yanarım yanarım
19 mart 2015 beşiktaş club brugge maçı sonrası şu başlıkta yazılanlara yanarım.
tribünde cahilce kendisini ıslıklayanları, twitter'da haysiyetsizce kendisine saldıranları görünce değil taraftarlığımdan, insanlığımdan utandım.
en çok da canımı yakan diğer taraftarlardan ziyade benim dostlarımın başlığı altında ellerinden geldiğince kendisine saldırmaya çalışması.
kalecilik, nankör meslek bunu herkes bilir 10 maç kralsan tek hatanda bitirirler seni. hele ki türkiye'de dün hiç bir zaman olmadı, varsa yoksa bugün var. ne efsaneler ne küfürler yediler burada.
şimdi de gelmişler ellerindeki kıçı kırık verilerle tolga'ya saldırıyorlar. ne tolga benim babamın oğlu, ne de tolga'ya ayrı bir sevgi beslerim ancak önce oturup bir düşünmeli sonra kendisi eğer eleştirilecekse eleştirilmeli.
1) kendisinin degajlarından yine garip argumanlarla kendisine saldırılmaya çalışılmış. dostum sen bilmezsin, ben küçüktüm o tribüne o küçük yaşımda defalarca gittim, orda gittim top topladım. seneler geçip yaşım ilerledikçe de o stadı defalarca televizyonda izledim. beşiktaş'ın 2. yarı koruduğu kale mevsim farketmeksizin rüzgar alır, hem de senin şehrin göbeğinde gördüğün rüzgarın 10 mislini alır. kapat gözlerini, bir geçmişi düşün belki seneler önce ibb'nin ceza sahası içinde diktiği topun aynı süratle geri geldiğini hatırlarsın. belki senin o rüzgardan çektiğin çileleri, kaleye yetiştiremediğin şutları anımsarsın.
2) yenilen ilk golde, franco denilen hıyar rakibinin 4 5 metre önünde olmasına rağmen de sutter denilen kalas kendisine 2 metre fark açarak topa yetişiyor, topu azıcık dürtüyor. top normal şartlarda biraz ilerleyip durması gerekirken rüzgarın etkisiyle ceza sahası içine kadar da gidiyor. tolga ki franco'nun bok yemesi olmasına rağmen yine topun süratini kestiremediğinden açılıp açılmamakta kararsız kalıyor ve gol geliyor. sonra günha keçisi bir anda kendisi ilan ediliyor, stoperler topu dikemeyip tolga'ya geri pas yaptıkça tolga da elinden geldiğince topu tepikliyor ancak gitmiyor işte. daha önceleri de gitmiyordu yine gitmiyor.
iki kelime yazmadan, etmeden önce oturun bir düşünün, türkiye'nin en iyi kalecilerinden biri olarak gösterilen kalecinin topu yarı sahayı geçirememesi mümkün mü diye. bizim okul takımı kalecisi bile 60 metreye top dikebilirken, tolga'nın bunu becerememesi aklınıza yatıyor mu?