• 59
    fatih terim'den sonra yerine yerli bir teknik adam bulamayacağımıza göre artık yönelmemiz gereken taraf genç ve başarıya aç, mümkünse alman bir teknik adam olmalı.

    hiç öyle yabancı teknik adam ülkemizde başarılı olamaz demesin kimse.
    zamanında jupp derwall, karl-heinz feldkamp ve hatta rakiplerimizdeki arthur zico devrim yapmadı mı kendi takımlarında?

    jan olde riekerink gibi kötü örnekler de var elbette.
    igor tudor iç sahadaki yenilmez galatasaray'ı yarattı ama deplasmanda kötüydük.

    ayrıca basın mensuplarındaki bazı köpeklerin riekerink'e kızının üzerinden sordukları sorular ve tudor'a östersund maçı sonrası yapılan terbiyesizlikler de cabası.

    böyle adi köpeklere izin vermezseniz, medyayı da kontrol altında tutup hocanın kafasının rahat olduğu bir ortam sağlarsanız elbette başarılı olacaktır.

    neden yabancı teknik adam?
    yerli hocalar çağdaş futbolun geldiği noktadan çok uzaklar.
    bunu nereden anlıyoruz?
    bizden daha düşük bütçeli avrupa takımları ile maç yaptığımız zaman bile rezil rüsva oluyoruz dünyaya.

    sadece galatasaray değil, ülkemizdeki her takım rezil oluyor.
    dibimizdeki yunan takımları bile bizden iyi yahu.

    önce yönetim dik duracak, medyanın paralı köpeklerine yem etmeyecek hocayı.
    okan buruk gibi hadsizlerin başka takımda hoca iken galatasarayımızın başındaki hocaya vasıfsız demesine izin vermeyecek ya da ağzının payını verecek.

    keşke şöyle julian nagelsmann gibi birisi olsa da takımın başında, sabırla beklemeyi öğrensek, içimizdeki yamyamlara ve medyadaki köpeklere yem etmeden adım adım başarıya ulaşmasını şahit olsak.

    ama nerdeeee.
    nato kafa nato mermer amk, ha matbaaya karşı çıkmış osmanlı insanı, ha yabancı teknik adama karşı çıkmış türk taraftarı.
    ne de olsa aynı kanı taşıyoruz, dede-torun...
  • 142
    en son lig şampiyonluğu göreni zico’dur. fazla bir şey demeye gerek yok.

    haa getirirsin tuchel gibi, simeone gibi adamları o zaman bakılır tadına. aksi takdirde kimsenin kuru gürültü yapmaya hakkı olmadığını düşünüyorum.

    bu takım ne zaman başarısız olur ve galatasaray’a yakışmayan bir sportif süreç başlar, o zaman okan hoca ile birlikte yönetim komple kurullarıyla istifa eder gider. böylesi özel bir gece de bu tevatürleri çıkaranları terbiyeye davet ediyorum. hocamızla yolumuza devam ediyoruz destek olunmayacaksa kimse bir zahmet köstek olmasın.

    (bkz: 29 ağustos 2023 galatasaray molde maçı)
  • 102
    herhangi bir yabancı hoca galatasaray'da veya ligde başarılı olmadıkça ne galatasaray'dan ne de türk futbolundan hiç bir şey olmayacaktır.

    ligde elbet yerlilerin birinden biri başarılı olacaktır. avrupa'da da sezonluk parlamalar olabilir. ama onun dışında herhangi bir yerli ile galatasaray'ın hedeflerine ulaşma ihtimali yüzde bir falandır. tabii süper lig denen çukurdaki kazandığın istikrarsız, güzel oyunsuz başarıları hedef almadıysan.

    öyle bir standartsız, plansız, dip bir futbol ortamındayız ki yerlileri futbol uleması sanıp bir de yabancıları küçümsüyoruz. hayır. biz bir halt bilmiyoruz. gelen adam da iyi kötü belirli bir standartı olan yerlerde çalışmaya alıştığı için bu standartsızlıkta iş yapamıyor.

    ama biz böyle devam ettikçe de asla başarılı olamayacağız. galatasaray'ın futbolu bilen profesyonel yöneticilere ihtiyacı var. bu bir zorunluluk. kişilerin keyfine göre değişemez. burası galatasaray ve kurumsal bir yapı kurmak zorunda. yerli futbol yöneticilerinin zihniyetinden kurtulmak için de bu dönemde bu yöneticiler yabancı olmalı.

    ve en önemlisi galatasaray'ın yeni bir derwall devrimine ihtiyacı var. bu devrimi yapabilecek bir türk var mı, bilemiyorum. belki yeni çıkan gençlerden biri. bence bunu çok büyük ihtimalle yabancı bir hoca yapabilir. türk futbol iklimiyle zehirlenmemiş biri. bir yabancı hoca başaramadı mı o zaman bir diğeri denenmeli. ama tabii yeterince sabır göstererek.

    ama biz dönüp dönüp aynı şeyleri yapmayı daha çok seviyoruz. 3 gün sonra her şeyi unutup hiçbir şey olmamış gibi aynı şeyleri yapmak için büyük bir şevkle uğraşıyoruz.

    zihniyetimizin dönüşümü için gerekli olandır.
  • 60
    günümüzde yabancı teknik direktörün ligimizde başarılı olmasının tek yolu ülke dinamiklerine uygun ve hakim olması.

    ülke futbolunun değil, ülke dinamiklerinin. nedir?
    bir kere magazinsel olması lazım. örneğin mantık dışı tepki veren bir yapıda olması lazım sumidica gibi. böylelikle bir süre adın anıldığında futbolun değil, magazinin konuşulacak. bir şeyler denemek için alan bulabileceksin.

    sonra, karizmatik bir çirkef olması lazım. mesela mourinho. böylelikle tartışılmaya başlandığı an konuyu başka yere cekebilmeli ve kendisine alan yaratsbilmeli. karizması olmadan çirkeflesirse ama gidişi hızlanır. 1 yil once şampiyonlar ligi kazanmış mourinho çirkefligi ile, manu daki mourinho çirkefligi arasında büyük fark var. adam aynı adam, çirkeflik aynı çirkeflik ama manudayken gözümüze çok battı.

    hızlı başlayan bir tarzı olması lazım. yani pragmatik yaklaşımla kısa vadede iyi sonuçlar alabilmeli. yani klopp değil, pep değil heynckess olmalı. 'emeklilikten döndü 20 puan fark attı 'olmalı.
    ülkemizde insanlar sonuç odaklı yaşıyorlar. eğer maaşi iyiyse sevmediğimiz işi yapıyor, eğer derdi tasası yok evi gecindiriyorsa sevmediğimiz kişiyle evleniyoruz.
    elbette azımsanmayacak bir kesim sürece önem veriyor. ancak kısa vadede bir şey göremeyen 'sonuç odaklı kesim' öyle bir bağırıyor ki, mantıklı insanlar savunamiyor.
    'adam olacak çocuk bokundan belli olur' kafası çok hakim ülkemize.

    sonra, zorluklarla baş edebilmesi lazım. bugün iki üç kulüp hariç her takımda oyuncular maaşını geriden gelerek alıyor. hakemler oyunun önünde. taktik kasmaya elverişsiz, durağan bir oyun oynanıyor. yönetimler, günümüzde azalsa da, hocaya çok karışıyor.

    sıra uzayıp gidiyor. ülke iklimi değişmeden yabancı td ler ancak yukarıdaki şartları sağlıyorsa başarı yakalar.
  • 1
    türk olmayan teknik direktör. yabancı. yabancı futbolcu gibi. yabancı teknik direktör. bu ülkeye çokça geldi bunlardan. bazılarının türk futbolunun ivme kazanmasında ciddi katkıları da oldu, yadsımayalım. ama son yıllarda gelenlerin hepsi başarısız olup gitti. bunların içinde o dönem dünyanın 1 numaralı hocaları da vardı. aragones gibi, rijkaard gibi, del bosque gibi. hepsi olmadı. bundan sonra olur mu? bence gene olmaz. hatta imkansız.

    türkiye'de teknik adamlık artık insan yönetme sanatı. aslında dünyanın her yerinde öyle de bizim ülkemizde bu, biraz daha fazla öyle. bu işte başarılı olmak istiyorsan önce futbolcuna kendini sevdirmen lazım. sen sinan engin'i sevmezsin. ama futbolcu sever. futbolcu severse, sinan engin de başarılı olur. istediğin kadar futbol bilgin, taktik zekan olsun. futbolcu grubu seni sevmiyorsa, odasına gittiğinde dedikodunu yapıyorsa başarılı olman imkansız.

    antrenman bilgisi, taktik zeka. bunların hepsi önemli görünen küçük detaylar. artık dünyada pazarspor da, chelsea de üç aşağı beş yukarı aynı antrenmanı yapıyor. dünya futboluna yön veren 20 takım var, 15'i benzer sistemi oynuyor. buralardan fark yaratman artık zor. farkı teknik adamın karizmasıyla, hitabetiyle, motivatörlüğüyle, ülkenin dinamiklerini iyi bilmesiyle, çakallığıyla yaratacaksın.

    bunlar da yabancı bir teknik adamla imkansıza yakın. istersen mourinho'yu getir galasaray'ın başına. ersun yanal yönetimindeki fenerbahçe her zaman daha şanslıdır. ersun yanal, emrah eren'in ortalar gibi yapıp, sola çekip keseceğini bilir çünkü. olimpiyat stadı'nı bilir. manisa 19 mayıs'ın zeminini bilir. kötü havalarda yusuf şimşek'in verimli olamayacağını bilir, büyük zaferlerden sonra türk futbolcunun rehavete girme özelliğinden haberdardır, bir sonraki maça ona göre hazırlar takımını.

    ama mancini ya da rijkaard bunları bilmez. kötü isimler mi bunlar? rijkaard belki de galatasaray tarihi'nin en kötü teknik adam performanslarından birine imza attı ama gelirken belki de o pozisyon için getirebileceğin en taşaklı adamlardan biriydi. keza aragones, kötü müydü gelirken? ya da del bosque?

    fatih terim'in başarılarında elbet antrenman bilgisinin, sisteminin payı vardır. ama fatih terim'in başarılı olmasında en büyük pay fatih terim ismidir, taraflı tarafsız bütün futbolcuların fatih terim'e duydukları sevgidir, hoca'nın karizmasıdır, hitabet yeteneğidir, futbolcuların sabah 8'deki yükleme antrenmanına güler yüzle gelmesidir.

    vedat inceefe kötü stoperdi. ama ben, vedat'ın stam'dan daha iyi oynadığı 30 maç sayarım. rijkaard yönetimindeki vedat'a 4 tane iyi maç oynatamazsın. ama imparator'la çıkıp stam gibi oynadığı 30 maç vardır. melo iyi futbolcu. ama imparator yönetimindeki melo=dünyanın en iyi futbolcusu.

    hiz öyle uzağa da gitme lan. öğrenciliğini düşün. ben de lisede çoğu liseli gibi gerizekalı haylazlığında bir öğrenciydim. hoca bir hata yapsa da şaka yapsak, espriler olsa diye kovalardım. lise yıllarım arka sırada, bunların peşinde geçti. ama sonra çok sevdiğim bir adam geldi, yapamadım. utandım. yarraklığı bırakıp en ön sıraya geçtim. haylazlık yapana da mani oldum. dersi sevdiğim için değil. hocayı sevdiğim için yaptım bunu. yoksa ders gene anasının amını siktiğimin matematiğiydi.

    türkiye a milli futbol takımı..hiddink geldi lan. sonra abdullah avcı. derken şimdi imparator. kayseri'deki estonya maçını biliyorsunuz değil mi, tarihi şu an aklıma gelmedi. futbolcular, çarpı 2 tempoyla oynadılar maçı, hepsi motor takmış gibiydi. geçen hafta sahada uyuyan adamlar bunlar mı dedin. istediğin antrenmanı yaptır, istersen dünyanın en özel kondisyonerini getir, istersen dortmund sistemini tamamiyle al. 1 haftada yapamazsın bunu. teknik, taktikle olmaz bunlar. kulübede duruşuyla herkesi etkileyen, hangi futbolcusuna nasıl davranacağını bilen, onları koruyup kollayan, hiç şans vermediği bir adamın bile deliler gibi taptığı bir teknik adamla olur. bu tip teknik adam sayısı da dünyada 3'ü geçmez. sen 1'ini kovdun.
    şimdi mancini burak'ın solda oynayamayacağını öğrenene kadar rakiplerin şampiyon olacak. sonra bir daha yerliye döneceksin. dönerken rakiplerin atı alıp üsküdar'ı geçecek.

    mancini'yi tanımam. hiçbir şey de hissetmiyorum. ama selçuk inan'ı seven, bırak yılmaz'ın sevdiği, şansal büyüka'yı tanıyan saba tümer'i getirsen, mancini'den daha başarılı olurdu.
  • 137
    ıngiltere'de su anda jamie carragher onderliginde tartismaya acilmis konu. ıngiltere'niin teknik direktoru ingiliz olmali deniliyor. konunun asil muhatabi ise chelsea gorevinden ayrilmasindan sonra hala londra'yi terketmemis olan thomas tuchel.

    turkiye'de nasil yerli hoca daha cok is yapiyorsa ıngiltere'de durum tam tersi.

    son premier lig sampiyonu ıngiliz teknik direktor, tam 31 sezon once 1991-92 sezonunda leeds united'i sampiyon yapan howard wilkinson. son sampiyon kulupler sampiyonu ıngiliz teknik direktor ise 1983-84 sampiyon kulupler kupasi'ni liverpool ile kazanan joe fagan.

    iste bu istatistikler sebebiyle yerli teknik direktor fikri buyuk tepki topluyor. pek bir sonuca da ulasamayacak gibi de duruyor zira dunyanin en irkci milleti gorunen, somurgelerinden topladigi futbolculari ayni bayrak altinda birlestirip her turnuvada sampiyonlugu kovalayan fransa'ya elenen bir ulkenin futbol aklinin, asil sorunun yabanci - yerli teknik direktor olmadigini gormesi gerek diye dusunuyuorum.

    edit: thenirvana7 sagolsun uyardi, premier lig'in kurulus tarihi 27 mayis 1992. daha oncesinde football league first division var. yani halihazirda premier lig'i kazanan herhangi bir ingiliz teknik direktor de yok.
  • 120
    türkiye ligi özelinde son olarak 2007 yılında şampiyonluk yaşamış olan teknik direktördür. bunu son başaran zico'dur, zico'nun elinde ligin en iyi kadrosu vardı ve lig tarihinin açık ara en yüksek gol-asist rakamı toplamına sahip alex'i vardı. buna rağmen 70 puan civarı gibi hele de o dönemler için fazlasıyla düşük bir puanla şampiyonluk yaşamıştı zico. bu tarihten sonra 15 defa yerli hocalar ipi göğüsledi.

    yabancı hocalar her ne sebeple olursa olsun işlemiyor bu ligde. 3 senedir sportif başarısı olamayan bir camiayız, kurşun hakkımızı bu şekilde harcamamız gerekiyor. yönetimimiz umarım akılcı davranır ve yabancı hoca tercihine gitmez.
  • 46
    türkiye'de ne yazık ki başarılı olamıyorlar. takıma yabancı teknik adam isterken bunu dikkate alın. hayır hayır burası yiğidin harman olduğu yer demeyeceğim.

    bu insanlar muazzam kurumsal yapılara sahip, maaşı günü gününe ödeyen kulüplerden geliyor. adamlara bir bütçe veriliyor ve istedikleri takımları kurup taktiksel hünerlerini sergiliyorlar. hiç adam yönetimi yapmıyorlar demiyorum yanlış anlaşılmasın. adamlar maaşını almayan futbolcuyla, geri kafalı başkanla uğraşmıyor. adamların saha dışı -çok dışı da değil aslında- en büyük sorunları "beni neden kadroya almadın hocam!" diye gelen futbolcular oluyor.

    e adamlar haliyle bu lige gelince "noluyor a**" deyip bildikleri şeyi de unutuyorlar. maaşı ödenmeyen futbolcuları, hocam bunları alabildik bunlarla oyna diyenleri görünce şaşırıp kalıyorlar.

    bu futbol ortamında yabancı teknik adamların başarılı olması imkansız. olursa da conte, mourinho gibi alfa karakterler olur. o yüzden "bu adam taktik dehası galatasaray'ın başına geçmeli!!!" kafasından şu zamanlarda vazgeçmemiz gerektiğini düşünüyorum.

    sağlıklı bir futbol ikliminde ülkemizde görmemiz gereken donanımlı teknik direktör türü. on yıl önce de sırası değildi, şu an da değil.
  • 38
    96-2000 jenerasyonundan bir tane adam akıllı futbol adamı çıkmadığı için yapmak zorunda kaldığımız tercihtir. futbolu tutku olarak değil, meslek olarak görüyorlarmış sanırım. dünya kupası'nda brezilya'ya gol atmış adamsın, aldığın nefesin futbol olması lazım, çıkıp izlanda'nın eliyle kaç kere git-gel yapacağını hesaplıyorsun. hadi getir takımın başına.
App Store'dan indirin Google Play'den alın