çok iddialı olmadığımız bir maçtı. gazetelerden okuduğumuz kadarı ile avrupa'nın en formda oyuncusu
george weah ve daha sonra yolu karşıyaka'ya düşecek olan
youssouf falikou fofana diye iki oyuncusu ile gelene beş, gidene beş yapan bir takımdı monaco. bir de prensesleri vardı monaco'nun adı stephanie diye. kısa saçlı, pop bir kadındı. hatırladığım kadarı ile biz bu maça devlet nezdinde gitmiştik; sanki monaco çıkmışken gidelim, kurtlarımızı dökelim, ölümlü dünya yarına bırakmayalım diye.
rövanş maçı ile beraber değerlendirirsek avrupa'nın en formda takımlarından birini eleyebilme, gücünü yurtdışında gösterebilme, mucize üretebilme potansiyelini göstermiştir galatasaray. bir önceki xamax maçı ile birlikte galatasaray tüm türkiye'nin beğenisi kazanmış, sonraki senelerde 'avrupa fatihi' ünvanını alabilmesinin adımını atmıştır.