• 18151
    sezon başından beriçok iyi transferler yaparak çok iyi olduğu söylenen takımım. malesef transferler konusunda çok büyük hatalar yapıldı. ilk olarak fernando gibi savunması kuvvetli ancak hücümda olmayan bir orta sahanın yanına futbolcu alamadı gözümüzün nuru takımımıza bu yönetim. n’diaye gibi hiçbir başarısı olmayan bir futbolcu alındı. ilk maçlarda renktaşlarım, kendisi için adam yiyor,pres yapıyor,dribling yapıyor diye övgüler düzerken kendisi pas be yaratıcılık anlamında 0 bir oyun çizdi. ismi bizimle anılan imbula ve lemina’dan en az birisini dahi almadık,alamadık. nasıl orta sıra takımlarına gittiklerini de beraber gördük o arkadaşların. her ikisi de adam eksilten, yaratıcılığı olan, pozisyonlara girebilen oyunculardı. ikinci olarak takımın tek kanat oyuncusu rodrigues kalmışlen kanat alınmadı bu takıma. feghouli gibi bir kapalı kutu alındı ki o da hayal kırıklığı olacak ve malesef herkes görecek bunu. son olaral da takımın başına teknik direktör getirilmedi. tudor gibi başarısı olmayan, vizyonu dar bir macerapereste bırakıldı bu takım. malesef 4-5 üst düzey transfer ve karakterli, kaliteli bir hoca alınmadan başarıya hasret kalacağız ve gün gün eriyeceğiz.
  • 18152
    büyük maçlarda aynı prandelli'nin şampiyonlar liginda çıkardığı saçma sapan taktikler eşliğinde oynayan takım. ligin kenarları en etkili kullanan takımına karşı çift santraforla stoperlere gereksiz pres yaptırıp kenarları boş bırakmak tam bir faciadır. tolga ve ndiaye ne kadar ciğersiz olsa da orta üçlüden bu kadar kolay kenara açılamazlar. daha da kötüsü her şey ortadayken hatasından dönmek istemeyen bir teknik direktörümüz var. zaten genç ve bizimle öğrenecek bir adam ama ısrarla öğrenmek istemiyor. en kötüsü de bu. yoksa büyük maç alamaması tek başına bir olay değil, şenol güneş de geçen sene alamadı.

    (bkz: 18 kasım 2017 başakşehir galatasaray maçı)
  • 18153
    18 kasım 2017 başakşehir galatasaray maçı için konuşursak, iki takım arasında büyük fark var.önce onu kabul edelim. ibb' diyorum ben hala bu arada bu takıma. ibb, önce 2-3 içinde futbol sistemini oturttu nispeten daha az kaliteli oyuncularla. örneğin, adebayor yerine yıllarca mehmet battal oynadı. sonra para musluğu açılınca sistemini bozmadan, takımdaki kaliteyi yükseltti yeni transferlerle. o bakımdan emre yokmuş, ali, mehmet yokmuş çok da fark etmiyor. yerine oynayan bir şekilde eksikliğini hissettirmiyor çünkü isimlere göre değil belli bir sisteme göre hareket eden bi yapı var. bu maça baktığımda galatasaray'ın oyununu sadece saha içinde doğru dizilişini koruyarak bozdu. kimse ekstra koşmadı. ibb takımında neredeyse tüm oyuncular hem takımın bütünselliğine göre hareket etti hem de bireysel taktiği riayet etti. herkes hangi çerçevede ne oynadığını bilince çöpe dönmüş gökhan inler bile iş yapıyor. galatasaray'ın ise sezon başından beri geçen süre içinde hiçbir sistem oturtamadığını görüldü. ibb doğru setlerle galatasaray'a etkili atak yapma şansını vermedi.
  • 18154
    2016-2017 sezonuna göre kıyasta 2017-2018 sezonu 12 hafta sonunda "+7" puanı var. rakiplerimiz beşiktaş'ın "-2", başakşehir'in ise "+1" puanı bulunuyor.

    galatasaray (+7)
    - geçtiğimiz sene kayseri'ye içeride yenilmişken bu sene galip geldik. (+3)
    - geçtiğimiz sene osmanlı deplasmanında berabere kalmışken bu sene galip geldik. (+2)
    - rize/sivas içeride yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene antalya deplasmanında galip gelmişken bu sene berabere kaldık. (-2)
    - geçtiğimiz sene kasımpaşa'ya içeride kaybetmişken bu sene galip geldik. (+3)
    - bursa deplasmanı yine galibiyet. (0)
    - içeride karabük yine galibiyet. (0)
    - konya deplasmanı yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene fenerbahçe'ye içeride yenilmişken bu sene berabere kaldık. (+1)
    - trabzon deplasmanı yine mağlubiyet. (0)
    - içeride gençler yine galibiyet. (0)
    - başakşehir deplasmanı yine hezimet. (0)

    beşiktaş (-2)
    - içeride antalya yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene kasımpaşa deplasmanında kaybetmişken bu sene berabere kaldılar. (+1)
    - içeride bursa yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene karabük deplasmanında kaybetmişken bu sene galip geldiler. (+3)
    - içeride konya yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene kadıköy deplasmanında berabere kalmışken bu sene mağlup oldular. (-1)
    - geçtiğimiz sene içeride trabzon'u yenmişken bu sene berabere kaldılar. (-2)
    - geçtiğimiz sene gençler deplasmanında berabere kalmışken bu sene mağlup oldular. (-1)
    - içeride başakşehir yine beraberlik. (0)
    - alanya deplasmanı yine galibiyet. (0)
    - adana/göztepe deplasmanı yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene içeride akhisar'ı yenmişken bu sene berabere kaldılar. (-2)

    başakşehir (+1)
    - içeride bursa yine galibiyet. (0)
    - geçtiğimiz sene kasımpaşa deplasmanında galip gelmişken bu sene mağlup oldular. (-3)
    - geçtiğimiz sene içeride konya'yla berabere kalmışken bu sene galip geldiler. (+2)
    - geçtiğimiz sene fenerbahçe deplasmanında kaybetmişken bu sene galip geldiler. (+3)
    - geçtiğimiz sene içeride trabzon'u yenmişken bu sene berabere kaldılar. (-2)
    - geçtiğimiz sene gençler deplasmanında berabere kalmışken bu sene mağlup oldular. (-1)
    - geçtiğimiz sene adana/göztepe deplasmanında berabere kalmışken bu sene galip geldiler. (+2)
    - içeride alanya yine galibiyet. (0)
    - beşiktaş deplasmanı yine beraberlik. (0)
    - içeride akhisar yine galibiyet. (0)
    - deplasmanda antep/malatya yine galibiyet. (0)
    - içeride galatasaray yine galibiyet. (0)

    kıyas:
    beşiktaş 77 (-2) = 75
    başakşehir 73 (+1) = 74
    galatasaray 64 (+7) = 71
  • 18156
    2017-2018 sezonu için, herhangi bir maç öncesi on kişiye "galatasaray'ın standart 11'i nasıldır?" diye sorulduğunda en az sekiş kişi aynı kadroyu sayabilecek duruma gelirse başarılı olma ihtimali yüksektir.

    otursun artık doğru bir ilk 11, sıkıldım her maç icat çıkarılmasından.

    hiç bir olumlu olumsuz yorum belirtmeden:

    - tolga bu takımda olmalı mı, olacaksa nerede oynamalı?
    - rodrigues niye yok, olmayacak mı, oynayacaksa nerede oynamalı?
    - feghouli nerede oynamalı?
    - defans formasyonu ne olmalı?
    - çift forvette ısrarcı mıyız değil miyiz, ısrarcı isek eren yeterli mi?
    - kanatsız oyun gerçekten olur mu?

    bu soruların cevabını acilen bulması, uygulaması ve yap boz gibi değiştirmemesi gereken takım.
  • 18159
    3-4 kilit oyuncuya ihtiyacı var. düzgün bir sol bek, tolga'nın yerine bir sol açık, ki bu pozisyonları asamoah tek başına doldurabilir, topla gidebilen, adam eksiltebilen, gomis'e partner bir forvet ki bence bu atlanılmaması gereken bir eksiklik; defansa lider devamlılığı olan marcelo tarzı gerçek bir stoper, orta alana n'diaye benzeri bir oyuncu daha.
  • 18160
    hücum organizasyonlarında çok büyük eksiklikleri olan takım. küçük maçlarda pek göze batmıyor bu durum. oyuncu kalitesiyle bir şekilde açıyoruz kilidi, devamı da geliyor zaten. ama biraz büyük maçlarda hücum konusunda etkinliğimiz sıfıra düşüyor, biz de bu durumu sürekli futbolculara bağlıyoruz. vay efendim belhanda lakayıtmış, rodrigues'in kafası çalışmıyormuş, latovlevici bütün topları içeri şişiriyormuş, ndiaye artık dribbling yapmıyormuş vs. bütün futbolcularımızın sorunlu olması pek mümkün değil bence.

    bazen gol atılınca anlarsınız, çalışılmıştır o gol. her adımı planlıdır, tık tık tık 2-3 tane hızlı pasla sonuca gider takım. bu sene ben böyle pek golümüzü hatırlamıyorum. tudor kaynaklı bu sıkıntıyı çözersek derbi kabızlığından da kurtulacağımızı düşünüyorum.
  • 18162
    2017-2018 sezonu sonunda şampiyon olduğunda, 18 kasım 2017 başakşehir galatasaray maçı hatırlanmayacaktır bile... hoca yeterli veya yetersizdir, büyük maç kazanamıyoruzdur bunlara bişey demem ama şampiyon olmak bizim genlerimizde var. ve allah'ın izniyle şampiyon olacağız.

    edit: hamza hamzaoğluyla bile şampiyon olmuştur.
    26 ekim 2014 istanbul başakşehir galatasaray maçını yerinde izleyip 4-0'lık yenilgiyi yaşamış olmamıza rağmen sadece 5 gün sonra 31 ekim 2014 galatasaray kasımpaşa maçını koşarak gitmiştik. çok şükür öyle bir mağlubiyet ile peşini bırakacak değiliz. bu takın şampiyon olacak. inanmayanlar bırakabilir ama biz her zaman peşindeyiz.
  • 18166
    sorunu bir maçı 5-1 kaybetmesi değildir.

    sorunu işte şimdi tökezleyecekler, büyük takımları yenemiyorlar dendiğinde bize bunun aksini gösterecek kararlılığı gösterememeleridir. kritik bir maç dahi kazanamayan, hakem hatalarından bu kadar çok etkilenen bir takım şampiyon olabilir mi gerçekten? belki de olabilir. sonuçta kötü olsak bile rakiplerimiz çok hata yapar, biz de şampiyon oluruz. bu kadar basit. ama sahada şampiyon ruhlu olan, dosta güven düşmana korku veren bir takım yok. ben umutsuzum bu takımdan. daha doğrusu tudor'dan umutsuzum.
  • 18167
    halen şampiyon olacağına inanılan takım. kesinlikle olamayız demiyorum mucizevi bir şekilde rakipler sezon sonuna kadar böyle puan kayıplarına devam ederse oluruz. anca öyle oluruz zaten. kendi işimizi kendimiz yapamıyoruz. her büyük maçta yeniliyoruz.

    ancak siz de biliyorsunuz ki beşiktaş'ın kendi evinde üç maç üst üste kazanamaması veya fenerbahçe'nin birkaç maçta son dakikada yediği gollerle puanlar kaybetmesi bir gün bitecek. lideriz diye kendimizi avutmayalım. beşiktaş bu hafta şanslı olsaydı aramızdaki puan farkı 2 olacaktı. işin içinde bir de başakşehir var.
  • 18168
    eleştirileri hak etmiyor bence. bir kere bu takımın rotasyon sıkıntısı var, ayrıca yeni kurulmuş bir takım. şimdi bunlar bir takım için büyük sıkıntılar. bu sıkıntıları aşması gerekenler teknik ekiptekilerdir. sağ olsun teknik ekiptekiler ise bu takımın işini daha da zorlaştıracak her şeyi yapıyor. her maç farklı kurgu ile çıkıp takımın ezbere oynayacak kadar birbirini tanımasını engelliyor. rotasyon olsun diye zorunlu kalmadıkça oynamaması gereken oyuncuları ilk 11 başlatıyor. rakibi iyi analiz edip bu takıma kolaylık sağlayacağına, rakiplere nasıl kolaylık sağlarım diye uğraşıyor. bu şartlar altında şuanki konumunda olması bence kalitesinden kaynaklanıyor. sorunu başka yerde arayalım derim.
  • 18169
    bu takım genetiğini kaybetti gerçekten yahu. ben kendimi,adımı bildim bileli galatasaraylıyım. hadi fb maçlarını anladık artık üzerimizde lanet mi var nedir de,kardeşim ben bjk'yi ts'yi derbiden saymazdım ya son 2 seneye kadar. bak başakşehiri söylemedim bile. zerre korku çekince olmazdı içimde benim için bir gençlerbirliği bir kayseriden farksızdı neredeyse. ben bu takımın bu büyüklüğüne , bu asaletine ayrıca hastaydım ya. bjk,ts'liler sinerdi bizim maçlarda. ağzını açıp gık diyemezlerdi be kardeşim. el insaf son 7 büyük maçta 1 puan yahu. 21 puanın sadece 1'i. beyler bakın burası galatasaray. çıkıp keşke abdürrahim albayrak gibi biri 2 tokat atsa şu hırvat dengesize. yahu ruh hastası sen ne demeye her hafta bozuyosun ciddi rakip gördün mü. bırak sen oyununu oyna burası galatasaray kardeşim. sen rakibe değil rakip sana önlem alacak. en büyüğüsün bu ülkenin en büyüğü. sen gördün mü bayern münihin hoffenheima,red bull leipzige önlem aldığını,formasyonunu bozduğunu. hiç gördün mü barcelonanın bilbao'ya karşı özel hazırlandığını. onu küçük olan yapar. edirneden diyarbakıra, vandan izmire kadar bu ülkenin en büyüğü, vakti zamanında türk bayrağını en çok gururlandırmış ve gururlandırmaya da devam eden en büyük camiası,kulübünün futbol takımı değil.
  • 18171
    skibbe, rijkaard ve mancini ile dahi (kötü hocalar anlamında demiyorum, bu tarz maçlardaki mantalite olarak bilhassa mancini ve rijkaard.) bjk ve ts'yi içerde dışarda tokatlayan takım(dı). tamam bjk ve ts'ye kötü olduğumuz zamanlar, tutuk olduğumuz zamanlar oldu da 2-3 sene üst üste bu kadar kötü olduğumuzu da hiç hatırlamıyorum bu açıdan. bu da özgüven sorunu yaşadığımıza bir delalet. 4. yıldızdan, bilhassa o sezondan sonraki 2 kupa aldığımız sezondan itibaren sürekli kötüye gidiyoruz bu anlamda. şeytanın bacağını bir yerde kırıp tekrar eski günlere dönüş sinyalini çakmalıyız. bu durum elbet bitecek bir yerde ama biraz daha sürerse orta vadede başımızı yakacağı kesin şu aşamada.

    bu seneye özel bunun sebeplerinden birisi de bana göre, takımın oyunu tutamaması ve içerde oynadığımız tempolu, rakibi boğan pres futbolunun dışında hiçbir alternatifi olmaması. rakip bize o oyunu oynatmadığı anda çuvallıyoruz. o oyunu da deplasmandaki derbilerde oynaman falan zor, 3-4 senede bir olur olursa. bu tarz maçlarda ayağa pas yaparak ne yaptığını bilerek oynayacaksın, geride boşluk vermeyeceksin bilhassa havadan gelen topların çoğunu alacaksın. sen de aynı şekilde, özellikle duran toptan gol arayacaksın. geçen yıl 2-2 biten maçta ilk golümüz duran toptu mesela. fener'e kazandığımız kupa finalinde de süper kupa finalinde de duran toptan atmıştık. sonra da geride sağlam durup rakibi yıldıracaksın. tudor bunu oynatıyor gibi görünüyor ama aslında buna dair hiçbir şey yapmıyor. bu tarz maçlarda her an gol yemeye meyilli olduğumuz gibi hayatta gol de atamıyoruz, rakip zaten boşluk vermiyor. verse de o nadir gelen 1-2 pozisyonu gole çeviremiyorsun. takımdan belli bir süre sonra umutsuzluk akıyor. bu yüzden başakşehir maçını kazanmalıyız demiştim, özgüvene ihtiyacı var takımın çünkü. tamam deplasmanda 1 puan fikstüre göre iyidir falan filan inter milan bunlar mantıklı da, nereye kadar gidecek böyle? içerde de yenemiyorsun.

    özetle, kritik maç sendromuna acilen son vermesi gereken ve verdiği takdirde 2017-2018 spor toto süper lig sezonunda şampiyon olacak takımdır.
  • 18173
    balık baştan kokar edasıyla;
    1-tudor: kendisinde son haftalarda aşırı bir kendini beğenmişlik seziyorum. seziyorum değil, hep birlikte görüyoruz. klas ve alçakgönüllü hareket etmesi lazım. her hafta rakip teknik direktör ile maç içerisinde ağız dalaşına girmesine gerek yok. maç sonu açıklamaları da bir facia.
    2-muslera: herifin çocuğu oldu. benim yaşadığım abd eyaletinde babalık izni 6 hafta. bence kafası ne maçlarda, ne de takımda. bariz bir şekilde formsuz. çok iyi bir yedek kaleci getirdik. neden kullanmıyoruz?
    3-mariano: sağ bek görevlerini ofans uğruna ihmal ediyor. hücuma çıkıp da topu alamadığında geri dönmek istemiyor, bozuluyor. bu böyle olmaz.
    4-maicon: kendisi stoper. oyun kurucu değil. görevi oyun kurmak olmaması lazım. mariano'nun ileri çıkması kendisini çok zor durumda bırakıyor.
    5-denayer: bütün maç konsantrasyonunu markaj'a odaklamamız lazım. ekstra işler yapamıyor.
    4-sol bek: rezalet.
    6-fernando: her maç savunmaya gömülüp, komutanlık yapması bekleniyor. yapıyor da. ama ne gerek var? maicon ne güne orada duruyor? takım ne ileride çoğalıyor, ne de ortadan katedebiliyor. melo'nun sahip olduğu ''oyun kurayım, kısa paslarla takımı çıkarayım'' bakış açısının olmaması çok büyük eksiklik.
    7-n'diaye: sezon başından beri ısınamadım. bir engin baytar değil.
    8-tolga: asıl fernando'nun yerine rölanti oynaması gereken adam bu. hareketli top kontrolü zayıf olduğu halde soldan bindirme yapmasını bekleyip hem ona hem takıma haksızlık ediyoruz.
    9-gomis: çift forvet oynadığımızda etrafına bakması lazım. iyi, hoş, golleri sıralıyor ama bazen 'biraz bencilleşti mi ne?' diye sormadan edemiyorum. kendi oyun görüşünü taktiksel varyasyonlara uydurmakta zorluk çekiyor. 3 pozisyonda daha rahat olan eren'in topa sahip olmasını engelledi.
    10-belhanda: çabalamasına çabalıyor ama hala istenilen ciddiyet seviyesinde değil. kulağının çekilmesi lazım. kaleye çok uzak oynuyor. bu kadar rahat adam geçebilen bir oyuncunun topla kaleye 25-30 değil, 10-15 metre mesafede buluşturulması lazım. tekrar ediyorum, -buluşturulması- lazım.
    11-eren: konsantrasyon ve heyecan eksikliği yaşıyor. uzun dönem askerlikten dönmüş er gibi topu zımbalaması lazım ama, gel gör ki kendisi lincoln'den hallice sertlikte şutlar çekiyor.

    forvet forvetliğini yapıyor. o tarafta sıkıntı yok.
    ama takımda ne orta sahalar orta sahalık, ne de stoperler stoperlik yapıyorlar.
    tudor iş tanımlamada sene başından beri fanteziye kaçmış durumda.
    oyuncular pozisyonlarına marjinal kalan, dolayısı ile eğitimlerini almadıkları görevlere konuşlandırılıyor. bu böyle olmaz.

    neden fernando duruyorken, maicon pas trafiğini sağlamaya çalışıyor?
    neden fernando ve n'diaye kısa paslar ile orta sahayı katetmiyorlar?
    neden belhanda orta saha ile rakip ceza sahası arasında sıkışmış durumda?

    tudor'un daha takımın temellerini sağlam oturtmadan bu kadar geniş spektrumlu denemeler yapmasından açıkcası hoşnut değilim. neden mi yapıyor? çünkü galatasaray'ı bir basamak olarak görüyor. bakın bunu eleştirmiyorum; hatta saygı duyuyorum. belki kendisine juventus teknik direktörlüğünü hedef koymuştur, kim bilir. hatası juventus'da ve bilimum avrupa devlerinde yapabileceği varyasyonları galatasaray'da denemesi. bu oyuncu topluluğu elit oyunculardan ve 1'den fazla görevi kaliteli yapacak oyunculardan kurulu değil. ama kendisi ileride *olur da* juventus teknik direktörlüğünde bu varyasyonlar ile değerlendirileceğini bildiği için, galatasaray'da da bunu yapması gerektiğini düşünüyor.

    galatasaray, düşünülenin ve gerçeğin aksine, tam bir deplasman canavarı olmalı. nasıl mı?
    iç sahada rakipleri gole boğ, dış sahada çekinsinler.
    iç sahada topa sahip olup rakibe top gösterme, ama dış sahada kontralardan 2-3 tane sallayıp otobüsü çek.

    sözün özü; fanteziyi bırakıp, herkesin kendi işine odaklanması gerekiyor.
    tudor'un oyuncularımızın yetenek yelpazelerinin o kadar geniş olmadığını idrak etmesi lazım. ne mariano lahm, ne maicon javi martinez, ne de tolga iniesta.
  • 18174
    2017-2018 sezonunda tarihi ve sarsıcı başarılar beklentisi yaratacak kalitede 9 futbolcuya sahip olan takım. normal koşullar altında 5-6 kaliteli (en üst düzey değil) kalanı ortalama görev adamları ile sistemli ve disiplinli bir takım yaratmak mümkünken bu standardın üzerinde görülen takım, futbol zekası, sistem karmaşasından, istikrarsız kadro seçiminden ve kötü kenar yönetiminden son derece olumsuz etkilenen takım, 18 kasım 2017 başakşehir- galatasaray maçında yaşadığı çaresizliğin müsebbibini anlayabilecek kapasitede olan takım, teknik ve taktik yöneticisi olmayıp maçlara, egosu yüksek zekası kıt kondisyoner talimatı ve dizilişiyle çıkan takım.
  • 18175
    18 kasım 2017 başakşehir galatasaray maçın açabildiğini 2-0 gerideydik. skor bir skandal ve maç çok üzücü ama ben galatasaray için karalar bağlamaya gerek olmadığını düşünüyorum. şu önümüzdeki 2 maçı doyurucu geçirmemiz gerek o kadar.

    önce rakibimizi bir tanıyalım. başakşehir senelerdir belli teorik ve pratik bilgileri üst üste koymuş, iyi ve geniş bir kadrosu olan, iyi bir hocaya sahip, hocanın bakış açılarında ki eksiklikleri kapatacak bir yönetime sahip, oyun gücü yüksek bir takım.

    topun olduğu farklı alanlara farklı reaksiyonlar verebiliyorlar. bu da 2 haftalık bir çalışmanın değil senelerin yarattığı bir durum. bakın bir iki yedek sayayım.

    tunay torun
    irfan can kahveci
    gökhan inler
    kerim frei...

    yani karşımızda iyi bir kadro, takım ve kulüp var. biz puan farkını oluşturduğumuz da 2.5 şampiyonluk adayı olduğunu düşünüyordum. biz, beşiktaş ve başakşehir de yarım.

    yediğimiz gol sayısı ve goller skandal. ancak izlediğim bölüm için konuşursam ceza sahası içinde topla oynadığımız enstantaneler hatırlıyorum. bunlara ek olarak net pozisyonlar ve gol de var. bu pozisyonların çoğu gol olması zor pozisyonlar. ama orada da rakibin meziyeti var. rakibimiz seni kolay kolay 18e sokmamak konusunda iyi. sen gitsen de işini olabildiğince zorlaştırıyor.

    bu sayının böyle olmasında bu sorun etkisi de var. hatta büyük etkisi var ama buna rağmen başakşehir gibi bir takıma karşı yakalayabileceğinden belki de fazla olan aksiyonlar bunlar. rakibimiz bizden daha iyiydi ve büyük maçlarda karnemiz iyi değil. ancak ben durumumuzun 5-1lik skor kadar kötü olduğunu düşünmüyorum.

    bu sebepten ötürü de üzülmeme rağmen rahatım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın