resim
Wesley Sneijder
Görev:Stratejik Danışman
Takım:DHSC Utrecht
Yaş:40
Uyruk:Hollanda
  • 11826
    kendisi iyi zamanlarinda degil, bu asikar.

    umarim bu bir surectir ve kendisini toparlar. lakin su anda oynadigi futbol ondan oynamasini istedigimiz ve bekledigimiz futbol degil. belki bu oyunu ondan hocasi istiyor olabilir, ama biz farkli seyler, saga sola yatirmali goller, araya salmali golluk toplar bekliyoruz.

    titre ve kendine gel aslanim. once sana olan guvenin karsiligini, sonra aldigin paranin hakkini ver. galatasaray taraftarinda sonsuz kredi, iyi niyeti kotuye kullandigini hissedene kadardir. bir yil once seninle savasa gidecek adamlar, zararli oldugunu gordugunde gomer seni. bil istedim :)
  • 11827
    kendisinin takimi sola yatirmasini avantajli bir duruma cevirecek sag kanat organizasyonlari nedense bir turlu kurulamiyor. her mac sneijder'i kovalayan bir tetikci dahil 4 kisi takimimizin sol koridorunu savunurken diger kanattaki boslugu topu hizlica oraya yonlendirip degerlendiremeyen orta sahamiz ve sag tarafta is yapamayan yasin-sabri'mizde neden bir sorun aranmiyor? bu bir takim oyunu. sneijder takimin agirlik merkezini sola cekiyorsa sag tarafi isleyecek adamlarin da orada firsattan istifade edebilmeleri lazim.
  • 11828
    kral çıplak reis,

    büyük karaktersin, karakterin on numara, büyük winnersın, winnerlığın 10 numara ama sen bizim 10 numaramız olamazsın. geldiğinden günden beri sana uygun taktik, oyun planı derken bu millet birbirine küstü aysal- terim'e düşman oldu, 4-4-2 ciler ile 4-2-3-1 ler 4-3-2-1 ler hava da uçuştu. ama olmuyor be reis cidden olmuyor.

    10 numarasın, çalım atamazsın, 10 numarasın topu tutamazsın, 10 numarasınfaul alamazsın, 10 numarasın sadece sol kanatta gezersin, e hadi 10 numarasın demeyelim top da çalamazsın. pas yapar, şut çekersin e onları da kötü yapınca malesef takımı sırt numaran gibi 10 kişi oynatırsın.

    malesef benim galatasaray'ımda bizımla değılsın reis.

    please go home!
  • 11837
    bu adam 5 maçta 3 asist yaptı, 2 maçta kötü oynadığı olmuştur. lakin sneijder gibi yıldızlar 88' ve 90'da ortaya çıkar yıllarca attığı golleri konuşturur. bu adamın bizde oynaması ve bizi sevmesi mükemmel bir şeydir. parçalı formayı çıkardığı an onu özleyeceğiz. nasıl ki drogba ayrılmadan önce tepki gördü vs derken sonrasında sürekli onu arar olduk, bu durum sneijder'de de böyle olacaktır.
  • 11838
    formasını gururla giydiğim 10 numaramız. ancak kendisi hakkında yazılan "tüm maç yatar 90'da golü yazar" temalı entry'lere katılmıyorum. zira kendisi takımın beyni rolündedir ve maça hükmetmelidir.

    gol atmaması dert değil, asist yapmaması da keza. kendisi bir 10 numaraya göre çok fazla mücadele ediyor ve işin yaratıcılık kısmında ciddi anlamda gerilemiş. bu da "bu kadar topla oynamamıza rağmen neden pozisyon bulamıyoruz?" sorusunun en önemli cevaplarından biridir.
  • 11839
    sadece sneijder ne yapsın demek istiyorum. millet sakatlıktan dolayı çıkışını kötü oynadı da çıktı gibi algılamış gerçekten inanılmaz. adam mucize gollere alıştırdı millet her maç bunları atmasını bekliyor. sneijder'in yaptığı bu sezonki asistleri de silelim madem bakalım kaç puandaydı takım. kendisi benim için futboldan anlama kriteridir. ofansif ortasaha isterse bir sezon gol atmasın işini yaptığı sürece ses çıkmaz,çıkmamalı.
  • 11841
    kendisini "galatasarayın malı deniz yemeyen keriz" insanlarından biri gibi tanımlayanları gördüğüm 10 numara.

    anlayamıyorum, ya sözlükte balıklar yazarlık yapmaya başladı ya da bazı yazarlarda hafıza diye bir şey yok!

    kardeşlerim, sevgili kardeşlerim, size zahmet olacak ve sizin için çok çok zor olacak biliyorum ama lütfen, birazcık düşünmeye çalışın. gözünüzde büyütmeyin hemen!

    düşünmek, hatırlamak çok da zor bir şey değil.

    bu hollandalı, bu sünnetsiz arkadaşımız -biliyorum, sünnetsizleri sevmezsiniz- formunun en iyi olduğu dönemde, estirdiği dönemde 6 aylık maaşını alamamıştı ve bununla ilgili hiçbir şey bilmiyorduk, son zamanda öğrendik.

    6 ay para alamadığı halde çok çok iyi oynuyor, takımı sırtlıyordu. şimdi içinizde bazıları cin gibi akıllı, über zeki biliyorum. gelsin bana açıklasın, bu nasıl para gözlülük? bu nasıl "amaan koy göte her türlü milyon dolarları alıyorum" insanın zihniyeti olabilir?

    kötü oynayan, formunda düşüş olan her sünnetsiz futbolcu paragöz oluyor değil mi sizin gözünüzde? törkiş kebap, raki cok guzel değil mi?

    bak, elbette sadece parasına bakan sünnetsiz futbolcular var. sadece parasına bakan, iş ahlakı olmayan insanlar her milletten var.

    ama ben çoğunlukla bunu sünnetli futbolcularda gördüm. yıllardır kendini geliştirmeyen, profesyonel olarak top oynadığı halde göbekli göbekli gezen, sözde camianın evlatlarında para sevgisi gördüm.

    "bu benim rızkım" diye söyleyip yıllarca yatan, parasını takır takır alan sünnetli arkadaşlara tanıklık ettik.

    veya şöyle olsaydı derdim ki evet, bu sneijder denilen sünnetsiz parayı çok seven, para göz bir adam derdim.

    misal takımın genç pırpırı bruma, tamamen bireysel yeteneğiyle, sıfırdan bir pozisyonu yaratıp kendi emeğiyle penaltı almış olsun. aynı maçta eren'in iki golü, bruma'nın da tamamen kendisinin kazandığı bir penaltı. maçın son dakikası, zaten maçı kazanıyoruz farklı şekilde.

    sneijder hiçbir şey yapmamış ama bu penaltıyı direkt "çekilin kenara, ben sneijder'im, bu penaltıyı ben kullanırım" demiş olsun.

    ben derdim ki; bu sneijder ne paragöz adam! bir halt yapmamış maç boyu, şimdi ise gol primi için penaltıyı kullanacak!

    hah, o zaman evet bu sneijder paragöz derdiler, haklısın abi derdim. galatasarayın malı deniz, yemeyen keriz derdiler, vallahi de billahi de haklısın abi derdim.

    ama şimdi haksızsınınz ve faşistsiniz.

    herkese iyi geceler beyler.

    edit: yazmayı unutmuşum. bu adam için mücadele etmiyor diyorlar.

    sneijder galatasaraya gelmeden önce ne zaman hangi maçta bu kadar koşuyordu? 10 kilometrenin üzerinde koştuğu oluyordu. bu adam galatasaray'da koşmaya başladı ve sneijder tipi bir on numara koşmaz. koşamaz çünkü görevi o değildir.

    sneijder tipi bir on numara, merkez orta sahadan daha fazla koşmaz doksan dakikada.

    ama sneijder koşuyor. he tamam mücadele etmiyor. evet evet etmiyor. kendini sola hapsediyor falan.

    çok iyi futbol izleyicisiniz. zevkle okuyorum sizi zevkle.
  • 11843
    evet performansı 1.5 senedir vasat. benim de üstteki uzun entry' e katıldığım zamanlar oluyor ama bazen de bakıyorum öyle güzel bi pas atıyor ki diyorum bu adam bu takıma lazım. şimdi bu arada bir attığı klas paslar ile takıma ne kadar katkı sağlıyor kestiremiyorum. onun yerinde farklı bi 10 numara oynadığında anlayabiliriz bunu. ama bu sol tarafta oynama işi gerçekten can sıkıcı olmaya başladı cidden. şu sahneye belki 500 kere görmüşümdür 1.5 senedir.

    ortadan sneijder' e pas geliyor. sneijder hemen sol tarafta en yakın kim varsa carole olur bruma olur artık kim oynuyorsa ona hızlıca aktarıp aynı yerinde durup onun marke eden adam gittikten sonra tekrar top beklemesi. bu olayı 500 kere görmüşümdür. takımın oyunun yavaşlamasının en önemli nedenlerinden birisi bence bu.

    şöyle de bişey var ki şuan bu takımda oynaması lazım en azından nasıl oynadığımızı biliyor. kendisinin neler yapabileceğini biliyor. iyi niyetli oynuyor.
  • 11844
    çok koşuyor çok mücadele ediliyor diye savunulması beni gercekten üzüyor. çünkü hamza hamzaoğlu da umut bulut'u aynı argümanlarla savunurdu. biz bu adama yıllık 4.5 milyon euro veriyoruz. koşsun diye mi yoksa şapkadan tavşan çıkartsın diye mi? ayrıca yaptığí koşular da sabri'nin rakip kaleciye yaptığı presten farksız. seyirciyi etkilemek için yapılmıs hava civa koşu. yalan yok ama koşan adam sneijder olunca insanın harbiden hoşuna gidiyor. mest oluyor sneijder kosuyor diye. ama topun peşinde hayvan gibi koştuğu macları dahi 0 top kapma ile bitiriyor. kimsenin mi dikkatini çekmedi bilmiyorum ama göstermelik kosuyor. top kaptığı falan yok.

    real madrid'de asist yapamamış verisi de gülünc bir veri. real madrid'e transfer olduğunda orta sahanın ortasında oynuyordu. mc oynayan bir oyuncu için de gayet iyi real madrid istatistikleri. sorun zaten eski geçmişi degil, son 1 senesi sorun.

    anlamadığım diğer konu da eleştirmeyin gol attığında sevinecek yüzünüz olsun yazılması. kardeş biz bu adamı topu her ayağına aldığında ıslıklıyor muyuz da gol attığında sevinmeye yüzümüz olmasın? kulübün bizim sayemizde kazandığı paraların 4.5 milyon eurosunu verdiği bir adamın attığı gole sevinmeye neden taraftarın yüzü olmasın. burada insanlar sneijder'i nefret ettiği için falan mı eleştiriyor sanıyorsunuz?

    diğer bir konu da 2 gol attığı fenerbahçe maçında etkisiz bir oyun sergilemiştir konusu. kaleye vurduğu 7 8 şutu var o maç. velev ki etkisizdi. 2 muazzam gol atıp derbi zaferi yaşatmış adam sana daha ne yapsın. ben de eleştiriyorum zaman zaman ama bu kadarı da nankörlüğe giriyor. ayıptır.
  • 11845
    kendisine karsi bazi kesim tarafindan duyulan bu denli nefreti anlamiyorum. hadi bunlardan bir kismi, takintili oldugu teknik direktorun kovulmasini aradan gecen 3 seneye ragmen kabullenemediginden ve bu adamin bu teknik direktor tarafindan istenmedigi algisiyla (ki hani o bile hep algi ve iddia olarak kaldi. sneijder defalarca terim ile aramda sorun olmadi dedi maksat laf olsun torba dolsun) bu adamdan nefret ediyorlar. bu nefret sayesinde kac yildir takimda el freni olan oyuncular (yan pas selcuk, bos kale canavari umut, rizik hamit, orta uzmani sabri) olumune savunuluyor. peki sneijder diger kisima ne etti de bu denli nefret ediliyor?

    eskisi gibi olmasa bile bu sezon dort gole (aksihar maci eren'e orta bir. rize maci eren'e acilan iki orta biri rovesata harika gol digeri de kafayla gelen diger harika gol, etti uc. gecen haftaki besiktas macinda kornerdeki attirdigi gol,bu da dort.) katkisi olan, suan aslinda yapilmasi gereken cok basit, ortayi eren'e acmak olan seyi yapan tek adam. yok kilit pasi yok derecesinde azmis. birader balik hafizani konusturtma, gir yayinci kurulusun web sitesinde orada ozetlere tikla, 2013-2014 sezonunda umut burak ikilisi sneijder'in kac tane asistini heba etti bak. 2013'teki meshur sahaya inilen besiktas macinda burak'a attigi bir tek top vardi, burak karsi karsiya tolga gibi ustun (!) bir kaleciye o golu atamamisti. gecen sene kadikoy'de olcan'a kafa golu attirdi bu adam. olcan lan olcan. 175lik olcan.

    ha soruyorsun niye bu kadar seviliyor, niye bu kadar goygoyu yapiliyor ?

    benim kisisel cevabim su linkte gizli:

    https://www.youtube.com/watch?v=5mptGyC4UA4

    ha simdi diyorsun yok en son attigi golden bilmem kac gun gecti. hagi'nin de en son attigi golden 15 yil, prekazi'nin 25 yil gecti ama biz onlara olan sevgimizden hicbirsey kaybetmedik. iste su yukaridaki gol, o karda kista umitlerin tukendigi, uefa'da guzeldir moduna girildigi, galatasaray'in sezona havlu atti denildigi zaman atilan bir goldu. bu gol sadece juventus kalesine girmemisti ne yazik ki.
  • 11846
    şu haliyle selçuk yerine tolga'nın yanında oynamalı diye düşünüyorum. pas oyununu gayet güzel oynayacaktır, presten çıkmamıza yardımcı olur kesinlikle. formunu bulursa, nigel de jong'un dönüşüyle tekrar kaleye yaklaştırılabilir. uzaktan şutlarının sayısını artırmalı ayrıca. ama takım sabri, yasin, selçuk, chedjou gibi ilk 11'de işe yaramadıkları halde yer işgal eden, semih, hamit, salih dursun gibi kadroda ve maaş bütçesinde boş yere yük oluşturan, hatta jem paul, umut gündoğan, endoğan gibi akıbeti bile belli olmayan "sporculardan" kurtulmadıkça eleştiri sırası kendisine gelmez. özellikle ilk saydığım dörtlünün üçü (sabri, yasin, chedjou) takımı açıkça sabote ederken hakkında paragraflarca entry döşenmesini anlamıyorum. formunu bulunca çok entry sildirecek. (entry numarası 12326) formda hali 10 numara pozisyonunda sizi şampiyon yapar, ölüsü de 8 numarada selçuk'tan kat kat iyidir.
  • 11847
    ligin kalan büyüklerinin 10 numara diye ağladıkları ortamda, birisi 10 numarasız sistem kurma, birisi sahte 9'u 10 gibi göstermeye çalışırken elimizde bir pırlanta gibi duran nimet...

    kendisinin arada sırada kötü oynamasını kabullenebilirim, ancak dün adam o kadar çabalarken "boşa kaçma özürlüsü" 1-2 adam yüzünden yerilmesini kabul edemem.

    galatasaray'da yasin ve sabri gibi aldığı her topu iç eden "ızdırap team" ve müthiş çalım yeteneğine rağmen maç içinde pas isterken duracağı yere karar vermekte zorlanan bruma varken şino'yu gömmek ayıptır, günahtır.

    bu arada, bruma'yı gömmüş gibi olmayayım, en büyük destekçisiyim, ama cidden pas almaya çalışırken pozisyon alma olayında sıkıntı var.
  • 11848
    bakın bu adamla 4-4-2 diamond oynadık biz, hemde şampiyonlar liginde, fatih terim döneminde. adam yine kendini sola atıyordu. gayet iyi top oynuyorduk. şimdi problem oldu kendini sola atması. tamam form durumu eskiye nazaran düşük ama adam gibi sağ kanadımız olsa, sneijder kendisini sola atsa bile rakibi yıkıp geçebiliriz. takım için çok değerli bir oyuncu.
  • 11850
    sene 2010. mecburi hizmet için taşraya göndermişler. eşimden yeni ayrılmışım, onun kardeşi de aynı şehirde üniversite son sınıf. birader derim ona, o da bana abi der, hatta isim+ abi demez, direkt abi der. ikimiz de sürgündeyiz, ikimiz de aşk acısı çekiyoruz. şehir boğuyor, sürgünde olmak daha çok boğuyor ama çok yakınlaştırıyor bizi. abi kardeş geziyoruz üçüncü sayfa haberleriyle ünlü şehrin sokaklarında. hani biri sataşsa bir şey dese bir haber de biz olacağız. elime para geçer gibi olduğu için hemen bir ps3 basıyoruz, pes 2011 oynuyoruz bütün gün. o değişik takımlarla oynuyor, ben ya chelsea ya da inter'i alıyorum. chelsea 4-3-3 diziliminde, ileride drogba-anelka-malouda var. malouda kalas, anelka klas, dorgba zaten tank gibi. her atağım orta sahada drogba ile başlıyor, adam hem 9 hem 10 hem de 9.5 numara oynuyor. inter'i aldığım zaman diego militonun yumuşak bilekleriyle plase manyağı yapıyorum. hele bir sneijder var, bir 10 numara bu kadar mı 8 numara olur, bu kadar mı golcü olur, seken topları tavana asar, sağıyla soluyla fileye yabıştırır? ara paslarını öyle veriyor ki milito 3 adım atmadan tam o plaselik menzilde oluyor kaleye. her maç öncesinde inter mi chelsea mi diye kararsızlıktan deliriyorum. ben, kardeşim bir de pes 2011imiz, vakit geçiriyoruz, yaralarımızı tamir ediyoruz usul usul, ince ince.

    derken şehirden ilk önce o gidiyor, 2013 ocak ayında da ben istanbul'a çok şükür geri dönüyorum. yeni baştan ev kurmaya filan çalışıyorum, o şehri, beni seven insanları istanbul'da yaşamak lazım diye terk etmişim, içim buruk. derken wesley sneijderin galatasarayla anlaştığı haberleri dönüyor ama gündemim çok dolu olduğu için pek ilgilenemiyorum. zaten ünal aysal o kadar nüfuzlu ki o zaman sneijder galatasaraya mı yoksa ünal aysal'a mı transfer oluyor belli değil. hani dese ki ben bunu eve aldım, haftada bir halı sahada oynatacağım, inanırız o derece. ev için yeni mobilyalar alıyorum, biraz da o sürgündeki evin haleti ruhiyesinden kurtulmaya çalışıyorum.bir ton eşyanın yanında ikeadan bir sağlam koltukla çok amaçlı şirin bir dolap alıyorum.

    ayrıldığım şehirde bir kız arkadaşım olmuş, yani tam da olamamış ben sürekli istanbul'a dönme planı yaptığım için kıza ümit vermemişim, o beni çok sevmiş ben de sevmişim ama işte yanında durmayı becerememişim. beni görmeye geliyor istanbul'a. şubat başları galiba ben de evde eşyaların gelmesini bekliyorum. henüz tv.u filan yeni ayarlamışım, zaten internetten spor haberi filan izleyecek durumda değilim. uçağa binmeden önce beni arıyor karşılayacak mısın diye. o sırada tv.yi görüyorum, drogba galatasaray'da yazıyor. gerçekten hipnotize oluyorum. "drogbayla sneijder geldi" diyorum. anlam veremiyor. "drogbayla sneijder gelecek" diyorum. peki ben kendim bulurum evi, diyor. birader arıyor sonra, eskisi kadar sık görüşmüyoruz artık, o da galatasaraylı, sesinde sevinçten delirmeden önce son bir gülme olur ya işte ondan var, abi diyor, hayalin gerçek oldu, sen sneijderle drogbanın birlikte olduğu takımı istiyordun, bak bize nasip oldu.

    ben kartonların içinde boğuşurken kapı çalıyor. çok terbiyeli, çok kibar kızdır. hiç kaprisi olmaz, her zaman mütevazıdır ama işte bir burukluk var yüzünde. sarılıp öpüyorum, salona alıyorum. bak, diyorum seni tanıştırayım bu drogba (kırmızı kalın sağlam koltuk) bu da sneijder (kare biçiminde 1.70 boyunda kırmızı kapaklı çok amaçlı dolap). bunları getireceklerdi, karşılayamadım seni diyorum. hani bazı kızların gülerken gözlerinin altında bir mahcubiyet ifadesi olur ya, işte öyle gülüyor. katıla katıla gülüyoruz. sevinçle gülüyoruz. sonra o koltukla dolabın adı cidden sneijderle drogba oluyor. eve gelen arkadaşlar bile öğreniyor hatta, bir şeyin yerini sorduklarında "sneijder'e bak" filan diyorum. yeni bir hayata başlarken bu kez güvenli, mutlu, ümitli hissediyorum. çünkü artık drogbayla sneijder gelmiş yani, kötü olabilir mi ki?

    uzun hikaye. işte sneijder benim için, -hepimize olduğu gibi- kötü geçmiş yılların ardından yüzümüzü güldüren, bizi gururlandıran, varlığıyla huzur veren biri oldu hep. bu hafta ilk kez canlı izledim, daha ısınmaya çıktığında sahada duruşunu, neşesini, hırsını yine çok sevdim.

    ama buna rağmen sneijder'in oyunundan hiç memnun kalamadım. bakın kimse, sneijder'in galatasaraya gelmesine benim kadar sevinemez, sevinmemiştir. ama yine de olmuyor işte. hayalimdeki gibi olmuyor.

    güzel anılarım canlılığını yitirmeden hal çaresine bakılsa artık. nasıl olur bilmiyorum ama işte hayalimizdeki sneijder'li takım bu değil. nasıl olur bilmiyorum ama çaresine bakılması lazım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın