alvaro morata özelinde pek de geçerli olacağını düşünmediğim klişe. morata kariyerinde italya ve ingiltere'de de oynadı. hatta kariyeri journeyman tarzında geçti. gittiği hiçbir kulüpte de boş yapmadı, istatistik hanesi doluydu. kariyeri boyunca ispanya'dan çıkmayan oyuncudan korkarım. ama tüm kariyeri büyük takımlarda ülke ülke gezinmekten ibaret olan adamdan korkmam. uyum sorunu olacağını hiç zannetmiyorum. transferde risk her zaman vardır. morata gibi örnek profesyonel oyuncularda o risk minumumdur.
18
henüz türkiye’de kırıldığını düşünmediğim kaide. ispanyol oyuncuların yolu pek buralara düşmüyor zaten.
galatasaray özelinde bakarsak juan mata zaten bırakmak üzereyken geldi. albert riera ise her ne kadar sol bekte güzel hatıralar bıraksa da asıl arda turan’ın boşluğunu doldurmak adına transfer edildiği sol kanatta bekleneni veremedi.
şimdi sıra alvaro morata’da. çok kariyerli, karakterli ve halihazırda ispanya’nın as forveti ve kaptanı. bu algıyı kırarsa morata kırar. kıramazsa bir daha kimse kıramaz.
19
ligimizde daniel güiza ile başlamış lanet. aynı durum hollandalı teknik direktörler içinde geçerli sanırım.
20
türkiye'deki antremanların rahat olması hocaların futbolculara baskı yapmamasından kaynaklı akdeniz ve sieasta ülkesinden gelmeleri nedeniyle aşırı rahatlıyorlar. en son baskı gören futbolcu odaya kapatılıp melo'dan neden oynamıyorsun yumruğu yiyen riera'ydı. o da o yumruktan sonra solbeke geçip oynamaya başladı.