resim
Wesley Sneijder
Görev:Stratejik Danışman
Takım:DHSC Utrecht
Yaş:40
Uyruk:Hollanda
  • 6926
    normalde böyle takım içi entrikalar falan bana pek inandırıcı gelmez dışarıdan, hep fırsat kollayan kötü niyetli medyanın kışkırtması gibi düşünürüm ama açıkcası 31 ekim 2014 galatasaray kasımpaşaspor maçı'nda yedek olması beni çok pis kıllandırdı... saflık yapmayım diyorum, entrikanın allahı dönüyor içerde diyorum ama gerçekten aklım almıyor... örnek alınması gereken adam, aksine sabote ediliyor. hem de kıskançlıktan... türk futbolcusunun kıskançlığı takım çıkarlarının önüne geçiyorsa ve bu takım benim "hayatımın anlamı" dediğim galatasaray'ımsa, "yabancı futbolcu hayranlığı" yapmak kaçınılmaz oluyor... adam "yabancı" olarak, maç esnasında elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor, maç öncesi-sonrası yazdıklarıyla ve söyledikleriyle takımı ne kadar sahiplendiğini hissettiriyor. bizim yerli futbolcular da, cem yılmaz'ın bahsettiği gibi, gri eşofmanını kıçına geçirmiş, kumanda elinde direktif yağdıran atarlı ev hanımı gibi!
  • 6927
    kendisi hakkında 3 aydır peş peşe çıkan haberlerle ilgili baştan sona bir itibarsızlaştırma politikasından söz edemeyiz. kulüp ile sneijder arasında bir anlaşmazlık var ve medya da bunu gayet iyi kullanıyor. medya dışında bir kaynağa dayandıramayacağımız söylentileri bir kenara bırakalım. sneijder'in menejeri tarafından konuşulan bir konu var; sözleşme uzatma konusu.

    snejider ve menejeri ''dünya kupasında yarı final oynamış takımın 10 numarası'' olarak kulüple sözleşme yenilemek istedi. sneijder'in hali hazırda bizimle 2 senelik daha kontratı varken.. normalde bu gibi konular sözleşmenin son sezonunda konuşulur ancak sneijder yaşı itibariyle düşüşe geçme evresine girmiş bir futbolcu. bu yüzden performansı iyiyken alabileceği en yüksek ücret ile sözleşme yenilemek istiyor. daha önce inter'de el üstünde tutulurken bir anda istenmeyen oyuncu haline gelmesi de bu isteğinde büyük bir etken. doğal olarak kendini güvende hissetmek istiyor.

    fakat konunun çok uzadığı da aşikar. hali hazırda 2 senelik sözleşmemiz olan bir futbolcu ve buna göre hareket etmesi gerekiyor.

    kulübün durumu idare etme şekli ise tam bir rezalet. futbolcuyu oyalamak için ''yav he he sözleşme yeniliycez he'' gibi bir tavır takındılar resmen. bu çok yanlış. sneijder kırılsa da bozulsa da kulüp menfaatleri öne sürülerek kendisine daha net davranılması gerekirdi.

    özetle; kulüp ''çok yanlış'' yapıyor ama sneijder de ''çok doğru'' yapmıyor.

    takım içi gruplaşma, kaptanlık isteği ve kampa katılmak istememe durumlarını medya dışında bir kaynağa dayandıramadığım için dikkate almadım.
  • 6928
    sneijder geldiğinden beri sürekli artan formu ve hırsı ile benim takdirimi kazandı. yani diğer gelen yabanclar gibi takım düşüşe geçince kenara çekilmedi ancak ben gerek çaylak gerekse ilk entry olmasından dolayı sneijder olayına en başından bir bakış atmak istiyorum.

    galatasaray kabul edelim ki parasına göre (7,5 milyon euro) kazanç şansı çok yüksek bir kumardı. kötü yanları:sakatlanmış olması, uzun süredir futboldan ve takımdan uzak oluşu ve bundan önce oynadığı kulüpler çok büyük oluşu yani bu da ilk cümlemdeki probleme sebebiyet verebilirdi. drogba'da özellikle son dönemde ben bunu gördüm. artıları ise:kalite ve kumaşı dünyanın en iyileriden henüz iki seneye kadar mevkisinin en iyisi dünyanın da sayılı oyuncularından oluşu takıma seviye atlatacak bir oyuncu olduğu düşüncesi.

    burada sneijder'in olumlu performans vermesinde dünya kupası ve kulübün o dönem gerçekten büyük hedeflere koşuşu vardı. bu da hem ona hem galatasaray'a iyi yansıdı gözüktü. işte ben burada şüpheliyim. yani kulübün markasına, tanınırlığına, popülerliliğine çok şey kattı evet ancak bence takıma o kadar da olumlu yansımadı. çünkü fatih terim'in ilk sezondaki fenerbahçe maçından bu yana uyguladığı litaretürde ingiliz 4-4-2'si olarak geçen hepimizin çok iyi bildiği o düzeni bozdu. çünkü takımın sistemi forvet arkası pozisyonu diye bişey yoktu. ilk bölümde bu zaten kendi performansını da etkiledi. şimdi benim sormak istediğim 10 milyon civarı bir bütçe ile do dönem sol kanatta iyi işler yapacak birisi alınamaz mıydı? ya da sol tarafta zaten amrabat var, santrafor alınıp kapatılamaz mıydı? cevap tabi ki evet ancak ünal aysal yönetiminin tarzı, düşüncesi tanınırlık ve büyüyerek büyüme politikası olduğu için sneijder transferi fatih terim istemese de yapıldı. bana kalırsa sadece drogba transfer çok daha etkili olurdu. çünkü ilerleyen dönemde o 4-4-2 bozuldu 4-3-1-2'ye evrildi. bunun akabinde de özellikle geçen yılın başında kanatsız oynanan futbol yüzünden oyun içinde ciddi sıkıntılar yaşadık.
    yeni sezona gelirsek yeni sezonda sneijder önüne forvet olarak kurulacak düzende bence uygun yapı 4-3-3 idi yani drogba'nın ilk oyuna girdiği akhisar maçındaki düzen sneijder orta üçlünün bir parçası ve ileride ikinci ve gizli forvet olarak burak sağda, sol kanatta amrabat ve ortada drogba düzeni olmalıydı ama hoca pek kullanmadı bu düzeni, mancini de 3 ön liberolu sol kanatta sneijder ile bence garip bir formül buldu ve takımın performansı zarar gördü ya da optimumda kullanılmadı diyebiliriz. sonuç zaten iyi olmayan fenerbahçenin arkasından ikincilik ve deplasmanlardaki gol sıkıntımız olarak bize geri döndü.

    bu yıl için ise sezona hazırlık maçlarında baktığımızda 4-2-3-1 ile başladık. taktik sahada çok net bir şekilde gözüküyordu ve sneijder forvet arkasındaki yaratıcı oyuncu rolündeydi. ancak o takımın söyle bir sıkıntısı vardı ki o da gol sayısı olarak çok düşük bir takımdı. onu da şöyle açıklayalım, bir takımın kaç gol atacağını sezon başında üç aşağı beş yukarı tahmin edebilirsiniz. galatasaray'da da yasin sneijder olcan burak dörtlüsünün kaç gol atacağı az çok bellidir. bir de bunların üzerine burak'ın tek forvet oynamadaki sıkıntısı ortaya çıkınca orası çok tıkandı ve tamamen sneijder'in ayağına bakan bir takıma dönüştük.

    hem sneijder için hem de takım için bence ideal düzen hala fatih terim'in uyguladığı ingiliz 4-4-2'si umut ve burak. umut hem burak'ı hem sneijder'i ve selçuk ve meloyu çok rahatlatır. sneijder için ise burada tek eksi belki bek kovalamak olabilir ki teorik olarak son 1,5 senede oynadığı sol açık bölgesinde de kovalaması lazım.

    hem sneijder hem takım için de bir başka ideal düzen yine 4-3-3 ileride umut burak sol açık. orta alanda da melo selçuk sneijder ancak sneijder forvet arkası değil daha çok orta alan rolünde orada kurulan baklavanın sol içinde yer alması gerekiyor. böylece takımın gol sayısı (umut+burak) hem burak'ın oyunu (ikinci santrafor) hem sneijder orta alan top yapmaya verdiği katkı artar. burada önemli olan iyi bir sol açık o da şu an malaga'da top koşturuyor.
  • 6931
    31 ekim 2014 galatasaray kasımpaşaspor maçı'nda ilk 11'de başlamaması nedeniyle, taraftarın ayyuka çıkardığı, benim tabirimle, kral futbolcu. biraz daha sakin kafayla düşünüldüğünde bunun gerçekten de taktiksel bir tercih olabilme ihtimali var bence. çok çabuk öfkelenmek yerine bu şekilde düşünmek hepimiz adına daha hayırlı. tabi bu durum birkaç sefer daha tekrarlanırsa da camı çerçeveyi indirmek taraftar görevidir *

    kendisini seviyoruz, hayranlıkla izliyoruz. eski bir bbg tabiriyle, aşık'ız.
  • 6934
    malesef kulüp olarak dip yaşıyoruz. yönetim yönetim değil, teknik kadro adı var cismi yok, taraftar kültürü, tribünler dibe vurmuş, kimse maça gitmiyor. e bu durumda da bu tip adamlar iki gömlek bol geliyorlar. ben bile şikayet ediyorum, oturduğum yerden, adam demez mi, ne arıyorum ben burada diye?

    fikrime katılmayan arkadaşlar bi zahmet drogbanın geçen açıklamalarını da okusunlar.

    edit: drogba bu açıklamayı yalanlamış. benim fikrim değişmiyor buna rağmen. bizim sıtkımız sıyrılmış, peşinden manu'nun koştuğu futbolcu daralmaz mı?
  • 6938
    hayatımda gitmiş olduğum 4 deplasmandan 3ü (gaziantep+kayseri+erciyes+kayseri) nde gol atarak beni rakip tribünde gol diye bağırtan oyuncu . bu sezon aldığım kombinenin tek sebebidir.

    kendisi hakkında medyanın inanılmaz bir şekilde oynamasının en büyük sebebi türkiye futbol batakhanesine iki hatta üç gömlek fazla gelmesidir. umarım medyada yer alan haberlerin hiçbiri gerçek değildir. *
  • 6939
    hepinize merhaba.

    öncelikle bu yazının ilk entryim olduğunu belirterek yazıya başlamak istiyorum. aylardır okur modunda bu günün gelmesini bekledim. en sonunda da ilk mesajımı, şu an itibari ile takımdaki en gözde, en iyi, en kaliteli, futbol zekası en yüksek vs. bütün iltifat ve övgüleri hak eden tek futbolcusu; wesleyciğime ithaf ediyorum.

    bu adamın gelmesini(u: ki aşağı yukarı ocak ayının başından imza attığı 20'sine kadar geçen bir süreyi ihtiva eder) transfer haberlerinin ilk çıktığı zamandan beri bekledim. amk'nın, fotomaç'ın, fanatik'in kendisini galatasaray formasıyla montajlı fotoğraflarına bakıp bakıp 'ulan bu adam galatasaray forması giyer mi bee' diyerek geçirdim günlerimi. en sonunda o mucize günü, yani wesley'nin galatasaray'da olduğunu belirten ilk resmi belgeyi gördüm ve hayatımın en neşeli günlerinden biri oldu o gün.(u: hatta yanılmıyorsam kasımpaşa'ya 2-1 kaybettiğimiz maçın ertesi haftası olması lazım)

    o fotoğraf da şudur: http://metrouk2.files.wordpress.com/.../01/ay_101922906.jpg

    takımla çıktığı ilk karşılaşma olan 27 ocak 2013 galatasaray beşiktaş maçı'ndan itibaren kendisini ayrı, galatasaray futbol takımı'nın diğer neferlerini ayrı bir gözle izledim. evet galatasaray kariyerinde başlarda inter'de kadro dışı kalmasının ve maç eksiğinin sebep olmasından mütevellit formsuzluğu ve hamlığı göze batıyordu. fakat kendisinin aşırı profesyonelliğinden ve düzgün karakterinden kaynaklanan gerek her geçen gün takıma olan uyumu, gerekse kendi bireysel form durumundaki da artışa hepimiz şahit olduk.

    işte o gün bu gündür* wesley'nin başta kendisini tekrar avrupa'ya ıspatlamak üzere ve tabi ki yeni takımına da bir şeyler vermek üzere galatasaray kulübüne geldiğini anladım. çok sağolsun yanıltmadı da, her maç elinden gelenin en iyisini yaptı. takımını bir çok maçta sırtladı, ki bunu gerek istatistik, gerekse takım içerisinde takımın genelinin uyduğu formsuz görüntüye aykırı olacak şekilde yaptı.

    fakat fatih terim ile aralarının bozulduğu o malum olaylardan sonra wesley'e karşı inanılmaz bir algı yönetimi uygulanmaya başladı. bunlarla ilgili bakınızlar versem inanın bu halihazırda uzun olan entry 2, hatta 3 katına çıkar. zaten o iğrenç haberleri* de hatırlatarak moral bozmamak adına* vermek istemiyorum.

    peki ya wesley ne yaptı? fatih terim'in ayrılışından sonra roberto mancini'nin arena'da çıktığı ilk maç olan 19 ekim 2013 galatasaray karabükspor maçı'ndan itibaren gözle görülür derecede yükseliş trendine girdi.* galatasaray'ın geçtiğimiz sezondaki 3-4 tane anahtar karşılaşmasının istisnasız hepsinde ortaya çıktı ve takımını ipten aldı. ****

    peki ya şimdi? iki hafta evvel, savaşta kullanılmak istense birleşmiş milletlerin veya nato'nun izin vermesi imkansız olan iki adet tomahawk füzesi ile ayıyı vurdu. şimdi bu adamı galatasaray'da, hele bu zor dönemlerinde kesmek akla mantığa uygun mu? evet burası galatasaray, burada her şey mümkün malesef.

    wesley sneijder için daha şampiyon olduğumuz 2013 mayıs ayından itibaren manchester united başta olmak üzere avrupa'nın en elit takımları ile adının geçmesine ithafen yaptığım bir yorum var, hala daha o yorumu destekliyorum ve ilelebet destekleyeceğim.

    neydi o yorum?

    "anayasa'nın ilk üç maddesi;

    1- wesley sneijder galatasaray'ın futbolcusu ve oyun kurucusudur.
    2- wesley sneijder galatasaray'dan gönderilemez.
    3- gönderilmesi teklif dahi edilemez."

    tanımı da son cümlede yapayım. takımdan ayrılırsa hüngür hüngür, salya sümük ağlayıp zırlayacağım, sinir krizlerine gireceğim futbolcu. galatasaray'ın paha biçilemeyecek tek oyuncusu.
  • 6940
    kulüp dün ve bugün kendisi hakkında art arda iki açıklama yayınladı. ortada bir şeyler döndüğü aşikârane, ancak bu dönen meselelerin, sözlüğün ekserisinin düşündüğü gibi sneijder'i devre arası satmaya çalışmakla alakası olmadığını düşünüyorum. zannediyorum ki; sözleşme uzatma konusu ile ilgili menajeri ve kulüp arasında bazı konular görüşüldü, bazı sözler verildi, ancak bunlar ünal başkan'ın gidişi, yeni yönetimin gelişi, futbolcu ödemeleri falan derken uzadı, bu kadar büyüyecek bir konu değildi muhtemelen, ancak sinyor prandelli'nin bir çok konuda olduğu gibi, kriz yönetimi konusunda da maalesef yetersiz oluşu bu konuyu buralara getirdi. nasıl mı: üst üste aldığımız ağır mağlubiyetler muhtemelen prandelli'yi yeni formasyon arayışına itti -cm/fm mantığıyla düşünürseniz aslında teoride doğru ancak uygulama olarak yanlış bir hareket-, 4-4-2'de karar kılan sinyor nedenini sadece kendisinin bildiği argümanlara dayanarak sneijder'siz bir takım denedi, nitekim takımın sneijder olmadan çok daha kötü durumlara düştüğünü gördüğünde de wesley'i oyuna aldı. aldı almasına ancak zaten galatasaray'ı karıştırmak için malzeme arayan medyaya malzemenin en büyüğünü altın tepside servis etti maalesef.

    benim düşünceme göre sneijder'in -kendisi istemediği takdirde- gönderilmesi gibi bir durum kesinlikle yok. kimse o kadar ahmak değildir. ancak maddi sıkıntılar ve teknik heyetin gösterdiği basiretsizlikler sözleşmenin uzatılamamasına ve medyanın mal bulmuş mağribi gibi her olaya atlayıp ortalığı karıştırmasına neden olmakta. anımsa öğrenci; burak yılmaz'ın da sözleşmesi uzatılmadan önce her gün başka bir takıma transfer ediliyordu, her hafta başka bir kulüpten teklif getiriliyordu. sözleşme uzatıldığından beri malzeme olmadığı için bu konuda medyanın ağzını bıçak açmıyor (yazar son cümlesinde burak yılmaz'ın performansı ya da kişiliğinden bahsetmiyor, sözleşme uzatılmasından önceki medya bakışını an ki sneijder haberleriyle karşılaştırıyor). dolayısıyla abartıldığı kadar büyük bir kriz olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. bence sözleşme yenileme anına kadar bu haberler dalgalanarak gider, sonrasında bıçak gibi kesilir, bizde daha uzun yıllar sneijder'imizi izleriz.

    ayrıca, kendisinin transferi döneminde tüm sözlük ahalisi gibi çok bekledim, çok dua ettim, çok ümitlendim, bazen platonik olarak sneijder'e kırıldığım oldu, kimi zaman amma paragözmüş diye düşündüğüm oldu. sabah uyanır uyanmaz tv'den, telefondan, pc'den haberleri-sözlüğü kontrol ediyordum, telefonun şarjı günde en az iki defa boşalıyordu. sonra bir gece vakti 11-12 civarı bir kaç arkadaşla tıkınırken bir telefon geldi, bir arkadaşımın okul müdürüydü arayan, abimiz 45'li yaşlarda, neşeli, tonton, hoşsohbet bir insandır, futboldan zerre anlamaz, hiç de arası yoktur. telefonu açtım;

    -olum senin adam gelmiş.
    +kim gelmiş abi?
    -senin adam işte.
    +abi benim adam kim, kimden bahsediyoruz biz?
    -vardı ya şu hollandalı, ne zamandır bekliyordun galatasaray'a gelecek diye, o gelmiş.
    +valla mı lan yemin et lan abi?
    -vallaha gelmiş lan * ne yalan söyleyeyim sana.
    +abi kapatıyorum ararım ben seni.

    hemen kontrol ettim sözlükten, kap bildirimini gördükten sonra önce bayram sabahı çocukları gibi hissettim, tarifsiz bir mutluluk, karşı yakalıların suratlarının alacağı şekil, tarifsiz bir gurur, sanki aslanlar gibi bir erkek çocuğum olmuş gibi hissettim... sonra tüm yemeği ödedim, bana o güzel haberi veren güzel abimi de evinden alıp herkese künefe ısmarladım *. arkasından da birer sahlep içirip milleti postaladım, tabi o ara bir farkındalık hissi geldi, meğer o transfer heyecanı içinde insanlara o kadar bahsetmişim ki sneijder'den, futbolun f'si ile arası olmayan abimizin bile aklında yer etmiş, tv de görür görmez bana haberi iletmiş, neyse biraz utandım bunu farkedince, koca adamım sonuçta, sonrada içim kıpır kıpır ayrıntıları öğrenmek için eve koşturdum. ve o günden bu güne kadar, o heyecanı yaşamama neden olan sneijder beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. bilmem anlatabiliyor muyum sözlük. ancak siz anlarsınız beni çünkü. diyeceğim o ki; gitmez sneijder hiç bir yere. onu sevenleri üzmez, onu sevenlere ihanet etmez eminim ben. sen de müsterih ol sözlük. sneijder bizde emekli olacak inşallah.

    büdüt: imla.
  • 6942
    bu lige, bu takıma fazla olan altın portakalımız. ilk gelecek dedikoduları çıkmaya başladığında hepiniz gibi ''hadi canım sneijder bize gelir mi? en kötü premier ligde şampiyonluğa oynayan bir takıma gider'' demiştim. o beni yanılttı, iyi ki yanıltmış ve takımızda, sarı kırmızı forma altında izleme fırsatı sunmuş. ama sneijder bu takımdan gitmeli diyorum her yerde, bize fazla bu adam. bu kadar çirkefliğin, şikenin kol gezdiği bir ülkede senin gibi güzelliklere yer yok. sen git şimdi, futbolu bırakınca geç şu takımın başına... seni hiç unutmayacak bu taraftar. belki hagi'nin yerini dolduramadın, dolduramayacaksın ama hep seni hatırlayacak bu taraftar. her zaman hagi'nin yerini doldurmaya en yakın futbolcu olacaksın. hep juventus'a taktığın çelmeyi, metin oktay gibi durmaları için arkadaşlarını uyardığın anları, fenerbahçe kalesine gönderdiğin füzeyi hatırlayacağız.
  • 6943
    hala ''sisteme uymuyor'' diye eleştirilen, gönderilmesi istenen oyuncu. kariyerini, klasını anlatmaya ne vaktim ne de kelimeler yeter ama şunu söylemek doğru olur sanırım elinde sneijder varken sneijder sisteme uymaz genelde, sistem sneijder'e uyar.sneijder'in arkasına 2 tane savaşçı orta saha önüne 1 tane bitirici forvet, yanına da bir pırpır bir skorer kanat koyulsa bu takım şu an ligde en az 4 puan fark yapmıştı. şl'de de en az 3 puanı, büyük ihtimalle de 4 puanı vardı. ama gidip ahı gitmiş vahı kalmış selçuk'u, dzemaili'yi sneijderle oynatırsan, kanat oynamaya zorlarsan sneijder tabi sisteme uymaz, katkı vermez dersin. tanım : yapılan transferlerin planlamasının olmaması ve gereksiz savrulan paralar yüzünden bu takımın sistemini bozan oyuncu olarak gösterilen dünyanın sayılı on numaralarından.
  • 6947
    sen 10 sene takımda kal, kaptanlık verilsin sonra elin hollandalısı gelsin 1 senede kaptanlığı alsın lideri olsun, bunu çekemeyenler ile mücadele verdiğini bildiğim adam, ali dürüst " 1.5 sene var, yeni sözleşme için acelemiz yok demiş " 1 sene sonra sneijder başka yere imza atar bu kafada devam edersek.

    demem o ki, kimse sorumluluk almazken yani elini taşın altına sokmazken, bu adamı götün dibine niye sokmaya çalışırlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın