türk futbolunun sorunları

• 26

  sürekli fenerbahçe'nin başarılı olmasını istemeleri ve avrupadaki en büyük umudumuz olan galatasaray'ı sırf fenerbahçe'nin önüne geçmemesi için zor duruma sokmaları,(u: yıllardır mecidiyeköye yeni stad izni vermemeleri ve bizi borç batagına sürüklemeleri) başarı gelecekse fenerbahçe ile gelsin mantıgı yüzünden bi türlü ilerlemiyor bu türk futbolu.
• 27

  en basit şekilde açıklamak gerekirse adı üzerinde türk futbolu olması. noldu öyle bakakaldın, ya ne olacağıdı.
• 28

  (bkz: fenerbahce) = tek amacı galatasarayı yenmek olan, avrupada hiçbir başarısı bulunmayan, ülke puanına her zaman eksi olarak etki eden, altyapıya hiç önem vermeden sürekli olarak yutdışından futbolcu getirip türk yapmaya çalışan bir takım olduğu sürece pek mümkün olmayacaktır.
  
  (bkz: turkiye futbol federasyonu) = taraflı davranışlar içerisinde bulunmaları ve avrupada ülkemizi temsil eden takımlarımıza olan yaklaşımları ile dolaylı yoldan etkisi bulunmaktadır.
• 29

  zaten okullarda futbol, basketbol vb. spor etütleri yapmayan ve bu yetmezmiş gibi beden eğitimi dersini haftada 1 * saate indiren pek muhterem milli eğitim bakanlığı.
• 30

  (bkz: fenerbahçe)
  
  (bkz: aziz yıldırım)
  
  (bkz: ali şen)
  
  (bkz: fenerbahçe taraftarı)
  
  bütün sistemin sadece kendilerine yani fenerbahçe'ye çalışmasını isteyen bu topluluktur türk futbolunu geride tutan.
• 31

  takımlar üzerinden oynanan oyunlar, çıkar çatışmalarıdır. özellikle federasyonun çok dikkatli olması gerekir. atalarımız boşuna söylememişler; balık, baştan kokar.
• 32

  eurosport'ta iki kız milli takımının maçına bakıyorum geçenlerde, bir taraf almanlar. gençten sesli, genel spor kültürü olan bir spikerleri var, snooker izleyenler hemen anlayacak kimi dediğimi, o anlatıyor maçı. dedi ki, almanya'da 1.2 milyon lisanslı bayan futbolcu var, ülkemizde tüm branşlardaki toplam lisanslı sporcu sayısı 1.3 milyon. buyrun buradan yakın.
• 33

  itiraf etmek gerekir ki ne fenerbahçedir ne başka bir takımdır. tamamiyle sistemle alakalıdır. eğitimle alakalıdır. taraftarın kafa yapısıyla alakalıdır. istikrar yakalayamamakla alakalıdır. ülkenin ekonomik - sosyal yapısıyla alakalıdır. federasyonun siyasi yönetilmesiyle alakalıdır. işlerini düzgün yapmayan insanlarla alakalıdır. kişisel hesaplarla alakalıdır. yatırımların yanlış yapılması, gençlere yatırım yapılmamasıyla alakalıdır. şark kafası, şark kurnazlığıyla alakalıdır.
  
  uzun bir analiz gerekmektedir aslında bunları açıklamak için ama özetlemek gerekirse bunların hepsi bizi normal yaşamda olduğu gibi futbolda da geride bırakmaktadır. mustafa kemal atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak, hatta geçmek ancak bizi bir yerlere taşıyabilir. futbol bunla doğru orantılı olarak düzelecektir.
• 34

  kendine yapılınca tff yi göreve davet edip de kendin yapınca ses çıkarmadan birbirine çak çak yapan yöneticiler.
  (bkz: suyun öte tarafı)
• 35

  saha içinde ve saha dışında çirkeflik yapılması.oyundan çok sonuca yönelik davranılması.
• 36

  sporun ve özellikle futbolun, erkek tekelinde olması. ya da öyle olmasının istenmesi. oysa, futbol zevkli ve akılcı bir oyun. erkekler olduğu kadar bayanların sevmesi de normal.
  
  teşekkürler, thisisthebesttillwedobetter.
• 37

  bayan yazar eksikliğidir.* * *
• 38

  türklerdir. millet olarak aceleci, sabırsız, bozuk psikolojili, genellikle gazla çalışan, tembel, başarılı olanı dibe çekmeye bayılan, mübalağ sanatında usta, işin hep kolayına kaçan insanlar olduğumuz için bu özelliklerimiz tamamen futbola da sirayet etmiştir. elin isveçli ** ibrahimoviç'i topa saatte 500 km hızla vurma çalışmaları yapmaktan bıkıp usanmazken bizim futbolcularımız, teknik direktörlerimiz, malzemecimiz, kondüsyonerimiz, yöneticilerimiz en ufak bir başarıdan sonra hemen "ben oldum" havasına girip çalışmayı bıraktığı ve kendini geliştirmediği için türk futbolu geri kalmaktadır.
• 39

  (bkz: hangi birini sayıyım?)
• 40

  sporun geri kalmasındandır. spor sever olmanın ne anlama geldiğini bilmeyenlerin bulunmasındandır. ayrıca yıllardan beri süregelen -ne kadar acı olsa da- avrupa'nın gerisinde kalmışlığın getirdiği eziklikle paradoks oluşmaktadır. kendimizi geliştirmek yerine, habire birilerine ispatın derdine düştüğümüzden olsa gerektir bu.
• 41

  galatasaray haricindeki diğer takımlarımızın alt yapıya gereken önemi vermemeleri başlıca bir sebeptir. sırf galatasaraylıyım diye takımımı bu kategoriye koymadım diye bir şey yok. çünkü galatasaray çok fazla genç yetenekler çıkardı. en başta arda ve niceleri.
• 42

  (bkz: kendisini türk futbolunun önünde zanneden yöneticiler)
• 43

  (bkz: fotomac), (bkz: fotospor)
• 44

  bir maçla kral ilan eden yada bir maçla yerin dibine sokan taraftar, yorumcu, insan evlatları da en önemli nedenlerden biridir.
• 45

  (bkz: elano blumer)
  
  genel eğilime bakarsak maalesef durum bu.
• 46

  (bkz: #224245)
  
  videoyu izleyin neden geri kaldığımız çok açık bir şekilde anlatılıyor.
  
  teşekkürler (bkz: kowalski)
• 47

  --- alinti ---
  
  “olanlar ortada”, açıklamalar ortada, aldatmacalar, kandırmacalar ortada, “talimatlarda olmayanları, var gibi gösterip”, kendilerini ve hakemleri kurtarmaya çalışmalar ortada, “neler olurdu” diye düşünüp, “yapması gerekeni yapmadığını açık açık ilân eden” hakeme, “yüksek not veren” gözlemciler, pardon “hınk deyiciler” ortada; bu federasyonun, bu merkez hakem komitesi’nin “artık” türk futbolunu yönetmeye hakkı var mı?..
  federasyonu ve yardımcı kurulları “mavi boncuk dağıtmaktan asli görevlerini yapmayı unutmuşken”, sadece ve sadece “hedef saptırmak ve gündemi değiştirmek için” işin içine “çok yukarıları da çekme gayretine giren” başkan mahmut özgener’e ve federasyonuna, onu ve federasyonunu “bu durumlara düşüren” mhk - disiplin - tahkim kurulları’na artık kim ve nasıl güvenecek?..
  “oğuz sarvan’ın yönettiği hakem ve gözlemciler” ile “bu işin nereye gideceğini” sokaktaki çocuk bile bilirken, “inatla ve ısrarla onu görevde tutmak”, liglerin yarınlarında olacakların habercisi değilse, nedir?..
  türk hakemlerinin “seyirci ne yapar” baskısı altında düdük çaldığını “açık açık itiraf eden” bünyamin gezer’e “yüksek not veren” gözlemciler ve de ona “en önemli maçları veren”, dahası, “talimatlarda yazmayan bir durum” ortaya çıktığında, “kararı o verdi, biz karışmadık” diyerek onu “yapayalnız bıraktıklarını” güle oynaya ilân eden bir mhk da “haberci değilse”, felâketin habercisi daha nasıl olacaktır; söyler misiniz bana?..
  
  --- alinti ---
  
  öcal uluç
• 48

  zamanında galatasarayın uefa ve süper kupayı alması , çoğunluğunu o oyuncuların oluşturduğu ( fatih terimin oluşturduğu ) türkiye milli takımının dünya üçüncülüğü dışında , ne zaman ilerledik , 3 takımla birden ne zaman şampiyonlar ligine katıldık, birkaç takımla birlikte uefa'da yarım final mi oynadık denmesi gereken , başarılarımızın saman alevi gibi olduğu söylenmesi gereken ( bir sistemle yada oyuncularla başarılı olunduktan sonra yeni oyuncu ve sistem ortaya çıkmadığı aşikar) endişe verici durumdur.
• 49

  çok afedersiniz zik gibi stadlara ve zeminlere sahip olmaktır.
• 50

  aziz yıldırımın her tehdit edişinde hakemlerin yola gelmesi...