301
elmayla armutu karıştıran kişilerin ''geldiğinde çok bik bik etmiştiniz, ne oldu?'' haykırışlarına sebep olmuş, bu senenin en iyi transferlerinden biri olduğunu kanıtlamakta olan yeni aslan.
efendim, transferi hakkındaki tepkilerin en büyük sebebi, forlan-reyes-ujfalusi üçlüsü beklerken, bunlardan ala ala en az parlak olanını almış olmamız ve yaşıydı. bu sebeple bir hayal kırıklığı oluştu. kariyerine laf attığımız falan yok. sadece dedik ki, ''madem lucas neill'ı gönderiyoruz, uzun süre bize hizmet edebilecek genç ve yetenekli stoperler alalım.''
ama geldi ve çok iyi oynuyor. ''tüh tüh, niye iyi oynuyor bu adam!'' dememiz mi bekleniyor, anlamış değilim. elbette ki mutlu ediyor bizleri iyi oynaması. ''ne oldu düdükler, viyuuuvv!'' diyerek basitleşmenin alemi nedir? hepimiz aynı tarafı tutuyoruz, bilmem farkında mısınız?
bir de geçen yıl kadromuzda bulunan ve çok sevdiğimiz futbolcularla, yeni transferlerimizi kıyaslayıp, ''heheh, bir de bunlara futbolcu diyordunuz!'' denmiyor mu, gerçekten sinirleniyorum. özellikle lorik cana ve lucas neill özelinde yapılıyor bu. bu adamları sevmemizin nedenleri vardı. bok gibi bir takımın içinde gerçekten kalite kokan bir kaç isim vardı zaten. evet, felipe melo'yu tercih ederim lorik cana'ya. ama bu, melo'nun her iyi performansından sonra cana'nın arkasından sallamayı gerektirmiyor. ujfalusi'yle neill'ı yan yana görmek isterim şahsen.
bu yıl gerçekten iyi bir takım kuruluyor. bizleri gerçekten mutlu edecek, yıllar sonra keyif verecek bir takım olacak gibi görünüyor. bu yüzden, artık önümüzdeki maçlara baksak, ''ahahah ben demiştim gerizekalılar!'' modundan çıksak diyorum... çünkü benim sorunum haklı çıkmak, ona buna laf yetiştirmek, falanca futbolcuya sallamak değil; artık iyi bir galatasaray izlemek istiyorum. ujfalusi de bu iyi takımın bir parçası olacak inşallah. hepimizin isteği bu değil mi?
efendim, transferi hakkındaki tepkilerin en büyük sebebi, forlan-reyes-ujfalusi üçlüsü beklerken, bunlardan ala ala en az parlak olanını almış olmamız ve yaşıydı. bu sebeple bir hayal kırıklığı oluştu. kariyerine laf attığımız falan yok. sadece dedik ki, ''madem lucas neill'ı gönderiyoruz, uzun süre bize hizmet edebilecek genç ve yetenekli stoperler alalım.''
ama geldi ve çok iyi oynuyor. ''tüh tüh, niye iyi oynuyor bu adam!'' dememiz mi bekleniyor, anlamış değilim. elbette ki mutlu ediyor bizleri iyi oynaması. ''ne oldu düdükler, viyuuuvv!'' diyerek basitleşmenin alemi nedir? hepimiz aynı tarafı tutuyoruz, bilmem farkında mısınız?
bir de geçen yıl kadromuzda bulunan ve çok sevdiğimiz futbolcularla, yeni transferlerimizi kıyaslayıp, ''heheh, bir de bunlara futbolcu diyordunuz!'' denmiyor mu, gerçekten sinirleniyorum. özellikle lorik cana ve lucas neill özelinde yapılıyor bu. bu adamları sevmemizin nedenleri vardı. bok gibi bir takımın içinde gerçekten kalite kokan bir kaç isim vardı zaten. evet, felipe melo'yu tercih ederim lorik cana'ya. ama bu, melo'nun her iyi performansından sonra cana'nın arkasından sallamayı gerektirmiyor. ujfalusi'yle neill'ı yan yana görmek isterim şahsen.
bu yıl gerçekten iyi bir takım kuruluyor. bizleri gerçekten mutlu edecek, yıllar sonra keyif verecek bir takım olacak gibi görünüyor. bu yüzden, artık önümüzdeki maçlara baksak, ''ahahah ben demiştim gerizekalılar!'' modundan çıksak diyorum... çünkü benim sorunum haklı çıkmak, ona buna laf yetiştirmek, falanca futbolcuya sallamak değil; artık iyi bir galatasaray izlemek istiyorum. ujfalusi de bu iyi takımın bir parçası olacak inşallah. hepimizin isteği bu değil mi?