• 18176
    sistem ve taktik kargaşası yaşayan canım takımım. şuan dünyada revaçta olan üç sistem var diyebiliriz; 3-4-3, 3-5-2 (çok uygulayan kalmadı ama tudor'un hatrına) ve 4-2-3-1 (4-1-4-1, 4-3-3 gibi varyasyonları da buna kattım).

    ilk sistemi başarıyla uygulayan takımlar genelde orta dörtlünün kenarlarında tüm kanadı etkili bir şekilde kullanabilen oyuncular tercih ediyorlar. ileri üçlüde ise gezgin, hızlı, şutu ve pası etkili olan iki tane ofansif orta saha. premier league'de conte'nin chelsea'si beklerde victor moses (bu yıl zappacosta) & marcos alonso, ofansif orta sahada ise hazard ve pedro'yu kullanıyor. detaya girmiycem ama şurası çok net, bu dört oyuncu da tam oraların oyuncuları. ilerde de vuruş kalitesi yüksek bir forvetleri var (geçen yıl costa, bu yıl morata). pochettino'nun tottenham'ı ise aynı sistemi aurier/trippier (geçen yıl walker) & davies (geçen yıl rose) bekleri ve dele alli & eriksen ofansif orta sahaları ile oynuyorlar. aynı kalite burada da geçerli. bu sistem, galatarasaray'ımızda uygulamak maalesef imkansız. beklerde mariano nispeten bunu oynayabilir ancak sol bekte linnes ve lato ile imkansız. aynı şekilde belhanda nispeten gezgin ve düzgün ayaklı ancak etkili şutu yok (varsa da henüz göremedik). feghouli ve rodriguez ise bana göre tipik kanat oyuncuları. yani keşke oynayabilsek ama maalesef ben ihtimal vermiyorum, tudor'da henüz hiç denemedi.

    ikinci sisteme conte'nin ve belki biraz da allegri'nin juventusu üzerinden konuşabiliriz. zira naçizane bildiğim kadarı ile dünyada pek oynayan kalmadı. malum üçlü, barzagli, bonucci ve chiellini geride; sol bek sandro (bence faal en iyi sol bek) ve sağ bek lichtsteiner. orta üçlüde iki yönlü üst düzey oyuncular; marchisio, pogba, pjanic; gezgin, hızlı ve müthiş ayaklı dybala ve harika bitirici higuain. bu sistemi de zinhar oynayabileceğimizi düşünmüyorum. denayer maalesef beklenenin çok gerisinde. bir önceki sistemde olduğu gibi kanadı komple kullanacak bir sol bekimiz yok. eren ve gomis ile çift forveti de ancak pes 3'te fransa'yı seçip wiltord ve pires kanatları ile oynayabilirsiniz (!).

    son sistemi rakiplerimiz üzerinden konuşmak istiyorum, başakşehir ve beşiktaş. iki takımından da oturmuş ve birkaç yıllık takım olduklarının farkındayım. ama iki takımda da en çok takdir ettiğim nokta, sistemden ve taktikten rakip kim olursa olsun vazgeçmemeleri. emre'nin ve mahmut'un olmadığı bir galatasaray maçında adam orta ikiliyi bitik gökhan ve defansif katkısı zayıf irfan can ile kurdu ya. dur tedbir alayım, burayı üçleyeyim; irfan'ın yerine daha defansif hakan özmert'i koyayım demedi. aynı şey beşiktaş için de geçerli: atiba ve oğuzhan/tolgay şaşmıyor abi; monaco deplasmanına da, içerdeki osmanlı maçına da. bunun yanında ofansif üçlüden, bizim tudor'un beklediği gibi üst düzey savunma katkısı beklemiyorlar. zaten bana göre hiçbir kanat ve 10 numara pozisyonu oyuncusu üst düzey savunma katkısı vermez/vermemeli. ben feghouli'nin de belhanda'nın da rodriguez'in de eforlarını adam kovalayarak harcamalarını doğru bulmuyorum. senin amacının, bu adamları üçüncü bölgede topla buluşturması olması gerekir. bunun için de fernando, ndiaye, maicon ve mariano'nun rahatlıkla yetmesi gerekmez mi anlamıyorum. emre&mahmut, atiba&oğuzhan'ın yaptıklarını, fernando&ndiaye neden yapamasın gerçekten anlamıyorum. aynı şekilde; elia&visca&mossoro, babel&quaresma&talisca'nın yaptıklarını rodriguez&feghouli&belhanda neden yapamasın. ki yaptılar ilk haftalarda ve biz nedense vazgeçtik. ya ben gerçekten takımımızı bir zorlu maçta ideal 11 ve sistemle görmek istiyorum artık. olmadığını bi göstersinler bize, gelip buraya defalarca özür dileyelim; ama allah aşkına deli saçması kanatsız ve iki durağan forvetli, 22 tane 6-8 numara ile oynamaktan daha mı riskli en iyi oynadığımız 4-1-4-1'i oynamak mı? iki idman yaptığımız (!) takımla, hazırlık maçında bile denemediğimiz 4-4-2 ile oynamanın neresi akla mantığa sığıyor çözemiyorum.

    saçmaladıysam affola; ancak beşiktaş maçını da kaybedersek, rüzgar ve özgüven kazanma anlamında sıkıntılar yaşayacağımızı düşünüyorum ve bu da beni çok üzüyor/geriyor. umarım bir an önce toparlarız.
  • 18178
    österrunds rezaletinden sonra ikinci rezalet de geldi. belli ki yönetim o maçtan sonra yaptığı gibi ölmüş eşşek taklidi yapıyor/yapacak. bu sefer cenk ergün bile konuşmadı. konuşacak bir şey yok çünkü. kimse de yüz de kalmadı. trabzon maçında sonra dayak yedik hakem makem dedi. bu maçta hakemlik bir şey de yok. bundan sonra tek açıklama hoca ile yolları ayırdık olur başka olmaz. belli ki bekleyelim görelim, hayırlısı belki düzelir gibi dangalakça denemeye devam edecekler. ama ben onların yerinde olsam bugüne kadar bir b planı yapmadılarsa hemen yapmaya başlarım. beşiktaş maçında da rezillik olursa o zaman dursun'un başkanlık hayalleri suya düşer. onu çok güvendiği reis'i dahi kurtaramaz. 40 milyon € gibi inanılmaz bir yatırım yaptığın sezonda (ki hala 20 milyonluk yatırım daha lazım - sol bek, stoper, sol açık, santrafor )takımı tudor'a emanet etmek gibi akıl almaz bir risk aldılar, buna risk denmez aslında kumar denir. ama teker patladı.
    beni esas hala şaşırtan şeyse tudor’un basın toplantılarında bir bildiği varmış gibi hareket etmesi. ciddi ciddi şimdilerde leblebi gibi kazandığı kolay maçları ikinci yarıda alacağını falan sanıyor ya gerçekten aptal olduğunun en büyük kanıtı bu olsa gerek. ikinci yarıda ilk yarıda aldığı puanın yarısını alamaz bu kafayla giderse. 5 attığın gençlerbirliği ikinci yarıda seni öyle bir paçavraya çevirir ki neye uğradığını şaşırırsın. baya baya büyük maçlar mesele değil mayısta görüşelim diyor. e baba o zaman çıkma sahaya 3-0 hükmen bırakalım büyük maçları. eziyet de çekmemiş oluruz.
    yani deneme tahtasına çevirdin, her maç yeni bir şey deniyorsun. yolda görsem tekme tokat dalarım, şaklaban!!! stajını yapmak için epey pahalı bir hobi. 20 milyonun insanın ağız dolusu küfürü, hakareti, ruh sağlığı, giden onca kaynak para, itibar, geçen zaman/yıllar vs… sadece yazık!!!
    fatih terim’in belli ki iktidar tarafından üstü çizilmiş. zaten özbeklerin de yularları ona bırakmak niyeti yok. ellerindeki müthiş payandadan (galatasaray) kendi rızaları ile vedalaşmak onların bile yapamayacağı bir dangalaklık örneği olurdu. ha bu arada terim yine gelmeli mi o da ayrı mesele.
    hakikaten ciddi bir çıkmaz içindeyiz ve yine 4. olacağımız bir sezona doğru süratle koşuyoruz. bunun sonu ekonomik çöküş ve takımın yabancılara satışıdır. çünkü hayatta ve futbolda maalesef dibin dibi yoktur. örnek; leeds united, kocaelispor, rangers vs... silinir gidersin; işte böyle bir çapsız/hain/iktidar yalakası çetenin elinde. iş bilmezlerin oyuncağı olursun. allah insanı cahilin, iş bilmezin, aptalın şerrinden korusun! amin!
  • 18179
    3 merkez orta sahayı aynı anda sahada bulundurmayı bırakması gereken takım. bir de öyle görmeliyiz şu takımı. veyahut n'diaye'yi forvet arkasına alıp belhanda'yı kanat olarak değerlenircez. yoksa üretemiyor bu takım. 4 hücüm oyuncusu aynı anda sahada olmalı. formasyonun önemi yok. belhanda-gomis-eren ne üretecekti ki? gençlerbirliği maçında da ayrıca 4 hücümcu sahadaydı. garry sol kanat-bek gibi oynasa da. futbol sadece taktik oyunu değil. yetenek de gerekiyor. topu ayağında tutamayınca, dripling yapamayınca, adam eksiltemeyince, bir kaç pas-koşu-verkaç yapamayınca ben ne anladım futboldan arkadaş?
  • 18181
    dün gece belhanda'nın beinsports fransa kanalına yaptığı açıklamaları yeni okuma fırsatı buldum. bence takım ile hoca arasındaki bağ yavaş yavaş kopuyor. anladığım kadarıyla takım bildiğimiz futbolu oynamak istiyor ama hoca sürekli bir şeyleri değiştiriyor. eğer bir hoca ve takım arasındaki bağ kopmaya başlarsa, orda artık başarılı olmak zorlaşır:( inşallah böyle bişey olmaz, en azından devre arasına kadar.
    https://twitter.com/...s/932318729391759361
  • 18182
    şampiyonluğun iki formülü var.

    ya yol kazaların olur, atıyorum evinde malatya'ya yenilirsin ama gidip fenerbahçe'yi kadıköy'de yener bunu telafi ederek şampiyonluğa gidersin, ya da küçük maçları içeride dışarıda fark etmeden kazanır, derbilerden bağımsız şampiyon olursun.

    ha sen hem antalya deplasmanına takılayım, hem de büyük maçlarda galip gelmeyeyim dersen şampiyonluk hayal.
  • 18183
    fb, ts, bjk, b.şehir maçlarını kazanamasa bile kaybetmemeyi öğrenmeli. kaybedince rakibin de yaklaşıyor. oysa ki berabere bitirebilse şimdi hem birkaç puan fazlası olmasıyla hem de rakiplerine(b.şehir) ekstra puan vermediğinden puan farkı olacaktı.

    şu anda diğer takımlarla olan her maçını kazanması gerektiği gibi bir de 2 aralık 2017 beşiktaş galatasaray maçı gibi bir büyük maçı kazanması takımın kendine gelmesi açısından da çok önemli.
  • 18185
    wagner love tipi bir forvefe ihtiyaci olan takim. kendisini alalim demiyorum ama ihtiyacimiz olan forvet tipidir, iki forvet oynamak istiyorsan zaten elinde farkli oyun karakterinde adamlar olacak. eren ve gomis gibi benzer kuleleri dikmeyeceksin. zamaninda hakan sukur ve saffet sancakli ikilisi bile olmadi bu. ancak hakan ve arif ile beraber fazlasiyla verim verdi. hatta bana gore adrian illie-hakan ikilisi daha verimliydi. sonuc olaracak tek forvet oynamak istiyorsan bile her turlu adam lazim. eren'in su dakikadan sonra verimli olacagini sanmiyorum.
  • 18186
    hızlı, adam geçen, topu taşıyabilen hücum oyuncularına ihtiyacı olan takım. kanat veya forvet olabilir. ama özellikle kanatlarda hem tolga gibi takım oyununa katkı sağlayacak hem de oyunun sıkıştığı anlarda şapkadan tavşan çıkarabilecek oyuncular bulmamız lazım. zor ve maliyetli olacağını biliyorum ancak özellikle deplasmanlarda başarılı olmak istiyorsak böyle oyunculara ihtiyacımız var.

    takım oyununa katkı sağlayan bir bruma olsaydı mesela bu sezon kesin şampiyonduk diyebilirdim.
  • 18187
    önümüzdeki süreçte transfer politikasının takımın yaş ortalamasını düşürme üzerine olması gereken takım. bu illaha genç transfer yapılsın demek değil, 25-29 arası da bu kategoriye dahil.

    30 yaş üzeri futbolcu alınacaksa da ne olur sözleşmeler kısa vadeli yapılsın, isim ne olursa olsun. yoksa 2-3 seneye yine patlarız. şuan beğensek de mariano,fernando,gomis gibi isimleri 2 seneye beğenmemeye başlayacağız. he umarım kendilerine çok iyi bakarlar ama köy öyle görünüyor.
  • 18189
    2017 - 2018 sezonunda; jose sosa, burak yılmaz, juraj kucka ve hugo rodallega gibi önemli eksikleri olan trabzonspor'a 2-1 yenilmiş, emre belözoğlu ve mahmut tekdemir gibi önemli eksikleri olan başakşehir tarafından ise 5-1'lik ağır mağlubiyete uğratılmış takımdır. sıradaki rakibi ise alanyaspor'dur ve rakibin elit oyuncusu vagner love'ın yanı sıra etame mbilia ve junior fernandes gibi önemli oyuncuları sakattır. hatta emre akbaba'nın durumu ise belirsizdir. lafın özü bu sene eksiği olan takımlara yenilmiştir.

    sıradaki 25 kasım 2017 galatasaray alanyaspor maçı'nda da yenilmesinden korktuğum gözümüzün nuru takımımızdır. bir yenilgiyi daha* kaldıramam...
  • 18191
    devre arasında kesinlikle ve kesinlikle etkili bir kanat oyuncusu transferine ihtiyacı olan takım.

    bu sezon şampiyonluktaki en büyük rakiplerimize bakın. başakşehir ve beşiktaş'ta kadroya giremeyen oyuncular bile bizim takımda banko oynar ve fark yaratırdı. galatasaray gibi şampiyonluğa oynayan bir takımın en iyi kanadı ve umut bağladığı adam rodrigues olamaz. yanlış anlaşılmasın kendisini faydalı buluyor ve oynamasını istiyorum çünkü bireysel olarak kenarda birşeyler yapabilecek nadir adamlardan. ama o oynamadığında böyle tökezliyorsak vay halimize. kimse de iyi kadrodan falan bahsetmesin o zaman.

    senin rakiplerinde babel, quaresma, lens, elia vs. gibi kanatlar var. biz ise paok'tan 3 milyon'a aldığımız iyi niyetli ama yetersiz rodrigues'e bel bağlıyoruz. bruma gibi bir adam vardı satıldı. madem sattınız o ayarda bir futbolcu da almalıydınız yönetim olarak. bizim ligimizde kanatlar, çalımla sıfıra inen adamlar çok iş yapar. bakın ligin başında o övdüğümüz galatasaray'ın gollerinde rodrigues-gomis imzası vardı genelde. ki bunu yetersiz dediğimiz adam yapmıştı.

    basit bir futbol izleyicisi olarak benim gördüğüm bu. bizim takımın her iki kanadına da hızlı, çalım atabilen, sıfıra inip ortalarla gomis'i topla buluşturabilen adamlar lazım. tolga oynamamalı kanatta. yetenekli adamlar oynamalı. tolga'nın yeri orası değil. devre arasına kadar ise kesinlikle feghouli ile rodrigues oynamalı kanatlarda.

    galatasaray'ın geçmişine de bakarsanız bu tarz adamların fark yarattığını görürsünüz. zamanında ribery, keita gibi oyuncular çok sevilmiş ve etkili olmuştu. bruma da öyle. çünkü bu tip adamlar kapalı defansları açabilirler. seyirciyi ve takımı bir iki güzel hareketle coşturabilirler. ilerde rakibe her zaman bir tehdit unsuru oluşturur, kart çıkmasına faul yapılmasına neden olabilirler.
  • 18193
    burdaki renkdaşların 2017-2018 sezonunda büyük maçlarda oynanan kötü ve silik oyunu kabullenememesini gayet iyi anlıyorum. yalnız işin realitesine baktığımızda deplasmanda ts ve başakşehir'e 6 puan kaybedince dünyanın sonu gelmiş gibi davranılmasını anlamıyorum. kötü oyun yüzünden eleştirelim ama amaç şampiyon olmaksa yakıp yıkmaya gerek yok. bizim 7 puan kaybettiğimiz fb, başakşehir ve ts'a, bjk de 7 puan kaybetti. üstelik iki maçı da kendi sahasında oynadı. ve hala bizim 4 puan gerimizdeler. hep söylüyorum, yine söyleyeceğim. fb, bjk, ts ve başakşehir ile toplam 8 maç oynuyoruz, diğer takımlarla 26 maç... buda 78 puan eder. büyük maçları kazanmakla şampiyon olunsaydı, fb uzak ara yapardı. takımı büyük maçlardaki kötü oyun için sonuna kadar eleştirin, eleştirelim ama amacımızı unutmayalım. son olarak 22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçını bir kenara koyuyorum. o gün resmen hakem tarafından doğrandık. olay vermediği penaltı veya belhanda'ya gösterdiği kırmızı kart değil. herif ilk 15 dk'da bütün takımı ve tribünleri sindirdi. he sinmemek lazımdı ama işte orda da takımın tecrübesizliği ortaya çıkıyor. geçenlerde bir arkadaş yazmıştı. çok karakterli futbolcularımız var evet ama böyle maçlarda melo tarzı adamlar aranıyor. fb maçında onu çok aradık mesela...
  • 18194
    büyük maçları kazanamıyor olması, olası bir şampiyonluktan sonra katılma hakkı elde edilen şampiyonlar ligi'nde hiçbir halt yapamayacağına delalet eder, nitekim şl'de tüm takımlar büyük oluyor.

    açıkçası igor tudor'a olan güvencim bir hayli sarsılmış olsa da en azından ilk devreye kadar hatalarından ders çıkartacak mı diye sabretmeyi gerektiren kredisi olduğunu düşünüyorum.

    umuyorum ki beşiktaş derbisinde 4-2-3-1 dizilişi ile oynar ve önde baskı anlayışına geri döner.
    yoksa o maçta 1 puan alsa bile yönetim ipini keser, bundan en ufak bir şüphem yok.
  • 18196
    takım 3 senedir büyük maç kazanamıyor doğru düzgün. güvensizlik olması kadar normal bir şey yok.

    2011-2015 arası madara ettiğin beşiktaş'ı 2 senedir yenemiyorsun mesela, 1 hafta sonraki maç için de umutlu değilsin.

    keza fenerbahçe, başakşehir, trabzon yine öyle.

    büyük maç kazanmadan ne takım havaya girer ne taraftar.

    onun dışında lider oyuncu yok söylemine ben de katılıyorum. bu takımın hücumda lider ve soğukkanlı bir oyuncusu yok bana kalırsa. sneijder böyle bir adamdı mesela, drogba ve elmander yine öyle.
  • 18197
    büyük maçları kazanamıyor oluşu tarihine ve büyüklüğüne yakışmamaktadır. bu durum direkt başarısızlığa delalet etmez belki ama psikolojik olarak takımı ve taraftarı yıpratır. asıl misyonumuz olan avrupa kupaları için de bize iyi şeyler vaat etmez.

    eskiden en azından fener ikili istatistiklerde üstündü. şimdi trabzon bile bize üstünlük kuruyor. kaldı ki bu takım aysal döneminde fenerbahçe'ye bile ezici üstünlük kurmuştu.

    hayır yani kadro çok kalitesiz desek o da değil. maicon, fernando, mariano, gomis gibi oyunculara en son ne zaman sahip olduk?
    o zaman sorun başka yerde. en başta teknik direktör meselesi. tudor şu ana kadar büyük maçlarda bizi eleğe çevirdi. en azından riekerink denen adamın bizdeki kariyerinde beşiktaş ve fener galibiyetleri vardı. tudor'la inanın başarısızlık olarak kimseyi kıyaslıyamıyorum.

    ayrıca sneijder, podolski, bruma gibi şapkadan tavşan çıkaran oyuncularımız da yok. takım dediğim gibi çok kaliteli ama çok özel oyuncusu yok. büyük maçlar ise özel oyuncularla kazanılır. bir de çirkef oyuncu eksikliğimiz de bunda etken. şu takımda bir melo olsaydı inanın çok şey değişirdi. böyleleri rakibi sinirlendirir, hakemi baskı altına alır ve taraftara da güven verir. tamam iyi kadro kurduk ama şöyle teferruatları hiç düşünmedik.
  • 18198
    önceki senelerde büyük maç kazanamamamız tamamen kalite eksikliğinden kaynaklanıyordu. selçuk inan, sabri sarıoğlu, yasin öztekin gibi şu anki oyuncularımızın onda biri kalitede olmayan oyuncularla bile eski halleri daha formda olan beşiktaş ve fenerbahçe'yi zorlayabiliyorduk. çünkü takımda iyi kötü bir derbi kültürü ve sabri sarıoğlu gibi deli fişek isimler vardı. şimdi bu söylediklerimden sabri dönsün falanca kişi dönsün anlamı da çıkmasın lütfen bahsettiğim şey baskın karakterli oyuncular.

    bu kadar hakem katliamına kurban gidip yine bu denli sessiz ve pısırık kalabilen bir galatasaray kadrosu daha izlememiştim. tamam hepsi çok güzel insanlar hepsi on numara insanlar ama böylesi silik karakterli olmak da takıma zarar verir. tabi mevcut siliklikle de derbi kazanamamak çok anormal değil. derbi olayını teknik direktöre de fatura edebiliriz elbette ama bu konunun etkisini de küçük görmemek lazım. sonuçta kadro çok kaliteli, ee takım diğer maçlarda kötü oynasa teknik direktörde iş yok diyelim. o da yok.

    devre arasında asamoah- gaitan falan alalım diyen taraftarlarımızı sonuna kadar anlıyorum ancak bize artık yetenekli oyuncu değil derbi oyuncusu- lider oyuncu lazım. ujfa gibi, drogba gibi ilk geldiği günden sonuna kadar takımına sahip çıkan karakterler lazım. aksi taktirde bu yumuşak oyuncularla, 10 sene daha derbi kazanamayız. isterseniz guardiola'yı getirin yine sonuç değişmez.
  • 18199
    sene başından beridir yere göğe sığdıramadığımız takımımız her zamanki alışkanlıklarını devam ettiriyor: her maç rakip ceza sahası önünden nasıl en kısa sürede kendi kalecine dönersinin dersini görüyoruz. kabul ediyorum, çok kaliteli izlettiriyorlar bize. haklarını yiyemem. nasıl dikine oynanmazın dersini görüyoruz. aynı zamanda bu ders top bir oyuncunun ayağındayken nasıl geri kalan 10 oyuncu boşa kaçmaz, rakibin arkasına saklanır dersi ile de ilişkili. yani birinden kalırsak diğerini alamıyoruz. zincir gibi düşünün. durum böyle olduğundan biz her maç ikisini de layıkıyla yapıyoruz :) topu ayağına alan her oyuncu top benden gitti gerisini onlar düşünsün kafasını çok iyi yansıtıyor, bazı oyuncuları en azından maçın belli anlarında dışarıda tutuyorum ancak hemen hemen tüm oyuncular bu konuda özel ders verebilir. saati 200 dolar fena olmaz, ha? aaaa, en önemlisini unutmuşum: nasıl gol yenir. hiç açıklamıyorum, bir güzel yeriz, muhteşem yeriz. gol yemeden maç bitiremeyiz. peki ya taçlar? of be ağzımın suları aktı. gerçi bu türkiye'nin genel bir krizi. yani ülkecek taç atmayı bilmiyoruz. bu konuyu daha fazla 'taç'landırmıyorum ve herkesi bu yazımı okumaya davet ediyorum: http://abcspor.com/tac-atamayan-ulke/ bu linki ararken yazarkenki heyecanım kaçtı. neyse artık 96-00 arasına dönemeyeceğimizden bu ve buna benzer yazıları zaten yıllar boyunca yazıcam, kimse dertlenmesin. rahat olun ya muhteşem oynuyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın