---
alıntı ---
yarın şölen başlıyor. avrupa’nın dev kupasının litvanya’da startı veriliyor. 12 dev adam sancılı bir hazırlık süreci geçirdi. orhun ene’den ve staff’dan duyduğumuz söylem hep aynıydı; ‘’ çok yükleniyoruz, sonuçlar normal ‘’ bu söylem doğru olabilir, kimse takımın durumunu coach kadar iyi bilemez. ancak sahada herkesin gördüğü bariz sıkıntılar var ki, bunu sadece yükleme dönemindeyiz ile açıklamak mümkün değil.
hazırlık maçlarının sonlarına doğru, özellikle istanbul’daki adidas cup’ta takımın iyi savunma yaptığı bir gerçek. ancak bu savunma işin hücum kanadında aynı etkinlikte değil. biz hep savunmamız ile beslenen ve savundukça daha rahat atan bir takım olduk evet, ancak hcum stratejimiz topu hidayet’e veya ömer aşık’a ver ve izle olursa ne kadar iyi savunma yaparsak yapalım; turnuvada ilerlememiz mümkün değil. hidayet zaten avrupa’da göz önünde bir oyuncu ve maçlarda ona savunmacılarından özel ilgi mevcut. biz de takım halinde topu ona verip kenara açılarak sadece hidayet’in birebir hücumu zorlamasına kalırsak, kısır bir hücum oyununa mahkum kalıyoruz. hidayet hiçbir zaman birebir hücumu yıldız seviyesinde bir oyuncu olmamıştır. onu özel kılan, takım düzeni içersinde oyun zekası sayesinde yarattıkları ve yakaladığı eşleşme problemlerinde yüzdeli şut atması veya savunmacını arkasına alıp posttan asist yapmasıdır. yani hazırlık döneminde hidayet’ten olmadığı bir adam yaratmaya çalıştık. bu hidayet’in de verimini minimuma çekti.
takımımıza emir preldzic takviyesi geldi. emir hamlesini çok olumlu buluyorum, fakat yıldız forvet kulüp takımındaki ortamı henüz milli takımda bulamadı. emir oyun zekası çok yüksek bir oyuncu, hatta benim iddiam avrupa basketboluna bir bodiroga daha gelecekse, bu emir preldzic’ten başkası olamaz. emir’in olduğu yerde 3 point guard lüks olacağı için, ene’nin 2 guard ile turnuvaya gitmesini olumlu karşılıyorum. semih erden’in sakatlık yüzünden götürülmediği açıklandı, ona da saygı duymaktan başka çaremiz yok. hocanın izzet tercihi çok tartışıldı ancak mevcut aday kadroya alındıktan sonra semih’in sakatlığı açıklanınca götürülmemesi mümkün değildi zira furkan’ı götürmek genç oyuncunun belki de kariyeriyle oynamak anlamına gelecekti. furkan sezon içersinde bağ sakatlığı yaşamış, arkasından sahalara dönmüş ve takımıyla playoff oynayıp, arkasından ümit millilerle ağır bir hazırlık süreci ve sert bir turnuva yaşamıştı. bunların da üstüne a milli takım ile ağır bir hazırlık süreci yaşadı. bunların üzerine turnuvaya götürülse hiç dinlenmeyecek ve bence turnuvada olmasa bile önümüzdeki sene içersinde mutlaka bu ağır tempo genç pivota zarar verecekti. teknik ekip mutlaka furkan’ın bu özel durumunu da göz önünde bulundurarak kadroya almamıştır.
ilk rakip portekiz, rakip bizden kısa ancak atletik ve açık alanda oynamayı seven bir ekip. aslına bakılırsa rahat bir şekilde vurup gitmemiz gerekiyor ancak hazırlık dönemi biraz gözümü korkutmadı değil. takımımızın havası çok iyi değil ama turnuva oynamayı seven bir takımız. korkularımdan biri de evimizde oynadığımız turnuvaların arkasından düştüğümüz boşluk. 2003’teki felaketi hatırlayınca güzüm korkmuyor değil. inşallah dünya ikinciliğimizi gölgeleyecek bir turnuva yaşamayız.
---
alıntı ---
http://boyalialan.com/...mpiyona-baslarken-2/