• 627
    maçta can sıkan tek konu abdulkerimin sakatlığı oldu. inşallah en kısa sürede aramıza döner. onun dışında takımımız hakemle, yorgunlukla, çok formda ve istekli rakip takımla canla başla mücadele etti. ilk 15 dakika hariç maçı müthiş derecede sürklase etti ve sınırsız gol pozisyonuna girdi. galatasaray böyle puan kayıplarından her zaman güçlü çıkmıştır. yeter ki takımın birlik beraberliği, oyun isteği ve arzusu. haftaya sivasta ilk yarıyı 3 farkla kapattığımızı görür gibiyim. canınız sağolsun okan hocam ve aslanlarımız arkanızdayız.
  • 628
    gümbür gümbür oynadığımız, sayısız gol fırsatına girdiğimiz ama sonucunda hem fenerbahçeli kalecinin gününde olması, hem biraz bizim beceriksizliğimiz hem de direklerin izin vermemesi nedeni ile 2-2 beraberlikle tamamladığımız maç. rakip kaleci gününde olmasaydı çok rahat 5-2 gibi bir skor görebilirdik tabelada.

    ben madde madde önemli gördüğüm kısımları yazmak istiyorum:

    1) hakem oğuzhan çakır sahaya belli bir plan ve operasyon dahilinde çıkmış, bu çok bariz. her kararı eyüp lehineydi. osimhen'e yapılan müdahalede fenerbahçe'yi de geçtim, hangi takım olursa olsun anında penaltı çalınırdı fakat olay galatasaray olunca çalmak istemedi. var'daki diğer tetikçi erkan engin de izlemeyi tercih etti.

    2) barış alper çok kötü bir ilk yarı oynadı. aldığı bütün topları ezmesi, isabetsiz ortaları, gereksiz faulleri ve top kayıpları ile en kötü oyuncumuz oydu lakin ilk yarının sonunda çıkıp da olmayacak pozisyonda golü de attı. yine de attığı gol dışında çok kötü bir oyun oynadı. barış'ı artık kenara çekmek ve yunus-sallai kanatlarını denemek için daha fazla beklememeli okan hoca.

    3) üçlü defans ile başlayıp üçlü defans ile devam ettik. abdülkerim sakatlandığında ve oyuna berkan girdiğinde belki berkan'ı sol bekte izleriz ve 4'lü defansa döneriz diye düşünmüştüm ama okan hoca 3'lü defans ile oynamayı sürdürdü. hal böyle olunca takım savunmamız çok zayıf kalıyor ve savunmayı da çok ileride kurduğumuz için rakibin her atak denemesi tehlike potansiyeli taşıyor. buna ciddi olarak çalışmak lazım. burada kalemizde kaç gol gördüğümüz veya pozisyonların ne derece kalemize ulaşması tamamen rakibin becerisine kalıyor.

    4) yunus-mertens ikilisini forvet arkasında denemeye devam ediyoruz fakat sistem gereği yunus tamamen silikleşti ve haliyle skor katkısı yapamadıkça modu da düşebilir. okan hoca'nın buna eğilmesi şart.

    5) ziyech'i oyuna almakta çok geç kalmaya devam ediyoruz. avrupa maçında da gol aradığımız bölümde 85'te oyuna almıştık, bu maçta da demirbay ile beraber yine 84-85. dakikalarda oyuna girdi. golü yer yemez ziyech müdahalesi yapılabilirdi örneğin.

    6) son olarak ben artık gerçekten yalandan kendini yere atan oyunculardan, hakemlerin bunlara çanak tutmalarından ve kaleci 90 dakika süre geçirmesine rağmen hakemlerin sarı kartı vermek için 90+ uzatma dakikasını beklemesi durumundan çok ama çok sıkıldım. bunlar hiçbir takıma fayda sağlamayan şeyler. madem kaleci vakit geçiriyor ve bunun cezası sarı kart; 1 kez uyarırsın, aynısını tekrar yapınca sarı verirsin, bir daha tekrarlarsa 2. sarıyı verirsin. ama bizde tamamen formaliteden 90. dakikada çıkıyor ilk sarı.

    okan hocam'a ve takıma tebrikler.
    sahada galibiyeti ve golü isteyen bir takım izlediğim için ben gayet memnunum.
  • 629
    tüm medyanın ellerini ovuşturmasına neden olmuş maç. elbette kazanabileceğimiz bir maçtı ancak bizim açımızdan çok büyük bir moral kaybı ve handikap olduğunu düşünmüyorum. futbol bu, kötü gününde olduğun, çok kaçırdığın maçlar illa olacak. bizimki ikinci gruba dahil ki o nedenle büyük bir problem görmüyorum. ancak medyadaki yorumlar bu maç özelinde algının ne boyutlara çıkabileceğini gösteriyor. dünden beri haberlere neredeyse kulak tıkamak zorunda hissediyorsunuz. bugün aspor 11.oo haber bülteni bile şöyle açılıyor: "eyüpspor bir puanı çıkarttı mı demek daha doru olur 2 puanı kaybetti mi çünkü tartışmalı pozisyonlar var." bu maçı oynama günümüzden tuttun, ilk dakikada thiam'a çıkmayan karta ve ilk yediğimiz gol öncesi faul olmasına bunlara değinen neredeyse yok. tüm medya dünden beri eyüpspor'un hakkının yendiğini vurgulama peşinde. buna sos olarak da galatasaray'da kötü gidişin nedeni ne diye tartışmalar açılıyor. komik.

    galatasaray'ın puan kaybını ne kadar hevesle bekleyen varmış. hayatın doğal akışında olduğu gibi futbolda da sürekli kazanamazsınız. ancak gerçekten bizim takılma, hata yapma lüksümüz neredeyse yok. bir kere daha anlamış olduk. bu ayrıca psikolojik olarak teknik ekip ve futbolcuların çok daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu gösteriyor.
  • 632
    4.70 xg'den iki gol çıkarabildiyseniz başka hiçbir yere bakmaya gerek yok. rakip kalecinin yıldızlaştığı söyleniyor ama bence sadece istatistikte böyle, bir kaç pozisyon hariç vurduğumuz topların tamamı üzerine. sallai'nin şutunda rakibin muhteşem kalecisi neden çaresiz? çünkü basit ve net bir vuruş. asıl onu çıkaran kaleci size puan kazandırır.

    tottenham maçında da yine aşırı gol kaçırarak az daha puan veriyorduk. geçen hafta benzer sebepten bodrum'u yenemiyorduk. bu hafta artık çekirge sıçramadı. bunun sebeplerinin araştırılması lazım. çok gol kaçırıyorsak demekki final vuruşlarına doğru nefesle gelemiyor futbolcular. özellikle ilk saha maçlarında presin dozunu azaltıp tempoyu biraz düşürmek gerekiyor olabilir. "gol pozisyonuna giriyoruz hocalık ne var" diyenlere aldırmayın, bu da çok önemli bir teknik adam konusudur.
  • 633
    hakem dışında kimsenin bir suçu olmadığı maç. eyüpspor hiç mi hiç iyi oynamadı. çok rahat 5-6 gol yiyebilirdi. attıkları 2 gol de büyük takımın da büyük takım kalecisinin de yememesi gereken gollerdi. bu kadar pozisyona girilen maç ta top içeri girmiyorsa ne futbolcular suçlanabilir ne de okan hoca’nın planı. belki ufak da olsa bu maçtaki sistem eleştirilebilir. davinson bile kötü gözükürken maç boyu 3’lü defansta ısrar edilmemeliydi. arda hocaya gelince, bu arkadaş sen ben gibi galatasaray’lı ve ben kendisi kadar galatasaray’lı olduğunu her durumda her pozisyonda belirtmekten çekinmeyen birini daha görmedim. ama bir takımın başındayken işine takımına futbolcularına yönetimine taraftarına ihanet etmesini beklemek saçmalık. volkan’a bülent uygun’a kızıyoruz sonra bizim futbolcularımızda onlar gibi olsun istiyoruz. olmasınlar. koskoca galatasaray’ın eyüpspor’dan puan almak için hocasının yatmasına ihtiyacı varsa zaten şampiyon olmayalım ya da öle şampiyon olacaksan ne farkımız kalır diğerlerinden.
  • 634
    mükemmel top oynamış ama lig liderinin yememesi gereken (birisi kesinlikle muslera hatası) iki gol yiyerek beraberlikle sahadan ayrıldığımız maç.

    teknik analize de gerek yok.
    thiam denen arkadaşın ilk yarı 4 sarılı hareketi var.
    sallai, berkan ve en son thor 3 net sarı... atılmadı. üstüne penaltı sonrası gelişen atakta sanchez'in yapmadığı bir faulden sarı görmesi eyyamın kralı.

    barış'ın penaltısını ekleyince üzerine ilk yarıda normal bir hakem olsa rakip 10 kişi, takım penaltı atmış ve maç belki 1-1 olmuştu. kalecimizin iğrenç ötesi bir gol yemesini ekliyorum. dümdüz dursa kucağına gelecek topta sıfırdan terse yatmak...

    28 şut 28 şutta 4,35 xg bulmuşsun.
    şut başına 0,16 xg... 0,11 ve üzere gol olması gereken şut kategorisine giren bir ortalamaya sahipsin. 14 tane isabetli şutun var, big chance'in 10... 10 ulan 10!!

    maç skoru 2-2.
    demirbay'ın kaçırdığı golün xg'si 0,47

    yani atamadın. kaleci mükemmel oynamadı. sen üzerine vurdun. barış alper'in 3-1 yapıp fişi çekeceği pozisyonda gol atsa maç kopacak. üzerine vuruyorsun. vurmayacaksın.

    sonuç itibariyle, sene de iki kere yaşayacağın bir şey oldu.
    yapacak bir şey yok diyerek devam edeceksin.
  • 635
    geçen sene müthiş oynadığımız bayern münih maçından sonra deplasmanda oynacağımız hatay spor maçında defalarca yazmama rağmen abi vurur geçeriz ya şeklinde davranıyordu taraftar.
    bayern’e böyle oynayan hatay’a neler yapmaz diyorlardı. sonrasında hatay’a 2-1 yenilmiştik.
    aynı şeyleri eyüpspor maçından öncesinde de yazmıştım yine bana abi vurur geçeriz ya fark bekliyorum şeklinde mesajlar geldi.
    yani bu maçın iki sorumlusundan birisi taraftar.
    ikincisi de okan hoca.
    geçen sene hatay spor maçından sonraki açıklamasında demek ki zor geçen avrupa kupası maçlarından sonra aynı kadro ile ligde başlamamamız gerekiyor şeklinde bir açıklama yapmıştı. yani rotasyon yapmak daha doğru olabilir demişti.
    fakat aynı hataya dün gece de düştü. rotasyona giren tek oyuncu olan salai maçın adamı oldu.
    fakat buraya ne kadar yazarsak yazalım okan hocanın kuralları var. yetmiş dakikadan önce oyuncu değiştirmez. bir de avrupa kupası maçlarından sonra rotasyon yapmaz.
  • 637
    üç istanbullu aynı gün yurt dışında avrupa kupası maçı oynadıkları halde, diğer ikisi pazartesi gecesi oynarken galatasaray'ın itirazına rağmen maçının pazar gününe konulması...
    hem de yayıncı kuruluşun dahli yokken, "yayıncı böyle istedi" diyerek "bahane!?" sunulması...

    okan buruk'un kasımpaşa maçı bitiminde "sen burada bir daha maç yönetemezsin" söylemine karşı "bak bakalım yönetemiyor mu?" diyen federasyon başkanın trabzonspor-fenerbahçe maçında felaket bir yönetim sergileyen oğuzhan çakır'ı bu maça görevlendirmesi...

    gördükleri ile değil de "hissettikleri" ile var odasında karar veren, sahadaki hakeme "sufle" verdiği için uefa'dan ceza alan erkan engin'in var hakemi olarak atanması...

    bir hafta boyunca sosyal medya trolleri tarafından eyüpspor başkanı ve arda turan'ın galatasaraylılığı konuşularak, maçın "satılacağının" ima edilmesi...

    fenerbahçe hocası mourinho'nun geçen hafta kendi maçı biter bitmez basın mensuplarına eyüpsporlu oyuncuların bilerek sarı kart cezalısı olduklarını ima etmesi...

    sanki ligin son maçıydı, sanki final maçıydı galatasaray-eyüpspor maçı...

    galatasaray'ın puan kaybetmesi için "bütün tuşlara" basılmıştı...

    "futbol ateşli silahla olmadan yapılan bir savaştır" demiş ya george orwell, aralık ayının ilk günü ali sami yen'de sanki bir futbol maçı değil de bir muharebe olacaktı...
    çiçekler ve alkışlarla karşılandı karşı tarafın "komutanı" arda turan yuvasına eflatun sarı formalıların başında geldiği o pazar günü...

    dubois, caner, sinan gümüş, emre akbaba gibi eski galatasaraylılar da vardı onun takımında...
    bir de yine bir zamanlar fenerbahçe forması ile çömez olarak çıkıp "harikalar" yaratan berke koruyacaktı rakip takımın kalesini...

    icardi-osimhen ikili forveti ile tottenham'a cehennemi yaşattıktan sonra 3lü savunma çift forvete "kafayı takmıştı" okan buruk da arjantinli'nin ince bilekleri bats'te yoktu, hucüm zayıf kalırken, savunmada da yunus hala ileri geri oynamaya alışamadı, barış-sallai birbirini engelliyordu...

    yine de galatasaray taraftarının desteği ile baskılı başladı, osimhen ile de gol attı ama ofsayttı da yunus'un boşalttığı kanattan "kontra" geldi deplasman takımı halil'le, ortasında emre akbaba boş kaleye yuvarladı. kaçırsa "maç satmakla" suçlanacak, attı, aferin diyen çıkmadı sosyal medya trollerinden...

    yenik duruma düşen galatasaray, barış'la, mertens'le, osi'nin direkten dönen topu derken eşitlik için rakip kaleyi abluka altına aldı da 21. dakikada claro'nun osimhen'e müdahalesi penaltıyken oguzhan çakır devam dedi, barış düşürüldü yine düdük çalmadı, pozisyon devam etti, sanchez thiam mücadelesinde kolonbiyalı düşerken rakibine "çifte" atar gibi krampon salladı da oğuzhan çakır uzaktan sadece düşürmeye sarı kart çıkardı...

    oğuzhan çakır'ın "çekimserliğini" trabzonspor-fenerbahçe maçında bariz penaltıları var'a bıraktığını gördüğümüzde anlamıştık, kasımpaşa maçında da galatasaray aleyhine verdiği penaltıda var desteği almıştı, burada da "suçlanacaksa var suçlansın" diyerek çekimser kaldı ama ekran başında erkan engin vardı, o da "topu hakeme" iade ediverdi, "ben yokum" dedi, "etliye sütlüye karışmam" havasındaydı...
    bastırıyordu galatasaray, bazen top istemiyor filelerle buluşmayı, bazen berke çıkarıyor, bazen de osimhen'in kafası çizgiden çıkarılıyor, sanchez iki adımdan auta atıyordu. gol gelecekti de, ne zaman?

    devre biterken yine maç içinde sıkça şahit olduğumuz eyüpspor ceza sahası içindeki karambollerin birinde meşin yuvarlak barış'ın önüne düştü, o vurdu eşitlik sağlandı...

    gol sonrası kaleci sakatlandı, 2 dakika tedavi gördü ama hakem 30 saniye uzattı maçı...

    her şeyi geçtim, sadece bu "korkaklık" bile oğuzhan çakır'ın neden iyi hakem olamayacağını gösteriyordu... okan buruk maçın sonlarına doğru "sen ancak 1. ligde maç yönetirsin" derken yanılıyordu, amatörde bile zor maç yönetir bu kafayla bu genç çocuk...

    apo'nun şanssız sakatlığı "her şerde vardır bir hayır" sözünü hatırlatırcasına berkan'ın oyuna girmesiyle galatasaray dörtlü savunmaya geçti ve eyüpspor atakları son buluverdi. sağ bek sıkıntı, sol bek sakat derken okan buruk ve ekibi savunmayı değiştirmeye çalışıyor ama iki yıl nasıl şampiyon olunduysa, bu sene de yunus'tan olsun, berkan'da olsun, barış'tan olsun "bek" devşirerek dörtlü savunma olmazsa olmazı olmalı galatasaray'ın...

    golle de ikinci yarıya başladı ev sahibi takım... sara'nın ortasında osimhen'den seken topa sallai podolski misali sert ve düzgün vurdu, berke sadece seyretti. durmadı galatasaray, osimhen'in barış'a "al da at" maçın ipini çek diye verdiği topu barış kaleciye nişanladı. 15 dakika sonra mertens'in ortasında bomboş kafayı sallai yine kaleciye nişanladı.
    galatasaray'ın oyunu rakip kaleye yığıp, eyüpspor'un hiçbir şekilde çıkamadığını gören arda turan oyuna saiz'ı aldı, forveti çiftledi, bir de ampem girince daha da görünür oldular rakip tarafta ve genç metehan'ın daldığı bir anda taşkın'ın savunma arkasına topunda ampem eşitliği sağlayıverdi...

    20 dakika süre kalmıştı galatasaray'a tekrar öne geçmek için, osi, barış, torreira, metehan ile pozisyonlar da buldu ama o top bir türlü çizgiyi geçmiyordu. ve son 5 dakika kala osimhen'in şapkadan tavşan çıkarırcasına topuk pasıyla kerem demirbay kaleciyle karşı karşıya kaldı, plasesi berkeden döndü, seken top jellert kontrol etti, vuruşunu yine berke omuzuyla çıkardı... dayı atsa "gemisini kurtaran kaptan" olacak, danimarkalı atsa "siftah" yapacak ama berken maçın adamı oluyordu...

    hakemler kötüydü, top girmek istemedi, galatasaraylılar beceriksizdi, eyüpsporlular "onur savaşı" verdi ve maç kamuoyunun istediği gibi galatasaray'ın puan kaybıyla sona erdi...

    lakin bu mücadele gösterdi ki topuyla tüfeğiyle gelseler de bu sene galatasaray yine mayıslar bizimdir diyerek şampiyonluk kutlayacak...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...aray2-2eyupspor.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın