41
omurgasız futbolcu turnusoludur. futbolcu zaten “teşvik primi” kavramından bağımsız olarak elinden geleni yapmalıdır. teşvik primi alınca daha iyi oynayan futbolcu ahlaksızdır. şampiyonluğa oynayan takım da bir zahmet herhangi bir rakibini evire çevire yenmeli, işin ucunda ister prim olsun ister olmasın (rakip için). bu konu gerçekten de futbolun anüsü benim gözümde.
42
şike olduğunu düşünmediğim rüşvet biçimi. sonuç itibariyle sporda doping yapmıyorsan belirli bir kapasiteye kadar mücadele edebilirsin, para aldığın için daha çok mücadele ediyorsan bu diğer zamanlar için senin profesyonel sporculuğunu sorgulatır sadece.
herhangi bir maçta da elinden geleni yapman gerekir zaten. teşvik için verilen para ne senin yeteneklerini ne de kondisyonu arttırıyor.
birilerine yemilmeleri için verilen para elbet şikedir ama yenilmemeleri için verileni şike saymak bence doğru değildir. rakip takım da karşıdaki hangi performansta olursa olsun yenmelidir zaten.
44
uygulandığı zamanda "legal" olan primdir. yasaklandığı zaman "şike" kapsamına girmiştir. kimileri "legal" iken yapmıştır her takım gibi. bazıları da "şike" kapsamına girdikten sonra da yapmaya devam etmişlerdir.
45
ben olsam alırım. zaten böyle bir para olsada olmasada elimden geleni yapacağımı biliyorum, bu yüzden sıkıntı yok.
46
teşvik priminde benim için kritik nokta şudur; eğer takıma çıkın ve bu maçı kazanın diye teşvik primi veriliyorsa bence bu şike değildir. sonuçta her takımın galibiyet ve şampiyonluk primi benzeri ödülleri var. küçük bütçeli takımların ise bu sanai yok. e futbol da bir futbolcu için öncelikle meslektir, ekmek kapısıdır. dolayısıyla senin o futbolcuyu para ile motive etmen normaldir. diğer yandan ise teşvik primi "şu oyuncuyu sinirlendirin ve kart görmesini sağlayın" "sert oynayın ve rakibi sakatlayın" gibi isteklerin karşılığında verilebilir. o sebeple şike kapsamında değerlendirilmesi bence doğrudur.
47
şikenin yanından dolaşılan ancak yine de şike olan eylem. burada sadece maçı koparmak ya da daha çok asılmak gibi düşünülüyor ama bunun daha farklı versiyonları da var. örneğin bir x-y maçında x, z'nin şampiyonluk yolundaki ana rakibi olsun. diyorlar ki "şunların a oyuncusunu tahrik et kırmızı görsün" ya da "aşiline bir tekme at bir ay oynayamasın" gibi versiyonları da var. her türlüsü şikedir, ama denilecek bir tarafı yoktur.
48
rüşvettir, kolay yoldan para kazanmaktır. isminde prim falan geçince bazı arkadaşlara sevimli gelmiş sanırsam ama bir çalışanın zaten görevi olan bir şeyi yapmak için işvereni dışında birisinden para alması en hafif tabirle ahlaksızlıktır. bu uygulama yaygınlaştıkça prim vermek normal görülüp prim vermeyen takımlara karşı düşmanca bir tutum sergilenecektir ki bu da futbolu tamamen öldürecektir.
49
rakibini meşru yollardan geçemeyince, rakibini durdurabilmek için sapılan yan yollardan biridir. ülkemizde bir kulüp başarılı ise diğer kulüpler, o kulübün seviyesine çıkmaya çalışmak yerine, o başarılı kulübü, kendi başarısızlık ve kaos seviyelerine çekmeye çalışırlar. ülkemizde futbol bu yüzden gelişme göstermez. bu yüzden kimse rakibine saygı duymaz. bunun en belirgin örneklerinden biri de bu teşvik primidir.
oysa kendin çok çalış başarılı ol, dimi? yok abi ne uğraşacağım başarılı olmak için? bende o sabır yok. eeee ne yapmalıyım? rakibim uçup gitmesin. onu engellemeliyim. nasıl? aaaa dur bir dakika, tamam buldum teşvik primi vermeliyim, onun oynayacağı takımlara. bunun adı çürümüşlüktür, ezikliktir, acınası hale düşmektir.