• 104
    --- alıntı ---

    yarın şölen başlıyor. avrupa’nın dev kupasının litvanya’da startı veriliyor. 12 dev adam sancılı bir hazırlık süreci geçirdi. orhun ene’den ve staff’dan duyduğumuz söylem hep aynıydı; ‘’ çok yükleniyoruz, sonuçlar normal ‘’ bu söylem doğru olabilir, kimse takımın durumunu coach kadar iyi bilemez. ancak sahada herkesin gördüğü bariz sıkıntılar var ki, bunu sadece yükleme dönemindeyiz ile açıklamak mümkün değil.

    hazırlık maçlarının sonlarına doğru, özellikle istanbul’daki adidas cup’ta takımın iyi savunma yaptığı bir gerçek. ancak bu savunma işin hücum kanadında aynı etkinlikte değil. biz hep savunmamız ile beslenen ve savundukça daha rahat atan bir takım olduk evet, ancak hcum stratejimiz topu hidayet’e veya ömer aşık’a ver ve izle olursa ne kadar iyi savunma yaparsak yapalım; turnuvada ilerlememiz mümkün değil. hidayet zaten avrupa’da göz önünde bir oyuncu ve maçlarda ona savunmacılarından özel ilgi mevcut. biz de takım halinde topu ona verip kenara açılarak sadece hidayet’in birebir hücumu zorlamasına kalırsak, kısır bir hücum oyununa mahkum kalıyoruz. hidayet hiçbir zaman birebir hücumu yıldız seviyesinde bir oyuncu olmamıştır. onu özel kılan, takım düzeni içersinde oyun zekası sayesinde yarattıkları ve yakaladığı eşleşme problemlerinde yüzdeli şut atması veya savunmacını arkasına alıp posttan asist yapmasıdır. yani hazırlık döneminde hidayet’ten olmadığı bir adam yaratmaya çalıştık. bu hidayet’in de verimini minimuma çekti.

    takımımıza emir preldzic takviyesi geldi. emir hamlesini çok olumlu buluyorum, fakat yıldız forvet kulüp takımındaki ortamı henüz milli takımda bulamadı. emir oyun zekası çok yüksek bir oyuncu, hatta benim iddiam avrupa basketboluna bir bodiroga daha gelecekse, bu emir preldzic’ten başkası olamaz. emir’in olduğu yerde 3 point guard lüks olacağı için, ene’nin 2 guard ile turnuvaya gitmesini olumlu karşılıyorum. semih erden’in sakatlık yüzünden götürülmediği açıklandı, ona da saygı duymaktan başka çaremiz yok. hocanın izzet tercihi çok tartışıldı ancak mevcut aday kadroya alındıktan sonra semih’in sakatlığı açıklanınca götürülmemesi mümkün değildi zira furkan’ı götürmek genç oyuncunun belki de kariyeriyle oynamak anlamına gelecekti. furkan sezon içersinde bağ sakatlığı yaşamış, arkasından sahalara dönmüş ve takımıyla playoff oynayıp, arkasından ümit millilerle ağır bir hazırlık süreci ve sert bir turnuva yaşamıştı. bunların da üstüne a milli takım ile ağır bir hazırlık süreci yaşadı. bunların üzerine turnuvaya götürülse hiç dinlenmeyecek ve bence turnuvada olmasa bile önümüzdeki sene içersinde mutlaka bu ağır tempo genç pivota zarar verecekti. teknik ekip mutlaka furkan’ın bu özel durumunu da göz önünde bulundurarak kadroya almamıştır.

    ilk rakip portekiz, rakip bizden kısa ancak atletik ve açık alanda oynamayı seven bir ekip. aslına bakılırsa rahat bir şekilde vurup gitmemiz gerekiyor ancak hazırlık dönemi biraz gözümü korkutmadı değil. takımımızın havası çok iyi değil ama turnuva oynamayı seven bir takımız. korkularımdan biri de evimizde oynadığımız turnuvaların arkasından düştüğümüz boşluk. 2003’teki felaketi hatırlayınca güzüm korkmuyor değil. inşallah dünya ikinciliğimizi gölgeleyecek bir turnuva yaşamayız.

    --- alıntı ---

    http://boyalialan.com/...mpiyona-baslarken-2/
  • 105
    --- alıntı ---

    basketbol milli takımımız ilk iki gün nispeten zayıf rakiplerle turnuvaya başladı ve rahat iki galibiyet aldı. bu şekilde başlamanın avantajı ve dezavantajı var. avantajı hazırlık kampından çıkan oyuncuların turnuvaya rahat galibiyetlerle başlayarak moral depolaması. dezavantajı ise zayıf rakiplere karşı alınan bu galibiyetlerin yaratacağı rahatlama, yani rehavet duygusu. umarım takımımız rehavete kapılmamıştır, takımı diri tutabilecek rehaveti engelleyebilecek yıldız ve tecrubeli oyuncularımız var. ömer onan, kerem tunçeri, hidayet türkoğlu gibi oyuncularımız arkadaşlarına gerekli uyarıları yapabilirler. portekiz ve britanya maçlarının teknik analizi yapılır mı bilmiyorum ancak sevindirecek tek gelişme, portekiz maçında kopuk kopuk olan maç konsantrasyonunun; britanya maçında tavan yapmasıydı. bu artık turnuvaya başladığımızın ciddi bir göstergesi.

    bugün rakibimiz litvanya. rakibin en büyük avantajı şüphesiz ev sahibi olması. litvanyalı basketbolseverler ülkelerinin dışında kalan maçlara minimum ilgi göstererek beni hayal kırıklığına uğratmış olsa da takımlarına ciddi destek veriyorlar ve parkeye etki ediyorlar. eurolegue’de de litvanya deplasmanları zor deplasmanlardır. hakemler adına da bu böyledir zira her hakem kararına mutlaka tribünlerden reaksiyon gelir. bu basketbolu çok iyi bildiklerinden ve parkeyi baskı altına almayı da bildiklerinden kaynaklanır.

    litvanya’yı uzun uzun anlatmaya sanırım gerek yok. zira artık onların ekolünü herkes ezberlemiş durumda. geçen sene ülkemizde düzenlenen dünya basketbol şampiyonasında yıldızlarını getirmeden gelmelerine rağmen milli takımımızın arkasından 3. oldular. iskelet olarak o takımı getirmelerine rağmen yıldızlar takıma dahil oldu ve genç bir takviye daha yaptılar; valanciunas. genç pivot çok önemli takımların ve scoutların takibinde geçirdi sezonu. büyük bir potansiyel. bizim enes’ten beklediklerimizi onlar da valanciunas’tan bekliyor. bugün bizi en zorlayacak konu litvanya’nın ikili oyunları olacaktır. jasikevicius formunun zirvesinde geldi turnuvaya ve çok motive, aynı şekilde kaukenas’ta öyle. bu yıldızların yanı sıra geçen sene dikkat çeken ve atletik özellikleri olan kalnietis’te takıma katkı veren önemli bir guard. beni en çok düşündüren konu litvanya uzunlarının ikili oyun oynama becerisine bizim uzunlarımızın vereceği savunma tepkisi. ömer aşık hızlı ayakları ve savunma bilgisi sayesinde avrupa’nın en iyi savunmacı uzunlarından birisi ancak bu maçta onun sıkıntı yaşayacağı konu javtokas dışında rakip uzunların yüzdeli şut atması. bu ömer’i dışarı çıkmak zorunda bırakacak ve jasaitis – pocius gibi kısa forvetlere hücum reboundu şansı tanınacak. bu noktada kısalarımıza büyük iş düşüyor, full rebound konsantrasyonuyla oynamalılar. guardlarımız tempoyu iyi ayarlamalı zira litvanya çok koşan bir takım olmuştur hep. erken hücumlarımız bize fast break olarak dönebilir. litvanya guardlarının uzunlarla oynayacağı ikili oyunlara yardım getirerek çözüm arayabiliriz. enes’in ikili oyun savunmada ciddi zaafları olduğunu hazırlık döneminde, özellikle de almanya maçlarında gördük. bu noktada kısa forvetler yardıma gelebilir ancak bununda ciddi riskleri var, zira litvanya takım halinde topu hızlı dolaştıran bu boş adamı çabuk bulan bir takım. şutör özelliklerini anlatmaya ise sanırım gerek yok.

    bu maç belki de ispanya dahil gruptaki en zor ve belirleyici maçımız olacak. eleştirilen teknik ekip için ise kendini kabul ettirme maçı. karşılaşmada ki en kritik oyuncular litvanya adına kaukenas ve pocius, bizim adımıza ise preldzic ve enes olacak. diğer oyuncuların iki takım adına da vereceği az çok belli ancak bu oyuncular ekstra oynarsa takımlarına ciddi avantaj sağlayabilirler. zor maç ancak imkansız değil. haydi 12 dev adam.

    --- alıntı ---

    http://boyalialan.com/2011/09/02/litvanya-turkiye/
  • 107
    --- alıntı ---

    mücadele ettik ama diş geçiremedik. aslında maç avuçlarımızın içindeydi ve kayıp gitmesini hep beraber izledik. litvanya’nın stratejisi zaten belliydi, tempoyu akar seviyede tutup; ikili oyunlar ve fast berak sayılarıyla sonuca gitmeye çalıştılar. maç içersinde bazı dönemlerde de bunda başarılı oldular. dün mücadele iyiydi, ev sahibine karşı ve turnuvanın önemi takımlarından birine karşı oynamamıza rağmen sahada dik durmayı başardık. peki neden yenildik?

    maçtan önce fikrim kısa forvet katkısının bu maçta belirleyici olacağı yönündeydi. maalesef biz hidayet’ten beklediğimiz katkıyı alamadık, emir de maçın son bölümü dışında oyuna ağırlığını koyamayınca yenilgi kaçınılmaz oldu. uzunlarımız ikili oyunları yeteri kadar savunamadı ancak bunda onların da çok suçu yoktu. tepede özellikle kalnietis defalarca kez aynı oyunu oynadı. sahadaki pivotu pick’e çağırdı, arkasından tek kısa dribbling ile şuta kalkıp sayıyı yaptı. burada yüksek show up yapmamamızın etkisi büyüktü. uzunlarımız rakip guardın penetre ve ikili oyun riskine karşı çok üstüne çıkmadı. bu stratejiyi de özellikle kalniestis şutlarıyla cezalandırdı. beni düşündüren teknik ekip, yüzdeli şut atan kalnietis sahadayken biraz daha yüksek show up’ı neden hiç denemedi?

    maç aslında istediğimiz tempoda ve skorda başladı, öyle de seyretti. litvanya tempoyu bize dikte edemeyince klasik uzundan şut atma silahına yöneldi ve songaila ile bunda başarılı olup maça tutundu. takımımız kerem tunçeri sakatlandıktan sonra guard mevkiinde tamamen ender arslan’ın eline kaldı. bu bizi çok olumsuz etkiledi zira maç boyu aldığı dakikaları iyi değerlendirip efektif oynayan ender bir anda maç sonuna yaklaştıkca kahraman olma isteğine gem vuramadı. son çeyreğin özellikle son 5 dakikasında topu yarı sahada emir ile buluşturup, onun basketbol zekasına teslim etmeliydik kendimizi. emir bu tip maçların son bölümlerini çok iyi oynar, bunu kulüp takımından iyi biliyoruz. ancak ender’in ihtiraslarına engel olamadık.

    sonuç olarak maç kaybedildi. bunda bireysel formsuzluk ve tercih hataları başroldeydi. son bölümü daha akıllı oynayabilseydik rahat bir galibiyet alabilirdik. bu mağlubiyet olası ispanya mağlubiyetiyle birlikte ikinci gruplarda çok canımızı yakıcak, zira gruptan çıkan takımların aralarında oynadıkları maçlar bir sonra ki tura taşınıyor. grupta kalan maçlar polonya ve ispanya. polonya maçını rahat kazanacağımızı düşünüyorum ancak ispanya maçı ciddi sıkıntı. ispanyollar her ne kadar formsuz olsa da, turnuvada bizim maçı iyi oynayarak geçmek isteyeceklerdir. buna onların da çok ihtiyacı var, çünkü ciddi bir şekilde tartışılıyorlar. açıkcası ispanya karşısında milli takımımıza şans tanımıyorum. iki taraf içinde hedef maçı olacak ve ispanyollar daha kaliteli bir takım. zor maç olacak, hatta imkansıza yakın zorlukta.

    --- alıntı ---

    http://boyalialan.com/2011/09/03/ilk-maglubiyet/
  • 113
    hazırlık maçlarından takımın hali ortadaydı. italya,türkiye ve almanya kampları fasa-fiso geçmiş. esas hocaya bunu sormalı kampda oyuncular neden kenetlenemedi diye, gecen seneden buyana neden takımın oyununda erezyonlar meydana gelmiş, neden bunlar önlenemedi diye sormalı. yoksa takıma enes girmiş, kerem girmiş, onu almış bunu almamış falan filan bunlar işin hikaye kısmı.
  • 116
    ilk 2,5 mac sonrasinda gosterdigi performansla hayalkirikligi yaratan takimdir. 2,5 mac diyorum cunku litvanya macinin bir bolumunde de gayet iyiydik. yalniz litvanya maglubiyeti normal karsilanabilir, sonucta adamlar ev sahibi, seyirci destegi arkalarinda ve buyuk bir ekoller ama polonya gibi ne idugu belirsiz bir takimdan alinan maglubiyet ne olursa olsun kabul edilemez. hakem kotuymus, maci satmis, cartmis curtmus geciniz! sen maci boyle zayif bir rakibe karsi bastan koparamayip oralara getiriyorsan zaten kaybetmeyi haketmissindir.

    orhun ene'ye de fazla bir sey demek istemiyorum ama kisaca bu basarisizligin en buyuk sorumlusu odur. litvanya macinin sonunu, polonya macininsa kirilma anlarini hic iyi yonlendiremedi. tecrubesizligi ve otorite zaafiyetiyle en azindan simdilik milli takimin ona birkac gomlek buyuk geldigini gormus olduk. tipki anadolu takimlarinda kral olup da buyuk takim calistirinca cortlayan teknik direktorler gibi.

    bir diger sorumlu da takimin abisi, kaptani, yildizi hidayet turkoglu'dur. cok kotu bir turnuva geciriyor ve ununu elemis, elegini asmis bir goruntusu var. sahada ne kaptanlik ne de liderligini gorebildik su ana kadar. bir onceki turnuvada maddi-manevi destegi de alip misyonunu tamamladi tabi.

    artik isimiz cok ama cok zor. neredeyse iddiasiz britanya'nin polonya'yi yenmesini bekleyecegiz veya ispanya'yi yenecegiz. ben ikinci dedigime ihtimal bile vermiyorum ama kapasitemizin ustunde bir mucadele ve oyunla olmayacak is degil yine de.

    ha bu arada cozum bana gore mahmuti'den gecer. kendi kocumuz diye soylemiyorum yanlis anlasilmasin ama tecrubeyse tecrube, sistemse sistem, disiplinse disiplin, hirssa hirs, ne ararsan var adamda.

    her neyse uzatmayalim daha fazla, ne olursa olsun "her zaman yanindayiz, yalniz birakmayacagiz!".

    uh ah dev adam 12 dev adam!
App Store'dan indirin Google Play'den alın