• 26
    18 aralık 2020 fatih karagümrük galatasaray maçı'nda sonunda tam anlamıyla uygulayabildik çok şükür ki.

    şu an için objektif bir gözle bakıldığında, ligin ikinci yarısında oturacak olan bu taktikle ligi kasıp kavuracağımız su götürmez bir gerçeklikle karşımıza çıkıyor. yine de ben terimball'u daha iyi uygulayabilmemiz adına, birkaç transfer daha yapılmasını da doğru bulabilecek azınlıktayım çünkü her ne kadar mükemmel bir şekilde uygulamış olsak da son karagümrük maçında neredeyse kaleye şut çekemedik ve bunu bir şekilde iyileştirmemiz gerekiyor.

    bu sene devre arasında yapılacak takviyeler, seneye şampiyonlar liginde oynarken terimball'u daha iyi oynamamızı sağlayacaktır.
  • 29
    olmayan sistemdir. nasıl daha önce türbülent diye bir sistemin varlığıyla dalga geçtiysek bununla da dalga geçilmesi çok normaldir. bir takım iyi sonuç aldığında, kazanılan maçlara bakıp her türlü teori uydurabilirsiniz. ancak her maçın pratiği farklıdır, hiçbir teoriye uymaz.

    fatih terim de pratiğe ve uygulamaya önem veren bir hocadır. ancak bugünkü maçta rakibe diş geçiremeyince, rakipten hızlı top kapamayınca afalladı. sinirlendi oyundan atıldı. yaptığı oyuncu değişiklikleri ezbereydi. hücum oynayıp defansınızı öne çıkarmışken rakipten hızlı top kapabilmeniz lazım. eğer topu kapamaz her seferinde geri koşmak zorunda kalırsanız yorulursunuz.

    (bkz: 18 aralık 2020 fatih karagümrük galatasaray maçı)

    ofsayt eklemesi: fatih terim düşmanı değilim. tam tersi fatih terim'i böyle teori isimleriyle romantikleştirmenin kendisini küçük gösterdiğini düşünüyorum. türbülent gibi. fatih terim'in yaptıkları teorilere sığmaz.

    (bkz: terimball/#3021289)
  • 31
    bu oyun için, futbolcu isimlerinden örnek vererek eksikleri açıklamak çok daha anlaşılabilir olacak. böylece ismi verilen futbolcuların oyun tarzları da bilindiğinden, şuan bu sistem için de nelerin eksik olduğu daha iyi anlaşılmış olur.
    elmander tipi forvet. bruma tipi kanat. tugay kerimoğlu tipi merkez orta saha.
    bu olası hamleler için scout ekibinin elinde oyuncular var mı, varsa alacak para var mı... tabi bunlar soru işareti.
  • 32
    geçenlerde de dile getirdim. tekrar ediyorum. futbol takımımızın avrupa maçları ile beraber 3 günde bir maç yaptığı o zor haftalar hariç - o haftalarda kadro darlığı yüzünden sarsıldık - gelişen ama defoları da olan bir oyun olduğu belliydi. burada temel fark bizim taraftar olarak beklentiyi çok yükseltmemizde. unutmayalımki bu takım hala gerçek bir orta saha olmadan, devşirme orta sahalarla iş çıkarmaya çalışıyor. becerileri düşük ve yedeksiz bir forvetle gol arıyor. duran toplarda, korner atışlarında bariz sorunları bünyesinde taşıyor. kanatlarda adam geçebilen hızlı oyuncumuz kalmadı. fatih terim elindeki mevcutlardan iyi bir yemek çıkarmaya çalışıyor ama bir yerde tıkanıyor kalite sorunundan dolayı.
  • 34
    (bkz: çıkın oynayın)

    defans olarak kendimizi kötü görmüyorum, aksine takım savunmasını bayağı iyi yaptığımızı düşünüyorum ama hücum olarak kesinlikle içgüdüsel olarak oynuyoruz.

    israrla çıkın oynayın yazıyorum ve bunu yazmaya devam edeceğim.
    ben son 3 yıldır izlediğim galatasaray'da hücum anlamında bir oyun hüviyeti göremedim maalesef.

    hocanın temel oyun anlayışı nedir?
    hemen hemen çoğumuzun cevabı şöyle olacaktır:
    beklerin ileriye çıkıp kanat forvet ile set hücumu yapması ve sonrasında topu 3. alana taşındıktan sonra bireysel serbestliğe göre gol bulmaya çalışmak.

    evet hepsi bu kadar işte, başka açıklayacak bir şey yok.
    bir de henry onyekuru sistemi var, topu aldıktan sonra kuruoğlanı defans arkasına koştur.

    bunun dışında bir hücum planımız var mı?
    bilen varsa yazsın.
    bence yok, çünkü bu a planımıza önlem alan takımlara karşı hep puan kaybettik, bundan sonra da kaybedeceğiz.

    fatih terim hocamız ülke tarihinin en başarılı teknik adamı olabilir ama 4. döneminde galatasaray'a bir şey kattığını düşünmüyorum.
    2 şampiyonluk yazanlar olabilir, ben o şampiyonlukların kıran kırana, dişli rakiplerle mücadele ile kazanıldığını da düşünmüyorum.

    elbette şampiyonluklar değerli ancak görece zayıf rakiplerle yarıştığımız sezonlarda ligin çok üzerindeki kadro değerimizle şampiyon olduk.
    şampiyon olmamız iyi oynadığımız anlamına gelmiyor ki avrupa maçlarında da ne kadar kötü olduğumuz açığa çıktı zaten.

    terimball diye bir kavram varsa bu milenyum dönemi galatasaray'ı için vardı, günümüzde böyle bir kavram yok.

    bunun yerine
    (bkz: çıkın oynayın ball)
  • 35
    takımın orta sahasında farklı mevkiye devşirilmiş taylan antalyalı, farklı mevkiye devşirilmiş emre kılınç, farklı mevkiye devşirilmiş emre akbaba, farklı mevkiye devşirilmiş sofiane feghouli ve kendi mevkisindeki oğulcan çağlayan, forvetinde ise mbaye diagne var. buna rağmen 3 maç üst üste gayet iyi futbol oynuyorsun. sonra 1 maç kötü oynayınca "terimball kötü", "terimball diye bir şey yok", "fatih terim taktik bilmiyor".

    sürekli vurgulanıyor, hocanın aklındakilerin sahaya tam olarak yansıması için 2 tane sağlam box-to-box orta saha, topla ilişkisi iyi olan 2 tane kanat (ki bunların biri aynı zamanda hızlı ve iyi bitirici olmalı), 1 tane target-man şart. yani elimizdeki kadroya en az 3 tane ilk 11 transferi şart. sakatlıktan dolayı verim alamadığımız muslera ve saracchi ile birlikte 5 eksik ediyor. hatta fatih terim taylan'ı şapkadan çıkarmasa 6 eksik edecekti. hocanın istediği 11'in yarısı yokken de terimball kötülemek, hocanın taktiği yok demek abes kaçıyor bana göre. kaldı ki fikstürümüze göre aldığımız puan kesinlikle kötü değil. karagümrük, rizespor, sivasspor, erzurumspor, kasımpaşa ve başakşehir deplasmanlarını atlattık ve 12 maçta 23 puandayız. bu deplasmanlardan sivas ve erzurum hariç hepsini çok iyi iç saha takımlarına karşı oynadık. karagümrük, rizespor, kasımpaşa ve başakşehir'in toplam iç saha istatistiği 14 galibiyet 7 beraberlik 4 mağlubiyet. bizim maçları çıkarınca 12 galibiyet 7 beraberlik 2 mağlubiyet. o 2 mağlubiyetin biri de arda kardeşler'in fenerbahçe'ye hediye ettiği 11 eylül 2020 çaykur rizespor fenerbahçe maçı. sivasspor ve erzurumspor da oyun kalitesi olarak olmasa da camialarının bize düşmanlığı ve hava koşulları nedeniyle zordu ki bu maçları da iyi oyunlarla kazandık. iç sahada da sadece ankaragücü ve alanyaspor maçlarını kötü oynadık. gaziantepspor ve kayserispor maçlarını çok çok iyi oynadık, hatayspor maçını yine gayet iyi oynadık, fenerbahçe maçında da kadro kalitemizin yettiği futbolu oynadık. yani görüldüğü gibi 12 maçlık performansımız kesinlikle kötü değil, hatta elimizdeki kadronun (sakatları ve corona'ları da düşünecek olursak) çok üstünde.

    alabildin mi ismaila coulibaly'i, jens petter hauge'yi, aleksandr sobolev'i, jakub moder'i, kamil jozwiak'ı, hatta benjamin tetteh'i, hatta andreas cornelius'u, hatta anthony modeste'i, hatta vedat muriqi'yi ve diğer transfer hedeflerimizi? fatih terim 6 transfer dönemi boyunca takımın başındaydı, adama istediği tipte 1 tane bile forvet alındı mı? en beğenmediği forvet tipinden olan radamel falcao garcia ve mbaye diagne astronomik paralara getirilmedi mi?

    ya da önce parlattığı ve 2 şampiyonlukta katkı aldığı, sonra üst üste 3 transfer dönemi boyunca satılmasını istediği younes belhanda satılabildi mi? yine gereken verimi aldığı ve şampiyonlukta katkı aldığı mbaye diagne satılabildi mi?

    2020-2021 sezonu yaz transfer dönemi'ndeki rezillikler hepimizin malumu değil mi? rahatlıkla 3.5'a satabileceğin maicon pereira roque, 1.43 milyon euro'ya satılmadı mı? 2 milyon euro serbest kalma bedeli olan ve galatasaray'a gelmek isteyen kaan ayhan alınabildi mi? hem sakat olan, hem de sistemimize hiç uymayan william d'avila oyuncusu oghenekaro etebo ancak 7 eylül tarihinde senelik 2 milyon euro maliyetle alınmadı mı? tüm bunları geçtim, bize gelmeye can atan jean michael seri ve henry onyekuru alınabildi mi?

    tüm bunların ışığında bu kadar terimball oluyor maalesef.

    şu denilebilir tabii; "yönetimin işi çok zordu, ffp ve limit ellerini kollarını bağladı, ancak bu kadroyu kurabildiler". buna kesinlikle katılmıyorum tabii ama madem bu söylemle yönetim aklanıyor, aynı kişiler aynı empatiyi hocayla da kurmalılar o zaman.

    elimizdeki kadro;

    kale: muslera
    savunma: omar-luyindama-marcao-saracchi
    6 numara: taylan
    sağ ve sol iç: emre kılınç-coulibaly
    sağ ve sol kanat: feghouli-jozwiak
    forvet: dominant santrfor

    olabilirdi rahatlıkla. bu yaz coulibaly 1.9'a ve jozwiak 4.3'e transfer oldu. toplayınca 6.2 ediyor. bu cepte.

    telles'ten 1 milyon euro geldi. maicon'u 3.5'a, belhanda ve diagne'yi 5'e satsan 14.5 ediyor. 14.5'tan 6.2'yi çıkarınca 8.3 milyon euro ediyor ki bu paraya 1 değil 2 tane scout transferi yapılır. dominant santrforunu alırsın, bir de orta sahayı yedeklersin.

    insanlar belhanda ve diagne'nin toplam 10'a satılamayacağını düşünüyor işin gerçeği öyle değil maalesef. senin yönetiminin zerre network'ü olmazsa, zerre iş bitiriciliği olmazsa, satacağı oyuncularla takışır ve inatlaşırsa (özellikle belhanda) tabii ki satamazsın. öbür türlü sırf diagne'yi bile 7-8'e satarsın.

    sonuca gelecek olursak; ne kadar scout transferi, o kadar terimball. maalesef bu böyle. fifa veya fm oynuyor olsak işler daha kolay olurdu ama gerçek hayat o şekilde işlemiyor. iyi futbolun başlangıcı iyi oyunculardır. teknik direktör dokunuşunu sene içinde ancak 2 mevkide görürsün ki taylan antalyalı ve emre kılınç'ın başka mevkiye devşirilmesini ve gelişimlerini düşünecek olursak fatih terim'in üzerine düşeni yaptığını rahatlıkla söyleyebiliriz. gerisi artık yönetimin işi. sihirbazlık isteyen yok; coulibaly, kaan ayhan, maicon, diagne, falcao, modeste, cornelius, alan vs. faciaları yaşatmasınlar yeter. çok mu şey istiyorum diyeceğim de, 3 senelik, hatta 7 senelik yönetim karnemizi görünce sanırım çok şey istiyorum.
  • 38
    https://twitter.com/...919242421821442?s=19

    attığımız ilk gol öncesi 12 pas yaptıran oyun. sanırım sadece ömer bayram topa değmiyor. pasları da incelerseniz genelde max iki yan üçüncü pas mesafe kat eden şekilde atılıyor.

    (bkz: 26 aralık 2020 trabzonspor galatasaray maçı)

    bazen uygulama kısmında sorun yaşasak da dikine hareket edebildiğimiz bölgelerde oldukça etkili ataklar sergilemizi sağlıyor.
  • 39
    maç içerisinde azar azar olsa da görmekten çok keyif aldıran oyun.

    bir adet oyun kurucu defens beki, hareketli hücum kanatları, gezgin ve sprinter bir forvet ile taylan'ın yanına ikinci bir taylan olması durumunda amacına ulaşacaktır. görünen o ki toplamda 4 adet transfere ihtiyaç var. ancak eldeki ekonomik imkanlar buna izin vermiyor. zaten defans beki alınmaz, iki tane bir ayağı orta sahada olan kanat oyuncusu da alamayız. olsa olsa 1 tane alırız. forvet için ne falcao ne de diagne hocanın oyunu için elverişli değil. oğulcan aradağı isim midir? şu an bunu söylemek için çok erken.

    devre arası transfer döneminde fazla beklentiye girmemek şartıyla, kurulmaya çalışılan oyun düzeni için iyi bir orta saha ve forvet alınabilirse bambaşka bir şey izleriz.
  • 42
    destek veren beke ters kanattan atılan uzun pasa dayalı, ilk pasın genelde oyun kurucu orta sahaya atıldığı bir oyunken, tiki taka olduğu varsayımıyla konuşulması abesle iştigaldir.

    kanat beklerin, akıcı oyunda içeri doğru topsuz penetre eden orta saha ve kanat oyuncularını beslemeye çalışmasıyla renklenir. boşluklara kaçan oyuncuların pas koridorları tıkandığında;

    1-) verkaç
    2-) oyunun yönünü değiştirme
    3-) çok zorda kalındığında sıfıra inerek orta yapma/korner arama

    bir de uzaktan şut çekebilen orta sahalarımız olsa, yeme de yanında yat.
  • 44
    fatih hocanın ya da teknik heyetten herhangi birinin ağzından çıkma bir söylem değildir, sosyal medyadaki taraftarlarımız tarafından ortaya atılıp zamanla sahiplenilmiştir.

    terimball'u tiki taka ya da gegenpress gibi bir şablon üzerinden tanımlamak olanaksız aynı zamanda da yersiz. sosyal medyadaki taraftarlar ortaya attı, oyun içinden güzel olan sekanslar paylaşılırken başlık terimball oldu, iyi oyun sekanslarını izleyen insanlar seyir zevki aldı, videoyu izleyen mutlu yayınlayan mutlu oldu.

    üzerinden tespitler yapacak bir durum yok çünkü terimball'un mucidi hoca değil biziz. geçen sene sivas maçında terse atılan top sonrası rakibi eksik yakalamakken bu sene orta sahada tempolu paslaşmalara döndü terimball, iyi oynadığımız her anın her saniyenin adı işte terimball.

    farzı misal yarın öbür gün geçiş hücumları üzerinden bir oyun kurgusuna geçersek ve seyir zevki verip aynı zamanda da sonuca giden bir oyuna dönersek, ha işte ona da terimball diyeceğiz. bu bağlamda üzerinden ciddi tespitler kasıp kafa yormalık bir durum yok, çünkü bu tanımın realitede bir karşılığı yok, eğleniyoruz işte takım iyi ne güzel herkes mutlu.
  • 45
    bir fatih terim fanı olarak bu zoraki tanimdan nefret ediyorum. videolarda normal bir takim paslasmalardan otesi yok. macin buyuk kisminda sanki muthis bir sov yapiyormusuz edasiyla yapilan paylasimlar, bunun taraftar tarafindan abartilarak kabul edilmesi falan bana dogru gelmiyor.

    hoca takimda dogru duzgun kosan, drippling yapan, uzaktan sut ceken, calim atabilen oyuncuya sahip olmadigi icin elindeki yavas ve ligimize gore teknik olduklari iddia edilen oyuncu grubuyla mecburen bu oyunu oynuyor. hocanin elinde 2 tane hizli kanat, 1 tane sneijder ve adam gibi bir santrafor olsa hic bu kadar topu dolandirmakla ugrasmaz rakibin agzina ates edercesine hucum ederdi.

    buna illa bir isim konulmak isteniyorsa pas futbolu denebilir. kaldi ki bunu da muthis oynadigimizi soyleyemeyecegim. koskoca 90 dakikada ancak 2 dakikalik bir videoyu dolduracak bir sekans oynayabildigimiz bir oyunu bu kadar allamak pullamak bizi ileri degil geri goturur.

    not: hocanin sampiyon olacagini dusunuyorum.
  • 46
    takımın geçen seneye göre daha derli toplu oynadığı ve maç içinde sınırlı dakikalarda da olsa güzel futbol izlettiği doğru fakat her maçta gördüğümüz son derece normal paslaşmaların terimball adıyla paylaşılması beni artık rahatsız ediyor. bakıyorum bakıyorum bulamıyorum. kendi kendime "yahu bu pozisyonun hazırlanışında benim göremediğim ne var?" diyorum. elbette çok güzel enstantaneler de görüyoruz ama büyük çoğunluğu abartılacak şeyler değil. takımın toparlanması beni çok mutlu etmekle birlikte uçan kaçan bir futbol da oynamıyoruz. herhangi bir futbol felsefesine uygun da oynamıyoruz. oynadığımız oyun her maçta farklılıklar gösteriyor. doğru yaptığımız belli başlı şeyler ise maçları kazanmamızda büyük rol oynuyor ama bu doğrudan herhangi bir felsefenin ürünü değil. umarım böyle bir felsefeye de ulaşma imkanımız olur ya da çalışılmış ve hafızaya atılmış oyun içi paslaşmalarımız da artar. fakat abartılardan uzak olunmalı. kendi kendimizi şişirmeye gerek yok.
  • 48
    2 ocak 2021 galatasaray antalyaspor maçı'nda bir kez daha bizleri futbola doyurmuştur.

    ömer-donk-belhanda arasındaki küçük üçgenler, arda'nın ve emre'nin sık sık bu üçlüye dahil olması, oğulcan'ın savunma arkasına attığı paralel koşular ve beklerimizin neredeyse tüm maç karşı yarı alanda oynaması, ilerisi için hayra giden alametlerdir..

    yine 2 ocak 2021 galatasaray antalyaspor maçı özelinde negatif olarak değerlendirebileceğim tek nokta, orta sahamızın belki de fazla hücuma yönelik olmalarıydı ama bunu da rakibin zayıflığına bağlıyorum, fatih hocamızın suçu yok. mesela ömer bayram yerine emin bayram ile başlayıp ön liberoları ikileyerek bu defodan kurtulabilirdik ama hayırlısı deyip önümüzdeki maçları bekleyeceğiz artık.
  • 49
    fatih terim, teknik direktörlük yaşamının başından beri tek bir oyun sistemi kullanmıyor.
    imparator her zaman kendisini yenileyen bir spor adamı.
    elbette sistem ve dizilişlere önem veriyor ama asıl önem verdiği husus futbol anlayışı.
    bu doğrultuda, galatasaray futbol takımının oynadığı ve hocanın günden güne, sezondan sezona daha da iyi hale getirmek için çabaladığı futbolun illa ki bir adının olmasına da ne kadar gerek var, tartışılır.
    dediğim gibi asıl olan, galatasaray'ın sahip olduğu oyun mentalitesi.
    dahası, bir futbol takımının oyunu zamanla değişir, gelişir.
    oldukça basit bir değerlendirmeyle futbol, olabildiğince çok gol atıp olabildiğince az gol yeme oyunu. :)
    zor olan da bu basit şeyleri yapmak işte.
    bence "fatih terim'in futbol anlayışı" veya "terim mentalitesi" diyerek ifade edebiliriz imparatorun futbola bakış açısını.
  • 50
    yan pas, geri pas puan kaybı.

    bu garabet futbolu sevemedim. terim'i babam kadar severim ama bu futbol değil arkadaşlar kendimizi kandırmayalım artık.

    aykut kocaman futbolundan hallice bir oyun.

    not: kadro eksik demeyin, rakibin de en az biz kadar eksiği var ve savunması ahmet çalık ve abdulkerim.

    (bkz: süper lig 2020-2021 sezonu)
    (bkz: 5 ocak 2021 konyaspor galatasaray maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın