türkiye liginin sert bir lig sanılması

• 11

  transfer doneminin acilmasi ile tekrar ortaya cikan iddia.
  
  william carvalho gelmesin gaddar degil, oliviera gelmesin zengin selcuk'u, pedro gelmesin zengin necati'si diye dalga geciliyor.
  
  burasi arap liginden hallice bir lig arkadaslar. sampiyonu da avrupa'da siradan takimlardan enseye tokat yiyen bir lig.
  
  sertlik falan da yok. tamamen hakemlerin zart zurt duduk calmasi ve oyuncularin sahtekarlik yaparak yere yatmasindan dolayi oyle saniliyor.
• 12

  sanulmaktan öte bir durumdur. simao sabrosa beşiktaş ile ilk maçına çıktığında ispanya'da 6 ayda yemediği tekmeyi sadece yarım saatte yediğini söylemiştir. basında bir oyuncuyu tutamadıklarında sert girip oyundan düşürmelerini, sakatlamalarını söyleyen ve bunu söylediği halde prim yapan şeytanları vardır. bunu avrupanın başka hiç bir ülkesinde göremezsiniz mesela.
• 13

  sert bir lig olmadığına ve hakemlerin çok kolay faul çalması ve kartlarını mantıksız/tutarsızca kullanmasından dolayı sert algısı oluştuğuna %100 katıldığım önerme.
  
  türkiye ligi'nden üst düzey liglere giden oyuncuların fiziksel olarak nasıl ezildiğini ve patates edildiğini defalarca gördük. en son örnekler burada üstün fiziğiyle anılan sorloth, vedat muriç gibi adamların gittikleri liglerde hiçbir şey yapamaması.
  
  türkiye ligi sert bir lig falan değil. oyuncular sahtekar ve bazen gaddarca hareketler yapıyor hakemler de buna çanak tutuyor, mesele bu. antrenman kalitesi düşük olan hiçbir lig, sert lig olamaz. türkiye'deki antrenman kalitesi de avrupa'da son sıralarda yer alıyor.
• 14

  bu zamana kadar sert olmadığını anlatan çok kişi gördüm ama sert olduğunu söyleyen kimse görmedim ben. kim diyor abi sert diye*
  
  futbol için kullanılan sertlik tabiri topa sert oynamayı anlatır. bizdeki gibi oyuncu sakatlamaya yönelik hareketler, çirkeflikler, yalandan yere atlamalar sertlik tabirini karşılamıyor. avrupa’daki sertlik takımların karşılıklı uyguladığı bir şey. bizde hakem ve seyirci etkisiyle rakibi sindirmek amacıyla yapılıyor. topa sert oynamaya izin verilen liglerde seyir zevki, tempo beraberinde geliyor. bizde o yok ve hiç olmayacak.
• 15

  kalmadı azizim, bu da kalmadı memlekette;
  o ayman abdelaziz’ler, hürriyet güçer’ler, baki mercimek’ler, yalçın ayhan’lar o beyaz atlara binip gittiler...
• 16

  türkiye ligi premier ligden, ligue 1den, la liga'dan sert bir lig değil elbette. fakat kendi kalibresindeki liglere(hollanda, isviçre, yunanistan, avusturya vs.) kıyasla sert bir lig denebilir. bu iyi bir özellik de değil, teknik kalitenin gösterilmesinin zorlaștığı bir lig yapıyor türkiye'yi.
• 17

  çok yakın tarihlerde mevcut üç futbolcumuzun (muslera, emre akbaba, diagne) rakiplere bağlı kırıklar, geçmişte kiralık oynayan futbolcumuzun (andone) yine rakibe bağlı çapraz bağ yırtılması sebebiyle uzun süreli sakatlık geçirdiği lig. daha sert bir lig olabilmesi için bacağın komple kopması falan gerekiyor sanırım.
• 18

  doğru bir sanrıdır. türkiye ligi sert bir ligdir.
  
  ancak türkiye ligi fizik kalitenin epey düşük olduğu bir ligdir. bu yüzden buradan yurt dışına giden herkes epey afallarken yurt dışından (büyük ligler) buraya gelenler özellikle ilk haftalarda inanılmaz bir fizik üstünlük kuruyorlar. keza pivot santforların ligi bu kadar sallaması da bundan kaynaklı.
  
  sertlik ile fizik kalite farklı şeyler. başlıkta genellikle fizik kaliteden bahsedilmiş.
• 19

  sert bir ligdir. sert başkadır atletik başkadır. karşıda 10 tane atletik oyuncu olunca nevri dönen türk futbolcusu ancak maçı tamamlamaya gücü yeter nereye sertlik yapacak.
• 20

  sertlik önemli. insanlar bunun için ilaç falan da kullanıyor.
  ancak bizim ligimiz için sert değil demek biraz futbol takibini başka gözle yapmak demek.
  yani işin tekniğini taktiğini kollayayım derken sert olan kısmı kaçırmış olabilir insanlar.
  şimdi şöyle ki bizim ligimiz sert bir lig. faul bol, sakatlanmalar fazla, kartlar fazla he adil değil ama fazla.
  topla karışık çatır çutur giriyorlar izlemesini bilene kolayca görünebilecek bir durum bu.
  çok basit bir örnek onyekuru ve kerem'i durdurmak için maçın en can alıcı dakikalarında her topta sert şekilde faul yapılıyordu.
  nedeni çok basit.
  baştan hemen sindireyim sonra zaten bir daha gelmez düşüncesi.
  bu süper ligde de böyle, amatörde de böyle hatta yalan gelir ancak halı sahada da böyle.
• 21

  türkiye ligindeki sertlik bazı arkadaşların da belirttiği gibi topa değil rakip oyuncuya yönelik sertlikten ibaret. oynamaya değil oynayamaya kurgulanmış bir oyun. lâkin, takımlarımız avrupa'ya çıktığında bu sertlikten eser görmüyoruz. çünkü avrupa maçlarında hakemler rakibe yönelik müdahalelere tam olarak müsamaha göstermiyorlar. topun oyunda kalma süresi bile uzuyor. turkiye'de ise bice fauller, sarı kartlık hareketler es geçiliyor. topun oyunda kalma süresini artırmalı, yapılan faullere de avantaj bitince kart göstermeliler. temposu düşük, anlamsız duzeyde sert faullere bazen faul bile çalınmadığı, oyuncuların kendini yere atmayı çok sevdiği bir lig burası...
• 22

  kocaman bir illüzyondur. evet bir sertlik söz konusu ama tamamen kural dışı bir sertlik. club africain– galatasaray maçında karşılaştığımız türden bir sertlik. bunu sert futbol olarak niteleyemeyiz. top rakipteyken sakatlamaya yönelik hareketlere başvurmaktan çekinmeyen, top kendisindeyken ise hakemi aldatmak için bin türlü numara çeken topçular ve bütün bu tiyatroyu adına "hakem şansı" denen garabet yanında değilse asla idare edemeyen hakemlerin sebep olduğu türden bir sertlik. bir de hollanda ligi, belçika ligi, hatta kimi zaman la liga hakkında konuşurken çok yumuşak ligler, savunma bile yapmıyorlar, falan diyerek üst perdeden küçümseyici bir tavır takınan gerçeklikten kopuk bir kitle var ki hallerine acımamak elde değil.
• 23

  ligimizde birçok kasap futbolcu olduğu için doğru bir önermedir.
  
  franck ribery ilk geldiğinde sağ taraftan depar atarken kendini bir anda kapalı tribünün setinde, davulcunun yanında bulmuştu. hatırlayın.