• 29126
    ''galatasaray, alanya’yı yenmiş ama 70’le 88 arası orta sahalar yok olmuş, topu ayağına alan yürüyüp rakip kaleye inmiş. üstelik kötü sinyaller o bölümden de ibaret değil:

    1- ilk 60’ta selçuk 4, ndiaye ve belhanda 3’er faul yapmışlar. hakem g.saray’ın sistematik faullerini fark etmemiş.
    2- galatasaray, ilk 4’ü berbat tercihler olmak üzere, 9 korneri içinde düşünce kırıntısı bulundurmayan biçimde kullanmış.
    3- belhanda, ayakta kalmayı düşünmediği için takımını golden etmiş. oysa aynı gün akhisarlı lopes, benzer pozisyonda ayakta kalıp emnes’e süper bir pozisyon yaratmış. eğer belhanda vurdumduymazlığını derbide de sürdürürse, sıradaki ıslıklanacak adam olmaya aday.

    tudor’sa basın toplantısına çıkmış, önceden kurguladığı bir senaryoyu canlandırmış. evet, medyanın ayrımcılığı konusunda haklı. ama söylediği diğer her şey tartışılır: elbette g.saray, başakşehir’den 5 yerse haberdir, basın odasında 50 kişi olur. çünkü o takım g.saray’dır, karabük ya da hajduk değil. elbette, alanya’dan alınan 3 puanla başakşehir’den alınan aynı değildir. bayern’in dortmund’dan aldığı ile köln’den aldığının aynı olmadığı gibi.

    ancak bence en büyük illüzyonu, kendisine saygı duyulmadığı konusunda yaşıyor. hırvat hocaya iki ay önceki alman gazetelerini okumasını öneririm: 5 büyük ligde 5 devi çalıştıran ancelotti’nin psg maçından sonra gönderileceğini tüm alman medyası yazdı neredeyse. yine dortmund koçu bosz, “bu hafta schalke’ye kaybedersem benim sonum olur” diye kendisi açıkladı.

    sayın tudor... büyük takım koçluğu böyle bir şey. sakin kalacak, işinizi yapacaksınız; “birkaç muhabir” olmayacak gündeminiz. derdiniz yalnızca takımınız olacak, duran toplar olacak, orta sahanın geçirgenliği olacak. korkarım ki eğer beşiktaş’a da, trabzon ve başakşehir’e karşı olduğu gibi varlık gösteremeden kaybederseniz, yeterliliğiniz tartışılır. üzgünüm, futbol böyle. türkiye’de de, almanya’da da, ingiltere’de de...''

    uğur meleke
  • 29127
    "galatasaray skorbord kulübü değil. maç sonuçları teknik direktörün geleceğini belirlememeli. galatasaray derbide beşiktaş'a kaybedebilir ama şampiyon olmak önemli. dursun başkan sezon başında östersunds maçlarından sonra tudor'un arkasında durdu, iyi de yaptı. demek ki, ona inanıyor."

    "bu görüşümden tudor'u beğendiğim anlamı çıkmasın. takımı iyi çalıştırıyor, iyi kondisyon yüklüyor ama analiz ve oyunu okumada yetersiz. kilit maçların hiçbirini kazanamadı. evinde iki maçta 10 gol yemiş trabzonspor'a karşı pozisyona giremedi. bir orkestra düşünün; tudor iyi bir keman öğretmeni olabilir ama tudor'dan asla orkestra şefi olmaz."

    "tudor'un alternatifi yok. eldeki malzemeden faydalanmak gerek. dereyi geçerken at değiştirilmez. madem dursun başkan onunla yola çıkmış, hocanın arkasında durmaya devam etmeli. sadece hocanın arkasında durmak yetmez, igor tudor'un zafiyetlerini en aza indirgeyecek kombinasyonu da bulmalı. benim gördüğüm kadarıyla antrenör ayhan (akman) igor tudor'a yardımcı olamıyor. daha fazla yardımcı olacak birinin teknik heyete kazandırılması düşünülebilir."

    faruk süren
  • 29128
    "yönetici konumunda ilk kez söyleşi vermek beni biraz etkiledi. farklı bir şey bu. ancak 25 yıllık futbolcu olarak buna da alışmak gerek"

    futbolu bıraktıktan sonra neler değişti sorusuna,

    "her şey. yaşamım, kafam, fiziğim. hep aynı şeyleri yapmaya alışmıştım: erken kalkmak, kahvaltı etmek, antrenman. adeta bir makine gibi. şimdi günü programlamam lazım. bu, kolay bir darbe olmadı. kulübüme, pilimi biraz şarj etmem gerektiğini söyledim. kafamı toplamama, çocuklarımın tadını çıkarmaya ihtiyacım vardı. buna izin verdikleri için teşekkür ediyorum onlara. ancak böyle yeni hayatıma doğru adımı atma fırsatı bulabildim. yine futbolun içinde kaldım ki bu benim hayatım. her şeyim." "tribünde olmak acı verici; orada delice şeyler duyuyorsun"

    forma yerine ceket ve kravat giymenin ne kadar ağır olduğu sorusuna,

    "ilk başlarda deli gibi kendi kendime konuşuyordum: sakatlandım, kırmızı kart gördüm, şimdi oyuna giriyorum. ancak şimdi alıştım"

    "futbolcuydum ve bütün dinamikleri biliyorum. bir futbolcuya nasıl davranılması gerektiğini bilirim. soyunma odasında kullanması gerektiği kelimeleri, bakışları, anları bilenler bulunabilir. diğer yöneticilere göre benim böyle bir şansım var. soyunma odası dinamiklerini yaşadım. oraya önceden de olduğu gibi her gün gidiyorum. ancak şimdi soyunmuyorum"

    "tribünde mi yoksa yedek kulübesinde mi olmak daha acı verici" sorusuna,

    "tribünde olmak daha acı verici. çünkü yedek kulübesinde hep oyuna girebilmeyi umuyorsun. tribünde delice şeyler duyuyorsun. şunu düşünüyorum: kim bilir ben oynarken neler diyorlardı?"

    söyleşiyi yapan muhabirin, jübilesinin, dünyanın yarısını duygulandırdığını söylediğinde,

    "bu kadarını ben de beklemiyordum. bu, futbolun da ötesinde bir şey. benim duygularımın onlara geçmesi, onların duygularının da bana geçmesi heyecan vericiydi. o an, totti ve roma’nın kaptanı değildim, herkesin kardeşiydim. insanların yüzleri aşkla doluydu ve bu benim içindi"

    "kalbim ve aklım burayı seçmemi sağladı ve bundan asla pişman olmadım"

    "beni paraya boğabilirlerdi, ama kabul etseydim 25 yıllık aşkı mahvetmiş olurdum. bir deneyim olabilirdi, ama bir antrenör olarak iyi görünmüyordum bu konseptte. bu sefer de roma’yı seçtim"

    "babası gibi bir model var önünde. ailemin bana öğrettiğini ben de ona öğretiyorum: saygı, eğitim. tabii ağır bir soyadı taşıyor oğlum. şimdilik oynadığı zaman ona karışmıyorum. 3-4 yıl içinde kimin gerçekten patron olduğunu göreceğim"

    evde televizyon kumandasının, 10 yaşındaki kızı chanel’in kontrolünde olduğunu söyleyerek,

    "çizgi film izliyor. maç izlemem gerekirse başka bir odaya gidiyorum. çünkü evde pantolonu erkek de giyse eninde sonunda kadınlar hep haklıdır. en azından bazı evlerde."

    "kendimi çok yemeye verirsem 300 kilo olurum. şimdilik 2 kilo kadar aldım. zaten çok iştahlı biri değilim. roma mutfağını da hiç sevmiyorum zaten. carbonara, amatricana, pajata: bunları sıfır derecesinde seviyorum"

    tv’de, italyan gomorra ve suburra gibi mafya eksenli diziler ile narcos’u izlediğini,en çok heyecanlandıranın ise tenisçi roger federer’in maçları olduğunu söylerken,

    "onu izliyorum, ders alıyorum, bazen bana benzediğini düşünüyorum. ne yetenek ama! oynadığı zaman terlemiyor bile"

    italya’nın isveç karşısında aldığı yenilgiyle dünya kupası’na gidemeyecek olmasını da,

    "bu futbol dramının yaşanabileceğini düşünmemiştim. haziran ayında tv’yi açacağım ve italya’yı göremeyeceğim, sürreal bir şey"

    francesco totti
  • 29131
    http://i.hurimg.com/...18c77320b8c7451c.jpg

    üstteki hareketle ilgili olarak,

    “oradaki pozisyonda maicon’a yapılan sert müdahaleye çok sinirlendim ve böyle bir tepki gösterdim. hareketi yapan futbolcunun oyundan atılması gerekirdi. ancak yaptığım hareket brezilya’da çok kötü bir anlam ifade etmiyor. türkiye’de bu kadar ciddi algılandığını bilmiyordum. yanlış anlaşıldım”

    son nesrin çakır! ursula yenge
  • 29132
    “derbiler özel maçlar, bu maçlar için tahmin yürütmek kolay olmuyor. derbilerin havası farklı oluyor. bizim için çok önemli bir karşılaşma. galip gelmemiz gereken bir mücadele. puan farkının açılması bizim için iyi olmaz. elbette dünyanın sonu değil ama umarım kazanan taraf oluruz.

    bu maç avrupa’nın birçok ülkesinde yayınlanacak. iki takımın da çok kaliteli futbolcuları var. güzel bir karşılaşma olmasını istiyoruz. izleyenlerin keyif alacağı bir derbi olmasını umuyorum. türkiye ligi’ni dışarıya iyi yansıtmamız lazım. bu doğrultuda da inşallah akıcı bir futbol oynanır. karşılaşmanın hakemine ve futbolculara elbette çok büyük iş düşüyor. oyuncuların, hakeme yardımcı olması gerek.

    ayni zamanda taraftarlar da bu güzelliğe en büyük katkıyı sağlayacaktır. takımımız arkasına yine büyük beşiktaş taraftarının desteğini alacak. g.saray taraftarları da misafirimiz olacak. olaysız bir karşılaşma olsun istiyoruz”

    beşiktaş ikinci başkanı ahmet nur çebi

    (bkz: 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçı)
  • 29133
    "ben bu sezon itibarı ile galatasaray'ın futbolcuları, teknik kadronun gösterdiği performanstan son derece memnunum. aldığımız neticeler ortada. yönetim ve teknik heyet arasında muazzam, çok iyi bir uyum var. bu takıma da yansıyor. bugün galatasaray oynarken herkese keyif veriyor. perde arkasında, antrenman ve soyunma odasında üst düzey arkadaşlık, beraberlik duygusu var. dolayısı ile ben teknik kadro, futbolculardan son derece memnunum."

    "şimdi sayın tudor, bizim antrenörümüz. kendisini bu yönetim göreve getirdi. bu takımı sayın tudor ile beraber kurduk. başarı ortada. niye tudor bu kadar eleştiriliyor? niye tudor bu kadar gündemde tutuluyor? lider olan galatasaray takımının hocası igor tudor. tudor'a eleştiri kampanyası haftalardır sürüyor.
    şunu herkes net bilsin. altını kalın çizgilerle çiziyorum. bunu da kaşıyorlar.?bugünkü yönetim, oy birliği ile, yani hiç fire olmaksızın, sayın tudor'u destekliyor ve arkasındadır. kimse yanlış algı yaratmak sureti ile galatasaray'a zarar vermeye kalkmasın. biz 100 sefer söylüyoruz. konuşmaların hepsinde bunu ifade ediyorum."

    "ne olması lazım? galatasaray şu anda lider. ezeli rakiplerine de 6 puan fark atmış. sezon başında bu böyle olacak dense, ne derlerdi? büyük başarı denilirdi.
    şimdi ortada bu tablo var. üstelik yeni bir takım var. tudor'un başarısını küçümsememek lazım. kendi içimizdeki uyum sürecini de çok iyi geçiriyoruz. bu takım galatasaray'a 3-4 yıl hizmet edecek. aynı uyum içinde önümüzdeki sezonları düşünün. birbirini daha fazla tanıyan bu takımın performansını düşünün. insanlar artık eleştirmekten vazgeçsin."

    "bugün g.saray sportif aş futbol açısından kendini finanse edebiliyor ama misyonumuz gereği yürütmek zorunda olduğumuz amatör şubelerimiz var. bu misyonu terk etmeyeceğimize göre yeni kaynak yaratmalıyız."

    "hep tudor konuşuluyor. 'o maç kaybedilirse ne olur, bu maç kaybedilirse ne olur, ne yaşanır' gibi konular gündemde tutuluyor. bunun tek sebebi planlı yapılan galatasaray düşmanlığıdır. başarili giden bir teknik adam ve takım var. lig uzun bir maraton. hep konuşuluyor, tudor, alanya maçını kaybederse ne olur? onu kazandı, beşiktaş maçını kaybederse, ne olur? böyle bir şey olmaz. bunun gündemde tutulmasının tek sebebi galatasaray düşmanlığı. ne yapalım, nasıl yapalım, galatasaray'ı yıpratalım. hocasını, yıpratalım. başka izahı yok."

    elbette bazı maçlar kaybedilip, kazalar olacaktır. bu 34 maçlık maraton. neticede biz sonunda şampiyon olma hedefindeyiz. teknik kadronun, oyuncuların, yönetimin ve taraftarın kitlendiği bu. taraftar bu takıma inanmış. hedefimiz 34. hafta bittiğinde şampiyon olmak.

    "projelerimizin iyi takip edilmesi, realize olması ve bu arada mali disipline dikkat ederek götürülmesi halinde galatasaray 3-4 yıl içinde altın çağını yakalayacaktır. benim hedefim bu. sıfır borçlu demek yanlış olur ama artık senede 100-150 milyon tl'yi bulan faiz-kur farkı ödemekten kurtulmuş bir galatasaray hayal ediyorum. bütün mesaimi bunun için harcıyorum, projeler üretiyorum."

    "beşiktaş ile maçımızın çok keyifli olacağını söyleyebilirim. her iki takım da çok iddialı. galatasaray da beşiktaş karşısında kazanmak için oynayacak. keyifli ve seyir zevki, heyecanı yüksek bir maç, neticesini maç bittikten sonra göreceğiz"

    "bütçe revizyonu genel kurulu yapacağız. gelir ve gider olarak önemli kalemler ortaya çıktı. bütün üyeleri bu toplantıya davet ediyorum. bu iyileştirmeleri onların dikkatine sunmamız lazım. galatasaray, 1905 yılında ali sami yen ve arkadaşları tarafından kurulmuş bir kulüp. ama kökleri 1481'e gidiyor. bir misyonu var. bu misyonuna bağlı olarak hizmet ediyor türkiye'ye. şimdi ikinci bir 100 yıla giriyoruz. bu ikinci 100 yıl, geçmiş yüzyılın getirmiş olduğu başarıların üzerine daha büyük başarılar eklemek sureti ile ben bu dönemin galatasaray'ın altın çağı olmasını istiyorum. bunun en önemli kriterlerinden bir tanesi de galatasaray kulübü'nün mali bağımsızlığını sağlamaktır!"

    cumartesi günü (yarın) için genel kurulu toplantıya çağırdık. bunun amacı şu, bütçe revizyonu genel kurulu yapacağız. bütçenin revizyona ihtiyacı vardı. hem gider olarak hem de gelir olarak önemli kalemler ortaya çıktı. yıl boyunca bütçeye giren yüksek montanlı, bu manada oluşmuş bazı gider kalemleri var. bunların bu yılın bütçesinde gözükmesi mecburiyeti var. dolayısı ile her zaman olduğu gibi ben de genel kurulu toplayıp bunları anlatayım. onların da bilgisine bu konuları getirmek istedik. bu bütçede yapılan revizyonun genel kurula anlatılması, onayının istenmesi adına bu toplantıyı yapacağız."

    "galatasaray adına önemli bir genel kurul olacak. katılım galatasaray kulübü adına çok önemli. bütün galatasaray genel kurul üyelerini bekliyorum.
    bu iyileştirmeyi onların dikkatine sunmak lazım.

    "faiz yükünün azaltılması, hatta sıfıra inmesi için yaklaşık 1.5 milyar tl'lik riva-florya projelerinden kaynak sağlamayı hedeflediğimizi söyledik. bu projeler orta vadeli. emlak konut ile yapılan projelerin esası, hasılat paylaşımı teşkil ediyor. k,rın yüzde 80'i g.saray'ın, yüzde 20'si emlak konut'un olacak. birinci dilimi teşkil eden 90 milyon dolar kasaya girdi. bunu finansal borçlarının kapatılmasında kullandık. riva ihalesi sonrasında garanti edilen 761 milyon tl'nin 388 milyon tl'si kasaya girdi. galatasaray'ın şu anda elinde 370 milyon tl daha temlik edebileceği asgari hedeflenen rakamdan kaynaklanan bakiyesi daha var. bunu da günü geldiği zaman, doğru şekilde kullanmak üzere galatasaray'ın gelirlerine intikal ettireceğiz. florya da yakında ihaleye çıkacak. gelir, galatasaray'ın finansal borçlarının temizlenmesi adına kullanılacak.

    "galatasaray spor kulübünün ikinci yüzyılına girdiği bu dönemde temeli iyi atmamız lazım. temelin iyi atılmasından kastım şu: elbette galatasaray, sportif açıdan her zaman en üst seviyede yarışacaktır, hedefi her daim her alanda şampiyonluk olacaktır. bunda kimsenin tereddütü yok. fakat zirveye oynarken de mali disiplinini, mali bağımsızlığı galatasaray kazanmalıdır. böylece gündelik başarılarla yetinmeyip, kulübü güçlü sağlam temellere oturtmuş oluruz. kulübün başkanı olarak benim bütün derdim bu."

    "bir defa riva'dan kaynaklanan, galatasaray'ın kasasına girmiş olan bir meblağ var. bu meblağı anlatacağız. riva ve florya'dan garanti edilen paranın bir bankadan temlik edilmesi sureti ile 341 milyon tl nakit para girişi oldu. bu nakit galatasaray spor kulübü derneğinin parası idi. bunu biz sportif aş'nin sermayesinin de artırılması ihtiyacına avans olarak gönderdik. oradan da, kredi hesaplarının kapanması adına ilgili bankalara gönderdik. bu net ve açık."

    "rakamlara baktığımız zaman galatasaray'ın 31.12.2016 tarihinde borç alacak farkı 546 milyon tl idi. 30.09.2017 geldiğimizde galatasaray'ın borç alacak farkı 214 milyon tl'ye indi. arada 332 milyon tl'lik fark var. bu fark emlak konut'tan kaynaklandırılıp getirilen para. insanlar şöyle yorum yapıyorlar: riva-florya satışından gelen para... satış kelimesini yanlış buluyorum. riva-florya'nın geliştirilmesine yönelik alınan ilk gelen taksit şeklinde değerlendirilmeli. çünkü daha kaynaklandıracağımız daha bir sürü gelir olacak."

    riva projesinden gelen paranın transfere harcandığı eleştirilerine yanıt veren g.saray başkanı, "bu kulüp senede, gişe, sponsor, yayın geliri ile yaklaşık 100 milyon euro kazanıyor" dedi.
    dursun özbek'in sorularımızı yanıtlarken üzerinde en fazla durduğu konulardan biri de sezon başı yapılan 10 transferin kaynağıydı. riva projesinden gelen parayla transferlerin yapıldığı iddialarına sert çıkan özbek şöyle konuştu:

    "kimse şunu söylemesin: "riva'yı sattılar, futbolcuları transfer ettiler. hiç böyle bir şey yok. zaten galatasaray kulübü sürekli bağımsız denetim firması tarafından denetleniyor. futbolda yaptığımız transferlerin kaynağı belli. biz sezon başında bazı futbolcularımızı sattık. bunlardan bir fon yarattık. yeni yapılan transferlere bu fonu harcadık. bu takımın 4 yıllık maliyetini hesaplayıp '100 milyon euro harcadılar. riva'dan gelen parayı futbol takımına yatırdılar' diyorlar."

    ya el insaf! 4 sene bu takım, şampiyonlar ligi'ne gidecek, şampiyon olacak, naklen yayın gelirleri, sponsor gelirleri, gişe gelirleri olacak. hiç bunlar yok mu yani!"

    "biz 4 sene boyunca sadece futbolculara para ödeyip hiçbir gelir elde etmeyecek miyiz? şurası çok net... galatasaray sportif aş senede gişe, sponsor, naklen yayın gelirleri ile yaklaşık 100 milyon euro hasılat elde ediyor. 90 milyon euro civarında da giderleri oluyor. net gözüken burada, galatasaray sportif aş'nin yarattığı hasılat geliri ile kulübün bugünkü performansına bağlı kadro kurulması son derece yeterli."

    "transfer konusunda herkes galatasaray'ın aldığı oyuncuları konuşuyor. 10 oyuncu transferi yapmışız. 10'u da oynuyor. ortaya koydukları performans ortada. transfer ettiğimiz oyuncuların katkısından memnunum."

    "bakanlık onayları tamam. sayın başbakan'ın imzasından sonra florya'dan taşınacağız. florya tesisleri'nin zemini yenilendi. 'kemerburgaz'a taşınma rötar mı yapacak' diye endişe oluştu. florya galatasaray'a dar geliyor. zemin yenilenmesi ile kemerburgaz'a taşınmanın alakası yok. proje planlandığı gibi yürüyor. kemerburgaz'daki arazi orman ve savunma bakanlıklarına ait. biz sayın cumhurbaşkanı'ndan destek istemiştik. teşekkür ediyorum. büyük destek verdi."

    "iki bakanlıktan da onay aldık. maliye bakanlığı da uygun gördü ve başbakanlığa iletti. sayın başbakan ile de görüşüldü. ilerideki günlerde bu konuya gerekli imzayı atması ile birlikte galatasaray, florya'dan taşınacak. herhangi bir rötar söz konusu değil."

    dursun aydın özbek
  • 29134
    galatasaray’ın bugün bu kadar puanı varsa bunun 1 numaralı nedeni tudor’dur. ‘tudor’a rağmen’ diye bir şey yok. eğer tudor’un yerinde olsaydım, sahaya mutlak kazanmak için çıkardım.

    eldeki oyuncu grubu da bunu yapmaya müsait. ama galibiyet için galatasaray’ın yan toplardaki sorununu halletmesi gerekiyor.

    beşiktaş’ta da quaresma’nın yapacağı ortalar, galatasaray’ın istemediği tek şey. zaten muslera yan toplara çıkamıyor ve rakipte de babel ve talisca gibi yıldız isimler olunca beşiktaş buradan yürüyüp gider. bundan sonra beşiktaş’ı durdurmak imkansız hale gelecektir.

    galatasaray ise feghouli oynadığı zaman orta alanda topla çok daha iyi oynayan bir takım haline dönüşüyor.

    ama rodrigues oyunda olunca bu iş çok daha farklı bir boyut kazanıyor. rodrigues, uçup giden bir adam.

    gomis için de şunu net söyleyebilirim. yüzde 100’ünü veren bir oyuncu. çok iyi bir profesyonel ve genç arkadaşların onu gerek saha içi gerek saha dışı onu örnek alması gerekiyor.

    son olarak da derbinin yıldızının belhanda ya da quaresma olacağını düşünüyorum. bu iki oyuncu kilidi açacak isimler olacaktır.

    beşiktaş ile fenerbahçe aynı puanda. fenerbahçe, 7 gol daha fazla atmış. norveçlisin ve beşiktaş'ı sadece şampiyonlar ligi'nde takip ediyorsun. ligde beşiktaş liderdir diye bakıyorsun bir bakıyorsun 23 puan, başakşehir 26, galatasaray 29. bu lig uçmuş dersin.

    türkiye'de sevilen hakem var mı? hakemi seven biri yok. türkiye'de genel bir hakemlik sorunu var. hem seyirci algısında hem de hakemlerin oyun algısında sorun var.

    mehmet demirkol
  • 29136
    tam saha dergisi'nden emre akbaba röportajı

    (gbkz: çok değil, 4-5 yıl önce 3. lig'de kahramanmaraş büyükşehir belediyespor forması giyen bir oyuncuyken bugün a millî takım kadrosunda olmanın hayallerini kuruyor muydun?)

    o dönemde 3. lig'e süper lig takımı antalyaspor'dan gitmiştim. bana "yarım sezon oynayıp devre arasında geri geleceksin" demişlerdi. dolayısıyla millî takım gönlümün bir köşesinde vardı ama uzak bir hedefti tabiî. öncelikli hedefim süper lig'de oynamaktı.

    (gbkz: fransa doğumlusun ama eldeki kayıtlarda fransa'daki futbol geçmişin yer almıyor. seni daha yakından tanımak adına en başa gidelim ve hem seni hem de aileni tanıyalım. bize fransa'ya neden ve nereden göç ettiğinizi, annenin, babanın ne iş yaptığını anlatır mısın?)

    annem de babam da bitlis adilcevazlı. ben doğmadan önce çalışmak için fransa'ya gitmişler. ben de paris'te doğup büyüdüm. babam stilist; bir terzi dükkanı var. annem de arada ona yardım ediyor. dört kardeşiz. iki ablam, bir kardeşim var. ablalarımın biri türkiye'ye döndü, burada yaşıyor. ben de 18 yaşında futbolcu olmak için tek başıma türkiye'ye geldim. fransa'da hiç profesyonel olmamış, hep amatör takımlarda oynamıştım. mehmet özdilek döneminde antalyaspor'a geldiğimde profesyonel sözleşme imzaladım ama kampta bir baygınlık geçirdim. bunun üzerine fransa'ya dönmek zorunda kaldım.

    (gbkz: geçmiş olsun. bu rahatsızlık daha sonra da tekrarladı mı?)

    hayır, hayır. belki hava değişikliğine bağlı bir rahatsızlıktı. sonrasında bir daha yaşamadım. ama antalyaspor'dan ayrılıp tekrar fransa'ya dönmek zorunda kaldım. fransa'daki takımımda u19 ligi'nde oynuyordum ve oldukça da başarılıydık. paris ligi'nde final oynamıştık. geri döndüğümde başka bir takımda oynadım ve ertesi sezon yine antalyaspor'a geldim. ama bu defa benimle amatör sözleşme imzaladılar ve a2 takımında oynamaya başladım. antalya'ya imza için babamla gelmiştim. bana amatör sözleşme imzalatacaklarını öğrenince kararsız kalmıştım. ama babam, "kendini göstermek için bu da bir fırsat. iyi oyna ve 6 ay sonra profesyonel sözleşmeye imza at" diyerek beni ikna etti.

    (gbkz: babanın futbolla bir ilgisi var mı?)

    futbola merakı varmış ama işlerinin yoğunluğundan dolayı oynama fırsatı bulamamış. ağabeyim ise hem futbol oynadı hem de geçen seneye kadar fransa'daki bir amatör takımda antrenörlük yaptı.

    (gbkz: fransızların sadece a takım değil genç takımlar düzeyinde de önemli başarılar elde ettiğini ve çok sayıda yıldız oyuncuyu dünya futboluna kazandırdığını biliyoruz. fransa'daki altyapı eğitiminden söz eder misin?)

    profesyonel takımlarda olmasa da altyapı eğitimimi fransa'da aldım. u19 düzeyinde 2. lig'de oynadım. oradaki hocam gerçekten bana çok katkı sağladı. taktik bilgisi de çok iyiydi, oyuncuların gelişimine de çok önem veren birisiydi. bugünlere gelmemde onun emeği çoktur.

    (gbkz: okul eğitimini nereye kadar sürdürebildin?)

    fransa'da üniversiteye gidiyordum. dil üzerine eğitim alıyordum. ama türkiye'ye gelince okulumu bırakmak zorunda kaldım.

    (gbkz: kaç dil biliyorsun?)

    türkçe, fransızca ve ingilizce olmak üzere üç dil biliyorum.

    (gbkz: kendine rol model olarak seçtiğin oyuncular, idollerin var mıydı?)

    fransa'da doğup büyüyen bütün gençler gibi ben de küçüklükten beri zinedine zidane hayranıydım. 2006 dünya kupası'nda fransa'nın brezilya'yı 1-0 yendiği maçta thierry henry'ye yaptığı bir asist vardı. o gün müthiş bir futbol oynamıştı. hiç unutmuyorum, maç gece yarısı bitmesine rağmen o şevkle ağabeyimle sokağa çıkıp top oynamıştık. zidene'ın top kontrolü, top h,kimiyeti ve oyun görüşü müthişti.

    (gbkz: seni çoğunlukla forvet arkasında izliyoruz ama zaman zaman ön liberodaki ikiliden biri olarak da görev yapabiliyorsun. bu da futbolu iki yönlü oynayabilen bir oyuncu olduğunu gösteriyor. bu özellikleri nasıl kazandığını, bunun için nasıl çalışmalar yaptığını anlatır mısın?)

    altyapıdayken 6 numara da oynadım. zaman zaman santrfor olarak da görev yaptım. yani ille de 10 numara oyuncusuyum diye bir durumum yok. ben oyunu iki yönlü oynamayı seven bir oyuncuyum. 1 yıllık evliyim. düzenli bir hayatım var ve böyle yaşamayı seviyorum. kendimi sürekli geliştirmek için çalışıyorum. bir de küçüklükten beri kondisyonum iyidir.

    (gbkz: antrenörlerin senin hangi özelliklerini beğeniyor? tamamlaman gereken eksiklerin konusunda neler söylüyorlar?)

    özelliklerim konusunda bir şey söyleyemem ama hocalarım maçlardan önce benden şut çekmemi istiyorlar, bazen şut atmak yerine pas verdiğimde de ikaz ediyorlar.

    (gbkz: alanyaspor'la senin çıkışın aslında birbirine paralel yürüyor. 2. lig, 1. lig ve derken süper lig senin açından üzerine bir de millî takım kariyeri eklendi. takımın ve senin bu birlikte yükselişinizi özetleyebilir misin?)

    antalyaspor'a ikinci gelişimde kahramanmaraş büyükşehir belediyespor'a kiralanıp geri dönüşümden itibaren devam edeyim. kampta samet aybaba hocamız bana hazırlık maçlarında çok şans verdi ama kadro da çok kalabalıktı. ben de kiralık gönderilecek oyuncular arasında yer aldım. amacım 1. lig'de bir kulübe gitmekti. 2. lig'de alanyaspor'dan teklif geldiğinde pek de istememiştim ama gidişim çok hayırlı oldu. çok güzel bir sezon geçirdim ve 1. lig'e yükseldik. bu arada antalyaspor da küme düştü ve iki takım 1. lig'de buluştu. bunun üzerine alanyaspor'da kiralık kalmayı tercih ettim. sezon sonunda antalyaspor süper lig'e çıkınca ben de kulübüme geri döndüm. yarım sezon antalyaspor'da oynayıp devre arasında yeniden alanyaspor'a kiralık gittim ve o sezon şampiyonluk yaşayıp süper lig'e yükseldik.

    (gbkz: alanyaspor saffet susiç'le süper lig'de hem iyi futbol oynayan hem de yukarıları zorlayan bir takıma dönüştü. bu sezon pek çok kişiye sürpriz gelecek sonuçlar aldınız. bu işin sırrı nedir sence?)

    saffet hoca takımı daha çok hücum özellikleri yüksek oyunculardan kuruyor. biz de hücum oynayan, dolayısıyla izleyenlere keyfi veren bir takımız. ama tabiî aynı zamanda çok da gol yiyoruz. yediğimizden fazlasını attıkça problem yok.

    (gbkz: susiç'i çalıştığın diğer antrenörlerden ayıran özellikleri nasıl sıralarsın?)

    saffet hoca oyuncularını rahat bırakan tarzda bir teknik adam. son derece sakindir ve oyuncularına kızmaz. ilk geldiğinde bana, "seni tanıyorum, en yetenekli türk oyunculardan birisin" demişti ve bu sözleri özgüvenimi oldukça yükseltmişti.

    bir forvet arkası oyuncusu için vagner love gibi bir santrforla oynamak da avantaj olmalı
    elbette vagner love devamlı çabalayan, efor sarf eden ve sürekli koşular yapıp pozisyon araştıran bir santrfor tipi. tek bir pasla onu gol pozisyona sokmanız mümkün. hücum bölgesinde oynayan fernandes de çok kuvvetli, süratli ve gol pozisyonlarına kolay giren bir oyuncu.

    (gbkz: alanyaspor'un ilginç maçlar oynadığından bahsetmiştik. senin kariyerindeki unutamadığın maç hangisi?)

    iki sezon önce play-off'ta adana demirspor'a penaltılarla üstünlük sağlayarak süper lig'e çıktığımız maç benim açımdan unutulmazdı. normal süresi 1-1 biten maçta takımın beraberlik golünü atmış, sonra da üstünlük sağladığımız seri penaltılarda da atışımı gole çevirmiştim. bu sezon 3-0 geriden gelip 4-3 kazandığımız trabzonspor maçı da unutulmaz ama o maçta sadece 3 puan kazandık; adana demirspor karşılaşmasında ise süper lig'e çıkmak gibi çok önemli bir başarı elde etmiştik.

    (gbkz: trabzonspor maçını konuşalım istersen biraz. trabzon gibi bir deplasmanda 3-0 geriden gelip 4-3 kazanmak konuşulmayı hak ediyor çünkü o maçın nasıl döndüğünü anlatır mısın?)

    henüz 32 dakikada 3-0 geriye düşmüştük. ilk yarının bitimine beş dakika kadar kalmıştı, hocamız iki savunma oyuncusunu çıkartıp hücuma dönük iki oyuncuyu daha sahaya sürdü ve devre bitmek üzereyken vagner love'la bir gol bulup farkı ikiye indirdik. devre arasına o golle girmek bize ikinci yarıda bir şeylerin değişebileceğini gösterdi. ama ikinci yarıda bir gol daha yeseydik her şey biterdi. trabzonspor yakaladığı pozisyonları değerlendiremeyip biz ikinci golü bulunca sahadaki çok şey değişti. fark bire indikten sonra rakibimizin oyun düzeni bozuldu, paniklediler. bizim de puan almaya inancımız arttı ve herkesin bildiği gibi iki gol daha atıp maçı 4-3 kazandık.

    (gbkz: bugün süper lig'de çizdiğin performans sayesinde a millî takımımızın kadrosundasın. seninle birlikte futbola başlayan pek çok arkadaşın ise bugün oyunun dışında kaldı. seni onlardan ayırıp bugünlere gelmeni sağlayan farkın neydi?)

    futbolda en önemli şey bence yetenekten de önce mental anlamda güçlü olmak. fransa'da olsun antalya'da olsun altyapıda hiç kolay şartlarda çalışmadım. o dönemde gelen benim gibi gurbetçi oyuncular da vardı ama hepsi bıraktı. inanmak, çalışmak ve her antrenmana kendini yüzde yüz vermek gerekiyor.

    burası önemli. 10 numara tabir edilen oyuncular genellikle yeteneklerine güvenir ve antrenmanlarda kendilerini fazla sıkmaz, maçlarda da topun kendilerine gelmesini beklerler.
    asla o tip bir oyuncu olmadım. top rakipteyken benim seyretmem mümkün değil. mutlaka top kapma mücadelesinin içinde yer alırım, aksi durumda kendimi kötü hissederim. sahada yürüyen bir oyuncu olamam. bunu kendi adıma hem arkadaşlarıma saygısızlık hem de egoistçe bir tutum olarak görürüm.

    (gbkz: aslında uzun zamandır dikkat çeken bir oyuncusun ama sadece bir defa a2 millî takımı'nda oynadın, haziran ayında da a millî takım kadrosuna çağrıldın ama forma giyme şansın olmadı. ay-yıldızlı formaya uzaktan bakarken neler düşünüyordun?)

    millî takım'a çağrılmadığım dönemlerde orada çok kaliteli ve yetenekli oyuncuların bulunduğunu düşünüyor, kendi kendime, "demek ki sen henüz oraya çağrılacak seviyede değilsin. daha çok çalışman, daha fazla gayret göstermen gerekiyor" diyordum.

    (gbkz: millî takım'ın mircea lucescu yönetimindeki bu yeniden yapılanma sürecinde kendini nerede görüyorsun? bu jenerasyonun neler yapabileceğini düşünüyorsun?)

    bu jenerasyonda çok yetenekli oyuncular var bana göre. ben de gerek maçlarda gerekse antrenmanlarda kendimi gösterip kabul ettirmeye çalışacağım. futbol hayatım boyunca zaten her gittiğim takımda aynı çabayı gösterdim ve sonunda belli bir seviyeye gelebildim. şimdi aynı şeyleri millî takımımızda da tekrarlamak istiyorum. bu jenerasyonun neler yapabileceği sorusuna gelince, millî takımımızda oyuncu grubu arasında iyi bir ortam oluşur ve hepimiz oynadığımız oyundan zevk alırsak, euro 2020'ye katılmamamız için hiçbir sebep yok.

    (gbkz: lucescu milli takımı, "kendi oyununu oynayan ve bu oyunu rakibine kabul ettiren bir takım" olarak tarif ediyor. bu anlayış senin futbol stiline de daha yakın duruyor.)

    kesinlikle öyle top ne kadar uzun süre bizde kalırsa, ofansif anlamda yapabileceklerimiz de o kadar çoğalacaktır.

    (gbkz: millî takım oyuncusu olmak hedeflerini de büyütüyor mu? gelecekle ilgili nasıl hayaller kuruyorsun?)

    türk futbolundaki en üst nokta millî takımdır. burada olmak insanın hem kendine güvenini artırır hem de hedeflerini büyütür. öncelikli amacım burada kendimi kabul ettirmek, sonrasında neler olacağını da bekleyip görmek.

    (gbkz: ismin transfer listelerinde sürekli geçiyor. bu konuda neler söylersin?)

    kulübümle sözleşmem sürüyor ve transfer meselesi benim tek başıma karar vereceğim bir konu değil. şimdi sadece kulübümdeki ve millî takım'daki performansıma odaklanıyorum. benimle ilgili transfer haberleri yayınlanıyorsa, bu doğru işler yaptığımı gösterir. bundan sonra da doğru işler yapmaya devam edeceğim.

    (gbkz: sahada çok yetenekli olduğunu biliyoruz. saha dışında nasıl bir insansın?)

    gençken biraz agresiftim ama türkiye'ye geldikten sonra sakinleştim. bu agresiflik de fransa'da doğup büyüdüğüm yerle ilgili olmalı. paris'te yaşadığımız yer bir tür gettoydu. daha çok göçmenlerin yaşadığı bir kenar mahalle bir oyun parkımız bile yoktu. sanırım o çevrede yaşamak beni agresif yapmıştı. etrafımızda çetelerin olduğu, kavgaların yaşandığı bir ortam vardı. ben ailemin de verdiği terbiye sayesinde hep bunların uzağında kaldım ve abimle birlikte kendimi futbola verdim. ama bazen eski arkadaşlarımı görüyorum, durumları çok da iyi değil. onlar adına üzülüyorum.

    (gbkz: futbolun dışındaki hayatında nelerden yapıyorsun?)

    havaların güzel olduğu dönemde izin günlerimde takım arkadaşlarımla plaj voleybolu oynuyorum. onun dışında sinemaya gitmeyi, yatmadan önce
    kitap okumayı seviyorum.

    (gbkz: artık futboldan para kazanan bir oyuncusun. ilk kazandığın parayla ne yaptın? sonrasında ailenin hayatını değiştirebildin mi?)

    ilk kazandığım parayla hiçbir şey yapamadım. çünkü gerçekten çok küçük bir miktardı. ama sonrasında şanslıydım, çünkü bana yol gösterecek, parayı doğru yatırımlara yöneltmemi sağlayacak ağabeylerim vardı. ailem paris'te güzel bir eve taşındı. kredi borcunu ben ödüyorum ama taksitler h,l, devam ediyor (gülüyor).

    (gbkz: türkiye'de yerli oyuncuların takımlarında çok fazla oynama şansı bulamadığını görüyoruz ama sen de cenk tosun gibi kendi takımının yıldızı olmayı başarmış bir yerli oyuncu örneğisin. hatta geçtiğimiz sezon "10 yabancı artı emre akbaba" kadrosuyla çıktığınız maçlar oldu. rekabette üstünlük sağlamış bir yerli oyuncu olarak genç arkadaşlarına ne tavsiye edersin?)

    öncelikle asla pes etmemeleri gerekiyor. oynamadıkları zaman antrenman performanslarını düşürmemeleri, tam tersine daha fazla çalışmaları gerekiyor. ne yazık ki türk futbolcuların duygusal bir yanı var ve oynamadıkları zaman küsüp çalışmayı bırakabiliyorlar. bu tavırdan mutlaka uzaklaşmaları l,zım. tabiî bu noktada kulüplere de önemli görevler düşüyor. altyapılarda sağlam sistemlerin kurulması, oyuncuların iyi şartlarda, kaliteli bir eğitim alması gerekiyor.

    ----------------------------------------------

    özellikle 6 numara olarak kariyerine başlaması ve 6-8-10 oynamayabilmesi, belhanda gibi bir oyuncuyu da yedekleyebilmesi açısından son derece önemli. kendisini klasik 10 numara olarak tanımlamıyor. fransızca biliyor. 1 yıllık evli. bence galatasaray'a transfer olabilme adına çok ideal bir profile sahip. uygun bir maliyetle takıma kazandırabilirsek ilk onbire +1 türk oyuncu kazanabiliriz.
  • 29137
    (gbkz: -haftasonu beşiktaş ile kritik bir karşılaşma var. o mücadele için öncelikle ne söylemek ister? düşüncelerin neler?)

    tabii derbiler çok önemli. mutlaka normal oynadığımız maçlar da önemli ama derbilerin önemi ister istemez biraz daha fazla olabiliyor. o yüzden derbi kazanmak, derbiden kazanılacak 3 puan da ligin geri kalanı için takıma ekstra bir motivasyon sağlayabiliyor. bu yüzden hafta sonu oynayacağımız maçın önemi daha artıyor. mutlaka güzel bir maç bizi bekliyor. tek hedef kazanmak.

    (gbkz: -derbinin sonucu ilk yarının liderini belirler mi?)

    biraz önce söylediğim gibi çok çok önemli bir maç. önemli bir rakibe karşı oynayacağız. tabii ki ligin kaderini belirleyecek bir maç değil. mutlaka kazanıldığı zaman takıma ekstra motivasyon sağlayacak bir maçtır. arada belli bir puan farkı var. kazandığımız zaman bu fark artacak ve mutlaka daha avantajlı olacağız. ama bu demek değildir ki; ters bir sonuç olduğunda bütün işler tersine dönecek veya veya kazandığımız zaman her şey bitecek diye düşünmemek lazım. mutlaka bunun öneminin bilincinde çıkacağız o maça. ama bütün ligin de sonucu olmayacak o maçın sonucu.

    (gbkz: -vodafone park'a beşiktaş'a karşı 6 puan önde gitmek bir avantaj olarak değerlendirilir mi?)

    bakıldığı zaman lige iyi başlayan bir galatasaray var. mutlaka devamında bazı inişler çıkışlar olmuş olabilir ama şu anda bakıldığı zaman liderliği hak eden bir galatasaray var. o yüzden oraya lider olarak gideceğiz. iyi bir puan farkı var aramızda, mutlaka bir avantaj. ancak önemli olan bu avantajı kendi lehimize çevirebilmek, bu avantajı en iyi şekilde kullanabilmek. demin de belirttiğim gibi bu ligin son maçı olmayacak. lig devam ediyor, ligdeki durumumuzun iyi olduğu aşikar. bunu düşünerek gidip, bu avantajı kullanmamız gerekiyor. diğer açıdan her maça finalmiş gibi hazırlanmamız gerekiyor. her maç son maçmış gibi mücadele etmemiz gerekiyor. bu maça da bir final maçıymış gibi çıkacağız. umarım sonuç bizim lehimize olur.

    (gbkz: -genel olarak derbilerde ev sahiplerinin bir adım önde olduğundan bahsedilir. tecrübeli bir oyuncu olarak bu konuya katılıyor musun?)

    o kadar da fazla katılmıyorum aslında. biliyorsunuz kendi evimizde bir derbi oynadık ve 0-0 bitti. o yüzden o maça da gideceğiz ve maç eşit şartlarda 0-0 başlayacak. demin de söylediğim gibi önemli olan o maça en iyi şekilde hazırlanabilmek, en iyi şekilde performansının maksimumunu gösterebilmek. bu iyi giden süreci gzüel bir galibiyetle devam ettirebilmek. ama demin de söylediğim gibi akıllı oynamak lazım, dikkatli oynamak lazım. maç ona göre şekillenecektir.

    (gbkz: -türkiye'deki derbi atmosferi için neler söylemek istersin?)

    türkiye'deki derbilerin atmosferi gerçekten inanılmaz oluyor. bugüne kadar oynadığım en ateşli derbi diyebilirim. tek bir derbi oynadım; ev sahibi olduğumuz fenerbahçe maçının bana verdiği derbi imajı bu. umarım cumartesi günü de öyle olur. ne olursa olsun deplasman takımı olabiliriz, taraftarımız daha az olabilir ama bir futbolcu olarak o gürültüyü, o sesi, o duyguları hissedebilmek çok önemli. umarım cumartesi gübü o duygularla güzel bir sonuç çıkar.

    (gbkz: -porto forması giydiği dönemde beşiktaş ile o statta maça çıkmıştı. o atmosfer hakkında neler söylemek ister?)

    o zaman oynadığımı maçı tabii ki hatırlıyorum. çok güzel bir ortam, ambians vardı. ancak türkiye'de nereye giderseniz gidin ev sahibi takım o ambiansı mutlaka yaratıyor. türk takımları genel olarak çok ateşli bir taraftara ait. porto'da beşiktaş ile oynadığım son maçı yenmiştik. umarım kazanan taraf yine biz oluruz.

    (gbkz: -derbide galatasaray'ın en büyük avantajı maicon'a göre ne olacak?)

    bakıldığı zaman en büyük avantajımız aradaki puan farkı ve lider olmamız. ama diğer taraftan lider olmanız size daha fazla sorumluluk getiriyor. daha fazla sorumluluğunuzun bilincinde olmanız gerekiyor. çünkü önünüzde hiçbir takım yok,devamlı diğer takımlar tarafından takip ediliyorsunuz ve bu da ister istemez lider devam etmek için sizde bir baskı yaratabiliyor. o yüzden çok zor bir maça çıkacağız, önemli bir maça çıkacağız. rakibimize de çok saygı duyuyoruz. önemli bir rakibe karşı oynayacağız. sadece beşiktaş'a karşı değil, kimle oynarsak oynayalım bizim saygımız her zaman aynı seviyede. bütün rakiplerimize saygımız sonsuz ama biz de neler yapabileceğimizi, potansiyelimizi biliyoruz. o yüzden bunu en iyi şekilde kullanmak istiyoruz. ama demin de söylediğim gibi en önemli avantajımız lider gitmemiz olacak.

    (gbkz: -quaresma ile porto'da beraber forma giymiştiniz. onu nasıl bir futbolcu olarak tanımlıyorsun?)

    quaresma tabii ki çok kaliteli ve yetenekli bir futbolcu. diğer taraftan insan olarak ve karakterini sevdiğim birisi. kendisiyle beraber oynadığım için şanslı olduğumu düşünüyorum, çünkü porto'da efsane olan bir oyuncu. mutlaka cumartesi günü kendi takımının en önemli silahlarından biri olacaktır. her zaman söylediğim gibi tabii ki çok kaliteli ve iyi bir oyunculara sahip bir takıma karşı oynacağız ama hedefimiz oradan galip gelmek.

    (gbkz: -igor tudor'un sana bireysel olarak en büyük katkısı ne oldu?)

    igor tudor'un çok iyi bir teknik direktör olduğunu düşünüyorum. beni ve takım arkadaşlarımı maça en iyi şekilde hazırladığını inanıyorum. bu zamana kadar da bizi en iyi şekilde hazırladığını zaten görüyoruz lider olarak, bu da bunun bir göstergesi. çok iyi bir başlangıç yaptık sezona, tabii iki inişler çıkışlar olabilir ama bakıldığı zaman şu anda galatasaray lider ve liderliğini devam ettiriyor. bunda hocamızın çok çok büyük payı var. o yüzden hem benim için hem takım için büyük bir avantaj.

    (gbkz: -geride kalan 13 haftayı değerlendirdiğin zaman takım olarak ve kendi performansın istediğin düzeyde mi?)

    sizin de belirttiğiniz gibi 13 hafta geçti. mutlaka artılarıyla eksileriyle geçirdik bu maçlara. hiçbir zaman en iyi yerlere geldim, lider oldum diye bırakmamak gerekeiyor. her zaman daha iyiye odaklanmak, daha iyiyi hedeflemek gerekiyor. bizim de yapmamız gereken, düzeltmemiz gereken şeyler var. mutlaka bazı hatalarımız var ama umarım her geçen hafta, her geçen maç bu hataları düzelterek daha iyiye gideriz. tabii ki çok iyi başlangıç yaptık ama onu devam ettirmek çok kolay değil. aynı şekilde, aynı ritimde oynamak kolay değil. ama bakıldığı zaman bazı inişler çıkışlar olsa da bizim bunu devam ettirdiğimiz gözüküyor. o yüzden şu ana kadar önemli bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. ama hedefimiz sezon sonunda mayısa geldiğimiz zaman şampiyon olup, o kupayı kazanıp taraftarlarımızı mutlu etmek. bunun için de her geçen hafta yaptığımız hataları düzelterek devam etmemiz gerekiyor.

    (gbkz: -süper lig ve diğer oynadığın ligler arasındaki benzerlik ve farklar nelerdir?)

    şu zamana kadar portekiz ve brezilya liglerinde oynadım. türkiye ligi'nin de bu liglerden hiçbir farkı yok. kalite düzeyinin gayet yüksek olduğunu düşünüyorum. takımlara baktığınızda yapılan çok çok önemli yatırımlar var. çok önemli oyuncular var ve her geen sene de gördüğüm kadarıyla türkiye ligi'nde rekabet seviyesi ve oyuncu kalitesi daha çok artıyor. umarım ilerleyen yıllarda da bu böyle devam eder ve dünyanın önemli ligleri arasında yer alır türkiye ligi.

    (gbkz: -muslera, fernando ve mariano gibi isimlerle aynı dili konuşmak sahada ne gibi avantajlar sağlıyor?)

    bakıldığı zaman aslında birbirine çok destek olanbir takımımız var ve dil çok önemli bir problem olmuyor. zaten baktığınız zaman futbolun dili ortak. ingilizce, türkçe, fransız veya ispanyolca da konuşsanız bu hiçbir şey fark etmiyor. o yüzden inanılmaz bir avantaj diyemem açıkçası. önemli olan hafta içinde neler yaptığınız ve o maça nasıl hazırlandığınız.

    (gbkz: -son olarak beşiktaş derbisi öncesinde taraftarlara bir mesajı var mı?)

    onlara vereceğim en önemli mesaj bizlere inansınlar, bizlere güvensinler. bu zamana kadar inandıkları gibi mutlaka bize cumartesi günü de inansınlar. çünkü onları sezon sonunda mutlu edebilmek için u takım elinden gelenin en iyisini yapıyor. umarım en iyisini yapmaya devam edip sezon sonunda taraftarımıza bri şampiyonluk hediye ederiz.

    maicon pereira roque görünümlü mert çetin :(

    baktığınız zaman, sizin de belirttiğiniz gibi, biraz önce söylediğim gibi...
  • 29140
    beşiktaş (d)
    akhisar
    y. malatya (d)
    göztepe

    “galatasaray, beşiktaş’a yenilirse geri kalan maçlarından en fazla 2 puan çıkarır.”

    turgay demir

    şu adama dünyanın en önde gelen yazarlarının en önemli eserlerini de okutsanız, matematik, mantığı en iyi hocalardan da öğretseniz o fanatik zihnini yenemez ve bir şey değiştiremezsiniz. maalesef ki bu çürümüş zihinlerin ağzından çıkan sözcükler televizyonlarda yayınlanıyor.
  • 29143
    --- alıntı ---

    sevgili başkanım dursun özbek, lütfen sesimize kulak ver fatih terim'i göreve getir. galatasaray yönetimi tuchel ile görüştü. çok sağlam bir bilgi, cenk ergün de yalanlamayacaktır.

    büyük ihtimalle fatih terim, özlediği yuvasına geri dönecek. yarın açıklama gelebilir. bir aksilik olmazsa, bir sonraki maçta takımın başında olacak.

    fatih terim geldiği zaman florya'da birkaç kıyım yapacaktır muhtemelen. bunu bilen ve istemeyen kişiler de, fatih terim'in gelmesini istemiyor ve fatih terim'in gelmemesi için dursun özbek'e baskı yapıyor.
    --- alıntı ---

    ergün penbe

    kaynak: ajansspor üzerinden beyaz futbol.

    zannedersem kendisi de teknik ekipte olacak. hadi bakalım iddialar dogruysa nasil olacak? bekleyelim gorelim. ne olursa olsun galatasarayimiz icin en guzel olmasi temennisiyle.
  • 29150
    "brezilya'dan portekiz'e gitme kararını almak benim için kolay oldu. çünkü ailemin hayatını değiştirmek için bir şans yakalamıştım. san andre'deki maaşım 100 euro'ydu. orada kalsam ne yapacaktım? sonuçta portekiz ligi, bir avrupa ligiydi. orada herkesin beni izleme şansı vardı. bugün hala insanlar inanmıyor ama oraya gittiğimde de aslında hayatım çok değişmedi. oradaki maaşım 500 euro'ydu. portekiz 2. ligi'nde 500 euroya oynuyordum. ama işler benim adıma çok iyi gitti. takım çok iyiydi. bir üst lige çıktı. ondan sonra da zaten her şey çok daha farklı oldu."

    "geçen sene 6 ay oynamış birisi olarak şu an takımları çok daha iyi bir seviyede görüyorum. lig daha da zor bir hale geldi. türkiye ligi gelişiyor. daha da geliştiğinde çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum."

    "süper lig'de en beğendiğim oyuncular: fenerbahçe'den valbuena. galatasaray'dan ndiaye. bence galatasaray için çok kilit bir oyuncu. orta sahada önemli işler yapıyor. beşiktaş'tan quaresma, zaten herkesin beğendiği bir oyuncu. trabzonspor'dan da burak."

    junior caiçara
App Store'dan indirin Google Play'den alın