• 121
    10 yıl önce muslera'yı satalım onur'u alalım başlığı vardı. ahshsh dünyanın en kısa fıkrası. bu başlıklardan sadece 1 yıl sonra onur gençliğinin baharında futbolu bırakıp başka işlerle uğraşmıştı. kalecilik hızlı refleksler istediği kadar mental sağlamlık da gerektiren bir mevki. hatta bana kalırsa mental sağlamlığın en fazla olması gerektiği mevki. tek başına olduğun ve bir küçük hatanın maç kaybettireceği bir mevki.

    düşünün, uefa kupasını aldığımız sezon yabancı hakkımız kısıtlı diyerek bu hakkı ortasahada değerlendirmeye çalışıp olası bir uefa finaline kerem inan ile çıksak nolurdu? uefa finali özelinde en önemli oyuncuyu sorup anket yapsak %90'ın üzerinde taffarel yanıtı gelir. aramızda finali canlı izlemiş olanlar çok iyi bilir ki kupa popescu penaltıyı attığında kazanılmamıştır. taffarel henry'nin kafasını çıkardığında kazanılmıştır.

    bütün gerçekler bu kadar ortadayken, muslera'yı satıp almaya çalıştığımız onur göt göbek bağlayıp bir anda yok olmuşken, onun üzerine ligimizde veya dünyada parlayan kalecilerin bir çoğu birkaç sene prime dönem yaşayıp tarih olmuşken ve muslera bu süreçte abartısız olarak dünyadaki en iyi 10 kaleciden biri olmaya devam eden süreklilik gösteren bir performans sergilemeye devam ederken, bu süreçte 3 kere ikili mücadeleye girdiği için korkunç sakatlıklar yaşayıp tamamından zımba gibi dönmüşken ve o sakatlıklardan birinde biz 1 gol yüzünden şampiyonluk kaybetmişken....

    hala nasıl muslera gitsin yerine türk kaleci gelsin denilebiliyor anlayamıyorum, anlam veremiyorum, çıldırıyorum ve kendimi silkmek istiyorum. olmaz arkadaşım olmaz. muslera gidip yerine 2002 yılındaki rüştü'nün reenkarnesini getirmedikten sonra bu yaptığına pişman olur durursun. bir neslin karaciğer sorunu yaşamamasi için, allah rızası için artık şu defteri kapatalım. muslera emekli olana kadar bu takımın kalesinin sahibidir. nokta.
  • 127
    kalecilik mesleğinin en büyük gerekliliği olan duygularına ve sinirlerine hakim olabilme konusunda başarılı olabileni yok. onun haricinde pozisyon alma, yan toplar, bire birler gibi birçok özellikten birkaçını iyi yaparken birkaçını kötü yapıyorlar. bırakın muslera'yı, karcemarskas ayarında bile yerli kaleci yok şu anda ligde. en iyileri altay ile uğurcan, ikisinin de tonla defosu var.
  • 92
    galatasaray taraftarının hiç bir zaman sabır göstermediği oyuncu tipi. bu nedenle ülke futboluna yerli kaleci yetiştirememektedir. bunda biraz da aldığımız yabancı kalecilerin harika performansları da etkili. zira o performanslardan sonra kolay begenmemekte de haklı insanlar.
    simovic, friedel, stauce, taffarel, mondragon ve tabii muslera öyle performanslar verdiler ki sonraki kalecileri hiç beğenemedik.
  • 104
    turgay şeren'den günümüze galatasaray kalesinde dikiş tutmayan kaleci türüdür. halihazırda uğurcan çakır, altay bayındır dahil muslera'nın yerini dolduracak kaleci yok. hadi uğurcan ve altay doldurur desek, onları da zaten alma şansımız yok. sol beki, stoperi, kanatları türk yapar yine de kaleciyi türk yapmam. muslera sonrası gidilmesi gereken adres için :
    (bkz: yabancı kaleci)

    edit: bir güncelleme yapmak gerek. turgay şeren sonrası yasin özdenak da sayılabilir. eklemeyi unutmuşum.
    bunun haricinde tarihte galatasaray kalesini koruyan yerli kalecilerden bazıları; hayrettin demirbaş, volkan kilimci, mehmet duymazer, mehmet bölükbası, kerem inan, aykut erçetin, fevzi elmas, orkun uşak, ufuk ceylan, eray işcan, fatih öztürk, ismail çipe, sinan bolat, cenk gönen, okan koçuk. takdir yüce galatasaray taraftarınındır.
  • 33
    aşağıdaki açıklamalar sonucunda ekmek gibi su gibi ihtiyaçtır.

    https://twitter.com/...765469139705856?s=19

    üstelik 4 büyük kulüpten 3 tanesinin kalecisi yerli. bu da onlara saha içine 1 tane fazladan yabancı koyabilme kolaylığı sağlıyor. bugün biz ise 3. yerli kim olacak diye kara kara düşünüyoruz.

    tabi ki bizim bu garabet kararın sonuçlarını çekmemiz saçma. tabi ki böyle saçma bir karar yüzünden sevgili fernando muslera kesilmek zorunda değil. ama pratik olmak zorunda kılıyor bu saçma sistem bizi.

    özür dilerim nando..
  • 89
    dandik oluyorlar. en kralı bile istikrar sorunu yaşıyor, kesinlikle bulaşılmamalı. muslera sonrası için uyarıyorum, kesinlikle klas özelliklere sahip, yabancı ve potansiyelli bir kaleci tercih edilmeli. bu kulübe ve ülkeye aidiyet duyacak, her şeyini verecek, kulübün evladı olmak gibi aptalca fikirlere sahip olmayıp yelkenleri suya indirmeyecek bir kaleciye ihtiyacımız var.

    galatasaray'ın son 25-30 yıldaki en iyi kalecileri kimlerdir diye sorsak akla direkt 3 isim gelir. muslera(uruguay), taffarel(brezilya) ve mondragon(kolombiya). bu üç isim de güney amerikalı oyuncular. sıradaki güney amerikalı kalecimiz bir arjantinli olabilir. formülü denemeye devam etmemiz gerektiği kanaatindeyim.

    yerli oyuncuların mental anlamda problemli olduklarını düşünüyor ve mentaliniz hep yukarıda kalması gereken bir mevki için uygun olmadıklarını düşünüyorum. özellikle büyük takımlar için uzun vadede çok büyük problemler çıkarıyorlar. son senelerdeki düşüncelerim tamamen değişmiş durumda, yerli kuralı dolayısıyla doldurmamız gereken milli futbolcu kontenjanı kaleye ayrılmamalı.
  • 90
    futbolcu yetiştirmek ve geliştirmekten yana biri olarak kalecilerin tecrübeli ve kaliteli olması gerektiğini düşünüyorum. öyle bir mevki ki çok kaliteli bir takımı bile tek başına rezil rüsva edebilir. ya da 2015 yılında olduğu gibi bir kaleci bir şampiyonluğa doğrudan etki edebilir. son 20 yılda sayabileceğimiz kaliteli yerli kaleci sayısı bir elin parmaklarını geçmez. bu nedenle gereksiz fantezilere girmeden parası neyse verip muslera'nın koyduğu standartı korumamız gerekiyor.
  • 119
    bir isim özelinde konuşulmadığı sürece bir anlam ifade etmeyen, ismi olup cismi olmayan, adeta bir şehir efsanesi.

    bu konuda kendimi tekrar ediyorum, ama 2 basit soruya cevap verilemedikçe bu konu üzerine konuşmak laf-ı güzaf:

    1) hangi yerli kaleciden bahsediyoruz?
    2) kulübü satıyor mu / alma imkanımız var mı? / bize ne kadara malolacak?

    hani bir dönem yerli solbek takıntısı vardı da, konu ülkedeki yokluktan dolayı dönüp dolaşıp sivas’ın dandik solbeki uğur çiftçi’ye geliyordu ya, bu da öyle bir mevzu oldu artık. uğurcan haricinde aklına bir isim gelen varsa lütfen söylesin, soyut kavramlar yerine somut isimler üzerine konuşulsun.
  • 63
    2021-22 sezonu icin gayet de attigimiz golle alakasi olan sorundur. ligde 3 yerli oynatman gerekiyor, kadronda da kaliteli yerli sayisi cok ama cok az. forvette daha golcu olan yabancilarini oynatamiyorsun iste, halil ile oynamak zorunda kaliyorsun. var mi berkan ve kerem'den baska ilk 11'de oynatacagin, oynattigin zaman istikrarli katki veren yerlin? sag bek aday bile yok zaten, stoperde alpaslan var, marcao-nelsson'u bozup oynatacak halin yok, solbekte van aanholt'u kesip omer bayram'i alabiliyorsun sadece hamle olarak, ama hepimiz de omer bayram'in solbek performansi konusunda hemfikiriz diye dusunuyorum. sezon basi taylan oynuyordu, ama rezalet bir form durumu var ve kesigi yemek zorunda kaldi. emre kilinc, ogulcan, baris alper, hicbirinden yine katki alamadik. yok anasini satiyim iste, eyvallah fatih hoca zorunluluk haricinde de halil'i tercih ediyor cogu zaman, ama gercekten zorunluluk da var, hamle hakkimiz cok kisitli. planlamada hatalar var, bunu kabul etmek gerekiyor. e hal boyleyken de oynattigin yabanci oyunculardan istikrarli bir katki alman lazim, hele takimin en tecrubelisi, kaptani, en guvenilir, en cok kazanan isminden buna yakisir bir performans alman lazim. kendisi ise malesef tam tersi bir cok macta iyi giden isleri bozarak bize sebep oldu. boyle bir durumda da yabanci hakkini buraya kullanmanin manasi yok, sampiyonluk hedefi olan diger rakiplerimizin tamaminda genc yetenekli yerli kaleci var, hatta yedekleri bile gayet iyi. bu hafta hem fenerbahce hem trabzonspor yedek yerli kalecilerinden ciddi katki aldilar anasini satiyim. sorgulanmasi da cok dogal bu isin, takimda kesilip yerine yerli oynatilabilecek iki isimden biri cok net muslera, boylece de onde halil yerine mostafa ve diagne ile oynarsin, belki de daha fazla gol atabilirsin...
  • 66
    2005 yılında galatasaray basketbol takımı ligden düşmek üzereyken, basketbol 2. liginde oynuyordum. belki galatasaraya transfer olurum da takımı tek başına kurtarırım diye antreman günlerinin dışında bile antreman yapıyordum. keşke şu an tff 3.ligde 17 yaşında galatasaraylı bir kaleci olsaydım. takımın kalesinin bu halde olduğunu görüp çok çalışıp orayı hedefleseydim. belkide tam bunu düşünen ve bunun hayalini kuran bir genç vardır. işte tam olarak galatasarayın aradığı da budur.
  • 105
    galatasaray'ın genlerinde olmayan kaleci türü. ilk defa bir genç kalecimize* yükseldim ama nasıl olacak göreceğiz. bizim kaleci kültürümüz her daim yabancıdan yana olmuştur. tabi karavana attığımız pek çok isim var ama her efsane dönemimizde bir tane yabancı kaleci göze çarpıyor.

    (bkz: faryd aly camilo mondragon)
    (bkz: claudio taffarel)
    (bkz: fernando muslera)
    (bkz: zoran simovic)
  • 106
    tarihimizde a takım formasını taşıma onuruna nail olmuş 61 kişinin her biridir.

    oynadıkları maç sayısına göre yerli kalecilerimiz için buyrunuz;

    - musleramızın yokluğunda jankat yılmaz oynar ise 61 olacaktır.

    1) turgay şeren - 417 maç
    2) yasin özdenak - 247 maç
    3) hayrettin demirbaş - 215 maç
    4) eser özaltındere - 177 maç
    5) osman incili - 175 maç
    6) nihat akbay - 164 maç
    7) bülent gürbüz - 102 maç
    8) haydar erdoğan - 88 maç
    9) avni kurgan - 88 maç
    10) aykut erçetin - 76 maç
    11) erdoğan atlıoğlu - 70 maç
    12) kerim volkan kilimci - 48 maç
    13) ufuk ceylan - 38 maç
    14) mehmet bölükbaşı - 35 maç
    15) yüksel alkan - 32 maç
    16) orkun uşak - 31 maç
    17) kerem inan - 26 maç
    18) okan kocuk - 26 maç
    19) nezih boloğlu - 25 maç
    20) bahattin demircan - 25 maç
    21) sacit öğet - 22 maç
    22) rasim atala - 20 maç
    23) eray işcan - 17 maç
    24) saim kaur - 17 maç
    25) ismail çipe - 17 maç
    26) ulvi yenal - 15 maç
    27) cenk gönen - 14 maç
    28) varol ürkmez - 13 maç
    29) fatih öztürk - 13 maç
    30) ahmed robenson - 13 maç
    31) sinan bolat - 12 maç
    32) hızır hantal - 12 maç
    33) mehmet duymazer - 9 maç
    34) mustafa cevlan - 9 maç
    35) necdet erdem - 9 maç
    36) faruk özceylan - 7 maç
    37) yılmaz pamuk - 6 maç
    38) samim ankara - 6 maç
    39) necmi ungan - 5 maç
    40) altay yavuzarslan - 4 maç
    41) erdem arat - 4 maç
    42) fazıl peker - 4 maç
    43) sabahattin bey - 4 maç
    44) adil giray - 4 maç
    45) fevzi elmas - 3 maç
    46) cemal bulgurcuoğlu - 3 maç
    47) nüzhet öniş - 3 maç
    48) sedat günertem - 2 maç
    49) cengiz sökmen - 2 maç
    50) sabri dino - 1 maç
    51) yervant balcı - 1 maç
    52) osman uçaner - 1 maç
    53) doğan özdenak - 1 maç
    54) aydoğan tunay - 1 maç
    55) metin küçükmümin - 1 maç
    56) safa özyurt - 1 maç
    57) emin bey - 1 maç
    58) zeki bey - 1 maç
    59) batuhan şen - 1 maç
    60) berk balaban - 1 maç
  • 57
    ne kadar önemli olduğunu dün gece bir kez daha gördük. kaleci çıkmayan bir memleket de değiliz, biz neden bulamıyoruz bu işi anlam veremiyorum.

    10 senedir muslera var eyvallah, öncesi mondragon ve taffarel var ona da eyvallah. ara dönemde zapata, leo franco, de sanctis de yaşadık. bir dönem de orkun, aykut, ufuk oldu.

    tüm bu 25 seneyi düşündüğümüzde, elle tutulur 3 kalecimiz olmuş. 3ü de yabancı.

    fenerbahçe, bir moloza sabredip kaleci yapti. ardindan altay, berke...
    beşiktaş ortalama bir kaleciye güvendi ve bu sene üst düzey performans aliyor.
    trabzonsporda da yine üst düzey yerli kaleci mevcut.

    tüm anadolu kulüplerinde ortalama kaleciler de var.

    bizim muslera sonrasına bir yerli kaleci monte etmemiz şart görünüyor.
  • 34
    galatasaray bu ligde orkun ve aykut ikilisiyle, beşiktaş ise ersin ve utku ikilisiyle şampiyon oldu. iyi bir takımın varsa, biraz da sabırlıysan ve elbette kalende de eray gibi bir patates çuvalı değil de kaleciliğin ne olduğunu bilen ama tecrübesizlikten hatalar yapabilen altay gibi, ersin gibi bir kalecin varsa şampiyon da olursun, 10 yıl kaleci de aramazsın.
  • 45
    ağaçta yetişmeyen oyuncu türü. bizim taraftarın baskısıyla kolay kolay kimse geçemez kalemize. altay'ın fenerbahçe'deki ilk yılındaki maçlarını izleyenler ne demek istediğimi anlar. şimdi herkes altay'ı övüyor ama şu an konuşmak kolay. o zamanlar adamlar altay fener'e bir şampiyonluk kaybettirdi diyordu. çok basit hatalar yapıyor, içeriye gelen bütün topları sektiriyor, rakibe gol fırsatı veriyor, garip goller yiyordu. bizde okan gayet iyi performans verirken 6 saniye kuralı sonrası küfürlerle karşılandı. o yüzden fenerbahçe örnekleri pek mantıklı değil. muslera ceza sahasına gelen topu yanlış yere yumrukladı ya da sektirdi diye anında eleştiriyoruz, altay bunları bir sene boyunca nerdeyse her maç yapıyordu. gelir gelmez muslera gibi oynayacak bir kaleci bekliyor herkes ama o seviyeye zaten gelmiş olan yerli kaleciyi alamıyorsun. alabiliyorsan al uğurcan'ı. ama yok. kendim 1-2 sene oynatayım sonra 10 sene kaleci aramayayım diyorsun ama bu sefer de ilk birkaç hatasında muslera vb. hazır kalecilerle kıyaslıyorsun ve bundan kaleci olmaz diyorsun. o yüzden yakın gelecekte kalemize yerli bir ismin geçmesini imkansız görüyorum.

    bana kalırsa tek çözümü var. aldığımız potansiyelli yerli kaleci bizde oynamayacak. en az 2-3 sene başka takımlarda devam edecek, tamamen hazır olunca gelip kaleye geçecek. yoksa burada gelişmesi, forma bulması imkansız. 3. hatasında yerine transfer bakmaya başlarız.
  • 115
    gereksiz bir hayale dönüşen olay. 8+3 var diye kaleci yerli olsun düşüncesi hızla yükseldi. fakat taffarel’in, mondragon’un, muslera’nın geldiği dönemlerde kontenjan bundan da azdı. o zaman hiç birinin gelmemesi lazımdı. eğer gelmeselerdi yakın futbol tarihi sizce nasıl şekillenirdi? fenerbahçe yıllardır rüştü, recep, volkan, altay vs diye geldi. şimdi antu tayfa hariç hepsi “yerlide ısrar etmeseydik de kaliteli alsaydık galatasaray’dan bu kadar fark yer miydik” kafasında. livakovic’ler falan konuşuluyor. fener’i bitiren temel hatalardan biridir yerli kaleci inadı.

    galatasaray fenomen yabancı kalecileriyle hep fark yarattı. muslera gittikten sonra yine belli bir çıtada kaleci bulmamız lazım. dolayısıyla kıstas “yerli” olması değil “iyi” olması. ha bir şekilde kalite olarak elit seviyeyi aratmayan kaleci bulabiliyorsan ballı börek. ama sırf yerli diye kalecilik meziyetlerinden feragata hoş bakılmamalı. şu anda prime döneminden uzakta oynayan uğurcan da dahil elit kaleci yok türk pasaportlu. doğan alemdar var deniyor izlemediğim için iyi ya da kötü diyemem.

    yani bizim yoğurt yiyişimizde kaleci yerliden önce sağlam olsun düsturu var. nando sonrası da yön bu olmalı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın