen 2 puanın önemini çok daha fazla hissedeceğimiz maçtır. hatta iddia ediyorum biz bu maçı kazanabilseydik şu anda ne fenerbahçe camiası bu kadar pohpohlanıyor, ne ismail kartal'a güzellemeler düzülüyor ne de "3 kupaya talibiz" muhabbeti yapılıyordu.

    fenerbahçe camiasının son 25 yıldır çıtası galatasaray. bizim ligdeki durumumuza göre hoca değiştirip hoca alıp, futbolcu transfer ediyorlar. eğer bugün puanlar eşit olsaydı ortam çok daha farklı olacaktı.
  • 694
    telafi edilemeyecek bir puan kaybına sebep olmuş olan bir maç değildir.

    fenerbahçe camiası ise geçen sene bariz bir şekilde şampiyon olamayacağı belli olmuşken bile pohpohlanan bir kulüp iken bu sene şu an 6 puan gerimizde olsalar bile eminim ki pohpohlanıyor, ismail kartal'a güzellemeler düzülüyor ve "3 kupaya talibiz" muhabbeti yapılıyor olacaktı.

    bunu senelerdir tecrübe ediyoruz.
  • 696
    bu maçtaki puan kaybını önemsiyorum, içerde fenerbahçe maçlarında bunu telafi etme şansımız var. ancak, bayern maçı öncesi beşiktaş, sonrasında çaykur rizespor ve yine bayern maçı sonrası deplasmanda hatayspor ve son olarak kopenhag maçı öncesi adana demirspor maçı gibi puan kaybı olasılığı yükselen bir fikstürümüz var. ligde fenerbahçe maçı dışındak tüm dişli sayılabilecek rakipler ile olan maçlarımız avrupa kupası maçı öncesinde veya sonrasına denk geliyor. özelllikle de deplasman maçları dönüşü de uzun deplasmanlar söz konusu hatay, antalya, rize ve sivas gibi. gerçekten fikstürümüz kötü. fenerbahçenin net bir fikstür avantajı var. üstelik sezonun ilk yarısındaki maçta da fenerbahçe deplasmanına gidiyoruz. şampiyonlar ligindeki olası kötü sonuçları mental olarak yıkılmadan atlatabilirsek veya bu süreci doğru rotasyonla kayıpsız geçebilirsek, sonrasında önümüz çok açık olacak...
App Store'dan indirin Google Play'den alın