1751
galatasaray'a geldiği anda radikal stil değişimine uğrayan bilmem kaçıncı futbolcu.
ortalama üzeri bir futbolsever tete'yi de, zaha'yı da, angelino'yu da, midtsjö'yü de, pulgar'ı da tanır, bilir. özellikleri nedir, oyun yapısı nedir bilir. galatasaray'a transfer olan on futbolcunun sekizi, bildiğimiz tanıdığımız oyuncu olarak gelmiyor. çok enteresan bir şey bu. deli gibi topsuz koşu atabilen ve içeri kıvrılan tete topsuz koşu dahi atmıyor. 7-8 ay önce atletizmiyle premier lig'i delen zaha sprint atamıyor. deli gibi isabetli orta açabilen angelino'nun isabetli orta sayısı on mudur bilemiyoruz, ayağı düzgün savaşçı oyuncu midtsjö sanki ispanyol narin orta saha gibi takılıyor, yani yılların uzun topçu pulgar'ı bile buraya gelip rezil bir top oynuyor ve kendi profiliyle alakasız, saçma sapan bir top oynuyor.
benim aklıma iki ihtimal geliyor, ya tüm bu futbolcuları son kullanma tarihleri yaklaşmışken alıyoruz ya da ligimiz, seviyemiz, futbolumuz ve verdiğimiz devasa para oyuncularda motivasyon eksikliğine neden oluyor.
zaha'ya gelelim. zaha ya hala sakatlıktan çekiyor ve tam form yakalayamadı ya da son kontratı kaptım diyor içten içe. oyuncunun 1396 tane kamera karşısında hırslı görüntü vermesi v.s. beni pek ilgilendirmiyor, ne sevgililer, eşler tanıyorum birbirine hiçbir şey hissetmemesine rağmen sıcacık gülücükler atan. bunlar en aşağı on yıldır profesyonel kameralara, telefon kameralarına aşina adamlar.
zaha sakat ise oynamasın. galatasaray futbol takımı şu anda futbolcusunu top oynatarak ısındıracak dönemde değil, milli aralar var, gerekirse zaha para kazandığı kulüpte kalırdı, hazırlık maçları organize edilirdi ve zaha oralarda top oynamaya başlayacak şekilde hazırlanırdı. biz bu oyuncuyu da son kullanma tarihine yakın transfer ettiysek veya futbol iklimimiz ile beraber kazandığı para doymuşluk yaşatıyorsa sorun çok büyük. çünkü zaha sprint atmazken tete de fransa'daki gollerinden atamayacak. yarın transfer edeceğimiz başka midtsjö'ler de olacak ve onlar da kırılgan, pasif oyunlar oynayacak. bu mesele yedlin'lere kadar gider. premier lig'de her departmanda vasat altı/kötü olmasına rağmen korkunç bir atletizmle tutunabilen yedlin bu ülkede atletizmiyle kimseye üstünlük kuramadı, ben hatırlamıyorum. birkaç sene newcastle'da sırf bu korkunç atletizmiyle top oynayabildi, oraya yeten adamın ben burada toplu oyunda daha da kötü gözükeceğini ama atletizmiyle daha da fark yaratacağını düşünüyordum. aklımda içe devrilen kanadın alanına sprint ata ata gelen bir yedlin vardı misal. çünkü yedlin'in o newcastle'dan daha çok topla oynayan galatasaray'da kötü tekniğiyle sırıtması ama o lige bile neredeyse fazla gelen atletizmiyle de burayı o departmanda parçalaması lazımdı. yemin ediyorum yedlin galatasaray'da bir kez dahi kendisini limitinin sonuna getiren sprint atmamıştır. neden?
sert ön libero pulgar'ın rezil kepaze bir oyun oynaması ile zaha'nın sprint dahi atamaması... umarım bir ortak nokta yoktur. sorun futbol iklimimiz ise üzgünüm, galatasaray'ı başka ülkede, başka ligde oynatamayız.
ortalama üzeri bir futbolsever tete'yi de, zaha'yı da, angelino'yu da, midtsjö'yü de, pulgar'ı da tanır, bilir. özellikleri nedir, oyun yapısı nedir bilir. galatasaray'a transfer olan on futbolcunun sekizi, bildiğimiz tanıdığımız oyuncu olarak gelmiyor. çok enteresan bir şey bu. deli gibi topsuz koşu atabilen ve içeri kıvrılan tete topsuz koşu dahi atmıyor. 7-8 ay önce atletizmiyle premier lig'i delen zaha sprint atamıyor. deli gibi isabetli orta açabilen angelino'nun isabetli orta sayısı on mudur bilemiyoruz, ayağı düzgün savaşçı oyuncu midtsjö sanki ispanyol narin orta saha gibi takılıyor, yani yılların uzun topçu pulgar'ı bile buraya gelip rezil bir top oynuyor ve kendi profiliyle alakasız, saçma sapan bir top oynuyor.
benim aklıma iki ihtimal geliyor, ya tüm bu futbolcuları son kullanma tarihleri yaklaşmışken alıyoruz ya da ligimiz, seviyemiz, futbolumuz ve verdiğimiz devasa para oyuncularda motivasyon eksikliğine neden oluyor.
zaha'ya gelelim. zaha ya hala sakatlıktan çekiyor ve tam form yakalayamadı ya da son kontratı kaptım diyor içten içe. oyuncunun 1396 tane kamera karşısında hırslı görüntü vermesi v.s. beni pek ilgilendirmiyor, ne sevgililer, eşler tanıyorum birbirine hiçbir şey hissetmemesine rağmen sıcacık gülücükler atan. bunlar en aşağı on yıldır profesyonel kameralara, telefon kameralarına aşina adamlar.
zaha sakat ise oynamasın. galatasaray futbol takımı şu anda futbolcusunu top oynatarak ısındıracak dönemde değil, milli aralar var, gerekirse zaha para kazandığı kulüpte kalırdı, hazırlık maçları organize edilirdi ve zaha oralarda top oynamaya başlayacak şekilde hazırlanırdı. biz bu oyuncuyu da son kullanma tarihine yakın transfer ettiysek veya futbol iklimimiz ile beraber kazandığı para doymuşluk yaşatıyorsa sorun çok büyük. çünkü zaha sprint atmazken tete de fransa'daki gollerinden atamayacak. yarın transfer edeceğimiz başka midtsjö'ler de olacak ve onlar da kırılgan, pasif oyunlar oynayacak. bu mesele yedlin'lere kadar gider. premier lig'de her departmanda vasat altı/kötü olmasına rağmen korkunç bir atletizmle tutunabilen yedlin bu ülkede atletizmiyle kimseye üstünlük kuramadı, ben hatırlamıyorum. birkaç sene newcastle'da sırf bu korkunç atletizmiyle top oynayabildi, oraya yeten adamın ben burada toplu oyunda daha da kötü gözükeceğini ama atletizmiyle daha da fark yaratacağını düşünüyordum. aklımda içe devrilen kanadın alanına sprint ata ata gelen bir yedlin vardı misal. çünkü yedlin'in o newcastle'dan daha çok topla oynayan galatasaray'da kötü tekniğiyle sırıtması ama o lige bile neredeyse fazla gelen atletizmiyle de burayı o departmanda parçalaması lazımdı. yemin ediyorum yedlin galatasaray'da bir kez dahi kendisini limitinin sonuna getiren sprint atmamıştır. neden?
sert ön libero pulgar'ın rezil kepaze bir oyun oynaması ile zaha'nın sprint dahi atamaması... umarım bir ortak nokta yoktur. sorun futbol iklimimiz ise üzgünüm, galatasaray'ı başka ülkede, başka ligde oynatamayız.